Psikiyatri polikliniğine başvuran kadınlarda eş şiddetine maruziyetin klinik özellikler, yetişkin ayrılık anksiyetesi, bağlanma stilleri ve algılanan sosyal destekle ilişkisinin incelenmesi
Examination of the relationship between exposure to spousal violence and clinical characteristics, adult separation anxiety, attachment styles and perceived social support in women applying to a psychiatric outpatient clinic
- Tez No: 840493
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ CELALEDDİN TURGUT
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 140
Özet
Amaç: Dünya'da ve Türkiye'de kadına yönelik eş şiddeti çok sık görülen, aile içi birçok soruna yol açan, toplumsal etkileri olan oldukça önemli bir konudur. Kadınlar üzerinde şiddetin fiziksel ve ruhsal birçok olumsuz etkisi vardır. Şiddetin sebepleri ve sonuçları çok fazla araştırılmış olsa da hala sebep veya sonuç olabilecek yeterince araştırılmamış bazı ilişkili etkenler olabilir. Bu çalışmada, psikiyatri polikliniğine başvuran kadınlarda eş şiddetine maruziyetin klinik özellikler, yetişkin ayrılık anksiyetesi, bağlanma stilleri ve algılanan sosyal destekle ilişkisinin incelenmesi ve aynı zamanda yetişkin ayrılık anksiyetesi olan ve olmayan grubun birbiri ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya, KSÜ SUA Hastanesi psikiyatri polikliniğine başvurmuş, 18-65 yaş arası evli veya boşanmış olan, çalışmaya katılmaya onay veren, ağır bir psikiyatrik veya nörolojik hastalığı olmayan 176 kadın dahil edilmiştir. Veriler toplanırken sosyodemografik veri formu klinik görüşme yöntemi ile, diğer ölçekler katılımcıların doldurması ile elde edilmiştir. Bu ölçekler şunlardır; Ayrılma Anksiyetesi Belirti Envanteri (SASI), Yetişkin Ayrılma Anksiyetesi Anketi (ASA-27), Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (MSPSS), İlişki Ölçekleri Anketi (RSQ). ASA-27'nin kesme puanına göre yetişkin ayrılık anksiyetesi bozukluğu (YAAB) olanlar ve olmayanlar karşılaştırılmıştır. Ayrıca eş şiddeti olan ve olmayan grup arasında da karşılaştırma yapılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan kadınların sosyodemografik verileri ile ilgili ayrılık anksiyetesi ve eş şiddeti açısından anlamlı farklılık görülmemiştir. Sosyodemografik veri formundaki bilgiler ve ASA-27 puanına göre; çocukken aileden uzak kalınması, çocukken evde aile üyeleri dışında başka yaşayanların da olması, çocukken şiddet görülmesi ayrılık anksiyetesi belirtileri açısından anlamlı bulunmuştur. Eşten şiddet görme, çocuğa kendisinin veya eşinin şiddet uygulaması ise YAAB açısından anlamlı değildir. ASA-27 ve RSQ incelendiğinde YAAB olanlarda korkulu, kayıtsız ve saplantılı bağlanma stilleri anlamlı şekilde yüksekken, güvenli bağlanma stili ise düşük bulunmuştur. Klinik görüşme ve Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı-5 (DSM-5) kriterleri ile tanı konulan psikiyatrik hastalıklar YAAB ile sık görülmekle birlikte, aralarında anlamlı farklılık saptanmamıştır. Kadınların eş şiddeti öyküsüne bakıldığında evli olanlar boşanmış olanlara göre anlamlı olarak daha fazla şiddet görmüştür. Diğer sosyodemografik özellikler eş şiddeti açısından anlamlı değildir. Şiddet görenlerin evlilikten memnuniyeti anlamlı derecede düşük bulunmuştur. Çocukken şiddet gören ve eşi çocuğa şiddet uygulayan kadınların eşinden şiddet görme oranı daha fazlayken, kadının çocuğa şiddet uygulaması ile eş şiddeti görme arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır. Eş şiddeti görenlerin MSPSS puanı anlamlı şekilde düşüktür ancak RSQ ölçeği ile eş şiddeti arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır. Psikiyatrik hastalıklara bakıldığında eş şiddeti ile anlamlı olarak ilişkili olan bir hastalık bulunmamıştır. ASA-27 ve SASI ölçekleri arasında anlamlı ilişki görülmüştür. Sonuç: Çalışmanın sonuçlarına göre kadınların %34,1'inin eş şiddeti öyküsü vardır. Yaş, eğitim durumu, evlenme şekli, çalışma durumu, yerleşim birimi gibi bazı sosyodemografik veriler literatürün aksine eş şiddeti ve ayrılma anksiyetesi ile ilişkili bulunmamıştır, bunun nedeni örneklemin küçük olması ve grubun sosyodemografik özelliklerinin benzer olması nedeniyle olabilir. Çocukken şiddet görmek ve eşin çocuğa şiddet uygulaması literatürle de uyumlu olarak