Geri Dön

Akut lenfoblastik lösemi hastalarında kemoradyoterapinin büyüme ve puberte üzerine geç dönem etkileri

Late effects of chemoradiotherapy on growth and puberty in patients with acute lymphoblastic leukaemia

  1. Tez No: 835372
  2. Yazar: SEVGİ BİLGİÇ ELTAN
  3. Danışmanlar: DR. MÜZEYYEN GÖNÜL AYDOĞAN, PROF. DR. ARZU AKÇAY
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Hematoloji, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases, Hematology, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 96

Özet

Amaç: Lösemi tedavisinde son 30 yılda gelişen yoğun, kombine tedavi yöntemleri, santral sinir sistemini koruyucu tedaviler ve destekleyici bakımdaki ilerlemeler ile ALL'de sağ kalım oranı %80'lere ulaşmakla beraber sağ kalım oran ve süresi uzadıkça tedavi sonucu gelişen yan etkilerin görülme sıklığı artmış ve tedavinin geç etkileri giderek önem kazanmıştır. Bu nedenlerle yapılan bu çalışmada kemoterapi ve kraniyal radyoterapinin büyüme ve puberte üzerine geç yan etkilerinin değerlendirilmesi amaçlandı. Yöntem: 1997-2007 yılları arasında Sağlık Bakanlığı Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği'nde ALL tanısı ile takip ve tedavi edilen, tedavi bitimi sonrası en az 5 yıllık süreyi doldurmuş 22'si erkek ve 26'sı kız olmak üzere toplam 48 hasta ileriye dönük olarak incelendi. Her bir hasta için ad, soyad, yaş, cinsiyet, boy, ağırlık, ebeveyn boyları, hedef boyu, tanı tarihi, tedavi protokolleri (kemoterapi, kemoterapi+radyoterapi), puberte evresi, kemik yaşı, TSH, serbest T4, LH, FSH, östradiol veya testosteron, IGF-1, IGFBP-3 bilgilerini içeren bir çalışma formu oluşturuldu. Her bir olgunun yıllık büyüme hızı değerlendirildi. Büyüme hızı yetersiz olup kemik yaşı geri olan hastalara klonidin ile büyüme hormonu uyarı testi yapıldı. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 14,41±2,85 yıl olup, 10,5-22,4 yıl arasında değişmekte idi. Hastalardan 31'i (%64,6 hasta) profilaktik KRT almıştı. Hastaların 5'i (%16 hasta) 18 cGy, 26'sı (%84 hasta) 12 cGy KRT almıştı. Kırk sekiz hastanın 15'inde (%31,2 hasta) en az bir endokrin bozukluk saptandı. Hastalardan 6'sının (%12,5 hasta) boyu -2 SDS'nin altında olup, 3'ünün (%6,25 hasta) hastanın vücut kitle indeksi>30 kg/m2 idi. Kemik yaşı 2 (% 4,1) hastada geri olarak değerlendirildi. Dört (%8,3) hastanın IGF-1 değerleri -2 SDS'nin altında ve 2 (% 4,1) hastanın büyüme hormonu yetersiz bulundu. Hastaların ilk muayene sırasındaki boy SDS ortalamaları -3,68±1,52, ağırlık SDS ortalamaları -3,43±1,92 idi.Bir yıllık takiplerinden sonraki boy SDS ortalamaları -3,31±1,91, kilo SDS ortalamaları -3,56±1,9 olarak bulundu. Çalışmaya alınan hastaların ilk muayenesinde 2 hasta (%4,2) Tanner evre I, 8 hasta (%16,7) Tanner evre II, 7 hasta (%14,6) Tanner evre III, 15 hasta (%31,3) Tanner evre IV, 16 hasta (%33,3) Tanner evre V olarak değerlendirildi. Bir erkek hastada hipergonadotropik hipogonadizm, 1 kız hastada puberte prekoks saptandı. Bu iki hasta dışında hastalar yaşlarına uygun Tanner evresinde idi. İki hastada subklinik hipotirodi saptandı. Sonuç: Lösemi tedavisi gören hastalarda geç dönemde klinik veya subklinik bazı bozukluklar çıkabilmektedir. Bu bozukluklar, hastanın sosyal ve fiziksel yaşamını yakından etkilemektedir. Bu nedenle bu hastaların takibinin iyi yapılması ve gerekli destek tedavisinin sağlanması, sağlıklı bir sosyal yaşam için gereklidir.

