Geri Dön

Asetabulum yerleşimli primer ve sekonder malign kemik tümörlerinin tedavi planlaması ve cerrahi sonuçlarının karşılaştırılması

Comparison of treatment planning and surgical results of primary and secondary malign bone tumors with acetabulum insocation

  1. Tez No: 812220
  2. Yazar: HÜSEYİN DOĞAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. GÜRAY TOĞRAL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Ortopedi ve Travmatoloji, Orthopedics and Traumatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 81

Özet

Giriş ve Amaç : Pelvik tümör rezeksiyonu sonrası modüler hemipelvik endoprotez ile rekonstrüksiyon, kabul edilebilir bir komplikasyon oranı ile işlevselliği belirgin iyileştirebilmektedir. Periasetabuler tümör rezeksiyonu sonrası pelvik rekonstrüksiyon yöntemi teknik olarak zordur ve yüksek komplikasyon oranı ve yüksek morbidite oranları ile ilişkilidir. Bu çalışmada periasetabuler yerleşimli primer ve sekonder malign kemik tümörlerinin cerrahi tedavisinde kullanılan yöntemlerin araştırılması, tedavi sonrası gelişen komplikasyonlara seçilen cerrahi yöntemin ve malignitenin etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem : Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi Kliniğinde 2000-2022 yılları arasında periasetabuler bölgede primer veya sekonder malign kemik tümörü tanısı almış ve operasyon planlanmış 18-77 yaşları arasındaki 74 hastanın tümör tipleri, planlanan cerrahi yöntemleri ve operasyon sonrası gelişen komplikasyonları retrospektif olarak araştırılmıştır. Bulgular : Çalışmamıza yaş ortalaması 50,5 ± 17,6 olan 29'u kadın 45'i erkek ve 31'i primer malign kemik tümörü 43'ü sekonder malign kemik tümörü tanılı 74 olgu dahil edilmiştir. Olgularda en sık görülen postoperatif komplikasyon derin enfeksiyon (%18,9) olarak saptandı ve %85 olguda mortalite geliştiği tespit edildi. Mortalite olanlarda ortalama yaşam süresi 2,1 ± 1,3 olarak bulundu. En sık kullanılan cerrahi yöntemler sırasıyla T2R (%50) ve İK (%41,9) olarak saptandı. Sekonder tümör tanılı olgularda yaş ortalaması ve mortalite oranları primer tümör tanılı olgulara göre anlamlı olarak daha yüksek saptandı. Ayrıca sekonder tümör tanılı olgularda anlamlı olarak daha yüksek oranlarda İK + Sementleme + CAGE + CC + TKP (%53,5) kullanıldığı tespit edildi. Primer tümör tanılı olgularda ise anlamlı olarak daha yüksek oranlarda T2R + CM-PP (%16,1), T2R + FFMA + CC + TKP (%16,1), T2R + Sementleme + CAGE + CC+ TKP (%12,9) kullanıldığı tespit edildi. Mortalite olan olgularda erkek cinsiyet oranı (%66,7) mortalite olmayan olgulardaki erkek cinsiyet oranlarına (%27,3) göre daha yüksek bulunmuştur. Mortalite olmayan olgularda anlamlı olarak daha yüksek oranlarda T2R + CM-PP (%36,4) kullanıldığı tespit edildi. Sonuç : Periasetabuler bölgede yerleşim gösteren tümörlerin cerrahi tedavisi sonrasında gelişen en önemli komplikasyon derin enfeksiyonlardır. Postoperatif dönemde fonksiyonelliği arttıran, komplikasyon oranlarını azaltan ve revizyon ihtiyacını minimalize eden standardize cerrahi tekniklerin belirlenebilmesi için geniş örneklemlerde çalışmalara ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

