Geri Dön

Aile hekimliği alan eğitimi'nin tıp fakültesi son sınıf öğrencilerinde devlet hizmet yükümlülüğü öncesi olan kaygı durumları üzerindeki etkisi

The effect of family medicine field education on anxiety status of final year medical school students before compulsory public service

  1. Tez No: 844662
  2. Yazar: VEHBİ ÇİFTÇİ
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ HASAN HÜSEYİN AVCI
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Aile Hekimliği, Family Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Aile Hekimliği Stajı, Mecburi Hizmet, Kaygı Seviyeleri, Durumluk ve süreklilik kaygı envanteri (STAI 1-2), Family Medicine Internship, Compulsory Service, Anxiety Levels, State Trait and Trait Anxiety Inventory (STAI 1-2)
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 77

Özet

Amaç: Günümüzde tıp eğitimi, öğrencilerin sadece akademik bilgi birikimi ile değil, aynı zamanda mesleki pratik ve gerçek yaşam deneyimleri ile de donatılmasını gerektiren kapsamlı bir süreçtir. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Dönem VI öğrencileri arasında gerçekleştirilen bu çalışma, öğrencilerin klinik stajlar öncesinde ve sonrasında yaşadıkları kaygı seviyelerindeki değişimi değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Özellikle, mecburi hizmet öncesindeki kaygı durumlarını ve aile hekimliği stajının bu kaygıları üzerindeki potansiyel etkisini incelemekteyiz. Yöntem: Çalışmada başlangıç analizi olarak sosyodemografik değişkenler ve kaygı ölçümleri için tanımlayıcı istatistikler (ortalama, standart sapma, frekans ve yüzde dağılımları) hesaplanmıştır. Staj öncesi STAI 1-2 uygulanmış, staj sonrası STAI-1 tekrarlanmıştır. Ölçeklerin güvenilirliği, Cronbach Alfa katsayısı ile ölçülmüştür. Skewness ve kurtosis değerleri, verilerin normal dağılıma uygunluğunu test etmek için kullanılmıştır. Ayrıca, Shapiro-Wilk ve Kolmogorov-Smirnov testleri ile ölçek skorlarının normal dağılımı takip edip etmediği kontrol edilmiştir. Normal dağılımın teyit edilmesi sonrasında, öğrencilerin kaygı durumları arasındaki potansiyel farklılıkları değerlendirmek için bağımlı ve bağımsız örneklem t-testleri uygulanmıştır. Korelasyon analizi, değişkenler arasındaki ilişkileri incelemek için kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık için 0,05 p değeri eşiği kabul edilmiştir. Tüm analizler IBM SPSS Statistics version 23 programı ile gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Bu çalışma, 188 bireyden oluşan bir katılımcı grubunu incelemiştir. Araştırmada cinsiyet dağılımı dikkate alındığında, %51,6'sı (97 kişi) kadın ve %48,4'ü (91 kişi) erkek olarak belirlenmiştir. Yaş dağılımı incelendiğinde, katılımcıların büyük bir kısmı 23 ve 24 yaş aralığında (%73,4) yer almakta, diğer yaş gruplarına ait katılımcı sayıları ise görece düşük kalmaktadır. Medeni durum açısından, katılımcıların %97,3'ü (183 kişi) bekar iken, sadece %2,7'si (5 kişi) evli olarak kaydedilmiştir. Sağlık durumlarına yönelik veriler incelendiğinde, katılımcıların %83,5'i (157 kişi) herhangi bir kronik hastalığa sahip olmadıklarını belirtirken, %16,5'lik bir kesim (31 kişi) kronik hastalık sahibi olduğunu ifade etmiştir. Araştırma sonuçları, katılımcıların büyük bir çoğunluğunun (%68.1) orta düzeyde kaygı yaşadığını göstermiştir. Hafif kaygı seviyesine sahip olan katılımcıların oranı %18.6 iken, ağır kaygı seviyesinde olanların oranı %13.3 olarak belirlenmiştir. Araştırmada, staj sürecinin başlangıcı ve sonu arasında yapılan (STAI-1) ölçümlerine dayanarak, stajın öğrencilerin kaygı seviyeleri üzerinde anlamlı bir etki yaratmadığı tespit edilmiştir. Elde edilen istatistiksel bulgular, staj öncesi ve sonrası kaygı düzeyleri arasındaki ortalama farkın istatistiksel olarak önemsiz olduğunu göstermektedir (p=0.946) Sonuç: Staj programlarının süresi ve içeriği ile öğrencilerin kişisel deneyimlerinin, onların kaygı seviyeleri üzerinde etkili olabileceği vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, bu faktörlerin ileride daha detaylı bir şekilde incelenmesinin önemli olduğu belirtilmektedir. Staj süresinin uzatılması, daha etkili bir yapılandırma ve öğrencilere daha fazla pratik uygulama fırsatı sunulması önerilir. Ayrıca, öğrencilerin kaygı deneyimlerini daha iyi anlamak için kapsamlı ve çok boyutlu yaklaşımların benimsenmesi gerektiği vurgulanmaktadır.

