Geri Dön

Politik şiddet, ırkçılık ve feminizm: Hannah Arendt düşüncesinde ayrımcılık

Political violence, racism and feminism: Discrimination in Hannah Arendt thought

  1. Tez No: 830608
  2. Yazar: RÜMEYSA KAYA
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ YURDAGÜL KILINÇ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Felsefe, Philosophy
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Selçuk Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Felsefe Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 94

Özet

Etnisite, cinsiyet ve din gibi sosyal farklılıklara yönelik önyargılı tutumu ifade eden ayrımcılık, siyaset felsefesinin bir konusudur. Bu konu, bir siyaset kuramcısı olan Hannah Arendt'in görüşleri çerçevesinde incelenmeye değerdir. Çünkü Arendt, kamusal alan-özel alan, eylem, fikirsizlik, yargı, otorite, kavramlarını, kendi düşüncelerinde bir sınır olarak kullanmış ve bu sınırı koruyarak düşüncelerini paylaşmıştır. Arendt'in özgün felsefi yönteminin unsurlarını, onun tarihsel olayları analiz etme şeklinden çıkarmak mümkündür. Bu sebeple bu çalışmada Arendt'in üç tarihsel olay üzerine düşüncelerine detaylı olarak yer verilmiş ve Arendt'in olaylara yaklaşım tarzı incelenmiştir. İlk bölümde, ırk ayrımcılığı ile siyahilere uygulanan ayrımcılığın, yasal olarak sağlanan“eşitlik”sebebiyle çıktığı aktarılmış, devamında“örgütlenme özgürlüğü”hakkı ile kamusal alanda ayrımcılığın yeri irdelenmiştir. Arendt'e yönelik“beyaz üstünlükçü”olduğunu iddia eden eleştiriler bağlamında linguistik bir çözümleme yapılmıştır. İkinci bölümde, cinsiyet ayrımcılığını, kadın ve erkek arasındaki“eşitsizlik”halinin ortaya çıkardığı tartışılmıştır. Kadınların siyasi haklarını nasıl kazandığının ve feminizm sürecinin tarihi bir anlatımı yapılmıştır. Arendt'in söylemiyle feminizm hareketinin, kamusal alan-özel alan ikiliği bağlamında sağduyuyu engellediği ve bu değerlendirme sonucunda aldığı“erkek üstünlükçü”olduğuna dair eleştiriler konu edilmiştir. Üçüncü bölümde, din ayrımcılığı ile Yahudilere uygulanan antisemitik hareketin nedeninin eylemsizlik ve onlara yapılmış olan insanlığa karşı suçların nedeninin fikirsizlik olduğu saptanmıştır. Arendt bu konuda da eleştirilere muhatap olmuş ve“Nazi yanlısı”olmakla suçlanmıştır. Bu eleştirilere rağmen bu tez, Arendt'in aslında kendine özgü tarafsız, eleştirel, fenomenolojik felsefi bir yöntemle olaylara yaklaştığını iddia etmektedir. Bu yönüyle çağdaş siyaset felsefesine, yeni bir metot kazandırarak katkıda bulunmuştur. Bu tez, politik şiddet, ırkçılık ve feminizmin ortaya çıkardığı sorunlara açıkça mesafesini koyan Arendt'in siyaset felsefesine bu özgün katkısını, ayrımcılık ile ilgili görüşlerinden hareketle göstermeye çalışmaktadır. Sonuç olarak, bahsi geçen ayrımcılık türleri üzerine Arendt'e yönlendirilen eleştirilerin nedeninin, onun tarafsız, eleştirel, fenomenolojik yönteminden kaynaklandığı kanaatine varılmıştır. Bu metot, yöntemsel olarak incelenmiş ve eleştirilerin esas olarak Arendt'in siyaset felsefesinde özgün bir metoda sahip olmasının getirdiği yanlış anlaşılmalar bütünü olduğu anlaşılmıştır.

