Geri Dön

Radiographic and geometric analysis of Calcaneus in selected dog breeds

Seçilmiş köpek ırklarında Calcaneus'un radyografik ve geometrik analizi

  1. Tez No: 843708
  2. Yazar: ESRA TORYAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. OZAN GÜNDEMİR, DR. ÖĞR. ÜYESİ TOMASZ SZARA
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Veteriner Hekimliği, Veterinary Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Şekil analizi, morfometri, veteriner anatomi, Shape analysis, morphometry, veterinary anatomy
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Anatomi (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Anatomi (Veteriner) Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 94

Özet

Etoburların (carnivora takımı) ilk soyundan olan köpek ailesinin üyeleri, Antarktika hariç bütün kıtalara yayılmış yırtıcılardan bazılarıdır. Avrasya ve Kuzey Amerika'nın bazı kısımlarında en büyük yırtıcılar olarak soylarını devam ettirmektedir. Bu nedenle de, sahiplerine bağlılığı ve sadakatiyle ünlenen evcil köpeklerin gri kurt ismiyle bilinen baskın bir yırtıcı hayvandan gelmiş olması son derece dikkat çekicidir. Uzun köpek ailesi tarihinin çok küçük bir kısmını evcil köpekler oluşturur ve evcil köpekler günümüzde var olan 36'dan da fazla yabani köpek türünün aile ağacının sadece bir dalıdır. Bu etkileyici çeşitliliğe rağmen tüm köpekler, geç Buz Devri'min büyük bir bölümündeki tek bir kurttan gelmektedir. Evcil köpeklerin ilk fosil kalıntıları Batı Avrasya'da yaklaşık 12.000-14.000 yıl öncesine dayanırken, genetik kalıntılara göre Doğu Asya kökeni yaklaşık 15.000 yıl öncesine dayanmaktadır. İnsanlar ve kurtlar geniş bir coğrafi alanda beraber yaşamaları, insanların avlandıkları hayvanların leş yığınlarını kamp alanlarının etrafına bırakmaları ve bu sayede kurtların insanlara yaklaşmaya başlaması köpeklerin evcilleştirme sürecini başlattı. Bu etkileşim sayesinde beslenen kurtlar daha uzun süre hayatta kaldılar, daha fazla ürediler ve bu sayede daha cesur hayvanlar ortaya çıktı. Evcilleştirmenin 2.ve daha aktif aşaması ise insanların kendileri için avcı, koruyucu ve çoban köpekleri yetiştirilmesi oldu. Evcil köpek ve insanın serüveni bu şekilde başladı. Son iki yüzyılda köpek ırklarının sayısında yaşanan artış, belki de şimdiye kadar insanlar tarafından gerçekleştirilmiş en büyük genetik deneylerden birini ortaya koyuyor. Gri kurttan damıtılmış hayvanlar; sürü gütme, avlanma, koruma ve rehberlik yetenekleriyle beraber boyut olarak 40 kattan daha fazla farklılık gösteren hayvanlardır. Köpeklerin iskelet boyutları ve iskelet oranlarındaki çeşitlilik, diğer herhangi bir memeli türüne kıyasla oldukça fazladır ve tüm köpekgiller familyasının çeşitliliğini bile aşmaktadır. Morfolojik çeşitlilik, akla gelebilecek her oran ve büyüklükteki köpeği içerisine alan spesifik ırklar nedeniyle davranışsal çeşitliliği de aşmaktadır. Köpeklerdeki bu morfolojik çeşitliliğin büyük kısmı, kontrollü yetiştirme ve cins standartlarının geliştirilmesi sayesinde ve bunun sonucu olarak, dünya çapında 350'den de fazla ırka bölünmüştür. Calcaneus'un içinde bulunduğı tarsal eklem, tibia ve fibulanın distal ucu, metatarsal kemiklerin