Özet (Çeviri)

Aim: Today, medical education is a comprehensive process that requires students to be equipped not only with academic knowledge but also with professional practice and real life experiences. This study, which was conducted among Term VI students at Akdeniz University Faculty of Medicine, aims to evaluate the changes in students' anxiety levels before and after clinical internships. In particular, we examine their anxiety before compulsory service and the potential impact of the family medicine internship on their anxiety. Method: Descriptive statistics (mean, standard deviation, frequency and percentage distributions) were calculated for sociodemographic variables and anxiety measures as baseline analysis. The reliability of the scales was measured by Cronbach's alpha coefficient. Skewness and kurtosis values were used to test the conformity of the data to normal distribution. In addition, Shapiro-Wilk and Kolmogorov-Smirnov tests were used to check whether the scale scores followed a normal distribution. After confirming the normal distribution, dependent and independent sample t-tests were applied to assess potential differences between students' anxiety states. Correlation analysis was used to examine the relationships between variables. A p-value threshold of 0.05 was accepted for statistical significance. All analyses were performed with IBM SPSS Statistics version 23 software. Findings: This study examined a participant group of 188 individuals. Considering the gender distribution, 51.6% (97 individuals) were female and 48.4% (91 individuals) were male. In terms of age distribution, most of the participants were between the ages of 23 and 24 (73.4%), while the number of participants belonging to other age groups was relatively low. In terms of marital status, 97.3% (183 people) of the participants were single, while only 2.7% (5 people) were married. In terms of health status, 83.5% of the participants (157 people) stated that they did not have any chronic diseases, while 16.5% (31 people) stated that they had chronic diseases. The results of the study showed that the majority of the participants (68.1%) experienced moderate anxiety. The rate of participants with mild anxiety was 18.6%, while the rate of those with severe anxiety was 13.3%. Based on the (STAI-1) measurements made between the beginning and the end of the internship process, it was determined that the internship did not have a significant effect on students' anxiety levels. The statistical findings show that the mean difference between the anxiety levels before and after the internship is statistically insignificant (p=0.946). Conclusion: It is emphasized that the duration and content of internship programs and students' personal experiences may have an impact on their anxiety levels. In this context, these factors should be examined in more detail in the future. It is recommended that the duration of the internship should be extended, structured more effectively and students should be offered more opportunities for practical application. It is also emphasized that comprehensive and multidimensional approaches should be adopted to better understand students' anxiety experiences.

Benzer Tezler

  1. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinde akıllı telefon bağımlılığının uyku kalitesi ve akademik başarı üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the effect of smartphone addiction on sleep quality and academic achievement in Van Yüzüncü Yil University Faculty of medicine students

    BARIŞ BURAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Aile HekimliğiVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET EMİN LAYIK

  2. Van Y.Y.Ü. Tıp Fakültesi'nde ve Van Y.Y.Ü. Dursun Odabaş Tıp Merkezi'nde eğitim alan uzmanlık ve tıp fakültesi öğrencilerinin geleneksel ve tamamlayıcı tıp hakkındaki bilgi ve tutumlarının karşılaştırılması

    Van Y.Y.Ü. at Faculty of Medicine and Van Y.Y.Ü. at Dursun Odabaş medical center comparasion of the knowledge and attitue the faculty of medicine resi̇dent physicians and the students of the faculty of medicine about traditional and complementary medicine

    EMİNE AĞRAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Aile HekimliğiVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HÜSEYİN AVNİ ŞAHİN

  3. Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsündeki öğrenci ve çalışanların sağlık ihtiyaçlarının belirlenmesi

    Determination of healthcare needs of students and staff in Goztepe Campus of Marmara University

    SEVİM AKSOY KARTCI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Aile HekimliğiMarmara Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEMNUNE ÇİĞDEM APAYDIN KAYA

  4. Yüksek akademik başarıya sahip üniversite öğrencilerinin eğitim süreçlerindeki başarı nedenlerinin analizi (Gazi Üniversitesi örneği)

    Analysis of the reasons for success in the educational process of university students with high academic achievement (Gazi University sample)

    SEFA BURAK BAYSAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Eğitim ve ÖğretimGazi Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURDAN KALAYCI

  5. Biyopsikososyal yaklaşım konusunda eğitim alan tıp fakültesi son sınıf öğrencilerinin hasta hekim yönelimi ve empati düzeylerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the patient-practitioner orientation and empathy level of medical faculty intern students educated on biopsychosocial approach

    MUZAFFER ÖNCÜ DÖNMEZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Aile HekimliğiBursa Uludağ Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZÜLEYHA ALPER