Geri Dön

Bipolar bozukluk ve psikotik bozukluk erken dönemde aile odaklı terapinin etkilerinin incelenmesi

Investigation of the effects of family-focused therapy in the early period of bipolar disorder and psychotic disorder

  1. Tez No: 841027
  2. Yazar: TEVHİDE EKİN SÜT
  3. Danışmanlar: PROF. DR. FATMA NESLİHAN İNAL, PROF. DR. İBRAHİM EMRE BORA
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Çocuk Psikiyatrisi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 152

Özet

Giriş: Bipolar bozukluk ve şizofreni, yaşam boyu süren, bireye, ailelerine ve topluma önemli bir yük oluşturan bozukluklardır. Farklı psikiyatrik bozukluklar olmakla birlikte, örtüşen semptomlar, genetik ve nörobiyolojik faktörler, kronik seyir ve işlevsellikte bozulma gibi ortak noktalara sahiptirler. Son zamanlardaki takip çalışmaları bu bozuklukların erken evrelerine odaklanmaktadır. Erken tanı ve tedavi amacıyla farmakolojik yaklaşımların yanı sıra psikososyal müdahalelere de giderek daha fazla başvurulmaktadır. Hedefe yönelik erken müdahaleler, semptomları olan gençlerin yaşadığı psikososyal stresi, hastalık prograsyonunu ve yıkıcı nöroprogresif süreçleri azaltma potansiyeline sahip oldukları için oldukça önemlidir. Müdahale çalışmaları çoğunlukla yetişkin bireyleri kapsamakta olup çocuk ve ergenler için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bipolar bozukluk ve şizofreni hastalar üzerindeki etkilerinin yanı sıra bakım verenlere de yük oluşturmaktadır. Ailenin bakım vermedeki aktif rolü nedeniyle aile yükü kavramı son yıllarda giderek önem kazanmıştır. Hem gence hem de ailesine yönelik psikososyal müdahalelerin bu grubun işlevselliğine katkıda bulunabileceği düşünülmektedir. Ancak psikotik ve bipolar bozukluklarda erken müdahalelerin etkilerini karşılaştıran araştırmalar sınırlıdır. Bu çalışma, aile odaklı terapinin bu bozuklukların erken evrelerindeki bireyler ve aileleri üzerindeki etkilerini araştırmayı amaçlamıştır. Çalışmamızda aile odaklı terapinin genç bireylerin semptomatolojisi, aile iletişim becerileri, genç bireylerin başa çıkma yetenekleri, aile yükü ve yaşam kalitesi üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Yöntem: Çalışmamıza Bipolar Bozukluk Tip I-II, şizofreniform bozukluk veya şizofreni kriterlerini karşılayan, atak sonrası remisyon sağlanmış hastalar dahil edilmiştir. Araştırma Dokuz Eylül Üniversitesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi ve Hastalıkları Anabilim Dalı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'nda gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya katılmayı kabul eden 15-21 yaş arası genç ve en az bir ebeveyni değerlendirilmeye alınmıştır. Toplamda aile odaklı terapi oturumlarını tamamlayan 10 bipolar bozukluk ve 10 psikotik bozukluk tanılı genç ve ebeveyni çalışmaya dahil edilmiştir. Klinik değerlendirmeler Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği (HDRS), Young Mani Derecelendirme Ölçeği (YMRS), Pozitif Semptomları Değerlendirme Ölçeği (SAPS), Kısa Negatif Semptom Ölçeği (BNSS), Kişisel ve Sosyal Performans Ölçeği (PSP) ve Akıl Hastalığına İçgörüsüzlük Ölçeği (SUMD) ile değerlendirilmiştir. Ayrıca gençlerden Başa Çıkma Stratejileri