Antenatal dönemde ve emzirme döneminde asit baskılayıcı ilaç kullanımının yaşamın ilk üç yılında atopik dermatit gelişimine etkisi
During antenatal and lactation period the effect of acid suppression drug use on during the development of atopic dermatitis in the first three years of life
- Tez No: 802368
- Danışmanlar: PROF. DR. MÜGE TOYRAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Atopik dermatit, proton pompa inhibitörü, asit baskılayıcı ilaç, mikrobiyata, atopic dermatitis, proton pump inhibitor, acid suppressant medicine, microbiota
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 100
Özet
Giriş: Atopik dermatit (AD) çocuklarda yaygın görülen kronik, inflamatuar, tekrarlayıcı bir cilt hastalığıdır. AD'in patofizyolojisi tam olarak bilinmemekle beraber genetik faktörlerin, immün disregülasyon, cilt bariyerindeki bozuklukların ve çevresel faktörlerin neden olduğu düşünülmektedir. Bağırsak mikrobiyatasındaki bozuklukların da atopik dermatit gelişimine neden olan çevresel faktörlerden biri olduğu düşünülmektedir. Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyatası Th1 ve Th2 dengesini koruyarak inflamatuar süreçleri inhibe eder. Bu dengedeki bozukluğun Th2 yönüne kaymasıyla inflamatuar süreçler tetiklenir ve AD gelişimine neden olabilir. Son yıllarda artan kullanımı nedeni ile asit baskılayıcı ilaçların bağırsak mikrobiyatasında değişikliklere neden olarak atopik dermatite neden olabileceği düşünülmekte ve bununla ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmada annelerin gebelik ve emzirme döneminde asit baskılayıcı ilaç kullanımının çocuklarda yaşamın ilk 3 yılında atopik dermatit gelişimine etkisini araştırmayı amaçladık. Gereç-Yöntem: Çalışmaya Temmuz 2021- Ekim 2022 tarihleri arasında Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Çocuk Alerji Bölümü'ne başvuran ve AD tanısı ile izlenmekte olan 0-3 yaş arasındaki 300 hasta dahil edilmiştir. Kontrol grubu olarak Ankara Şehir Hastanesi Pediatri Polikliniğine başvuran kronik hastalığı olmayan 0-3 yaş grubu arasındaki 300 hasta dahil edilmiştir. Bilgilendirilmiş onam formuna olur veren ailelere anket formu verildi. Hastaların yaşı, cinsiyeti, anne sütü alım öyküsü, şikayet yaşı, tanı yaşı,ailenin eğitim düzeyi, ailede alerjik hastalık olup olmadığı, besin alerjisi varlığı, annenin eğitim düzeyi, ev koşulları, sigara teması, probiyotik kullanımı, annenin ve çocuğun proton pompa inhibitörü (PPI) kullanımı sorgulanmıştır. Bulgular: Çalışmaya AD tanılı 300 hasta ve kontrol grubu olarak da kronik hastalığı olmayan 300 çocuk dahil edilmiştir. Atopik dermatit tanılı hastaların ortalama yaşı 11.1±8.3 aydı. Vaka grubundaki hastaların yaşı istatistiksel anlamlı olarak daha düşüktü. Hastaların 182 tanesi (%60.7) erkekti. Erkek cinsiyet oranı vaka grubunda anlamlı olarak daha yüksekti (p=0.040). Hastaların doğum haftası, doğum şekli, doğum ağırlığı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Hastaların şikayet başlama yaşı ortalama 4.3±4.2 ay, tanı yaşı 5.7±4.5 aydı. Hastaların 155 tanesinde (%51.7) besin alerjisi mevcuttu. Hasta grubunda besin alerjisi oranı istatistiksel anlamlı olarak yüksekti (p=0.000). Anne sütü alımı, mama alımı, ek gıdaya geçiş, probiyotik kullanımı, küvözde kalma karşılaştırıldığında gruplar arasında anlamlı fark saptanmadı. Hastaların 8 tanesi (%2.7) ilk 1 yılda asit baskılayıcı ilaç kullanmıştı. Hastaların hiçbirinde ilk 1 yılda proton pompa inhibitörü kullanımı yoktu. Vaka ve kontrol grubu arasında ilk 1 yılda asit baskılayıcı ilaç ve PPI kullanımı arasında anlamlı fark saptanmamıştır. Vaka grubundaki 188 anne (%62.7) kontrol grubunda 164 anne (%54.7) üniversite mezunuydu. Anne eğitim seviyesi vaka grubunda istatistiksel anlamlı olarak daha yüksektir (p=0.026). Gebelik döneminde asit baskılayıcı ilaç kullanımı kontrol grubunda istatistiksel anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur (p=0.020) ancak PPI kullanımı gruplar arasında fark göstermedi. Asit baskılayıcı ilaç kullanım