proksimal ucu ve tarsal kemiklerin hayvan türlerine göre değişik sayıda ve üç sıra halinde dizilerek girmesiyle oluşan dört seviyeli eklemlenmeye sahip bir art. composita'dır. Calcaneus tarsal eklem kemiklerin en büyüğüdür ve topuğun kemik temelini oluşturur. Talus'un dış ve arka yanında yer alır. Topuk kemiği olarak da bilinir. Medialinde ve dorsalinde talus'a, distalinde ise os tarsale quartum'a doğru eklem yüzeyleri bulunur. Serbest ve üst ucuna tuber calcanei denir ve bu yapı hayvanlarda önemli bir belirleyici nokta olan tarsus'un belirgin noktasını oluşturmak üzere talus'un proksimal olarak ötesine uzanır. Bu yapı tarsus'u uzatan kas grupları için kaldıraç görevi görür ve tuber calcani'ye tendo calcaneis communis denilen aşil tendonu yapışır. Bu çalışmada calcaneusun linear ölçümlerinin ve iki boyutlu şeklinin köpek türleri arasında incelenmesi amaçlanmıştır. Linear ölçümlerin ve şeklin türler arası ayırıcı olup olmadığı incelenmiştir. Linear ölçümler iki nokta arasındaki doğrusal mesafeleri tanımlamada kullanılır. Ölçülen doğrusal mesafeler sıklıkla belirli iskelet parçalarının genişlikleri, gözle kolayca tanımlanabilen uzunlukları, minimum/maksimum yükseklikleri gibi maksimum ve minimum boyutlarını içerir. Kemiklerden standartlaştırılmış olan ölçümler; cinsiyet, popülasyon yakınlığı, yaş, bireyin ölüm zamanı ve ölümden önceki geçmişi gibi pek çok bilgiye sahip olmamızı sağlar. Aynı zamanda şekil analizi (morfometri), morfolojik çeşitlilik ve dönüşümün çeşitli nedenlerini anlamaya yönelik bir yaklaşımdır. Cinsiyet tespitinde calcanus'un radyografik ölçümleri de kullanılabilmektedir. Calcaneus'un cinsiyet tespitindeki önemi birçok yazar tarafından belirtilmiştir. Bu önemin temel sebebi, kemiğin sağlam ve ölüm sonrası değişikliklere karşı oldukça dayanıklı yapısıdır. Geometrik morfometri ise, yalnızca tek ölçümlerin kullanması yerine bir nesnenin tüm landmark konfigürasyonlarının analiz edilmesine ve bunların karşılaştırılmasına olanak sağlayan morfometrik bir yöntemdir. Üzerinde çalışılan nesnenin şekli anatomik noktalar ile alınır ve ortaya çıkan şeklin analizi ile de grup-içi ve gruplar arası çeşitlilikler ortaya konur. Yer işaretleri olarak adlandırılan bu anatomik noktalar, çalışmada kullanılan tüm nesnelerde aynı şekilde bulunan yani homolog noktalardır. Homolog noktalar, her tekrarda aynı şekilde bulunurlar ve aynı düzlemde dururlar. Çalışmamızda yararlanılan ve yarı yer işaretleri olarak adlandırılan noktalar ise morfolojik spektrumun yalnızca bir kısmını ele alabilmenin kısıtlayıcılığının üstesinden gelmek amacıyla semilandmark yöntemi geliştirildi. Yarı yer işaretleri, iki veya üç boyutlu eğri ve yüzeyleri ölçmek ve bunları yer işaretleri ile birlikte analiz etmek için uygun seçenek sunar. Geometrik morfometrik yöntem, anatomik noktaların kartezyen koordinatlarından elde edilen tüm geometrik bilgiler olarak da tanımlanabilir. Anatomik noktalar; boyut, konum ve yönelimden ayrı olarak çeşitli istatistiksel teknikler kullanılarak analiz edilebilir; böylece gözlemlenen değişkenler yalnızca morfolojiye dayalı olur. Bu koordinatlar iki veya üç boyutlu olarak alınabilir ve geleneksel morfometriye göre çok daha fazla