Yenidoğan sepsisinde miyeloid kökenli baskılayıcı hücrelerin değerlendirilmesi
Evaluation of myeloid derived supressor cells in neonatal sepsis
- Tez No: 820497
- Danışmanlar: PROF. DR. HASİBE ARTAÇ
- Tez Türü: Tıpta Yan Dal Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Selçuk Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Çocuk İmmünolojisi ve Allerji Hastalıkları Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 95
Özet
Amaç: Yenidoğan sepsisi tüm dünyada, başlıca preterm yenidoğanlarda olmak üzere önemli bir morbidite ve mortalite nedeni olmaya devam etmektedir. Klinik bulgularının silik olması nedeniyle tanı koymak zordur ve hemen tedavi başlanmazsa genellikle ölümcüldür. Klinisyenler ampirik antibiyotik tedavisinin başlanması ve tedavinin ne zaman kesileceğine dair karar vermede zorluk yaşamaktadırlar. Bu nedenle, hızlı ve duyarlılığı yüksek bir biyobelirteç belirlemek çok önemlidir. Bu çalışmada miyeloid kökenli baskılayıcı hücrelerin (MDSC) lerin erken başlangıçlı yenidoğan sepsisi tanısının öngörülmesinde yeni bir biyobelirteç olarak kullanılıp kullanılamayacağının belirlenmesi; klinik parametreler, morbidite, mortalite ile olan ilişkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Tek merkezli, prospektif ve vaka kontrollü olarak tasarlanan çalışmamıza yenidoğan yoğun bakım kliniğinde, sorumlu neonatoloji uzmanı tarafından, yaşamlarının ilk haftasında erken başlangıçlı sepsis düşünülerek ampirik antibiyotik tedavisi başlanan hastalar ile kontrol grubu olarak klinik ve laboratuvar bulguları ile erken başlangıçlı sepsis düşünülmeyen ve antibiyotik tedavisi almayan yenidoğanlar dahil edildi. Geç başlangıçlı neonatal sepsis tanısı alan, cerrahi girişim yapılan ve yaşamla bağdaşmayan doğumsal anomalisi olan yenidoğanlar çalışma grubundan dışlandı. Her iki grubun demografik bilgileri, klinik ve laboratuvar bulguları kaydedildi. Tam kan sayımı incelemesi için alınan kanın arta kalan kısmından MDSC' ler akım sitometrik olarak analiz edildi. Bulgular: Çalışmaya 48' i erken başlangıçlı sepsis tanılı, 48' i kontrol grubu olmak üzere toplam 96 yenidoğan dahil edildi. Sepsis tanılı hastaların 26' sı (%54,2) erkek ve 44' ü (%91,7) preterm yenidoğanlardan oluşmaktaydı. Erken başlangıçlı sepsis tanılı yenidoğanlarda; total MDSC, PMN- MDSC ve M- MDSC düzeylerinin, gebelik yaşı ve doğum ağırlığından bağımsız olarak, kontrol grubuna göre yüksek olduğu gösterildi (p=0,008; p=0,029; p=0,015). Kontrol grubunda gestasyonel yaşla birlikte terme doğru MDSC düzeyleri azalırken sepsis grubunda yüksekliğin devam ettiği gözlendi. Ayrıca, total MDSC için ROC eğrisi altında kalan alanın (AUC) değeri 0,74; PMN- MDSC için 0,70 olup, erken başlangıçlı sepsisin öngörülmesinde oldukça faydalı olduğu bulundu. Sepsis grubunda komplikasyonlar ile MDSC düzeylerinin ilişkisi incelendiğinde e- MDSC düzeyleri ile intraventriküler hemoraji gelişimi (r=0,455; p=0,001) ve mekanik ventilasyon gereksinimi arasında (r=0,293; p=0,043) anlamlı pozitif bir ilişki tespit edildi. Sepsis hastalarında total MDSC değerinin bir birim artması ile mortalite riskinin 1,06 kat, M- MDSC değerinin bir birim artması ile mortalite riskinin 1,36 kat arttığı saptandı. Sonuç: Bu çalışma; miyeloid kökenli baskılayıcı hücrelerin yenidoğanlarda erken başlangıçlı sepsis tanısında yüksek prediktif değere sahip olduğunu ve M- MDSC değerlerinin mortalite ile ilişkisini göstermiştir.
