Minimal lezyon hastalığında T lenfosit düzeyi ile plazma inhibitör faktörleri arasındaki ilişki
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 80607
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Nefroloji, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Nephrology, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1986
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ege Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 36
Özet
- 50 - ÖZET Etiyopatogenezi halen tam olarak aydmlatılamayan MIH'- nm, etiyolo fisini saptamak için çalışmalar sürdürülmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalarda MİH'nda hücresel immün sistemde bozukluk olduğu görüşbirliğine varılmıştır. Hücre sel immün sistemi etkileyen bazı inhibitor faktörlerin (hi- poproteinemi,. hiperlipoproteinemi, plazma çinko düzeyi, bes lenme faktörleri, serum kortizol düzeyi ve dolaşan immün komplekslerin) varlığı düşüncesi de öne sürülmüştür. Bu çalışmada MLH'nda T lenfosit düzeyi ile plazma inhi bitor faktörlerinden T. protein, T. lipid ve serum kortizol düzeyleri arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık. 14 olgulak serimizde akut dönem ve klasik steroid sağal tımının 8.-10. haftasında bu parametreler ve aralarındaki i- iişki araştırıldı. MLH'nm akut döneminde T lenfosit düzeyi anlamlı olarak düşük bulundu. Bu sonuç, MLH'nda T lenfositin sayısal düşük lüğü ile karakterli, hücresel tipte bir immün yanıt bozuklu ğu olduğu görüşünü desteklemektedir. Olgularda saptanan T. protein düşüklüğü ve T. lipid yüksekliği ile T lenfosit düzeyleri arasındaki ilişki arandı ğında anlamlı istatistiksel veriler elde edilememiştir". Bu na göre hipoproteinemi ve hiperlipoproteineminin T lenfosit düzeyini etkilemedikleri söylenebilir. Plazma inhibitor faktörleri arasında araştırdığımız se rum kortizol düzeyinin hafif bir artış içinde olduğunu bul mamıza ragmen, bu farkın istatistiksel bir anlam taşımadığı nı gördük. Bu bulguya göre, akut dönemde T lenfosit düşüklü ğünden kortizol düzeyinin sorumlu tutulamayacağı söylenebi lir. 8-10 haftalık klasik steroid sağaltımı sonunda T lenfo sit düzeyinde anlamlı bir yükselme saptandı. Olguların sa ğaltım sonucundaki serum kortizol düzeyleri, anlamlı bir- 31 - bir düşüklük içinde idi. Sonuç olarak; MLH'nda saptanmakta olan T lenfosit dü şüklüğünün, bu düzeyi etkilediği bilinen plazma kortizol dü zeyi ile ilgili olmadığı söylenebilir. Ancak, Protein Enerji Malnütrisyonda beslenme bozukluğunun ağırlığı orantısında kortizol düzeyinin yükseldiği gözönünde tutulduğunda ve NS'- un gelişmesinin hızlı olmasından dolayı protein karansının organizmayı uzun süreli etkilememesi nedeniyle, olgularımız- daki serum kortizol düzeyindeki yükseklik belirginleşmemiş tir. Ayrıca olgularımızda sağaltım bitiminde serum kortizol düzeyinin beklenen şekilde düşmesi, T lenfosit düzeyinin ise yükselmesi, MLH'nda serum kortizolünün inhibitor bir faktör olarak rol oynayacağını düşündürmektedir. Protein karansının uzun sürdüğü ire kortizol düzeyinin yükseldiği olgularda, kor tizol düzeyini baskılayacak sağaltım önlemlerinin alınması bu hastalara büyük yarar sağlayacaktır. Nitekim literatürde bu yönde öneriler bulunmaktadır.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Koroner arter patolojilerinin değerlendirilmesinde çok kesitli bilgisayarlı tomografi ile invaziv koroner anjiografinin karşılaştırılması
Comparison of multislice computed tomography and invasıve coronary anjiography in evaluation of coronary artery pathologies
FEYZA GELEBEK YILMAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Radyoloji ve Nükleer TıpGaziantep ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. M. METİN BAYRAM
- Elektif perkütan koroner revaskülarizasyon yapılan hastalarda anjiyotensin-II reseptör blokerlerinin restenoz üzerine etkileri
The effects of angiotensin receptor blockers on restonosis in patients with undergoing elective percutaneous coronary revascularization
ÜMİT İLKER TEKİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2001
KardiyolojiDokuz Eylül ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF.DR. SEMA GÜNERİ
- Kronik asemptomatik HBsAg taşıyıcılarının prospektif uzun süreli takip sonuçları
Başlık çevirisi yok
YILMAZ ÇAKALOĞLU
- Akut koroner sendromda serum kitotriozidaz aktivitesi: Kardiyovasküler olaylar ve diğer biyokimyasal göstergelerle ilişkisi
The serum chitotriosidase activity in acute coronary syndrome: Relationship with cardiovascular events and other biochemical indicators
BEKİR SERHAT YILDIZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
KardiyolojiEge ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. DR.MEHDİ ZOGHİ
- Klinik olarak glomerülonefrit şüphesi ile böbrek biyopsi yapılan hastalarda 'geçici reseptör potansiyel iyon kanal (TRPC) gen ailesinin' farklı ifade profillerinin incelenmesi
Study of different expression profiles of 'transient receptor potential ion channel (TRPC) gene family' in patients undergoing renal biopsies with clinically suspected glomerulonephritis
MELTEM SEZİŞ DEMİRCİ