süresi ortalama 2.3±1.7 aydı. Gebelikte asit baskılayıcı ilaç dışında ek ilaç kullanımına bakıldığında gruplar arasında anlamlı farklılık gözlenmedi. Antibiyotik için ayrı karşılaştırma yapıldığında gruplar arasında fark gözlenmedi. Emzirme döneminde asit baskılayıcı ilaç, PPI, antibiyotik, ek ilaç kullanımı gruplar arasında fark göstermedi. Annenin gebelik ve emzirme döneminde probiyotik kullanması, sigara kullanması, annede kronik hastalık olması gruplar arasında farklılık göstermedi. Ailede alerjik hastalık varlığı incelendiğinde vaka grubunda ailede alerjik hastalık oranı istatistiksel anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur (p=0.005). Kalabalık yaşam, yün ve canlı çiçek maruziyeti kontrol grubunda hasta grubundan sık olarak bulundu. Evde sigara içilmesi, rutubet varlığı, evcil hayvan beslenmesi gruplar arasında istatistiksel olarak fark göstermedi. Sonuçlar: Çalışmamız annenin gebelik ve emzirme döneminde asit baskılayıcı ilaç ve PPI kullanımının çocuklarda atopik dermatit gelişimine olan etkisini kanıtlayamamıştır. Bu konuda çalışmalar hala devam etmektedir. PPI kullanımının AD gelişimine etkisini daha net anlayabilmek için daha çok katılımcı ile yapılan çalışmalara ihtiyaç vardır.
Özet (Çeviri)
Introduction: Atopic dermatitis (AD) is a chronic, inflammatory, recurrent skin disease that is common in children. Although the pathophysiology of AD is not known exactly, it is thought to be caused by genetic factors, immune dysregulation and skin barrier disorders. Disturbances in the intestinal microbiota are also thought to be one of the environmental factors that cause the development of atopic dermatitis. A healthy gut microbiota maintains Th1 and Th2 balance and inhibits inflammatory processes. Inflammatory processes are triggered by the shift of this balance to the Th2 direction and may lead to the development of AD. Due to its increasing use in recent years, it is thought that acid-suppressing drugs may cause atopic dermatitis by causing changes in the intestinal microbiota, and studies are being conducted on this. In this study, we aimed to investigate of acid-suppressing drug use by mothers during pregnancy and lactation and the development of atopic dermatitis in children in the first 3 years of life. Material and Method: 300 patients aged 0-3 years, who applied to Ankara City Hospital Pediatric Allergy Department between July 2021 and October 2022 and were followed up with the diagnosis of AD, were included in the study. As the control group, 300 patients aged 0-3 years without chronic disease who applied to the Ankara City Hospital Pediatrics Outpatient Clinic were included. A questionnaire was given to the families who gave their consent to the informed consent form. Patients' age, gender, breast milk intake history, age of complaint, age of diagnosis, mother's education level, whether there is an allergic disease in the family, presence of food allergy, family education level, home conditions, smoking contact, probiotic use, maternal and child proton pump inhibitor (ppi) usage has been questioned. Results: The study included 300 patients with AD and 300 children without chronic disease as the control group. The mean age of patients with atopic dermatitis was 11.1±8.3 months. The age of the patients in the case group was statistically significantly lower. 182 (60.7%) of the patients were male. The male sex ratio was significantly higher. There was no statistically significant difference between the weeks of birth, type of delivery, and birth weight of the patients. The mean age of onset of complaints was 4.3±4.2 months, and the age at diagnosis was 5.7±4.5 months. Food allergy was present in 155 (51.7%) of the patients. The rate of food allergy in the patient group was statistically significantly higher. (p=0.000). When breast milk intake, formula intake, transition to complementary foods, probiotic use and hospitalization in neonatal intensive care unit were compared, no