Özet (Çeviri)

Discrimination, which expresses a prejudiced attitude towards social differences such as ethnicity, gender and religion, is a subject of political philosophy. This issue is worth examining within the framework of the views of Hannah Arendt, a political theorist. Because Arendt used the concepts of public sphere-private sphere, action, ignorance, judgment, authority as a boundary in her own thoughts and shared her thoughts by preserving this boundary. It is possible to deduce elements of Arendt's original philosophical method from her analysis of historical events. For this reason, in this study, Arendt's thoughts on three historical events are given in detail and Arendt's approach to events is examined. In the first part, it is stated that racial discrimination and discrimination against black people are due to the legally provided“equality”, and then the right to“freedom of association”and the place of discrimination in the public sphere are examined. A linguistic analysis has been made in the context of criticisms against Arendt claiming to be a“white supremacist”. In the second part, it is discussed that gender discrimination is caused by the“inequality”between men and women. A historical account of how women gained their political rights and the process of feminism was given. With Arendt's discourse, the criticism that the feminism movement hinders common sense in the context of the public sphere-private sphere duality and that it is“male supremacist”as a result of this evaluation has been the subject. In the third chapter, it has been determined that the reason for the religious discrimination and the antisemitic movement applied to the Jews is inaction and the reason for the crimes against humanity is ignorance. Arendt was also criticized on this issue and was accused of being“pro-Nazi”. Despite these criticisms, this thesis claims that Arendt actually approaches the events with her own neutral, critical, phenomenological philosophical method. In this respect, he contributed to contemporary political philosophy by introducing a new method. This thesis tries to show Arendt's unique contribution to political philosophy, which clearly distances herself from the problems posed by political violence, racism and feminism, based on her views on discrimination. As a result, it has been concluded that the reason for the criticism directed to Arendt on the mentioned types of discrimination stems from her impartial, critical and phenomenological method. This method has been examined methodically and it has been understood that the criticisms are mainly a set of misunderstandings caused by the fact that Arendt has a unique method in political philosophy.

Benzer Tezler

  1. 'Kimsenin Müslüman Kadınları' Müslüman kadınların alternatif medya platformları aracılığıyla karşı kamusal alan oluşturmaları: Türkiye ve Almanya örneği

    'Nobody's Muslim Women' construction of Muslim women's counter public sphere through alternative media platforms: The case of Turkey and Germany'

    SÜMEYRA SOYDAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Siyasal BilimlerGalatasaray Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZLEM DANACI YÜCE

  2. Racism and violence in black metal and ska lyrics

    Black metal ve ska şarkı sözlerinde ırkçılık ve şiddet

    BAŞAK AĞIN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2006

    İngiliz Dili ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. CAN ABANAZIR

  3. Theatre and censorship in selected plays by Howard Barker

    Howard Barker'ın seçili oyunlarında tiyatro ve sansür

    MOHANAD SABTI IBRAHIM ALDAOSERI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2021

    İngiliz Dili ve EdebiyatıKarabük Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ NAZILA HEIDARZADEGAN

  4. A journey from existence to destruction: Existential crisis and isolation of the dissenters in a dry white season by André Brink and J.M. Coetzee's age of iron

    Mevcudiyetten yıkıma bir yolculuk: Andre Brink'in Kuru Beyaz Mir Mevsim ve J.M. Coetzee'nin Demir Çağı adlı eserlerinde muhaliflerin varoluşsal buhranı ve yalnızlaşması

    MERVE BAŞOĞLU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2013

    Karşılaştırmalı EdebiyatFatih Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MOHAMED BAKARI

  5. The Effects of a violent culture on human beings in four of Edward Bond's plays: Saved, Early Morning Narrow Road to the Deep North and Lear

    Başlık çevirisi yok

    GÜLŞEN SAYIN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    1989

    İngiliz Dili ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. DENİZ BOZER