Ermenistan dış politikasının temelleri ve hedefleri
The bases and goals of Armenian foreign policy
- Tez No: 126374
- Danışmanlar: Y.DOÇ.DR. ÇINAR ÖZEN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2003
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 192
Özet
M.Ö. 7. yüzyılda Friglerin bir kolu olarak Balkanlardan gelen bir halk, Anadolu'nun yerli halkları ile karışmış, bölge, üzerinde yaşayan bu halka kendi adını vermiş ve bu halk kendisine Ermeni demiştir. Ermenilerin büyük çoğunluğu, Hıristiyanlığın Gregoryen mezhebindendir ve ulusal“Ermeni Apostolik Kilisesi”ne bağlıdır. Tarihte Med, Pers, Makedonyalı, Selevkos, Romalı, Part, Sasani, Arap ve Bizans egemenliği altında yaşayan Ermenilerin lO.yüzyılda tamamen Bizans'a tabi oldukları görülmektedir. 1071 Malazgirt savaşından sonra Türk/Selçuklu hakimiyetini dönemini yaşamışlardır. Bu çerçevede Anadolu'yu işgal eden Moğollara, Memluklulara ve Ramazanoğlu Beyliği'ne tabi olmuşlardır. Osmanlı Devleti'nin 1514 yılında yapılan Çaldıran Savaşı ile Doğu Bölgesi'ni ve 1517'de Kilikya bölgesini bünyesine katmasıyla beraber Anadolu Ermenileri Osmanlı idaresi altına girmiş bulunmaktadırlar. Kafkasya'da yaşayan Ermenilerin İran hakimiyetinden Rusya hakimiyetine geçiş süreçleri ise 1839 tarihinde tamamlanmıştır. Osmanlı Devleti içindeki Ermeniler,“Gregoryan Milleti”olarak tanımlanmış ve 1461 yılında İstanbul'da kurulan Ermeni Patrikhanesi'nin yönetimi altında alınmışlardır. Osmanlı Devleti'nin zayıflamasıyla Osmanlı Devleti'ne bağlı özerk bir Ermenistan'ın kurulması fikri doğmuş, yer olarak devlet otoritesinin en az hissedildiği Doğu Bölgesi seçilmiş, dönemin gözde akımı milliyetçilik ise manivela olarak kullanılmıştır. Fikrin Büyük Güçler tarafından desteklenmesiyle, Ermeni Sorunu 1878 tarihli Ayastefanos / Berlin Antlaşmalarının 16 / 61. maddeleriyle uluslararası boyut kazanmıştır. I. Dünya savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile Müttefiklerin 10 Ağustos 1920'de imzaladıkları Sevr Antlaşmasında, sınırlarını Wilson'un çizdiği“büyük Ermenistan özgür, bağımsız ve egemen bir devlet”olarak tanınmış, ancak Mustafa Kemal ve ekibinin Milli Mücadelesi ile Ermenilerin Sevr sevinci uzun sürmemiştir. Ermeniler I. Dünya Savaşı'nda devlete karşı faaliyette bulundukları için, Osmanlı Hükümeti tehcir kararını almak zorunda kalmıştır. Ermeniler tehcirin bir soykırım olduğunu iddia etmektedirler. Günümüzde yabancı topraklara yayıldıkları için bir ulusa ait olma bilincini kaybetme tehlikesi yaşayan Ermeniler, soykırıma uğradıkları inancına sarılarak birbirlerine kenetlenmişlerdir. Rusya'daki 7 Kasım 1917 Bolşevik devriminden sonra, 15 Kasım 1917'de Azeri, Ermeni ve Gürcü temsilcilerinden oluşan Transkafkasya Komiserliği kurulmuştur. Ancak bu oluşum kısa ömürlü olmuş, Federasyon 26 Mayıs 1918'de çözülmüş, Ermeni Milli Konseyi 28 Mayıs 1918'de Ermenistan'ın bağımsızlığını ilan etmiştir. Bağımsız Ermenistan hükümetine hakim olan Taşnaklar, 2 Aralık 1920 tarihinde Sovyet Rusya temsilcisiyle katılım antlaşmasını imzalamak zorunda kalmışlar, böylece Ermenistan Sovyet Sosyalist Hükümeti kurulmuştur. Ermeni yazarlar, Ermenistan'ın, Sovyet yönetimi altındaki modernleşme ve uluslaşma sürecinin yeni bir Ermeni ulusu yarattığını söyleyerek, SSCB idaresi dönemini olumlamaktadırlar. Ermenistan Cumhuriyeti, SSCB'nin 1991 'de dağılmasıyla ortaya çıkmıştır. Bağımsızlığın edinilmesinde Karabağ'ı Ermenistan'a bağlamak isteyen faaliyetler itici güç olmuştur. Yeni devletin inşası ve kurumsallaşma çalışmaları Karabağ savaşı ve ekonomik krizler nedeniyle yavaş ilerlemiştir. Ermenistan 1991 'den sonra çok partili sisteme geçmiştir. İç politikada geleneksel ilişkiler egemen, Karabağ ihtilafı etkili durumdadır. Dış politika ise Karabağ ihtilafı ile ideolojik ve mitsel inanışların etkisi altındadır. Diaspora Ermeni varlığı iç ve dış politikaları etkilemektedir, ancak bu etki her zaman yapıcı yönde olmamaktadır. Ermenistan denize çıkışı olmayan, doğal kaynakları fakir bir kara ülkesidir. Bu nedenle, dışa açılmak için komşularına, ekonomisi için başka devletlere muhtaç durumdadır. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle sürekli göç vermesi emek/insan potansiyelini erozyona uğratmaktadır. Başka devletlere yönelik toprak talepleri, Karabağ savaşı ve soykırımın tanınması gibi politikaları bu devletin tehdit algılamalarını şekillendirmiştir. Türkiye ve Azerbaycan fobisi güvenlik ihtiyaçlarını da şekillendirmektedir. Savunma ve güvenlik alanındaki gereksinimlerini ağırlıklı olarak Rusya'ya ihale etmiş bulunmaktadır. Bölgede Rusya ve İran, çevrede Suriye ve Yunanistan ile stratejik işbirliği içerisindedir. Türkiye'nin Ermenistan dış politikasında negatif-ayrıcalıklı bir yeri vardır. Soykırımın tanınmasına yönelik olarak Ermenistan-diaspora Ermenileri işbirliği içerisindedirler. Takip edilen program önce soykırımın kabul ettirilmesi peşinden tazminat ve toprak taleplerinin gündeme getirilmesidir. Ermenistan'ın dış politikada daha geniş manevra alanı kazanması, ancak, Karabağ ihtilafının kalıcı barışa kavuşturulması ve bu devletin mitsel / ideolojik saplantılarının üstesinden gelmesi ile mümkün olacaktır.
Özet (Çeviri)
Armenians are believed to be descended from a Phrigian group that originated in the Balkans and they were mixed up with the native groups in Anatolia. Afterwars, these groups were named as“Armenians”. Most of the Armenians are Gregorians and loyal to the Armenian Apostolical Church. These people lived under the sovereignty of Medes, Persians, Macedonians, Selevkos, Rome, Parts, Sassanids, Araps and Byzantium. They were completely under the Byzantium rule in the 10th century. They also became the subject of Tuks/Seljuks after Malazgirt War in 1071. Following the Seljuks' rule, Armenians came under Mongolian, Memluk's and Ramazanoğlu's control respectively when Anatolia was occupied by these groups. The regions populated by Armenians in Anatolia turned out to be the Ottoman lands as Ottomans conquered the Eastern Anatolia in 1514 and Cilicia in 1517. On the other hand, in 1 839, Persian rule over the Causcasian Armenians came to an end as the sovereignty in these territories passed to Russia. Armenians living in the Ottoman Empire were called as the“Gregorian Millet”and were administered by The Armenian Patriarchate which was established in 1461. The ideal of an autonomous Armenia, comprising the Eastern Anatolia where State control was slight, flourished in a conjuncture where the Ottoman State was losing power. In the mean time, Armenian nationalism emerged as the reflection of the main trends of the period. In this context, it served a significant role for the fulfillment of the mentioned ideals. With the support of the then Great Powers,“Armenian question”became an international issue in 1878, especially by the article 16 of the Treaty of Ayastefenos and the article 61 of the Treaty of Berlin.“The Great Armenia”, mapped by the US President Wilson, was recognized as a“free, independent and a sovereign state”according to Treaty of Sevres, which was signed by the Ottoman Empire and the Allied Powers, in 10 August 1920. However, National War, commanded by Mustafa Kemal and his team, did not allow this victory last long. During World War I, Armenian activities against the Ottoman State intensified, therefore, the Government made a decision about the relocation of the Armenian groups. Consequently, the Armenians claim that the relocation was a“genocide”. The greatest challenge today's Armenian diaspora face is the lost of national conscious. Thus, the“genocide”legend becomes a key element to keep this concious alive. After the 1917 Bolshevik Revolution, Commissariat of Transcaucasia, consisting of Azeri, Armenian and Georgian representatives, was established. However, this political union did not last long. It was dissolved as The Armenian National Council declared the independence of Armenia in 28 May 1918. In the afterwards, members of the Dashnak Party, who were dominant in the Government, were forced to sign the accession