For a better world: exploring the political and ethical strength of ecofeminism in Charlotte Perkins Gilman's Herland and Begum Rokeya Sakhawat Hossein's Sultana's Dream
Daha iyi bir dünya için: Charlotte Perkins Gilman'in Kadınlar Ülkesi ve Begum Rokeya Sakhawat Hossein'in Sultana'nın Rüyası eserlerinde ekofeminizmin politik ve etik gücünü keşfetmek
- Tez No: 828346
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ SEMA ZAFER SÜMER
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: İngiliz Dili ve Edebiyatı, English Language and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Selçuk Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 134
Özet
Bu çalışmanın amacı, doğanın tahrip edilmesine bir tepki olarak ortaya çıkan ekofeminist hareketin Charlotte Perkins Gilman'ın Kadınlar Ülkesi (1915) ve Begum Rokeya Sakhawat Hossain'in Sultana'nın Rüyası (1905) adlı etkileyici ütopik eserlerindeki izlerini açığa çıkarmaktır. 20. yüzyılın son çeyreğinden bu yana en ciddi toplumsal sorunlardan sayabileceğimiz iki temel konu kadın hakları ve çevresel kaygılardır. Bu zorlukların her birine çözüm bulmak için mücadele eden düşünme biçimleri vardır. Feminizm, kadınları etkileyen sorunlara çözüm bulmaya yönelik hem bir hareket hem de bir düşünce iken, ekoloji, kendisini çevreye ilişkin sorunlara çözüm bulmaya adamış hem bir hareket hem de bir düşünme biçimidir. 20. yüzyıl boyunca çevresel sorunlar kötüleşmeye devam ettikçe, daha fazla sayıda feminist ekoloji hareketine ihtiyaç duyulmuştur. Bu eğilim yüzyılın ikinci yarısı boyunca devam etmiştir. Çevreyle ilgili artan endişelere yanıt olarak kadın çalışmalarının ayrı bir alt alanı olarak ortaya çıkan ekofeminizm, çeşitli feminist ve çevreye duyarlı bakış açılarını bir araya getirmiştir. Ekofeminist yazarlar bütün bu sorunları en iyi şekilde ifade ederken bütün bu ekolojik ve sosyal sorunlardan kurtuldukları muhteşem bir dünya olan ütopyalardan yararlanmışlardır. İnsanlık her zaman daha iyi bir geleceğin, daha iyi bir dünyanın hayalini kurmuştur. Ütopya dendiğinde düşündüğümüz muhteşem ve bir o kadar da olması imkansız yerler aslında iki edebi eserde olduğu gibi feminist fikirleri ifade etmede ve ideal bir toplum oluşturmada önemli bir araçtır. İncelediğimiz her iki eserin yazarı da yaratıcı ve tutkulu bir anlatımla kadınların tam ve bağımsız şekilde yetkili olabildiği bir dünyada toplumun nasıl geliştiğini gözler önüne sermişlerdir. Bu amaçla, belirtilen eserlerde doğa ve kadın ilişkisi ekofeminist bir bakış açısıyla ayrıntılı bir şekilde incelenecektir. Bu çalışma, kadın ve çevre sorunlarının temel kökeninin erkek egemen düşünce biçimine dayandığını göstermektedir. İlişkilerin hakimiyet üzerine kurulu olduğunu ve özgür, eşit ve yaşanabilir bir hayatın ancak feminist bir yaklaşımla mümkün olduğunu savunan ekofeminizmin de çıkış noktası budur. Ekofeminist ve ütopik romanlar aracılığıyla, çalışmamız ataerkil toplumun hem kadınlar hem de doğa üzerindeki etkilerini göstermeye çalışacaktır. Bu çalışma, ataerkil ideolojilerde yaygın olan benlik/öteki, erkek/kadın ve kültür/doğa ikili karşıtlıklarına meydan okumayı ve kadınların ve doğanın baskıcı sistemlerden özgürleşmesini göstermeyi amaçlamaktadır. Kadın ve doğa sorunlarının temel kaynağının ataerkil toplumlar ve erkek egemenliği olduğunu dile getiren ekofeminizmin bu güçlere karşı nasıl bir çözüm olduğu ve olacağı açıklanacaktır.
