Geri Dön

Proteinüri hastalarında ağır metal ve eser element düzeylerinin değerlendirilmesi

Evaluation of heavy metal and trace element levels in patients with proteinuria

  1. Tez No: 818837
  2. Yazar: MEHMET BARIŞ AKAY
  3. Danışmanlar: UZMAN VEDAT GENÇER, DOÇ. DR. ZEYNEP TUĞBA OZAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Nefroloji, Nephrology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Yozgat Bozok Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İç Hastalıkları Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 100

Özet

AMAÇ: Proteinüri varlığı önlenemediğinde renal ve kardiyovasküler hastalıklar gelişimi için önemli bir risk faktörüdür. Proteinüri şiddeti morbidite ve mortalite ilişkilidir. Bilindiği üzere böbrek ağır metallerin hedef organıdır. En sık hasarlanma yeri proksimal tübüler hücrelerdir. Bu hücreler toksik maddelere, plazma veya ekstraselüler sıvıdakilerden daha yuksek konsantrasyonda maruz kalırlar. Çalışmamızda, proteinüri hastalarında ağır metal ve eser element düzeylerinin plazma ve idrar seviyelerinin tespiti ve kontrol grubu ile kıyaslanması amaçlanmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmamıza proteinüri grubunda 54, kontrol grubunda ise 55 kişi olmak üzere toplamda 99 kişi dahil edilmiştir. Hastaların yaş, cinsiyet gibi demografik verileri ile birlikte biyokimyasal parametreleri değerlendirilmiştir. Arsenik (As), kurşun (Pb), cıva (Hg), kadmiyum (Cd), kobalt (Co), nikel (Ni), çinko (Zn), manganez (Mn), bakır (Cu), krom Cr ve alüminyum (Al) değerleri plazma ve idrarda ölçülmüş ve iki grup arasında veriler karşılaştırılmıştır. BULGULAR: Proteinüri grubunda kontrol grubuna kıyasla; As, Pb, Hg, Cd, Co, Ni ve Mn konsantrasyonları hem plazma hem de idrarda anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (her bir metal için p=0,001). Kontrol grubunda ise sadece Zn ve Cr değerleri plazma ve idrarda anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (p=0,001). SONUÇ: Proteinüri vakalarında ağır metal düzeylerinde artış gözlenebileceği gibi, bu hastalar Zn gibi eser metallerin eksiklikleri açısından da ciddi risk altındadır. Ağır metal düzeylerindeki artış veya eser element eksiklikleri kronik böbrek yetmezliğine gidişi hızlandırmaktadır. Klinik takipte özellikle riskli bireylerde ve klinik semptomları olanlarda ya da kan basıncı ya da kan şekeri regüle iken böbrek hasarının hızlı ilerlediği, bazen beraberinde karaciğer yetersizliğinin de geliştiği, şuurdurumunun etkilendiği durumlarda ağır metaller ve eser elementler akılda tutulması gereken parametreler olmalıdır. Gerekli durumlarda seviyeleri belirlenerek şelasyon tedavisi verilmelidir.

Özet (Çeviri)

OBJECTIVE: When the presence of proteinuria cannot be prevented, it is an important risk factor for the development of renal and cardiovascular diseases. Proteinüri şiddeti morbidite ve mortalite ilişkilidir. Bilindiği üzere böbrek ağır metallerin hedef organıdır. En sık hasarlanma yeri proksimal tübüler hücrelerdir. Bu hücreler toksik maddelere, plazma veya ekstraselüler sıvıdakilerden daha yuksek konsantrasyonda maruz kalırlar. Çalışmamızda, proteinüri hastalarında ağır metal ve eser element düzeylerinin plazma ve idrar seviyelerinin tespiti ve kontrol grubu ile kıyaslanması amaçlanmıştır. MATERIAL AND METHOD: A total of 99 people, 54 in the proteinuria group and 55 in the control group, were included in our study. Demographic data such as age and gender and biochemical parameters of the patients were evaluated. Arsenic (As), lead (Pb), mercury (Hg), cadmium (Cd), cobalt (Co), nickel (Ni), zinc (Zn), manganese (Mn), copper (Cu), chromium Cr and aluminum (Al) values were measured in plasma and urine and data were compared between the two groups. RESULTS: In the proteinuria group; As, Pb, Hg, Cd, Co, Ni and Mn concentrations were found to be significantly higher in both plasma and urine (p=0.001 for each metal). In the control group, only Zn and Cr values were found to be significantly higher in plasma and urine (p=0.001). CONCLUSION: While an increase in heavy metal levels may be observed in proteinuria cases, these patients are also at serious risk for deficiencies of trace metals such as Zn. Increase in heavy metal levels or trace element deficiencies accelerate the progression to chronic renal failure. Heavy metals and trace elements should be the parameters to be kept in mind in clinical follow-up, especially in risky individuals and those with clinical symptoms, or in cases where kidney damage progresses rapidly while blood pressure or blood sugar is regulated, sometimes liver failure develops, and consciousness is affected. If necessary, levels should be determined and chelation therapy should be given.

Benzer Tezler

  1. Probing the arrangement of the conformational ensembles of DnaK

    DnaK nükleotit bağlanma domeninin oluşturduğu konformasyonal popülasyonların araştırılması

    MELİS KORKMAZ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2018

    Biyoteknolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Moleküler Biyoloji-Genetik ve Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. GİZEM DİNLER DOĞANAY

  2. Hemodiyaliz hastalarında protein C antijen düzeyleri

    Başlık çevirisi yok

    IŞIK UTKANER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1992

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıEge Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

  3. Kronik böbrek yetmezlikli hemodiyaliz hastalarının gastrointestinal semptomlarının, yaşam kalite düzeylerinin ve hipoalbuminemi durumlarının değerlendirilmesi

    Evaluation of gastrointestinal symptoms, quality of life, and hypoalbuminemia in hemodialysis patients with chronic renal failure

    MELDA ERTÜRK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Beslenme ve DiyetetikBaşkent Üniversitesi

    Beslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ESRA KÖSELER BEYAZ

  4. Differential expression of proteins in active and inactive phases of Behçet's syndrome

    Behçet sendromunun aktif ve inaktif fazlarında farklı protein ekspresyonları

    KIYMET ASLI KİREÇTEPE AYDIN

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Moleküler Tıpİstanbul Teknik Üniversitesi

    Moleküler Biyoloji-Genetik ve Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EDA TAHİR TURANLI

  5. Erişkin primer nefrotik sendromlu hastalarda sol ventrikül global longitudinal strainin değerlendirlmesi

    Evaluation of left ventricular global longitudinal strain in patients with adult primary nephrotic syndrome

    NEŞE KANBAL ÇAP

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    NefrolojiDicle Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EMRE AYDIN