Özet (Çeviri)

Objectives: Although the survival rate reached %80 in ALL owing to the intensive combined treatment modalities developed in the last 30 years as well as methods for sparing the central nervous system and progress in supportive care; treatment related adverse effects also increased with the increased rate and time of survival and the late effects of the treatment became more important. Hence, the aim of our study is evaluation of the late effects of chemotherapy and cranial radiotherapy in this group of patients. Material and Methods: 48 patients (22 male and 26 female) who were diagnosed and treated for ALL between the years of 1997-2007 in İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Education and Research Hospital Pediatric Oncology Clinic and all of whom have been disease free for at least 5 years after the cessation of treatment, were evaluated prospectively. The study form included each patient's name, age, gender, weight, parental height, target height, date of diagnosis, protocol of treatment (chemotherapy, chemotherapy+ radiotherapy) ,stage of puberty, bone age, TSH, free T4, LH, FSH, estradiol or testosterone, IGF-1 and IGFBP-3 levels. Annual rate of growth was evaluated for each patient. The patients with inadequate growth rate and delayed bone age were subjected to growth hormone stimulation test with clonidine. Results: Mean age of the patients was 14,41±2,85 (10,5-22,4) years. 31 of the patients (%64,6) had prophylactic CRT; 5 (%16) of which had 18 Gy and 26 (%84) had 12 Gy CRT. 15 (%31,2) of the 48 patients were diagnosed with at least one endocrinological disorder. 6 (%12,5) of the patients' heights were below -2 SDS and 3 (%6,25) patients had a body mass index >30 kg/m2. Bone age was delayed in 2 (% 4,1) of the patients. Four (%8,3) of the patients had IGF-1 values below the -2 SDS and 2 (% 4,1) had inadequate levels of growth hormone. In the first visit, mean of the height SDS values of the patients was -3,68±1,52, and the mean of the weight SDS values - 3,43±1,92. After one year of follow up, the mean SDS values were - 3,31±1,91 and -3,56±1,9 for height and weight respectively. In the physical examination for puberty staging, 2 (%4,2) of the patients were Tanner stage I, 8 (%16,7) patients Tanner stage II, 7 (%14,6) patients Tanner stage III, 15 (%31,3) patients Tanner stage IV and 16 (%33,3) patients Tanner stage V. The patients' Tanner stages were appropriate for their ages except for one male hypergonadotropic hypogonadism and 1 female precocious puberty. Subclinical hypothyroidism was detected in two of the patients. Conclusion: Some late term clinical or subclinical disorders can be seen in patients who are treated for leukemia. Because these disorders affect the social and physical life of the patient, regular follow up and providing supportive treatment is necessary for a healthy social life.

Benzer Tezler

  1. Akut lenfoblastik lösemi hastalarında kemoradyoterapinin büyüme ve puberte üzerine geç dönem etkileri

    Başlık çevirisi yok

    SEVGİ BİLGİÇ ELTAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    OnkolojiSağlık Bakanlığı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. M. GÖNÜL AYDOĞAN

    DR. ARZU AKÇAY

  2. Akut lenfoblastik lösemi hastalarında vitamin b12 ve folik asit düzeylerinin indüksiyon kemoterapisi süresindeki hematolojik parametreler ve komplikasyonlar üzerine etkisi

    The effect of vitamin b12 and folic acid levels on hematological parameters and complications during induction chemotherapy in acute lymphoblastic leukemia patients

    VOLKAN KÖSE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    HematolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HÜSNİYE NEŞE YARALI

  3. Akut lenfoblastik lösemi hastalarında sRAGE (soluble receptor for advanced glycation end products) düzeyinin prognostik önemi

    Prognostic importance of srage (solublereceptor for advanced glycation end products) level in patients with acute lymphoblastic leukemia

    BÜŞRA ÖZKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    UZMAN BİNNAZ ÇELİK

  4. Association of the levels concentration of insulin like growth factor I hormone with polymorphism of IL-33 gene in acute lymphoblastic leukemia patients

    Akut lenfoblastik lösemi hastalarında büyüme faktörü ı hormonu gibi insülin konsantrasyonu düzeylerinin IL-33 geninin polimorfizmleri ile ilişkisi

    SEENAA TAQI MANSOUR MANSOUR

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    BiyolojiÇankırı Karatekin Üniversitesi

    Biyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ PINAR ARSLAN

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MOHAMMAD JABER ALZEYADI