Özet (Çeviri)
This study aims to reveal the traces of the ecofeminist movement, which was appeared as a reaction to the destruction of nature, in the influential utopian works of Charlotte Perkins Gilman's Herland (1915) and Begum Rokeya Sakhawat Hossain's Sultana's Dream (1905). There have been two topics that might be regarded to be the most serious social challenges of our era since the final quarter of the 20th century. These issues are women's rights and environmental concerns. There are ways of thinking that struggle to find solutions to each of these challenges. Feminism is both a movement and a way of thinking that works toward finding solutions to the issues that affect women. Ecology is both a movement and a mode of thinking that is dedicated to finding solutions to issues related to the environment. As environmental issues continued to worsen throughout the course of the 20th century, a greater number of feminists started to take an interest in the ecology movement. This trend continued throughout the second half of the century. Ecofeminism, which emerged as a distinct subfield of women's studies in response to growing concerns about the environment, brought together a variety of feminist and environmentally conscious perspectives. Ecofeminist writers, while signifying all these problems in the most vivid way, benefited from utopias, a wonderful world where they eluded all these ecological and social problems. Humankind has always fantasized about a better future and a better planet. Utopias, that we think about the excellent but impossible places, are one of the most significant means of building an ideal society, as well as an important instrument for expressing feminist ideas as in these two important pieces of art. Both writers present a clear picture of what society may become if women were permitted to fully and independently participate as citizens with their visionary and ambitious way of writing. For this purpose, these works will be examined in terms of nature and women through an ecofeminist perspective. This study suggests that the main origin of women and environmental issues is based on the male-dominated way of thinking. This is also the starting point of ecofeminism, which says that a free, equal, and liveable life in a world where relationships are based on dominance can only be achieved by taking a feminist approach to environmental problems and looking at how it changed over time. Through these ecofeminist and utopian novels, this study intends to demonstrate the effects of patriarchal societies on both women and nature. This research aims to challenge the binary oppositions of self/other, man/woman, and culture/nature that are prevalent in patriarchal ideologies. It seeks to demonstrate the liberation of women and nature from systems of oppression. Expressing that main source of women and nature problems is patriarchal societies and male domination, it will reveal how ecofeminism is and will be a solution against these forces.
Benzer Tezler
- Tracing the crises: Questioning the eco-ethics of future colonialism and terraforming of Mars in Kim Stanley Robinson's Mars trilogy
Krizlerin izinden: Kim Stanley Robinson'un Mars üçlemesinde Mars'ın gelecekteki kolonileştirilmesi ve dünyalaştırılmasının eko-etik anlayışı çerçevesinde sorgulanması
SEHER ÖZSERT
Doktora
İngilizce
2019
İngiliz Dili ve EdebiyatıErciyes Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İFAKAT BANU AKÇEŞME
- Neoliberal subjectification through family medicine model in Turkey: An online ethnography
Türkiye'de aile hekimliği modeli ve neoliberal öznellik inşası
EMİNCAN FİDAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2021
Siyasal BilimlerGalatasaray ÜniversitesiSiyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
DR. CEMİL YILDIZCAN
- The waterfront regeneration projects and contemporary design approaches of European port cities
Avrupa liman şehirlerinde kıyı yenileme projeleri ve güncel mimarlık yaklaşımları
FATMA TANIŞ
Yüksek Lisans
İngilizce
2015
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Tarihi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FATMA ERKÖK
- Modernliğin bugünü: modernist, postmodernist ve alternatif yaklaşımlar
The current stage of modernity: Modernist, postmodernist and alternative perspectives
ORÇUN GİRGİN
- Türkiye telekomünikasyon sektörü senaryoları
Turkey telecommunication market scenarios
BAHADIR KARALAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2002
Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiMühendislik Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ALPASLAN FIĞLALI