significant difference was found between the groups. Eight of the patients (2.7%) had used acid-suppressing drugs in the first year. None of the patients used a proton pump inhibitor in the first year. There was no significant difference between acid-suppressing drug use and PPI use in the first year. 188 mothers (62.7%) in the case group and 164 mothers (54.7%) in the control group were university graduates. The maternal education level was found to be statistically significantly higher in the case group (p=0.026). Acid-suppressing drug use during pregnancy was statistically significantly higher in the control group (p=0.020), but PPI use did not differ between the groups. The mean duration of acid-suppressing drug use was 2.3±1.7 months. No significant difference was observed between the groups when comparisons the use of additional drugs other than acid-suppressing drugs during pregnancy. When separate comparisons were made for antibiotics, no difference was observed between the groups. The use of acid-suppressing drugs, PPIs, antibiotics, and additional drugs during breastfeeding did not differ between the groups. The mother's use of probiotics during pregnancy and lactation, smoking, and chronic disease in the mother did not differ between the groups. When the presence of allergic disease in the family was examined, the rate of allergic disease in the family was found to be statistically significantly higher in the case group (p=0.005). Crowded life, wool and live flower exposure were found to be protective factors for atopic dermatitis. Smoking at home, presence of humidity, pet feeding did not show any statistical difference between the groups. Conclusion: Our study could not prove the effect of mother's use of acid-suppressing drugs and PPIs during pregnancy and lactation on the development of atopic dermatitis in children. Studies on this subject are still ongoing. In order to better understand the effect of PPI use on AD development, studies with more participants are needed.
Benzer Tezler
- Gebeliğin üçüncü trimesterinde sağlık inanç modeline temellenen emzirme eğitiminin çiftlerin anne sütü algısına ve öz-yeterliliğine etkisi
The effect of breastfeeding education based on the health belief model given in the third trimester of pregnancy on couples' breast milk perception and self-efficacy
LEMAN YILMAZ CESUR
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Ebelikİstanbul Üniversitesi-CerrahpaşaEbelik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TÜLAY YILMAZ
- Yenidoğan sarılıkları
Neonatal jaundice
ELİF GÖKBULUT DOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDicle ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET CELAL DEVECİOĞLU
- 2006-2007 yıllarında Düzce Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde indirekt hiperbilirubinemi tanısıyla izlenen yenidoğan bebeklerin değerlendirilmesi
Evaluation of neonates with the diagnosis of indirect hyperbilirubinemia followed up at the pediatric clinics of Düzce University Medical School between 2006 and 2007
NEŞE ERSÖZ YAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDüzce ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. DURSUN ALİ ŞENSES
- Gebelere verilen hipnoemzirme felsefesine dayalı emzirme desteğinin emzirme öz yeterlilik algısına etkisi
The effect of breastfeeding support based on hypnobreastfeeding philosophy given to pregnant women on the perception of breastfeeding self-efficacy
TUĞÇE ERYILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
HemşirelikEge ÜniversitesiKadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜL ERTEM
- Ebeveynlere emzirmeye yönelik verilen eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin emzirme davranışına etkisi
Effect of the breastfeeding teaching and counselling services given to the parents on breastfeeding behaviour
FATMA GÖZÜKARA
Doktora
Türkçe
2012
HemşirelikHacettepe ÜniversitesiDoğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. LALE TAŞKIN