Özet (Çeviri)
Objective: Neonatal sepsis is a significant cause of worldwide morbidity and mortality, mainly in preterm neonates. It is difficult to diagnose because of its subtle clinical manifestations and is usually fatal if treatment is not initiated immediately. Clinicians have ifficulty deciding when to start empirical antibiotic treatment and when to discontinue treatment. Therefore, it is essential to identify a rapid and highly sensitive biomarker. In this study, we aimed to determine whether myeloid-derived suppressor cells (MDSCs) can be used as a new biomarker for predicting the diagnosis of early-onset neonatal sepsis and evaluate their relationship with clinical parameters, morbidity, and mortality. Materials and Methods: In our single-center, prospective, and case-controlled study, patients who were considered to have early-onset sepsis and started empirical antibiotic treatment in the first week of life by the responsible neonatologist in the neonatal intensive care clinic and newborns who were not considered to have early-onset sepsis with clinical and laboratory findings and who did not receive antibiotic treatment as a control group were included. Neonates with late-onset neonatal sepsis, surgical intervention, and congenital anomalies incompatible with life were excluded from the study group. Demographic data and clinical and laboratory findings for both groups were recorded. Myeloid-derived suppressor cells were analyzed with flow cytometry from the remaining portion of the blood taken for the complete blood count examination. Results: A total of 96 newborns, 48 with early-onset sepsis and 48 in the control group, were included in the study. Of the patients diagnosed with sepsis, 26 (54.2%) were male, and 44 (91.7%) were preterm neonates. Total MDSC, PMN- MDSC, and M- MDSC levels were higher in neonates with early onset sepsis compared to the control group, independent of gestational age and birth weight (p=0.008; p=0.029; p=0.015). In the control group, MDSC levels decreased towards term with gestational age, whereas the elevation continued in the sepsis group. In addition, the area under the ROC curve (AUC) value was 0.74 for total MDSC and 0.70 for PMN- MDSC, which helped predict early-onset sepsis. When the relationship between complications and MDSC levels in the sepsis group was examined, it was found a positive correlation between e- MDSC levels and the development of intraventricular hemorrhage (r=0.455; p=0.001) and the need for mechanical ventilation (r=0.293; p=0.043). In sepsis patients, the mortality risk increased 1.06-fold with a one-unit increase in total MDSC value and 1.36-fold with a one-unit increase in M- MDSC value. Conclusion: This study demonstrated that myeloid-derived suppressor cells are highly predictive of diagnosing early-onset sepsis in newborns and the relationship between M- MDSC values and mortality.
Benzer Tezler
- Yenidoğan sepsisinde endojen sitokin düzeyi ile nötrofil cevabı ilişkisi
Başlık çevirisi yok
HACI SONU
- Yenidoğan sepsisinde risk faktörlerinindeğerlendirilmesi
Investigation of risk factors in neonatal sepsis
KAHRAMAN YAKUT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık BakanlığıPediatri Ana Bilim Dalı
DR. MÜFERET ERGÜVEN
- Yenidoğan sepsisinde serum hepsidin düzeyinin c reaktif protein ve interlökin 6 düzeyleriyle karşılaştırılması
Comparison of serum hepsidin level with c reactive protein and interleukin 6 levels in newborn sepsis
ŞÜKRAN ASLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDumlupınar ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. EMİNE ESİN YALINBAŞ
- Yenidoğan sepsisinde beyin omurilik sıvısında eksitatör aminoasitler
Başlık çevirisi yok
AYDAN DEĞERLİYURT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1996
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık BakanlığıÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. FATMA NUR ÇAKMAK
- Yenidoğan sepsisinde eritrosit dağılım genişliği (RDW),CRP ve Il-6 düzeyinin tanısal değerlerinin karşılaştırılması
Comparison of diagnostic values of red cell distributionwidth [RDW], CRP, and Il-6 in neonatal sepsis
TUĞÇE TOPCU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BELMA SAYGILI KARAGÖL