bilgi sağlar. Çalışmamızda Maltese Terrier, Toy Poodle, Pomeranian, Cavalier King Charles Spaniel, French Bulldog ve Golden Retriever olmak üzere 6 farklı köpek ırkına ait calcaneus röntgen görüntüleri kullanıldı. Radyolojik görüntüler medio-lateral poz üzerinden, X-Ray cihazından 80 cm uzaklıktan olacak şekilde elde edildi. Daha sonra bu radyolojik görüntüler kullanılarak 4 linear uzunluk ölçüsü ve 2 açı değerleri elde edildi. Şekil analizi içinse 2 boyutlu geometrik morfometri yöntemi kullanıldı. Radyolojik görüntüler üzerine 32 semilandmark kullanıldı. Linear ölçümlerin değerlendirilmesi için ANOVA kullanılırken, geometrik morfometrik analiz içinde principal component analiz kullanıldı. Principal component analiz ile tüm bireyler için calcaneus'un şekil varyasyonları incelendi. Canonical variates analysis ile de türler arası şekil farkları ortaya konuldu. Kalkaneus'un linear ölçüm sonuçları Golden Retriever'da en yüksekti. Linear ölçümlere ait en düşük sonuçlar Pomeranian'a aitti. Dorsal calcaneal açı değeri en yüksek olan ırk Maltese Terrier (22,36±1,47) oldu. Dorsal calcaneal açı değeri en düşük ırk ise Toy Poodle (20.32±1.50) olarak bulundu. En yüksek plantar calcaneal açı değerine sahip olan ırk Cavalier King Charles Spaniel (147.28±4.25) oldu. En düşük plantar calcaneal açı değeri ise Maltese Terrier (138.11±4.33) ırkına aitti. Calcaneal vücut uzunluğu, Toy Poodle ve Cavalier King Charles Spaniel arasındaki fark dışında tüm ırklar için farklıydı. Maltese Terrier değerleri açısal ölçümlerde istatistiksel olarak diğer ırklardan farklıydı. Toy Poodle ve Cavalier King Charles Spaniel arasındaki calcaneal vücut uzunluğu değeri farkı istatistiksel olarak anlamsızdı. Calcaneusun en büyük uzunluğu değer sonuçları calcaneal vücut uzunluğu değerleri ile aynıydı. Calcaneal vücut uzunluğunda olduğu gibi Toy Poodle ve Cavalier King Charles Spaniel arasındaki calcaneusun en büyük uzunluğu değeri farkı istatistiksel olarak anlamsızdı. Toy Poodle, Maltese Terrier ve Cavalier King Charles Spaniel'in calcaneusun en kısa uzunluğu değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. Diğer türler arasındaki calcaneusun en kısa uzunluğu değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı. Tuber calcaneus'un uzunluğu değerleri arasındaki istatistiksel fark da calcaneal en kısa uzunluk değerine benzerdi. Toy Poodle, Maltese Terrier ve Cavalier King Charles Spaniel'in tuber calcaneus uzunluğu değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. Diğer türler arasındaki calcaneal tuber uzunluğı değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı. Maltese Terrier değerleri açısal ölçümlerde istatistiksel olarak diğer ırklardan farklıydı. Malta Terrieri en yüksek dorsal calcaneal açı ve en düşük plantar calcaneal açı değerlerine sahipti. Dorsal calcaneal açı değeri Pomeranian, Toy Poodle, Golden Retriever ve French Bulldog ırkları için gösterge niteliğinde değildi. Ayrıca Golden Retriever ve Cavalier King Charles Spaniel dorsal cancaneal açı değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsızdı. Pomeranian ve Toy Poodle dorsal calcaneal değerleri benzerdi; aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamsızdı. Golden