agreement with the USSR, which meant the foundation of the Soviet Armenia. According to Armenian intellectuals, the Soviet era had contributed to the creation of a new Armenian nation and her modernization. Today's Republic of Armenia emerged with the collapse of USSR in 1991. Aspirations for the annexation of Karabagh to Armenia played a significant role at the struggle for an independent state. Karabagh War and economic crises slowed down the construction and the institutionalisation of the new state. After 1991, multi-party system was adopted in Armenia. Domestic policy was occupied with the Karabagh conflict and it was under the hegemony of traditional state mentality. Besides, myths and ideology were the main drives of the foreign policy and the impact of Karabagh War was again highly dominant in this area. Armenian diaspora had a considerable influence on both areas, but mainly not in a constructive manner. Armenia is a landlocked country with rare natural resources. Due to this fact, other states, especially her neighbours are of vital importance for its economy. The chronique decrease in her population by mass emigrations is a challenge to her labour force and human resources. Territorial claims, Karabagh conflict and the world wide recognition of the“genocide”constitues the outlines of her current foreign policy. Azerbaijan and Turkey ranks first in her security perceptions as the potential threats. Russia plays a guarantor role in terms of her security necessities. Armenia's relations with Iran and Russia; Syria and Greece have characteristics of a strategic cooperation. In a negative manner, Turkey's position in Armenia's foreign policy is unique. Armenia is in collaboration with the diaspora in order to achieve the acknowledgement of the“genocide”. The method pursued by the current foreign policy is based on the recognition of the“genocide”which will pave the way for reparations and territorial claims. Consequently, abandonment of the state mentality based on mythological and ideological obsessions and establishment of a viable solution in Karabagh will grant new opportunities to Armenia.
Benzer Tezler
- Azerbaycan'ın bölgesel politikaları ve Avrupa Birliği ile ilişkileri
Azerbaijan's regional policy and its relations with the European Union in the framework of discussion of the globalization and regionalization
HALİT HAMZAOĞLU
Doktora
Türkçe
2013
Uluslararası İlişkilerAnkara ÜniversitesiAvrupa Birliği ve Uluslararası Ekonomik İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FIRAT PURTAŞ
- 1990 sonrası Azerbaycan'ın enerji politikasının Güney Kafkasya'ya etkisi
The impact of Azerbaijan energy policy on the South Caucasus after the 1990
ALBİNA RZAYEVA
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Uluslararası İlişkilerEge ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. FERİDE ASLI ERGÜL JORGENSEN
- Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının çözümü için barış süreci ve müzakereleri
Peace process and negotiations for the resolution of the Azerbaijan-Armenia conflict
SELİM CAN ÖZKAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Uluslararası İlişkilerİSTANBUL NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ INDİRA PHUTKARADZE
- Dağlık Karabağ Savaşı'nda ittifak ve ayrışma: Azerbaycan, İran ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin Huntington tezi çerçevesinde değerlendirilmesi
Alliance and discord in the Nagorno-Karabakh War: An evaluation of the relations between Azerbaijan, Iran and Armenia in the framework of Huntington's thesis
SİMAY ORHAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Siyasal BilimlerÇankaya ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATMA DİDEM EKİNCİ
- Soğuk savaş sonrası iran'ın Güney Kagkasya politikası
Iran?s foreign policy througth it?s South Caucasus policy after the cold war, master thesis
EMİL VELİYEV
Yüksek Lisans
Türkçe
2007
Uluslararası İlişkilerAnkara ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF.DR. ERSİN ONULDURAN