Ölçeği Kısa Formu (Brief-COPE), Kısaltılmış Duygu Dışavurum Ölçeği (KDDÖ), Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Değerlendirme Anketi (WHOQOL), Mc Master Aile Değerlendirme Ölçeği (Mc Master Family Assesment Device) doldurmaları istenmiştir. Eş zamanlı olarak ebeveynden de Beck Depresyon Ölçeği, Zarit Bakımveren Yükü Ölçeği, Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Değerlendirme Anketi (WHOQOL), Mc Master Aile Değerlendirme Ölçeği (Mc Master Family Assesment Device) doldurmaları istenmiştir. Terapi öncesi-sonrası grup içi sonuçların değerlendirilmesinde ise bağımlı örneklem t testi kullanılmıştır. Grupların zaman içindeki değişimi ise Tekrarlayan Ölçümlerde ANOVA (Repetetive Measures ANOVA) yöntemi ile gerçekleştirilmiş olup grup*zaman etkisine bakılmıştır. Sürekli değişkenlerin birbiriyle ilişkisinin incelenmesinde Pearson korelasyon testinden yararlanılmıştır. Bulgular: Aile Odaklı Terapi seansları sonrasında her iki gruptaki genç bireylerde depresif belirtiler, pozitif ve negatif belirtilerin şiddetinde istatistiksel olarak anlamlı düşüş görülmüştür. Terapi oturumları sonrası her iki gruptaki gençlerin işlevsellik puanlarında anlamlı artış görülmüş olup; bu artış bipolar bozukluk grubunda daha fazla olmuştur. Ayrıca gençlerde problem odaklı ve duygusal odaklı başa çıkma yöntemlerinde artış görülürken, işlevsel olmayan başa çıkma yöntemlerinde azalma görülmüştür. Aile odaklı terapi seansları ebeveynlerin duygu dışavurum düzeyleri üzerinde de olumlu bir etki yaratmış, duygusal ifade ve eleştirellik düzeylerini azaltmıştır. Aile işlevselliği üzerinde bipolar bozukluk grubundaki ebeveynler arasında problem çözme, iletişim ve genel işlevsellik alt alanlarında anlamlı etkiler gözlenirken psikotik bozukluk grubundaki ebeveynler yalnızca davranışsal kontrol alt alanında anlamlı farklılıklar bildirmişlerdir. Grup karşılaştırmalarında psikotik bozukluk tanısı alan gençler ve bipolar bozukluk tanılı gençlerin ebeveynleri, aile odaklı terapi seanslarından daha fazla fayda gördüklerini bildirmiştir. Aile odaklı terapi oturumları sonrası bipolar bozukluk grubundaki ebeveynlerde depresif belirtilerde ve algılanan bakım veren yükünde anlamlı azalmalar görülürken, psikotik bozukluk grubundaki ebeveynlerde algılanan bakım veren yükünde anlamlı bir azalma görülmüş, depresif belirtilerdeki azalma istatistiksel anlamlılığını yitirmiştir. Bu sonuç, genç bireylerin tedavi sürecine önemli katkı sağlayan ebeveyn ruh sağlığının ele alınmasının önemini vurgulamaktadır. Özellikle psikotik bozukluk tanısı alan gençlerin ebeveynlerine psikiyatrik destek sağlanması ve tedavi sürecinde ebeveynlerin depresif belirtilerinin ele alınması tedaviye uyum ve işlevsellik açısından olumlu etki yaratabilir. Sonuç: Bulgularımız Aile Odaklı Terapinin bipolar bozukluk ve psikotik bozukluk tanısı alan hastalarda hastalık şiddeti, yaşam kalitesi ve işlevselliği ile aile işlevselliği üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermektedir. Bu çalışma, Aile Odaklı Terapinin Bipolar Bozukluk ve Psikotik Bozukluk tanılı gençlerde erken dönemdeki etkilerini birlikte değerlendiren ilk pilot çalışma olması nedeniyle önemlidir.