Introduction and Objective : Reconstruction with a modular hemipelvis endoprosthesis after pelvic tumor resection can significantly improve functionality with an acceptable complication rate. The pelvic reconstruction method after periacetabular tumor resection is technically difficult and associated with high complication rates and high morbidity rates. This study, it was aimed to investigate the methods used in the surgical treatment of periacetabular primary and secondary malignant bone tumors, and to examine the effect of the chosen surgical method and malignancy on complications developing after treatment. Materials and Methods : Tumor types, planned surgical methods, and postoperative complications of 74 patients aged between 18-77 years who were diagnosed with primary or secondary malignant bone tumors in the periacetabular region and planned for operation in the Orthopedics Clinic of Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Oncology Training and Research Hospital between 2000-2022 were retrospectively investigated. Results : Our study included 74 patients with a mean age of 50.5 ± 17.6, 29 female, 45 male, and 31 diagnosed with primary malignant bone tumor and 43 with secondary malignant bone tumor. The most common postoperative complication was deep infection (18.9%), and mortality was detected in 85% of the cases. The mean life expectancy was found to be 2.1 ± 1.3 in those with mortality. The most commonly used surgical methods were T2R (50%) and IC (41.9%), respectively. The mean age and mortality rates in cases diagnosed with secondary tumors were found to be significantly higher than in cases diagnosed with primary tumors. In addition, it was determined that IC + Cement + CAGE + CC + THR (53.5%) were used at significantly higher rates in cases with secondary tumor diagnosis. T2R + CM-PP (16.1%), T2R + FFMA + CC + THR (16.1%), T2R + Cement + CAGE + CC + THR (12.9%) were significantly higher in cases diagnosed with primary tumor. The male sex ratio (66.7%) in cases with mortality was higher than the male sex ratio (27.3%) in cases without mortality. It was determined that T2R + CM-PP (36.4%) was used at significantly higher rates in cases without mortality. Conclusion : The most important complication after surgical treatment of tumors located in the periacetabular region is deep infections. Studies with large samples are needed to determine standardized surgical techniques that increase functionality reduce complication rates and minimize the need for revision in the postoperative period.

Benzer Tezler

  1. Yüksek yerleşimli gelişimsel kalça displazili erişkin hastalarda total kalça artroplastisi ile eklem rekonstrüksiyonu sonrası yürüme analizi

    Gait analysis after total hip arthroplasty in adult patients with high riding, developmental dysplasia of the hip

    SALİH MARANGOZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Ortopedi ve TravmatolojiHacettepe Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. BÜLENT ATİLLA

  2. Primer total kalça artroplastisinde posterior ve direkt lateral yaklaşımla yerleştirilen komponentlerin pozisyonlarının radyolojik olarak değerlendirilmesi ve klinik sonuçlara etkisinin karşılaştırılması

    Compari̇son of component placement in posteri̇or and direct lateral approaches of primary total hip arthroplasty and investigati̇on of its effect on clinical outcomes

    KAMURAN ASIM DEMİRULUS

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YUSUF ÖZTÜRKMEN

  3. Anterior kolon kırıklarında suprapektineal plağın pelvik brime uzaklığı stabiliteyi etkiliyor mu? Biyomekanik çalışma

    Does the pelvic brime distance of the suprapectineal plate affect stability in anterior column fractures? Biomechanical study

    MEHMET BURAK GÖKGÖZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KADİR BAHADIR ALEMDAROĞLU

  4. Osteoid osteoma tedavisinde bilgisayarli tomografi kilavuzluğunda radyofrekans ablasyon

    Computerized tomography guided radiofrequency ablation in the treatment of osteoid osteoma

    MEHMET LEVEND GÜNSOY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Radyoloji ve Nükleer TıpHacettepe Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DEVRİM AKINCI

  5. Politravmalı hastalarda radyolojik yöntemlerle tespit edilememiş (Okkült) patolojilerin tüm vücut kan havuzu ve geç tüm vücut kemik sintigrafisi yöntemi ile tanımlanması

    Evaluate the radiologically undetected (occult) bone (fracture, microfracture, fissure, periost reaction, etc.) and soft tissue lesions (hematoma, solitary organ pathologies, etc.) by means of entire body blood pool (EBBP) and late entire body bone scintigraphy (EBBS) and to find out the additional benefits of the method in patients who have polytrauma without life threat.

    AYŞEN SEVER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Radyoloji ve Nükleer TıpOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TARIK BAŞOĞLU