Delineation of the disputed areas in the Aegean Sea, which could be jointly developed or managed
Ege Denizi'nde müşterek işletimin ve yönetimin uygulanabileceği ihtilaflı deniz alanlarının belirlenmesi
- Tez No: 831497
- Danışmanlar: PROF. DR. HAKAN KARAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Hukuk, Law
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Deniz Hukuku Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Deniz Hukuku Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 102
Özet
Ege Bölgesi'nin kendine özgü yarı kapalı bir deniz alanı olması onu dünyadaki diğer denizlerden ayırmaktadır. Ege Bölgesi gibi bir deniz alanı sınırlandırılırken de nasıl coğrafi açıdan eşsiz olduğu söyleniyorsa, sınırlandırması da emsalsiz olmalıdır. Ege Denizi'nde deniz yetki alanlarının sınırlandırılması konusunda tarafların talep ve düşünceleri birbirlerinden ciddi farklılıklar göstermektedirler. Her hükümet değişikliğinde değişen tavır ve görüşler de iki ülkenin deniz yetki alanlarının belirlenmesini zorlaştırmıştır. Yunanistan Ege Bölgesi'ndeki tek sorunu kıta sahanlığı olarak görse de Türkiye'ye göre çok daha fazla tartışılması gereken problem vardır. Bu açıdan Türkiye ve Yunanistan'ın nihai bir sınırlandırma anlaşmasına ulaşması oldukça zor görülmektedir. Müşterek İşletim Anlaşmaları, bir veya daha çok devletin bir bölgede kesişen talepleri olduğu ve bunlara çözüm bulunamadığı takdirde başvurulabilecek altrnatif bir yoldur. Devletler nihai bir anlaşma yapana kadar, bölgedeki ihtilafı en aza indirgemek, bölgedeki kaynakları araştırmak ve bu kaynakları kullanmak, güvenliği sağlamak ve son olarak bölgedeki çevrenin korunmasını sağlamak başlıca hedeflerindendir. Bu tezde Ege Bölgesi'nde potansiyel bir müşterek işletim anlaşmasının yapılabilmesi için Türkiye ve Yunanistan'ın izlemesi gereken yollar ortaya konmaya çalışılmıştır. Potansiyel bir müşterek işletim anlaşmasında bulunması gerekenler ayrı ayrı incelenerek Türkiye ve Yunanistan'ın potansiyel bir müşterek işletim anlaşması yapma niyetinde olmaları halinde kendilerine yüklenecek pozitif ve negatif yükümlülükler açıklanmıştır. İhtilaflı deniz alanları belirlenerek, bu bölgelerdeki potansiyel kaynaklarda göz önünde bulundurularak müşterek işletim anlaşmaları için en uygun bölgeler belirlenmeye çalışılmıştır. Bu bölgelerin daha iyi anlaşılması için de bazı haritalar hazırlanarak tarafların ihtilaflı olduğu ve müşterek olarak işletebileceği bölgeler belirtilmiştir.
Özet (Çeviri)
The fact that the Aegean Region is a unique semi-enclosed sea area distinguishes it from other seas worldwide. Just as it is considered geographically unique when delimiting a sea area such as the Aegean Sea, its delimitation must be special. The demands and opinions of the parties on the delimitation of maritime jurisdiction areas in the Aegean Sea show serious differences. Changing attitudes and views with each government change made it difficult to determine the maritime jurisdiction areas between the two countries. Although Greece sees the only problem in the Aegean Sea as the continental shelf, there is much more to be discussed than Türkiye. In this respect, it seems complicated for Türkiye and Greece to reach a final delimitation agreement. Joint Development Agreements are an alternative way to be resorted to when one or more states have overlapping claims in a region that cannot be resolved. Until the states make a final agreement, minimizing the conflict in the region, exploring and exploiting the resources in the region, ensuring security, and finally providing the protection of the environment in the region are among the main goals. This thesis has tried to reveal which stages Türkiye and Greece should follow to make a potential joint development/management agreement in the Aegean Sea. What should be included in a potential joint development agreement has been examined separately, and the positive and negative obligations imposed on Türkiye and Greece, if they intend to make a potential joint development agreement have been explained. By determining the disputed sea areas, the most suitable regions for joint development agreements were tried to be determined by considering the potential resources in these areas. In order to understand better to these regions, some maps were prepared, where the parties were in dispute and could be jointly developed or managed were specified.
Benzer Tezler
- Türk dış politikasında Doğu Akdeniz'in stratejik önemi: Adalet ve kalkınma partisi dönemi Doğu Akdeniz politikaları
Strategic importance of the Eastern Mediterranean in Turkish foreign policy: Eastern Mediterranean policies during the justice and development party period
EBRU POLAT
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Uluslararası İlişkilerÜsküdar ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. NERGİZ ÖZKURAL KÖROĞLU
- Deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ve coğrafyanın üstünlüğü ilkesi: Türk deniz yetki alanlarının belirlenmesine yansımaları
Delimitation of maritime boundaries and the primacy of geography: reflections on the delineation of Turkish maritime jurisdiction
YUSUF ERTAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Hukukİbn Haldun ÜniversitesiUluslararası ve Mukayeseli Hukuk Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ERDEM İZZET KÜLÇÜR
- Türk hukukunda aile arabuluculuğu
Mediation in family law
CEMRE ATÇEKEN
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
HukukKTO Karatay ÜniversitesiÖzel Hukuk Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MAHMUT KİZİR
- Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının Erken Sovyet dönemindeki kökenleri
Origins of the Azerbaijan–Armenia conflict in the Early Soviet period
NİJAT MOYLAMOV
Yüksek Lisans
Türkçe
2025
Uluslararası İlişkilerErciyes ÜniversitesiAvrasya Araştırmaları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET ÖCAL
- Uluslararası sınır uyuşmazlıkları: Kıta Afrikası örneklemleri
International boundary disputes: Samples from Continental Africa
EMRE KALAY
Doktora
Türkçe
2018
Uluslararası İlişkilerTrakya ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SİBEL TURAN