şiddetin çok kuşaklı etkisini gösterir şekilde eş şiddetini de yordamıştır. Eşi vefat etmiş veya boşanmış kadınlarda eş şiddeti öyküsünün fazla olması şiddete boşanma yoluyla son verildiğini veya eşinden ayrı olan kadınların şiddeti daha rahat dile getirdiklerini gösteriyor olabilir. Literatürde çok kez bahsedilen sosyal destek ve eş şiddeti arasındaki ters ilişki çalışmamızda da ortaya çıkmıştır. Eşinden şiddet gören kadınların evlilikten memnuniyetsizliği beklendiği üzere daha fazladır. Çocukken şiddet görmek ve aileden uzak kalmak YAAB ve çocukluk çağı ayrılık anksiyetesi bozukluğu (ÇAAB) ile ilişkilidir. YAAB olanlarda ÇAAB da saptanmıştır. YAAB olanların bağlanma stilleri de çoğunlukla güvenli değildir, bu kişilerde sorunlu ebeveyn ilişkisi üzerine güvenli bağlanmada bozukluk oluşmuş ve bu durum çocuklukta ve yetişkinlikte ayrılık anksiyetesi bozukluğuna (AAB) sebep olmuş olabilir . Eşinden şiddet gören ve görmeyen kadınların bağlanma stilleri arasında belirgin fark yoktur. Ancak ayrılık anksiyetesi ve aile içi şiddet (AİŞ) ile ilgili daha büyük örneklem ile yapılacak çalışmalar bu konuya daha fazla ışık tutacaktır.
Özet (Çeviri)
Objective: Spousal violence against women is a crucial issue that is very common in the world and Turkey; it causes many problems within the family and even has social effects. Violence has many adverse physical and mental effects on women. Although the causes and consequences of violence have been extensively studied, there may still be some unexplored related factors that can be either cause or effect. This study aims to investigate the relationship between exposure to spousal violence for women who applied to the psychiatry outpatient clinic and clinical characteristics, adult separation anxiety, attachment styles, and perceived social support and to compare the groups with and without adult separation anxiety. Materials and Methods: The study included 176 women aged between 18-65 years, married or divorced, applied to the KSU SUA Hospital psychiatry outpatient clinic, consented to participate in the study and did not have a severe psychiatric or neurological disease. While collecting the data, the clinical interview method is utilized for the sociodemographic data, and the other scales are obtained from the forms the participants filled. These scales are; Separation Anxiety Symptom Inventory (SASI), Adult Separation Anxiety Questionnaire (ASA-27), Multidimensional Scale of Perceived Social Support (MSPSS), and Relationship Scales Questionnaire (RSQ). According to the cut-off score of the ASA-27, those with and without adult separation anxiety disorder (ASAD) were compared. In addition, a comparison was made between the group with and without spousal violence. Findings: No significant difference was found with regards to separation anxiety and domestic violence for the sociodemographic data of the women participating in the study. According to the information in the sociodemographic data form and the ASAQ score, being away from the family as a child, having people living at home other than family members, and experiencing violence in childhood were found to be significant in terms of separation anxiety symptoms. Experiencing violence by the spouse or inflicting violence against the child by herself or her spouse are not significant for ASAD. While the fearful, preoccupied, and dismissing attachment styles were significantly high, the secure attachment style was found to be low when the ASA-27 and RSQ were examined. Although psychiatric diseases diagnosed with clinical interviews and DSM-5 criteria often co-exist with ASAD, no significant difference was found between them. When the history of spousal violence is examined, married women have been exposed to violence significantly more than divorced women. Other sociodemographic characteristics were not significant with regards to spousal violence. Marital satisfaction of those who experienced violence was found to be significantly lower. While the rate of being exposed to violence by their spouses is higher for women who were exposed to violence as a child and whose husbands used violence against their children, a significant relationship was found between the violence