Geri Dön

İstmosel hattının endometriyal mikrobiyota üzerine etkisi

Effect of istmocele line on endometrial microbiota

  1. Tez No: 852805
  2. Yazar: TUGAY SANDALCI
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ NEŞET GÜMÜŞBURUN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: İstmosel, endometriyum, mikrobiyota, sezaryen, histeroskopi, Isthmocele, endometrium, microbi
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 75

Özet

İstmosel, sezaryen sonrası görülen skar defekti olarak tanımlanır ve klinik etkileri hala tartışılmaktadır. Çalışmamızda, istmosel kesesinde biriken kanın endometriyumda inflamasyona neden olabilecek patojen mikroorganizmalar için bir kaynak olup olamayacağını belirlemeyi amaçladık. Prospektif olarak tasarlanan çalışmamıza toplam 60 hasta dahil edildi. Çalışma için 18 – 45 yaş arası, vücut kitle indeksi 35 altı olan, adet düzensizliği, gebeliği ve sigara öyküsü bulunmayan hastalar seçildi. Bu katılımcıların 30 tanesi, istmosel defektine sahip iken, geri kalan 30 kişinin istmosel defekti yoktu. İstmosel defektine sahip hastaların bu patoloji açısından semptomu olmayıp rutin muayene sırasında ultrason ile tanısı konuldu. Vajinit şikayeti ile polikliniğimize başvuru yapan hastalardan menstrüasyon sonunda, multipleks PCR testi olan femoflor testi ile endometriyal örnek alındı ve her hasta 13 farklı mikroorganizma açısından değerlendirildi. Çalışmamıza katılan hastaların yaş ortalaması 34.55 +/- 2.53 yıl idi. Her iki grubun vücut kitle indeksi birbirine yakın bulundu. Hastaların endometriyal mikrobiyotasında Laktobasil, Gardnerella, Kandida, Üreoplazma, Mikoplazma ve Human Papilloma Virus türleri tespit edildi. Laktobasil endometriyal florada en baskın mikroorganizma idi. İstmosel defektine sahip olan ve olmayan hasta gruplarında total mikroorganizma sayısı ve çeşitliliği açısından anlamlı fark bulunmadı. İstmosel derinliğinin 2 mm altı ve üstü olması durumuda mikroorganizma sayısı ve çeşitliliği etkilemedi. İstmosel kesesinde biriken kanın endometriyal mikrobiyotadaki patojen mikroorganizmalar için bir kaynak oluşturmadığı belirlendi. Bu patolojinin üro-genital sistem florası üzerine etkilerini anlamak için daha geniş ölçekli prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

Isthmocele is defined as a scar defect seen after caesarean section and its clinical effects are still debated. In our study, we aimed to determine whether the blood accumulated in the isthmus sac could be a source for pathogenic microorganisms that may cause inflammation in the endometrium. A total of 60 patients were included in our prospectively designed study. Patients aged between 18 and 45 years, with a body mass index below 35, without menstrual irregularities, pregnancy and smoking history were selected for the study. Thirty of these participants had an isthmocele defect, while the remaining 30 did not have an isthmocele defect. Patients with isthmocele defect had no symptoms of this pathology and were diagnosed by ultrasound during routine examination. At the end of menstruation, endometrial samples were taken from the patients who applied to our outpatient clinic with the complaint of vaginitis by femoflor test, which is a PCR test, and each patient was evaluated in terms of 13 different microorganisms. The mean age of the patients who participated in our study was 34.55 +/- 2.53 years. The body mass index of both groups was close to each other. Lactobacillus, Gardnerella, Candida, Ureoplasma, Mycoplasma and Human Papilloma Virus species were detected in the endometrial microbiota of the patients. Lactobacillus was the most dominant microorganism in the endometrial flora. There was no significant difference in the total number and diversity of microorganisms in the patient groups with and without isthmus defect. The number and diversity of microorganisms were not affected whether the depth of the isthmus was above or below 2 mm. It was determined that the blood accumulated in the isthmus sac did not constitute a source for pathogenic microorganisms in the endometrial microbiota. Larger scale prospective studies are needed to understand the effects of this pathology on the flora of the uro-genital system.

Benzer Tezler

  1. Sezaryen operasyonu geçiren hastalarda istmosel (sezaryen skar defekti) oluşumu gözlenen ve gözlenmeyen olguların sonoelastografik değerlendirilmesi ve klinik önemi

    Sonoelastographic evaluation and clinical significance of cases with isthmocele (cesarean scar defect) among patients who have undergone cesarean section

    NİZAMETTİN BALCI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAZİYE NARİN

  2. Sezaryende yapılan alt segment transvers uterin insizyon kapatılmasında kullanılan tek kat kilitli devamlı ve çift kat kilitsiz devamlı sütur tekniklerinin postoperatif insizyon özellikleri açısıdan değerlendirilmesi

    Comparision of single locked continuous and double unlocked continuous summer techniques used in closing lower segment transvers uterine incision in cesarean operation, in terms of postoperative incision characteristics

    MERVE CESUR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SALİM ERKAYA

  3. Primer sezaryen olan hastalarda kerr insizyonunun tek kat kilitli ya da tek kat kilitsiz onarım tekniklerinin niş oluşumu açısından transvajinal ultrasonografi ile karşılaştırılması

    Comparing the effect of single layer locked versus single layer unlocked kerr incision closure techniques on the risk of niche by transvaginal ultrasound in patients with primary cesarean section

    RECEP BAYRAKTAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BARIŞ MÜLAYİM

  4. Sezaryen sütür tekniklerinin istmosel oluşumuna etkisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the effect of cesarean suture techniques on isthmocele formation

    YASAMAN YAMRALI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Kadın Hastalıkları ve DoğumAfyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET YILMAZER

  5. Uteroservikal açının istmosel gelişimi risk değerlendirmesindeki yeri

    The role of uterocervical angle in the risk assessment of isthmocele development

    KÜBRA İNAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA BURAK AKSELİM