Retriever ve Cavalier King Charles Spaniel plantar calcaneal açı değerleri de benzerdi. Maltese Terrier ve French Bulldog plantar calcaneal açı değerleri diğer ırklardan istatistiksel olarak farklıydı. Principal komponent analiz sonuçlarında ise, birinci temel bileşen, toplam varyasyonun %32,69'unu açıklamıştır. İkinci temel bileşen toplam varyasyonun %15,99'unu oluşturuyordu. Birinci temel bileşen değeri arttıkça corpus calcanei'nin cranial kenarının vücuda ortalama şekle göre daha yakın olduğu görüldü. Şekil olarak facies articularis, corpus calcanei'nin kaudal sınırına daha yakındı. Ayrıca tuber calcane daha yüksekti. İkinci temel bileşen değerinin artmasıyla fasiyes articularis daraldı ve kavisli hale geldi. Processus coracoideus daha gerideydi. Corpus calcanei'nin kranial sınırı daha düzdü. Ayrıca tuber kalkanei daha yüksekti. Üçüncü temel bileşen değeri arttıkça ise tuber kalkanei daha düz hale geldi. Corpus calcanei ise daha genişti. Golden Retriever'ların şekli geniş bir çeşitliliğe sahipti. Fransız Bulldog'ları daha muhafazakar bir şekil dağılımı gösterdi. Birince temel bileşene göre köpek ırkları arasında özel bir ayrım yoktu. Genel olarak yalnızca Cavalier King Charles Spaniel'lerin birinci temel bileşen değeri daha düşüktü. Cavalier King Charles Spaniel ve Golden Retriever'ın ortalama ikinci temel bileşen değerleri pozitifti. Pomeranian ve Maltese Terrier'in ikinci temel bileşen değeri negatifti. Kanonik değişken analizi sonuçlarında ise calcaneus'un şeklinin türler arasında ayırıcı olabildiği görüldü. En yüksek varyasyonu açıklayan birinci kanonik değişken, toplam varyasyonun %39,93'ünü açıklamaktaydı. İkinci kanonik değişken ise toplam varyasyonun %21,06'sını oluşturuyordu. Artan birinci kanonik değişken değeri daha yüksek bir tuber calcanei'yi temsil ediyordu. Facies articularis daha dar ve kavisliydi. Processus coracoideus daha gerideydi. Corpus calcanei'nin cranial sınırı ve calcaneus'un tabanı daha düzdü. Artan ikinci kanonik değişken değeri daha yüksek ve kavisli bir tuber calcanei'yi temsil ediyordu. Corpus calcanei'nin cranial sınırı daha düzdü. Facies articularis daha gerideydi ve processus coracoideus ile birleşim noktasında kavislenmişti. Facies articularis corpus calcanei'nin caudal sınırına daha yakındı. Artan üçüncü kanonik değişken değeri ise daha geride ve kavisli bir processus coracoideus'u temsil ediyordu. Corpus calcanei'nin caudal sınırı facies articularis'e daha yakındı. Golden Retriever, Cavalier King Charles Spaniel and French Bulldog pozitif birinci kanonik değişken değerine sahipti. En yüksek procrustes distance Maltese Terier ile Cavalier King Charles Spaniel'lere aitti. Procrustes mesafesi için P-values değerleri tüm örnek grupları arasında istatistiksel açıdan anlamlıydı. Allometri istatistiksel olarak anlamsızdı. Bu çalışmada röntgen görüntüleri kullanılarak hem linear hem de geometrik morfometri çalışması yürütülmüştür. Elde edilen sonuçlarda umut vericidir. Veteriner anatomide materyal olarak kemik ve kadavra yanında görüntüleme sistemlerinin de kullanıldığı birçok çalışma mevcuttur. Bu sistemler sayesinde hayvan refahı açısından faklı çalışmalar da yürütülebilir.

