Arinna'dan Kybele'ye gelişen Tanrıça kültü
Goddess cult developed from Arinna to Cybele
- Tez No: 812496
- Danışmanlar: PROF. DR. ESMA REYHAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Eskiçağ Tarihi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 124
Özet
Anadolu coğrafyasının prehistorik sürecine tarihlendirilen pek çok kadın (Venüs) heykelcikleri bulunmaktadır. Gösterişli ve mistik yapılarıyla göze çarpan bu heykelcikler; dişil olanı dominant özelliklerle betimlemekte, güç sembolleriyle dikkat çekmektedir. Bu heykellerde işlenen kadın figürlerinin; kimi zaman aslanlı bir tahtta oturması, kimi zamansa doğum yaparken betimlenmesi, kutsallık içeren birer objeler olduklarını düşündürmektedir. Keza Venüslere atfedilen üreme ve güç unsurları,“Ana Tanrıça”kültünün varlığını göstermekte ve kutsal anne yakıştırılmasının yapılmasına olanak sağlamaktadır. Bu heykelcikler zamanla gelişim göstermişler ve yazı sonrası süreçte dahi yeni formlar kazanarak, Anadolu insanının manevi dünyasında hayat bulmuşlardır. Şöyle ki MÖ 3. binyılda, Anadolu'nun önemli halklarından biri olan Hattilerle birlikte“Wurušemu”isminde bir tanrıça ön plana çıkmıştır. MÖ 2. binyıla gelindiğinde; Anadolu'ya gelen Hititlerle birlikte Wurušemu'ya,“Arinna”isminin verilerek, saygın bir Baş Tanrıça haline getirildiği görülmektedir. Bir Güneş Tanrıçası olan Arinna, sadece doğadaki varlığıyla değil, Hitit insanının manevi dünyasındaki varlığıyla da ön plana çıkmıştır. Tıpkı bir anne muamelesi görerek, Hitit vesikalarında övgülerle anılmıştır. Hititlerin imparatorluk döneminde, Hurri kültürünün etkisiyle“Hepat”ismini alan Arinna, kutsal saygınlığını daha da arttırmıştır. Keza bu süreçte Güneş Tanrıçası formundan sıyrılarak daha çok Ana Tanrıça özelliklerini yansıtmaya başlamıştır. Diğer bir önemli ayrıntı ise Mezopotamyalı Tanrıça İštar'dır. Bahsi geçen kutsal tanrıçalar serüvenine katılarak yerini almış,“Šaušga”ismiyle parlamıştır. Anadolu'nun MÖ 1. binyıl sürecinde ise Geç Hitit Beylikleri,“Kubaba”isminde bir tanrıçaya tapınım göstermişlerdir. Ana Tanrıça özellikleriyle dikkat çeken Kubaba, Anadolu'nun önemli tanrıçalarından biri olmayı başarmıştır. Hatta MÖ 1. binyılda Anadolu'ya gelen Frigler, bu tanrıçadan etkilenerek,“Kybele”ismindeki tanrıçalarını, Anadolu'da ve farklı coğrafyalarda yaşatmayı başarmışlardır. Öyle ki kadın heykelcikleri ile başlayan bu serüven, Kybele ile önemli bir noktaya ulaşmıştır. Bu tanrıçaların; doğayla olan ilişkileri, yaşam ve bereketle bağlantılı olan özellikleri, betimlenirken ön plana çıkarılan sembolleri ve kutsal annelik unvanları onların ortak özelliklerindendir.
Özet (Çeviri)
There are many female (Venus) figurines dated to the prehistoric period of Anatolian geography. These figurines, which stand out with their flamboyant and mystical structures; depicts the feminine with dominant features and draws attention with power symbols. The female figures processed in these sculptures; sometimes sitting on a throne with a lion, sometimes being depicted while giving birth suggest that they are objects containing holiness. Likewise, the reproductive and power elements attributed to Venus show the existence of the“Mother Goddess”cult and allow the assimilation of the holy mother to take place. These figurines developed over time and even in the post-writing process, they gained new forms and came to life in the spiritual world of the Anatolian people. For example, in the 3rd millennium BC, a goddess named“Wurušemu”came to the fore together with the Hattis, one of the important peoples of Anatolia. By the 2nd millennium BC; It is seen that with the Hittites who came to Anatolia, Wurušemu was given the name“Arinna”and turned into a respected Chief Goddess. Arinna, a Sun Goddess, came to the fore not only with her presence in nature, but also with her presence in the spiritual world of the Hittite people. Just like a mother, she was mentioned with praise in Hittite documents. During the Hittite imperial period, Arinna, which took the name“Hepat”with the influence of Hurrian culture, increased its sacred respect even more. Meanwhile, in this process, she got rid of her Sun Goddess form and started to reflect more Mother Goddess features. Another important detail is the Mesopotamian Goddess Ištar. The aforementioned holy goddesses took their place by participating in their adventure and shined with the name“Šaušga”. During the 1st millennium BC in Anatolia, the Late Hittite Principalities worshiped a goddess named“Kubaba”. Attracting attention with her Mother Goddess features, Kubaba managed to become one of the important goddesses of Anatolia. In fact, the Phrygians, who came to Anatolia in the 1st millennium BC, were influenced by this goddess and managed to keep their goddess named“Kybele”alive in Anatolia and in different geographies. So much so that this adventure, which started with female figurines, reached an important point with Kybele. These goddesses; Their relations with nature, their features related to life and fertility, their symbols and sacred motherhood titles are among their common features.
Benzer Tezler
- Hititlerde Purulli(ya) Bayramı
Purulli(ya) Festival of the Hittites.
BETÜL TERCAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Eski Çağ Dilleri ve KültürleriAnkara ÜniversitesiEskiçağ Dilleri ve Kültürleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İSMAİL CEM KARASU
- A review of Afghan nationalismin two centuries (19th & 20th)
Afgan milliyetçiliğine bir bakış [19. ve 20. yüzyıl]
ZİAULHAQ RASHİDİ
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
Siyasal Bilimlerİstanbul Aydın ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLAY UĞUR GÖKSEL
- Hint dinlerinde bir arınma ve aydınlanma yolu olarak Yoga
Yoga as a way of purification and enlightenment in İndian religions
HAMMET ARSLAN
Doktora
Türkçe
2013
DinDokuz Eylül ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ İHSAN YİTİK
- Çokkültürcü sosyal hizmet uygulamasına eleştirel bir bakış: Londra'dan bir örnek
A critical approach to multiculturalist social work practice: A case from London
ÖZGE ÖZGÜR
Doktora
Türkçe
2009
Sosyal HizmetlerHacettepe ÜniversitesiSosyal Hizmet Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEM CANKURTARAN ÖNTAŞ