Geri Dön

Koroner perkütan girişim sonrası gelişen no-reflow tedavisinde konvansiyonel yöntem ile perfore edilmiş balon aracılı tedavinin karşılaştırılması

Comparison of conventional method and performed balloon-mediated treatment in no-reflow treatment after coronary percutaneous intervention

  1. Tez No: 844954
  2. Yazar: OZAN OĞUZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AHMET GÖKTUĞ ERTEM
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: No-reflow fenomeni, Perfore edilmiş balon, Perkütan koroner girişim, No-reflow phenomenon, Perforated balloon, Percutaneous coronary intervention
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 70

Özet

Giriş: Kardiyovasküler hastalıklar bütün dünyada önde gelen mortalite ve morbidite nedenlerindendir. Koroner no-reflow fenomeni, koroner arterlerde belli bir tıkanıklık olmadan beslenen miyokard dokusunda oluşan reperfüzyon hasarıdır. Yayınlanmış veriler, no-reflow gelişen hastalarda, konjestif kalp yetmezliği, kardiyojenik şok ve ölüm insidansında önemli bir artış olduğunu göstermektedir. Biz çalışmamızda no-reflow tedavisinde konvansiyonel tedaviye alternatif olabilecek bir yöntem sunmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Araştırmamız tek merkezli gözlemsel retrospektif olarak yapılmıştır. Çalışmaya dahil edilme kriterlerini sağlayan 81 hasta alınmıştır. Hastalara PKG yapılmış ve sonrasında no-reflow gelişen hastalar üç gruba ayrılmıştır. İlk gruba perfore balon aracılı tedavi yapılan 21 hasta, ikinci gruba intrakoroner tirofiban yapılan 35 hasta, üçüncü gruba ise intrakoroner tirofiban-adenozin yapılan 25 hasta dahil edilmiştir. Bu hastalar TIMI akım skorlamasına bakılarak karşılaştırılmıştır. Bulgular: Hastalar arasında TIMI-3 akım PBT grubunda daha yüksek izlendi. Bu durum üçlü testte gösterilirken (P=0,033) ikili testlerin hepsinde geçerli olmamıştır. İkili testler içerisinde PBT ile tirofiban-adenozin grubunda anlamlı fark mevcuttu (P=0,005). Regresyon analizinde tedavi uygulama şekli tekli regresyon analizinde anlamlı fark gösterirken (P=0,02), çok değişkenli regresyon analizinde bağımsız prediktör olarak saptanmamıştır (P=0,07). Hastalar arasında damar çapı tek değişkenli regresyon analizinde anlamlı fark izlendi (P=0,009). Damar çapı çok değişkenli regresyon analizinde de anlamlı izlenip bağımsız bir prediktör olarak saptanmıştır (P=0,019). Damar çapı ile TIMI akım arasında negatif korelasyon saptadık. Sonuç: Çalışmamızın sonucu PBT ile verilen tirofiban, adrenalin ve gliseril trinitrat kombinasyonunun konvansiyonel tedaviye bir alternatif olabileceğidir. Çalışmamızın tek merkezli, retrospektif ve hasta sayısının az olması çalışmamızın eksiklerindendir. Bu konuyla ilgili olarak daha fazla randomize kontrollü çalışmaya ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

Introduction: Cardiovascular diseases are the leading cause of mortality and morbidity worldwide. Coronary no-reflow phenomenon is a reperfusion injury to the myocardial tissue that occurs in the absence of a specific occlusion in the coronary arteries. Published data show a significant increase in the incidence of congestive heart failure, cardiogenic shock and death in patients with no-reflow. In our study, we aimed to present a method that may be an alternative to conventional therapy in the treatment of no-reflow. Materials and Methods: Our study was a single-center observational retrospective study. The study included 81 patients who met the inclusion criteria. Patients who underwent PCI and subsequently developed no-reflow were divided into three groups. The first group included 21 patients who underwent perforated balloon-mediated therapy, the second group included 35 patients who received intracoronary tirofiban, and the third group included 25 patients who received intracoronary tirofiban and adenosine. These patients were compared based on TIMI flow scoring. Results: Among the patients, TIMI-3 flow was higher in the PBT group. This was shown in the triple test (P=0.033) but not in all of the dual tests. Among the binary tests, there was a significant difference between PBT and tirofiban and adenosine group (P=0.005). In regression analysis, the type of treatment administration showed a significant difference in univariate regression analysis (P=0.02), but was not found to be an independent predictor in multivariate regression analysis (P=0.07).Vessel diameter showed a significant difference between patients in univariate regression analysis (P=0.009). Vessel diameter was also significant in multivariate regression analysis and was found to be an independent predictor (P=0.019). We found a negative correlation between vessel diameter and TIMI flow. Conclusion: The conclusion of our study is that the combination of tirofiban, adrenaline and glyceryl trinitrate given with PBT may be an alternative to conventional treatment. The shortcomings of our study are that it was single-center, retrospective and the number of patients was small. More randomized controlled studies are needed on this topic.

Benzer Tezler

  1. Akut miyokard infarktüslü hastalarda perkütan koroner girişim sonrası no-reflow fenomeni gelişimi üzerine klopidogrel ile tikagrelorun etkisinin karşılaştırılması

    A comparison of the effects of ticagrelor and clopidogrel on development of no-reflow phenomenon after percutaneous coronary intervention in patients with acute myocardial infarction

    EMRAH YEŞİL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    KardiyolojiMersin Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET NECDET AKKUŞ

  2. CHA2DS2VASC skorunun elektif koroner anjiografi sonrası safen ven greftine perkütan koroner girişim uygulanan koroner baypas greft hastalarında işlem sonrasındaki reperfüzyon başarısı ve kısa dönem mortalite üzerine etkisi

    CHA2DS2VASC score in coronary bypass graft patients with percutanous coronary intervention to the saphenous vein graft after elective coronary angiography reperfusion success after process and its effect on short term mortality

    YÜCEL KANAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    KardiyolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ORHAN MADEN

  3. ST yükselmeli miyokard enfarktüsünde primer veya kurtarıcı perkütan girişim öncesi no-reflow fenomeni öngörülebilir mi?

    Is no-reflow phenomenon predictable before primary or rescue percutaneous intervention in ST elevated myocardial infarction?

    NAZİLE BİLGİN DOĞAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    KardiyolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NEZİHİ BARIŞ

  4. Primer perkütan girişim yapılan akut miyokard infarktüslü hastalarda serotonin düzeyinin no-reflow gelişimine etkisi

    Başlık çevirisi yok

    EKREM KARAKAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    KardiyolojiErciyes Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. RAMAZAN TOPSAKAL

  5. ST yükselmeli miyokard infarktüsünde primer perkütan girişim sonrası TIMI frame count-ortalama trombosit hacmi ilişkisi

    Association between mean platelet volume and TIMI frame count in patients with ST elevation myocardial infarction whom primary percuteneous intervention performed

    MURATHAN KÜÇÜK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    KardiyolojiAkdeniz Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYTÜL BELGİ YILDIRIM