Geri Dön

Hegel, Marx ve Gramscı'de sivil toplum-devlet ikiliğinin diyalektik gelişimi

The dialectical development of the civil society-state dichotomy in Hegel, Marx and Gramsci

  1. Tez No: 849496
  2. Yazar: DUYGU DOĞAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. BİRDEN GÜNGÖREN BULGAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Genel Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 195

Özet

Sivil toplum ile devlet kavramlarına yüklenen anlamlar antik, modern-öncesi ve modern dönemde sürekli bir değişim sergilese de bu değişimler diyalektik bir çerçevede ele alındığında aralarında bir süreklilik ve kopuş ilişkisi olduğu görülebilmektedir. Sivil toplum-devlet ikiliği, Antik dönemde koinonia politike kavramı ile bir bütünsellik içinde ele alınırken doğal hukuk kuramcılarında bu iki alan arasında oluşan ayrımın nüvelerini görmek mümkündür. Kapitalist toplumsal formasyonun şekillenmeye başlamasıyla klasik ekonomi-politik yaklaşımı, ayrımı daha açık bir şekilde formüle etmeye başlamış ve devlet dışında kalan, kendine özgü dinamikleri olan bir alan olarak sivil toplumu kavramsallaştırmıştır. Ancak ikiliğin dikotomik bir ilişki olarak ve eleştirel bir şekilde ele alınması ilk defa Hegel'in sittlichkeit (törellik) kuramı ile gerçekleşmiştir. Klasik ekonomi-politikçilerin birincil konuma yerleştirdiği sivil toplumu evrensellik uğrağı olan devlet karşısında ikincil bir pozisyona yerleştiren Hegel, bu gelenekten epistemolojik bir kopuş gerçekleştirmiştir. İkiliği ve diyalektik metodolojiyi Hegel'den devralan Marx ise ilk olarak sivil toplum-devlet ikiliği bağlamında Hegel'in ontolojik ve metodolojik bir eleştirisini ortaya koymuş, ardından sivil toplum alanının maddî koşullarının analizini yapmaya yönelmiştir. Marx'ın ardından sivil toplum kavramı bir süre tartışmaların odağından kaybolsa da onu Hegel'den ve Marx'tan devralarak tekrar güncel bir sorunsal hâline getiren düşünür Gramsci olmuştur. Sivil toplum-devlet ikiliğini Hegel, Marx ve Gramsci'nin kuramları çerçevesinde ele alan bu çalışma, ikiliğin felsefî ve siyasal gelişiminde bu üç düşünür arasındaki süreklilik ve kopuş bağıntısını ortaya koymayı hedeflemektedir.

Özet (Çeviri)

Although the meanings attributed to the concepts of civil society and the state have constantly changed in the ancient, pre-modern and modern periods, when these changes are considered in a dialectical framework, there is a relationship of continuity and rupture between them. While the dichotomy between civil society and the state was handled in a holistic manner with the concept of koinonia politike in the ancient period, it is possible to observe the cores of the distinction between these two areas in natural law theorists. As the capitalist social formation began to take shape, the classical political economy approach began to formulate the distinction more explicitly and conceptualised civil society as an area outside the state with its own dynamics. However, it was Hegel's theory of sittlichkeit that first critically analysed the dichotomy as a dichotomous relationship. Hegel, who placed civil society, which was placed in a primary position by classical political economy, in a secondary position in the face of the state, which is the universalist goal, made an epistemological break with this tradition. Marx, who took over the dualism and dialectical methodology from Hegel, first put forward an ontological and methodological critique of Hegel in the context of the civil society-state dualism, and then turned to the analysis of the material conditions of the field of civil society. Although the concept of civil society disappeared from the centre of discussions for a while after Marx, it was Gramsci who took it over from Hegel and Marx and made it a contemporary problematic again. This study, which analyses the civil society-state dichotomy within the framework of the theories of Hegel, Marx, and Gramsci, aims to reveal the continuity and rupture between these three thinkers in the philosophical and political development of the dichotomy.

Benzer Tezler

  1. Antonio Gramsci ve sivil toplum

    Antonio Gramsci and civil society

    HÜLYA ERCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    FelsefeCumhuriyet Üniversitesi

    Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEZGİN KIZILÇELİK

  2. Kuramsal ve tarihsel aşamalarıyla sivil toplum ve Türkiye gerçeği

    Historical and theoretical phases of the civil society and the reality of Turkey

    OSMAN ARSLAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    SosyolojiHacettepe Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NEVİN GÜNGÖR ERGAN

  3. Sivil toplum bilincinin gelişiminde sivil toplum kuruluşlarının etkisi: Diyarbakır örneği

    Başlık çevirisi yok

    M. HALİS ÖZER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Kamu YönetimiDicle Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. FARUK BARTAN

  4. Hegemonya kuramı bağlamında medya-iktidar ilişkileri: Türkiye televizyon kanallarında haber yayıncılığı

    Media-power relations in the context of hegemony theory: News broadcasting in Turkish television channels

    AHMET BAHADIR AHISKA

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Radyo-TelevizyonMarmara Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUKADDER ÇAKIR

  5. Türk modernleşmesindeki batılılaşma olgusuna farklı bir yaklaşım: İdris Küçükömer

    A Different approach to the westernization phenomenon in Turkish modernization : İdris Küçükömer

    MUHİTTİN BİLGE

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Kamu YönetimiAnkara Üniversitesi

    Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KADİR CANGIZBAY