Yaşam bütünselliğini Husserl ve Merleau-Ponty'nin fenomenolojileriyle düşünmek
Thinking life holism with the phenomenologies of Husserl and Merleau-Ponty
- Tez No: 806491
- Danışmanlar: PROF. DR. ÇİĞDEM YAZICI
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Üsküdar Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Felsefe Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 95
Özet
Kartezyen görüş ruh ve bedeni birbirinden kesin çizgilerle ayırdığında; bu ayrım bilimin gelişmesi için bir fırsat doğurmuştu. Bilim öznelliğin uzak tutulduğu bir dünyada gelişmekte fazla zorlanmadı. Çünkü nesnel dünya, neden sonuç kurallarına sıkı sıkıya bağlıydı; gözlem ve deneyler de bize inkâr edemeyeceğimiz sonuçlar veriyordu. Bu bize öylesine determinist bir yapı sağlıyordu ki parçaların gelecekte bile nasıl davranabileceklerini öngörebiliyorduk. Ancak bilim nesnel dünyadaki başarısını öznel dünyada gösteremedi. Çünkü öznellik nesnelliğe indirgenebilecek bir yapıda değildi. Nesneler belki açıklanabiliyordu ancak öznelliğin bilimin amaçladığı kesinlikte açıklanabilmesi mümkün değildi. Parçalar bütünden ayrı düşünülüyor, parçalar arasındaki ilişkiler dikkate alınmıyordu. Capra ve Kılıç'ın bakış açısıyla yaşamdaki anlamı ıskalamamıza neden olan bu durumu, Husserl bir kriz olarak değerlendirdi. Husserl, nesnelere yönelen bilince ve bilincin yaşadığı deneyime odaklandı. Merleau-Ponty ise öznelliğin bilincin yanı sıra bedenin marifeti ile gerçekleştiğini söyledi. Beden, dünya içindeki nesnelere anlam yüklüyordu. Aslında algı, bedenin nesneye yüklediği anlamdı. Algı, geçmişten gelen hatıralar ve gelecekten beklentilerle bu anlamı daha da pekiştirerek şimdide kendini sunar. Nesneler algıların kazandırdığı anlam katmanlarında iç içe geçer ve ufuklarda belirir. Belirsiz bir belirmedir bu. Dünya her an yeniden kurulur; yeni ufuklarda yeni yaşam dünyaları doğar. Yaşam dünyaları nesneleri ve özneleri birbirine yeniden kavuşturarak aralarında kurdukları bağlantıları, bütünsel bir yapıda harmanlar. Dünya ile beden ontolojik bir birlikte buluşur. Merleau-Ponty buna dünyanı teni der. Her parça öteki ile ilişkisel bir bağ içindedir. Parçalar bağlantısal bütünsellik içinde farklı anlamlara dolanırlar. İşte bu çalışma, bağlantısal bütünselliği, algıdan başlayarak ufuklara uzanan yaşam dünyaları düzleminde fenomenolojik bir anlam dedektöründen geçirmektedir. Husserl ve Merleau-Ponty fenomenolojik dedektörümüze kaynaklık etmektedir.
Özet (Çeviri)
The Cartesian body-mind duality created an opportunity for the findings of science. For, in science, the objective world was tightly bound to the principles of causality, which rely on body-mind duality. This bond gave us a deterministic structure in which we could even predict how things can move. However, science could not show the same success in the world of subjectivity because subjectivity did not have a structure that could be a component of objectivity. Objects could be assumed to be explained as parts in separation from the whole. Yet, when subjectivity is considered, we cannot find satisfactory explanations when the connection between the parts and the whole were not taken into consideration. For Capra and Kılıç, this situation, which Husserl evaluated as a crisis, caused us to miss the meaning in life. On the one hand, Husserl focused on purposeful consciousness and experience in consciousness. On the other hand, Merleau-Ponty said that subjectivity was constructed not only with the acts of consciousness but also with body. The body attributes meaning to the world. In fact, perception was the meaning he attached to the object. The bodily perception presents itself in the present by reinforcing this meaning with future anticipations and memories of past experiences. Objects intertwine in the layers of meaning imparted by their perceptions and appear to us on horizons. This is an uncertain determination. The world is every time a situation of re-establishment; new worlds of life are born on new horizons. By reuniting the components and subjects of the living worlds, the structures, which they establish among themselves, blend with a holistic structure. The world and the body blend in an ontological unity. Merleau-Ponty calls this blend the flesh of the world. Here, each part is in a relational bond with the other. The parts are entangled in different meanings in this connective holism. This study puts the connective holism into the lens of a phenomenological detector of meaning, on the plane of life worlds, starting from perception and extending to horizons. Here, Husserl and Merleau-Ponty provide us with the detective tools of the phenomenology.
Benzer Tezler
- Kent belleği mekanlar: Ankara pasajları
Realms of city memory: The passages of Ankara
NİHAT ÇOLAK
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Halkla İlişkilerBaşkent ÜniversitesiHalkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ŞEBNEM PALA GÜZEL
- Yerçekimine bağımlı ve bağımsız espas
The Gravitation of dependent espace or from gravitation of independent espace
YÜKSEL ARSLAN
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
Güzel SanatlarMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiResim Ana Sanat Dalı
PROF. KEMAL İSKENDER
- İç organların yapısı ve işlevleri üzerinden harekete yaklaşımlar
Perspectives for movement on the basis of presence and functionality of visceral organs
GİZEM AKSU
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Bale ve DansMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiSahne Sanatları Ana Sanat Dalı
DOÇ. TUĞÇE TUNA
DR. CEVAT EDRİSİ
- Sibirya Sahası Türk Destanlarında hayvanlar
Animals in Turkic Epics of Siberian Region
EVREN ÇİFCİ
Doktora
Türkçe
2024
Türk Dili ve EdebiyatıAnkara Hacı Bayram Veli ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İBRAHİM DİLEK
- Tüketici davranışlarını etkileyen sosyo-kültürel faktörler: Ankara hipermarketler örneği
Impact of the socio-cultural factors on the consumer behaviour: Case of the Ankara hypermarkets
ABDÜLKADİR ZORLU