Özet (Çeviri)

Introduction: Bipolar disorder and schizophrenia are lifelong conditions that impose a significant burden on individuals, their families, and society as a whole. While these are distinct psychiatric disorders, they share commonalities such as overlapping symptoms, genetic and neurobiological factors, a chronic course, and substantial impairment in functionality. Recent follow-up studies have been focusing on the early stages of these disorders. In addition to pharmacological approaches, psychosocial interventions are increasingly employed for early diagnosis and treatment. Targeted early interventions are crucial as they have the potential to reduce psychosocial stress, the risk of progression, and detrimental neuroprogressive processes experienced by young individuals with symptoms. While intervention studies have primarily involved adults, more research is needed for children and adolescents. In addition to their impact on patients, bipolar disorder and schizophrenia also place a burden on their caregivers. The concept of family burden has gained significance due to the active role of families in caregiving. Psychosocial interventions for both the young person and their family can contribute to the functionality of these group. There is limited research comparing the effects of early interventions in psychotic and bipolar disorders. This study aimed to investigate the effects of family-focused therapy on individuals and their families in the early stages of these disorders. Specifically, it sought to assess the impact of family-focused therapy on the symptomatology of young individuals, family communication skills, coping abilities of young individuals, family burden, and quality of life. Method: In this study, we recruited the patients who met the criteria for Bipolar Disorder Type I-II, schizophreniform disorder, or schizophrenia and had achieved remission. The study was conducted at Dokuz Eylül University Faculty of Medicine, Department of Child and Adolescent Psychiatry and Dokuz Eylül University Faculty of Medicine, Department of Mental Health and Diseases. Participants included youth who agreed to take part, along with at least one parent. The study involved a total of 10 recent-onset individuals diagnosed with bipolar disorder and 10 with psychotic disorders, along with their parents who completed family-focused therapy sessions. Clinical assessments were conducted using the Hamilton Depression Rating Scale (HDRS), Young Mania Rating Scale (YMRS), Scale for the Assessment of Positive Symptoms (SAPS), Brief Negative Symptom Scale (BNSS), Personal and Social Performance Scale (PSP), and Scale of Unawareness of Mental Disorder (SUMD). Additionally, young individuals completed the Coping Strategies Scale Short Form (Brief-COPE), Emotion Expression Scale (KDDS), World Health Organization Quality of Life Assessment Survey (WHOQOL), and McMaster Family Assessment Device. Simultaneously, parents completed the Beck's Depression Inventory (BDI), Zarit Caregiver Burden Scale, World Health Organization Quality of Life Assessment Survey (WHOQOL), and McMaster Family Assessment Device. Dependent sample t-tests were used to evaluate within-group results before and after therapy. Changes over time in both groups were assessed using the Repeated Measures ANOVA method, with a focus on the group*time effect. Additionally, the Pearson correlation test was used to examine the relationship between continuous variables. Results: There was a statistically significant decrease in depressive symptoms and the severity of positive and negative symptoms in young individuals in both groups following Family Focused Therapy sessions. There was also a significant improvement in functionality among young individuals in both groups after the therapy, with a greater benefit observed in the bipolar disorder group. Moreover, young individuals demonstrated an increase in problem-focused and emotionally focused coping methods, along with a decrease in dysfunctional coping methods. Family-focused therapy sessions had a positive impact on parents as well, reducing their levels of emotional expression and criticality. Subsequently, significant changes were observed in the problem-solving, communication, and general functionality sub-domains among parents in the bipolar disorder group. Meanwhile, parents in the psychotic disorder group reported significant differences only in the behavioral control sub-domain. Collectively, young individuals diagnosed with psychotic disorders and the parents of those with bipolar disorders reported more benefits in various sub-domains from family-focused therapy sessions. Following family-focused therapy, parents in the bipolar disorder group experienced significant reductions in depressive symptoms and perceived caregiver burden, while parents in the psychotic disorder group saw a significant decrease in perceived caregiver burden, even though the decrease in depressive symptoms was not statistically significant. This highlights the importance of addressing parental mental health, which significantly contributes to the treatment process of young individuals. In particular, providing psychiatric support to parents of young individuals diagnosed with psychotic disorders and addressing parental depressive symptoms may positively impact treatment compliance and functionality. Conclusion: Our findings show that Family-Focused Therapy has positive effects on patients diagnosed with bipolar disorder and psychotic disorder, disease severity, quality of life and functionality, and family functionality. This study is important as this is the first pilot study co-evaluating the effects of Family-Focused Therapy on young individuals with recent-onset Bipolar Disorder and Psychotic Disorder.

Benzer Tezler

  1. Şizofreni, bipolar bozukluk ve diğer psikotik bozukluklara yönelik antipsikotik tedavi başlanan hastalarda obsesif kompulsif belirtilerin yaygınlığı ve klinik değişkenler ile ilişkisi: 3 aylık izlem çalışması

    The frequency of obsessive-compulsive symptoms and their association with clinical variables in patients initiated on antipsychotic treatment for schizophrenia, bipolar disorder, and other psychotic disorders: A 3-month follow-up study

    SÜMEYYE GÜRLER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SERDAR SÜLEYMAN CAN

  2. Bipolar bozuklukta eşlik eden psikoz yüksek risk sendromunun bilişsel fonksiyonlar ve işlevsellikle ilişkisi

    The relationship of psychosis high-risk syndrome in bipolar disorder with cognitive functions and functionality

    SİMGE UZMAN ÖZBEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikiyatriDokuz Eylül Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM EMRE BORA

  3. Bipolar bozukluk I ve II'de sigara ve madde kullanımının karşılaştırılması

    Comparison of smoking and substance use in bipolar I and bipolar II disorder

    YUSUF METİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZCAN UZUN

  4. Bipolar bozukluk risk grubu ve bipolar bozuklukluğu olan hastalarda yaratıcılığın belirteçlerinin ayrıntılı ve karşılaştırmalı değerlendirilmesi

    Detailed and comparative evaluation of markers ofcreativity in the bipolar disorder risk group andpatients with bipolar disorder

    ELİF CEREN ÇÜMEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikiyatriDokuz Eylül Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM EMRE BORA

  5. Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Psikiyatri Kliniğinde izlenen Bipolar-I bozukluğu olan hastalarda klinik ve tedavi özellikleri ile hastalığın seyri arasındaki ilişki

    The association between the clinical and therapeutic features and the course of the illness in patients with Bipolar-I disorder treated in Selçuk University Medical Faculty Psychiatry department

    İBRAHİM FATİH KARABABA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    PsikiyatriSelçuk Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RÜSTEM AŞKIN