Geri Dön

Non alkolik yağlı karaciğer hastalığı varlığının, non alkolik yağlı pankreas hastalığı ve pankreasın fonksiyon bozukluğu ile ilişkisi

The relationship between non-alcoholic fatty liver disease and non-alcoholic fatty pancreatic disease and pancreatic functional disorder

  1. Tez No: 842330
  2. Yazar: SEÇİL YETKİN TATAR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. YÜCEL ÜSTÜNDAĞ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Gastroenteroloji, İç Hastalıkları, Gastroenterology, Internal diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 140

Özet

Amaç: Günümüzde Obezite ve metabolik sendromun görülme sıklığının artışıyla birlikte Non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı (NAYKH) görülme sıklığı giderek artmaktadır. NAYKH günümüzde batı ülkelerinde kronik karaciğer hastalığının en yaygın nedeni olarak öne çıkmakta olup, son dönem karaciğer hastalığına ilerleyebilen önem giderek artan klinik ve patolojik bir durumdur. Son dönemde yapılan çalışmalarla NAYKH'nın klinik yükünün karaciğerle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda ekstrahepatik organları ve düzenleyici yolları da etkileyen bir çoklu sistem hastalığı olduğu gösterilmiştir. Obezite ve metabolik sendromun karaciğerde olduğu gibi pankreas dahil diğer organlarda da ektopik yağ birikimi ile de ilişkili olduğu bilinmektedir. NAYKH patogenezinin temelinde yatan bu ektopik yağ birikimi süreci, sitokin aracılı inflamasyona, lipotoksisiteye ve oksidatif strese yol açarak hepatoselüler hasar, inflamasyon ve steatoz ile sonuçlanıp non-alkolik steatohepatit (NASH) olarak adlandırılan ilerleyici karaciğer hastalığına sebep olmaktadır. Pankreasta, metabolik sendrom ortamında yağ birikiminin non-alkolik steatopankreatit (NASP) olarak adlandırılan benzer bir sürece yol açabileceği öne sürülmüştür [1] Biz de çalışmamızda NAYKH saptanan hastalarda NASP varlığını ve bu durumun NAYKH ile ilişkisini incelemeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Gastroenteroloji kliniğinde 2016 ve 2022 yılları arasında takip edilen non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı saptanan hastalar ve kontrol grup için de herhangi bir neden veya ön tanı ile abdomen Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) çekilmiş ve karaciğer yağlanması saptanmamış hastalar dahil edildi. Gastroenteroloji polikliniğine başvuran ve otomasyon sisteminde kayıtlı olan hastaların verileri retroprospektif olarak incelendi. Çalışmada tüm hasta gruplarında demografik özellikler, boy, vücut ağırlığı, vücut kitle indeksi, açlık kan şekeri (AKŞ), HbA1c, açlık insülin, HOMA-IR, karaciğer fonksiyon testleri, tam kan sayımı, albümin gibi birçok laboratuvar parametresi kayıt altına alındı ve sonrasında bu hasta grubuna çekilen tüm MRG'ler deneyimli ve alanında uzman radyolog tarafından pankreatik yağlanma ve hepatik yağlanma açısından yeniden incelenerek gruplar arasında istatiksel karşılaştırılma yapıldı. Bunun yanı sıra çekilmiş olan MRG'ler üzerinden pankreas hacimleri de anatomi anabilim dalı desteğiyle 3 boyutlu ölçümler yapılabilen bir tıbbi görüntü görüntüleyicisi olan OsiriX MD isimli program ile ölçüldü. NAYKH ve NASP arasındaki ilişki, hem laboratuvar parametreleri ile, hem MRG aracığıyla yağlanma oranı açısından hem de pankreas volumetrisi üzerinden farklı yönlerden ele alındı. Bulgular: Araştırmaya Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Gastroenteroloji kliniğinde 2016 ve 2022 yılları arasında takip edilen non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı saptanan toplam 57 ve kontrol grup olarak 44 birey olmak üzere toplam 101 kişi çalışmaya dahil edildi. Gastroenteroloji polikliniğine başvuran ve otomasyon sisteminde değerlendirilmek istenen 18 yaş üzeri yağlı karaciğer hastalığı olan ve sistemde çekilmiş abdomen MRG mevcut hastalar cinsiyet farkı gözetilmeksizin hasta grup olarak çalışmaya dahil edildi. Kontrol gruba ise 18 yaş üzerinde bilinen karaciğer ve pankreas hastalığı olmayan herhangi bir nedenle çekilen abdomen MRG'si olan hastalar cinsiyet farkı gözetilmeksizin çalışmaya dahil edildi. Hasta grubun 38'i(%66.7) kadın iken kontrol grubunda 29'u(%65.9) kadındı. Çalışmada hasta ve kontrol grupta ALT, AST, ALP, GGT, AKŞ, HbA1C, PLT, albümin kan değerleri incelendi. İncelenen tüm kan değerleri açısından her iki grup arasında PLT haricindeki tüm değerlerde istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptandı (p