against the child and the violence by the spouse. The MSPSS score of those who experienced spousal violence was significantly lower, while no significant relationship was found between the RSQ scale and spousal violence. When psychiatric diseases were examined, no disease was found significantly associated with spousal violence. There was a significant relationship between the ASA-27 and SASI scales. Conclusion: According to the study results, 34.1% of women have a history of spousal violence. Contrary to the literature, some sociodemographic data such as age, education level, type of marriage, employment status, and residential area were not found to be associated with spousal violence and separation anxiety. This result may be due to the small sample size and the similar sociodemographic characteristics of the group. In line with the literature, being exposed to violence in childhood and the use of violence by the spouse against the child also predicted spousal violence, showing the multi-generational effect of violence. The fact that the history of spousal violence is higher in widowed or divorced women may indicate that violence was ended through divorce or that women who are separated from their spouses speak out on violence more comfortably. The inverse relationship between social support and spousal violence, which is frequently mentioned in the literature, was also revealed in our study. Marital dissatisfaction is higher among women experiencing violence by their spouses, as expected. Being exposed to violence and staying away from the family during childhood are associated with ASAD and childhood separation anxiety disorder (CSAD). Individuals who have ASAD also suffer from CSAD. The attachment styles of those with CSAD are also mostly not secure, and these individuals may have impaired secure attachment due to the problematic parental relationship, which may have caused separation anxiety disorder in childhood and adulthood. There is no significant difference between the attachment styles of women who have experienced violence by their spouses and those who have not. However, further studies about separation anxiety and domestic violence with a larger sample will shed more light on this issue.
Benzer Tezler
- Majör depresyon tanılı kadın hastalarda ev içi/partner şiddetinin yeme tutumu, öfke ve intihar düşüncesi ile ilişkisinin incelenmesi
The relationship between domestic/partner violence and eating attitudes, anger and suicidal ideation in female patients with major depression
BETÜL KAYGUSUZ DEĞER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
PsikiyatriSağlık Bilimleri ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖMER AKİL ÖZER
- Aile içi şiddet gören kadınlarda psikiyatrik bozukluklar
Psychiatric disorders among women who have been exposed to domestic violence
AYSUN GENÇ DİŞCİGİL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
Psikiyatriİstanbul ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ŞAHİKA YÜKSEL
- Travma sonrası kahırlanma bozukluğunun anksiyete hastalarında klinik gösterimi ve eştanılı hastalıklar
Clinical display and comorbid diseases of the posttraumatic embitterment disorder in anxiety outpatient clinic
BAHAR KILIÇ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Psikiyatriİnönü ÜniversitesiRuh ve Sinir Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SÜHEYLA ÜNAL
- Premenstruel disforik bozukluk ve premenstruel sendrom tanılı olgularda çocukluk çağı travmatik yaşantılarının kendine zarar verme davranışı, intihar girişimi ve cinsel işlev üzerine etkisinin incelenmesi
Investigation of the effect of childhood traumatic experiences on self-harming behavior, suicide attempt and sexual function in patients diagnosed with premenstruel dysforic disorder and premenstruel syndrome
PINAR SİVRİKAYA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
PsikiyatriRecep Tayyip Erdoğan ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÇİÇEK HOCAOĞLU
- Yaygın anksiyete bozukluğunda mizofoni sıklığı
Frequency of mizophonia in general anxiety disorder
EZGİ TOROS
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
PsikiyatriSağlık Bilimleri ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SİNAY ÖNEN