Geri Dön

Sezaryende yapılan alt segment transvers uterin insizyon kapatılmasında kullanılan tek kat kilitli devamlı ve çift kat kilitsiz devamlı sütur tekniklerinin postoperatif insizyon özellikleri açısıdan değerlendirilmesi

Comparision of single locked continuous and double unlocked continuous summer techniques used in closing lower segment transvers uterine incision in cesarean operation, in terms of postoperative incision characteristics

  1. Tez No: 682778
  2. Yazar: MERVE CESUR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SALİM ERKAYA
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 88

Özet

Amaç: Üçüncü basamak bir merkez olan hastanemizde sezaryen pratiğinde alt segment transvers uterin insizyon kapatılmasında rutin olarak cerrahın bireysel sezaryen pratiğindeki tercihine bağlı uygulanmakta olan tek kat kilitli devamlı ve çift kat kilitsiz devamlı sütur tekniklerinin; post operatif 6. ayda gerçekleştirilen transvajinal ultrasonografi özellikleri üzerinden karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Çift kör prospektif gözlemsel olarak dizayn edilen çalışmamıza, 37+0 ile 42+0 gebelik haftaları arasındaki geçirilmiş uterin cerrahisi bulunmayan, çeşitli endikasyonlar ile sezaryen yapılan ve post operatif 6. ay rutin poliklinik kontrol muayenesine gelen gönüllü olur formu ile rızası alınmış 134 gebe dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen ve tamamı ilk defa sezaryen geçiren gebelere, hastanemizde rutin olarak cerrahın tercihine bağlı olarak uygulanmakta olan uterin insizyon kapatılma tekniklerinden tek kat kilitli devamlı teknik veya çift kat kilitsiz devamlı teknik uygulandı. Çalışmada yer alan gebeler, uygulanan uterin insizyon sütur tekniğine göre iki gruba ayrıldı. Çalışma örneklemini oluşturan 134 gebenin 66'sında (%49,3) tek kat kilitli devamlı sütur tekniği uygulanırken 68'inde (%50,7) çift kat kilitsiz devamlı sütur tekniği uygulandı. Gönüllü onam formu alınarak çalışmaya dahil edilen gebelerin demografik bilgileri (yaş, vücut kitle indeksi), obstetrik anamnezleri (gravida, parite, bilgisi) ve sezaryen öncesi fetal ultrasonografi bulguları ile servikal muayene bilgileri hasta izlem formuna kaydedildi. Çalışma grupları; intra operatif özellikler (ortalama operasyon süresi, tahmini kanama miktarı, hemoglobin düşüşü) ve post operatif 6. ayda gerçekleştirilen transvajinal ultrasonografi özellikleri (uterus pozisyonu, skar hattındaki rezüdüel miyometriyal kalınlık, skar hattının başlangıcındaki ve bitişindeki miyometriyal kalınlık, skar hattının servikse uzaklığı, skar hattındaki iyileşme oranı, skar hattındaki uterus-serviks arasındaki açı ile istmosel varlığı ve derecesi) bakımından karşılaştırıldı. İstatistiksel analiz için IBM SPSS 20 programı kullanıldı ve p

Özet (Çeviri)

Aim: In our hospital, in the closure of lower segment transverse uterine incisions in cesarean section practice, one-layer locked continuous and double-layer non-locked continuous suture techniques, which are routinely applied depending on the surgeon's preference in individual cesarean section practice; It was aimed to compare the results of transvaginal ultrasonography performed at 6 months after operation. Methods: Our study was designed as a double-blind, observational prospective study. The study was performed among the pregnant women who had no previous uterine surgery. The study group includes 134 women who underwent cesarean section between 37 +0 and 42 +0 gestational weeks for various indications and who came to the post operative 6th month routine outpatient clinic control. Among the uterine incision closure techniques, which are routinely applied in our hospital, depending on the surgeon's individual cesarean practice method, single-layer locked continuous technique or double-layer unlocked continuous technique were applied to the women included the study who had undergone cesarean section for the first time. While the single-layer locked continuous suture technique applied in 66 (% 49,3) of study sample, the double-layer unlocked continuous suture technique applied in 68 (%50,7). Demographic information (age, body mass index), obstetric anamnesis (gravida, parity), pre-operation fetal ultrasonography findings and the information of cervical examination before surgery were recorded in the patient follow-up form. The study group was analised according to following criteria; intaroperative characteristics( mean operation time, estimated blood loss, hemoglobin decrease) and transvaginal ultrasonography findings which performed after 6 months from the surgery (uterine position, residual myometrial thickness at the scar line, myometrial thickness at the beginning and the end of the scar line, distance between the scar line and the cervix, the healing rate, the angle of the long axis of uterus and the cervix at the scar line, in the presence and degree of isthmocele). IBM SPSS 20 program was used for statistical analysis and p

Benzer Tezler

  1. Plasenta previa olgularının retrospektif değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of placenta previa cases

    ASMAR HASANOVA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    UZMAN ZEYNEP SOYMAN

  2. Sezeryan doğumlarda rektal ve sublingualmisoprostol kullanımının intrapartum vepostpartum kanamaya etkisirandomize kontrollü çalışma

    The use of rectal and sublingual misoprostol in cesearean deliveries and its effects on intrapartum and postpartum bleeding a randomized controlled trial

    BERCHAN BESIM OGLOU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bakanlığı

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    UZMAN ALİ İSMET TEKİRDAĞ

  3. Geçirilmiş sezaryende abdominal ultrason ve kontraksiyon paterni özellikleri kullanılarak makine öğrenmesi ile uterin dehisensin öngörülmesi

    Prediction of uterine dehiscence with machine learning by using lower uterine segment thickness and contraction pattern features

    MERVENUR KEMENT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. MELİKE DOĞANAY

  4. Sezaryen operasyonu geçiren hastalarda istmosel (sezaryen skar defekti) oluşumu gözlenen ve gözlenmeyen olguların sonoelastografik değerlendirilmesi ve klinik önemi

    Sonoelastographic evaluation and clinical significance of cases with isthmocele (cesarean scar defect) among patients who have undergone cesarean section

    NİZAMETTİN BALCI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAZİYE NARİN