Özet (Çeviri)

The calcaneus is the largest of the tarsal bones and forms the basis of the heel. It is located on the lateral and caudal side of the talus. This study aimed to examine the linear measurements and two-dimensional shape of the calcaneus among various dog breeds. It was examined whether linear measurements and shape were distinctive between breeds. For this purpose, calcaneus X-Ray images of 6 different dog breeds: Maltese Terrier, Toy Poodle, Pomeranian, Cavalier King Charles Spaniel, French Bulldog, and Golden Retriever were used. Radiological images were obtained in a medio-lateral projection, 80 cm away from the X-Ray source. Then, 4 linear and 2 angular measurements were obtained using these radiological images. For shape analysis, the 2D geometric morphometry was applied. 32 semilandmarks were assigned on radiological images. While analysis of variance was applied to evaluate linear measurements, principal component analysis was used in geometric morphometric analysis. Shape differences between species were revealed by canonical variates analysis. Linear measurements values of the calcaneus were highest in the Golden Retriever. The lowest results belonged to the Pomeranian. The breed with the highest dorsal calcaneal angle value was the Maltese Terrier (22.36±1.47). Calcaneal body length varied among the different breeds, with the exception of the Toy Poodle and the Cavalier King Charles Spaniel. Maltese Terrier values were statistically different from other breeds in angular measurements. Out of a total of 60 principal components selected, the first principal component explained 32.69% of the total variation. The second principal component accounted for 15.99% of the total variation. As the first principal component value increased, it was observed that the dorsal edge of the calcaneal body shifted more dorsally, talar articular surface plantary and the calcaneal tuber was higher. Golden retrievers had a wide variation in shape. French bulldogs showed a more conservative shape distribution. There was no specific distinction between breeds regarding the first principal component. Only Cavalier King Charles Spaniels in general had a lower first principal component value. Cavalier King Charles Spaniel and Golden Retriever showed positive principal component 2 values on average. The Canonical Variates Analysis revealed that the shape of the calcaneus may be characteristic of a specific species. Golden Retriever, Cavalier King Charles Spaniel, and French Bulldog have positive the first canonical variate values. The highest Procrustes distance belonged to Maltese Terriers and Cavalier King Charles Spaniel.Differences were statistically significant between all groups. Allometric effect turned out to be statistically nonsignificant. In this study, both linear and geometric morphometry studies were conducted using x-ray images. The results obtained are promising. Anatomical studies can be successfully conducted using radiographs routinely performed in clinical diagnostics. Unlike direct intravital measurements, they do not cause unnecessary stress in animals, which is extremely important in the context of welfare.

Benzer Tezler

  1. Sağlıklı ve septik artritli buzağılarda karpal eklemin radyometrik ve geometrik morfometrik analizi

    Başlık çevirisi yok

    SEDEF KOÇAK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Veteriner HekimliğiKafkas Üniversitesi

    Cerrahi (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İSA ÖZAYDIN

    DOÇ. DR. OZAN GÜNDEMİR

  2. Kalça kırığı riskini değerlendirmede femur geometrik ölçümlerinin yeri

    The Importance of femoral geometrical measuraments toevaluate hip fracture risk

    HAVVA TALAY ÇALIŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyonİstanbul Üniversitesi

    Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MERİH ERYAVUZ

  3. Radyolojik olarak osteoartrit bulgusu gösteren hastaların temporomandibuler eklem bölgesine ait konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntülerinin histogram ve fraktal analiz yöntemiyle değerlendirilmesi

    Evaluation of cone-beam computerized tomography images of the temporomandibular joint region of patients with radiological sign of osteoarthritis by histogram and fractal analysis method

    ÖMER ONUR GÜMÜŞ

    Diş Hekimliği Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Diş HekimliğiGazi Üniversitesi

    Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KAHRAMAN GÜNGÖR

  4. Görüntülerde tipik noktaların tam otomatik olarak bulunmasına ilişkin yeni bir yaklaşım

    A new approach for locating typical points automatically in images

    NURCAN SEYLAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve KontrolEge Üniversitesi

    Uluslararası Bilgisayar Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYDIN ÖZTÜRK

  5. Böbrek alt pol taslarına uygulanan ekstrakorporealsok dalga lıtotrıpsı (eswl)'nın basarısını ön görmedekullanılan yöntemlerın degerlendırılmesı

    Evaluation of methods in predicting success after extracorporeal shockwave lithotripsy for lower pole kidney stones

    EMRE ARPALI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    ÜrolojiSağlık Bakanlığı

    Üroloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEMİH YAŞAR SARGIN