Özet (Çeviri)

Aim: Recently, with the increase in the incidence of obesity and metabolic syndrome, the incidence of non-alcoholic fatty liver disease (NAFLD) is gradually increasing. NAFLD is currently the most common cause of chronic liver disease in western countries, and it is a clinical and pathological condition of increasing importance that can progress to end-stage liver disease. Recent studies have shown that the clinical burden of NAFLD is not only limited to the liver, but also a multi-system disease that affects extrahepatic organs and regulatory pathways. It is known that obesity and metabolic syndrome are associated with ectopic fat accumulation in the liver as well as in other organs including the pancreas. This ectopic fat accumulation process underlying the pathogenesis of NAFLD leads to cytokine-mediated inflammation, lipotoxicity and oxidative stress, resulting in hepatocellular damage, inflammation and steatosis, resulting in a progressive liver disease called non-alcoholic steatohepatitis (NASH). It has been suggested that fat accumulation in the pancreas in the setting of the metabolic syndrome may lead to a similar process called non-alcoholic steatopancreatitis (NASP) [6] In our study, we aimed to examine the presence of NASP in patients with NAFLD and it's relationship with NAFLD. Materials and Methods: In our study, patients with non-alcoholic fatty liver disease followed up in Zonguldak Bülent Ecevit University Medical Faculty Hospital Gastroenterology clinic between 2016 and 2022 included as patient group and for the control group, individuals who underwent abdominal MRI for any reason or pre-diagnosis and who did not have fatty liver were included. The data of the patients who applied to the gastroenterology outpatient clinic and were registered in the automation system were analyzed retrospectively. In the study, many laboratory parameters such as demographic characteristics, height, body weight, body mass index, fasting blood glucose, HbA1c, fasting insulin, HOMA-IR, liver function tests, complete blood count, and albumin were recorded in all patient groups.Afterwards, all MRIs of this patient group were re-examined by an experienced and expert radiologist in terms of pancreatic and hepatic steatosis, and statistical comparisons were made between the groups. In addition, pancreatic volumes were measured on MRIs with the support of the anatomy department, with a program called OsiriX MD, a medical image viewer that can make 3-dimensional measurements. The relationship between NAFLD and NASP was discussed from different aspects, both in terms of laboratory parameters, adiposity by MRI, and pancreatic volumetric. Results: A total of 101 people, 57 of whom were diagnosed with non-alcoholic fatty liver disease and 44 as the control group, who were followed up in the Gastroenterology clinic of Zonguldak Bülent Ecevit University Medical Faculty Hospital between 2016 and 2022, were included in the study. Patients who applied to the gastroenterology outpatient clinic and whose information was available in the automation system, were over 18 years old, had fatty liver disease, and had abdominal MRI taken in the system, were included in the study as a patient group, regardless of gender. In the control group, patients over the age of 18 who had abdominal MRI for any reason without known liver and pancreas disease were included in the study, regardless of gender. While 38 (66.7%) of the patient group were female, 29 (65.9%) of the control group were female. In the study, ALT, AST, ALP, GGT, FAS, HbA1C, PLT, albumin blood values were analyzed in the patient and control groups. There was a statistically significant difference between the two groups in terms of all blood values examined, except for PLT (p

Benzer Tezler

  1. Koroner arter hastalığı belirteci olarak Epikardiyal yağ dokusu kalınlığı ve Non alkolik yağlı karaciğer hastalığının birlikte değerlendirilmesi

    Evaluation of epicardial fat thickness and Non-alcoholic fatty liver disease as a predictör of coronary artery diseases

    MUSTAFA TOPUZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    KardiyolojiErciyes Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ ERGİN

  2. Diyabetik ve diyabetik olmayan fazla kilolu ve obez hastaların NON-alkolik yağlı karaciğer hastalığı (NAYKH) açısından antropometrik ölçümler, skorlamalar, ultrasonografi ve fibroscan yöntemiyle değerlendirilmesi

    Evaluation of diabetic and non-diabetic overweight and obese patients in terms of NON-alcoholic fatty liver disease (NAFLD) by anthropometric measurements, scoring, ultrasonography and fibroscan method

    ABDÜLKADİR KAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    İç HastalıklarıGaziantep Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA ARAZ

  3. Alkol dışı yağlı karaciğer hastalığında kardiyak ve kardiyovasküler hastalık varlığının önceden saptanması: Subklinik myokardial disfonksiyon

    Predetermining cardiac and cardiovascular disease in non-alcoholic fatty liver disease: Subclinical myocardial dysfunction

    BELİZ BAHAR ULAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    GastroenterolojiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAMAZAN İDİLMAN

  4. Non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD) ile human adenovirus 36 ilişkisinin araştırılması

    Investigation of the relationship between non-alcoholic fatty liver disease (NAFLD) and human adenovirus 36

    HARİKA ÖYKÜ DİNÇ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Mikrobiyolojiİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa

    Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BEKİR SAMİ KOCAZEYBEK