Christianizing the skyline: Appropriation of the pagan honorary column in early Constantinople
Erken Bizans Dönemi İstanbul silueti ve pagan anıt sütununun dönüştürülmesi
- Tez No: 779023
- Danışmanlar: PROF. DR. DIANE FAVRO
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Mimarlık, Architecture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2015
- Dil: İngilizce
- Üniversite: University of California Los Angeles
- Enstitü: Yurtdışı Enstitü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Mimarlık ve Kent Çalışmaları Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 382
Özet
Bir heykelle taçlandırılmış bağımsız sütun, Roma sanatı ve mimarisinde nispeten sınırlı bir yapı grubudur. Askeri bir zaferi yüceltmek ya da bir lideri başarılarından dolayı onurlandırmak gibi sebeplerle dikilen bu anıt sütunlar hem İmparatorluk dönemi Roma'sında hem de erken Bizans dönemi Konstantinopolis'te (şimdiki İstanbul) oldukça yaygındır. Bu tez, I. Konstantin, I. Theodosius, Arcadius ve Justinianus için yapılan dört anıt sütün başta olmak üzere, Konstantinopolis şehrinin ana tören yolu olan Mese boyunca imparatorluk forumlarına dikilen sütunları merkezine alan bu tez, bu anıtların kent ve mimarlık tarihi açısından değerlendirmesini amaçlar. Tezin ilk bölümü, bu anıtları hem Batı hem de Doğu Roma dünyasındaki diğer benzer örneklerle karşılaştırarak, sütunları kültürel bağlamları içinde konumlandırır. Konstantinopolis'te uygulanan biçimsel ve kentsel yeniliklerin öncülleri ve ardılları arasında nasıl yer aldığını gösterir. Çalışmanın ikinci bölümü, Mese'nin kolları boyunca düzenlenen devlet törenleri ve dini kent alaylarına odaklanarak, sütunların ritüel ve günlük deneyimdeki görünürlüğünü ele alır. Bu okuma, antik dünyada pagan mimari öğeleri olarak bilinen anıtsal sütunların, Orta Çağ'a geçtikçe Hıristiyan şehir anıtlarına dönüştüğü bir geçiş sürecini gözler önüne serer. Basit ve soyut porfir Konstantin sütunundan başlayan bu değişim, önce Theodosius ve Arcadius'un sütunlarında gözlemlenen hibrit bir kimliğe, daha sonra da sarmal alçak kabartmalar ve değerli taşlarla süslenmiş, kasıtlı olarak Hıristiyanlaştırılmış Justinianus sütununda son bulur. Sonuç bölümlerinde araştırılan her bir sütunun, kentsel koreografide bir dizi önemli işaret oluşturduğu ve bu yolla, tasarlanmış bir ufuk çizgisi sunarak, kentin Hıristiyan kimliğinin siluetten de okunabilirliğinin sağlandığı öne sürülür. En bilinen kaynaklarda Bizans İmparatorluğu'nun ilk başkentinin Hristiyanlaşma sürecinin başlangıcı altıncı yüzyılda Meryem Ana'nın Konstantinopolis'in koruyucusu olarak kabul edilmesine atfedilse de, bu çalışma, kentsel simge olarak anıt sütunun dönüştürülmesinin daha önce bir tarihte başladığının altını çizer.
Özet (Çeviri)
The freestanding column with culminating statue is generally viewed as a relatively limited genre in Roman art and architecture. The purpose of such a column varies between glorifying a victory and honoring an individual for his or her achievements. While the best-known examples were created in Rome during the Empire, such columns were common in early Byzantine Constantinople as well. This dissertation examines four such monuments: the Columns of Constantine, Theodosius I, Arcadius, and Justinian. These towering monuments were erected in imperial fora along the Mese, the main ceremonial thoroughfare passing across the city of Constantinople. The first part of the dissertation focuses on the art historical and material aspects of column monuments and illustrates the formal and urbanistic innovations applied in Constantinople. Comparison to other column monuments and monuments alike, both in the western and eastern Roman world, situates these built objects within their cultural contexts. The second part of the study addresses the visibility of the columns in the ritual and daily experience, focusing on secular and religious urban processions held along the branches of the Mese. The analysis unfolds a transition process as the columns were transformed from pagan architectural elements to Christian urban monuments: the evolution from the simple and abstract porphyry Column of Constantine; to the hybrid, re-framed, cross-signed Columns of Theodosius and Arcadius embellished with spiral bas reliefs, and ultimately to the richly-decorated, intentionally Christianized Column of Justinian. Hence, the concluding sections explores the Christianization of the area 'up in the air' by presenting a hypothetical skyline where each honorary column under investigation constitutes a significant marker in a choreographed sequence. Although the beginning of this process is commonly assigned to the sixth-century adoption of the Virgin Mary as Constantinople's protector, this study attempts to show that the conversion of the honorific column began earlier. The kinetic, sequential experience of colossal columns and their related fora offers the potential to reembody and enrich our understanding of the shift from the religiously-ambiguous foundation phase in the fourth century to an overtly Christian capital in the sixth century.
Benzer Tezler
- XIX. yüzyılda Kazak aydınların din ve eğitim görüşleri ve faaliyetleri
The religious and educational views of Kazakh intellectuals and their activities in the XIX. century
ZHANBOTA SASHKA
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
DinNecmettin Erbakan ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUHİDDİN OKUMUŞLAR
- Kazakistan'da bir hafıza zinciri olarak din
Religion as a chain of memory in Kazakhstan
RUSLAN IBRAYEV
Doktora
Türkçe
2022
SosyolojiMarmara ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ COŞKUN
- Latin Amerika'nın sömürgeleştirilme sürecinde İspanyol Kilisesi'nin rolü ve faaliyetleri
The role and the functions of the Spanish church during the colonization of Latin America
PINAR TÜRKECAN