Geri Dön

Meme kanserinde nöroendokrin farklılaşma gösteren hastaların luminal A moleküler alt tipteki meme kanserli hastalarla klinik ve histopatolojik olarak karşılaştırılması

Clinical and histopathological comparison of patients showing neuroendocrine differentiation in breast cancer with patients with luminal A molecular subtype breast cancer

  1. Tez No: 861527
  2. Yazar: MUHAMMED BAHADIR AVCI
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. SERVET KOCAÖZ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Genel Cerrahi, General Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Meme kanseri, moleküler alt tipler, sağkalım, nöroendokrin diferansiyasyon, Breast cancer, molecular subtypes, survival, neuroendocrine differentiation
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 84

Özet

Giriş ve Amaç: Memenin nöroendokrin neoplazmları (NEN) nadirdir. En son WHO Sınıflandırmasına göre memenin primer nöroendokrin neoplazmı (NEN), agresif az diferansiye nöroendokrin karsinomları (NEMK), iyi diferansiye nöroendokrin tümörler (NET), nöroendokrin diferansiasyon gösteren invaziv meme karsinomlu hastalar (IBCs-NST) alt gruplarında sınıflandırılmaktadır. Saf primer NEMK, meme kanserlerinin %0,1'inden azını oluşturur. Bu çalışmanın amacı, IBCs-NST'li hastalığın patogenezi, klinik, prognostik, immünohistokimyasal (IHC) ve moleküler özellikleri ile ilgili verileri değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Ankara Şehir Hastanesi 1 nolu etik kurulunun 21.06.2023 tarih ve E1-23-3719 sayılı etik kurul başvurumuzun uygunluğu kararına istinaden çalışmaya başlanıldı. Çalışmada örneklem büyüklüğü G-power 3.1.9.4 sürüm yazılımı kullanılarak bulundu. Bu test, orta etki büyüklüğünde, %5 hata payı ve % 95 güç seviyesinde denek sayısını hesaplamak için kullanıldı. Sonuç olarak, toplamda en az 111 hastanın çalışmaya alınmasına karar verildi. 1 Mart 2019 ile 1 Mart 2023 tarihleri arasında Ankara Bilkent Şehir hastanesi meme ve endokrin cerrahisi servisinde yatarak tedavi gören meme kanserli 11687 hastanın dosyası retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya 18 yaşından büyük hastalar alındı. 18 yaşından küçük, başka bir merkezde opere edilen takibi kliniğimizde yapılan ve patoloji tetkikleri hastanemiz patoloji laboratuvarından başka bir merkezde yapılan hastalar çalışma dışı bırakıldı IBCs-NST'li hastalar 1. Grup, bu farklılaşma olmayan invaziv meme kanserli hastalar 2. Grup olmak üzere iki gruba ayrıldı. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS 25.0 (Chicago IL) bilgisayar programı ile analiz edildi. İstatistiksel analizde kategorik değişkenler sayı ve yüzde olarak verildi. Östrojen reseptörü (ER), Progesteron reseptörü (PR), HER-2, Ki-67 ekspresyonu, tümör çapı ve lenf nodu metastazı kaydedilip, bu parametrelerin birbiriyle ilişkisi istatistiksel olarak araştırdı. Gruplar arası kategorik değişkenlerin karşılaştırılmasında Pearson Chi- Square testi kullanıldı. Kategorik olmayan değişkenlerde verilerin normal dağılıp dağılmadığına Kolmogorov-Smirnov testi kullanılması planlandı. Veriler normal dağılım gösteriyorsa Independent-T testi, normal dağılım göstermiyorsa Mann-Whitney U testi kullanıldı. Test sonucunda p < 0.05 olan değişkenler için gruplar arası farklılık istatistiksel olarak anlamlı olarak kabul edildi. Bulgular: IBCs-NST grubunda modifiye radikal mastektomi (MRM) ameliyatının daha fazla yapılmış olduğu görüldü (p = 0,046). İki grup arasında lenf nodu metastazı açısından anlamlı fark saptanmadı (p = 0,609). Tümör diferansiasyon derecesi açısından değerlendirildiğinde IBCs-NST grubundaki hastalarda grade 3 tümörlü hasta sayısı anlamlı olarak daha fazlaydı (p < 0,0001). IBCs-NST grubunda doğal olarak luminal A grubuna göre ER, PR reseptör pozitifliği daha düşük, HER-2 pozitifliği ve Ki-67 proliferasyon indeksi anlamlı olarak daha yüksekti (Sırasıyla p = 0, 001, p = 0,001, p = 0,016 ve p < 0,0001). Sağ kalım süreleri açısından gruplar karşılaştırıldığında IBCs-NST tümörlerin luminal A tümörlerden daha kötü sağ kalım sürelerine sahip olduğu görülmektedir (p = 0,001). Sonuç: Meme kanserli hastalarda nöroendokrin diferansiasyon rutin araştırılmamaktadır. Bununla birlikte, luminal A hastalar ile karşılaştırıldığında nöroendokrin diferansiasyon varlığında sağ kalım olumsuz etkilenmektedir.

Özet (Çeviri)

Introduction and Purpose: Neuroendocrine neoplasms (NEN) of the breast are rare. According to the latest WHO Classification, primary NEN of the breast is classified under subgroups of aggressive poorly differentiated neuroendocrine carcinomas (NEBC), well-differentiated neuroendocrine tumors (NET), and patients with invasive breast carcinoma showing neuroendocrine differentiation (IBCs-NST). Pure primary NEBC constitute less than 0.1% of all breast cancers. The aim of this study was to evaluate data related to the pathogenesis, clinical, prognostic, immunohistochemical, and molecular features of invasive breast carcinoma showing neuroendocrine differentiation (IBCs-NST) disease. Materials and Methods: Following the approval decision of the Ethics Committee No. 1 of Ankara City Hospital dated 21.06.2023 with reference E1-23-3719, the study commenced. The sample size for this study was determined using the G-power 3.1.9.4 software. This test was employed to calculate the number of subjects required for a medium effect size with a 5% margin of error and a power level of 95%. Consequently, it was decided to include a minimum of 111 patients in the study. Between March 1, 2019, and March 1, 2023, the medical records of 11687 breast cancer patients admitted for in-patient treatment at the Ankara Bilkent City Hospital's Breast and Endocrine Surgery Department were retrospectively reviewed. Only patients above 18 years of age were included. Patients below 18 years, those operated on at a different center but followed up at our clinic, and those whose pathology tests were conducted outside our hospital's pathology laboratory were excluded. Patients with IBCs-NST were classified into Group 1, while those with non-differentiated invasive breast cancer were categorized into Group 2. Data obtained from the research were analyzed using the SPSS 25.0 (Chicago IL) computer software. Categorical variables were expressed in terms of number and percentage. The expression of Estrogen Receptor (ER), Progesterone Receptor (PR), HER-2, Ki-67, tumor diameter, and lymph node metastasis were recorded, and the statistical relationship between these parameters was investigated. The Pearson Chi-Square test was employed to compare categorical variables between groups. The Kolmogorov-Smirnov test was planned to determine whether non-categorical variables had a normal distribution. If the data were normally distributed, the Independent-T test would be used, and if not, the Mann-Whitney U test would be applied. Differences between groups for variables with a p-value < 0.05 were considered statistically ignificant. Results: IBCs-NST group, it was observed that MRM surgery was performed more frequently (p = 0.046). No significant difference was detected between the two groups in terms of lymph node metastasis (p = 0.609). When assessed in terms of tumor differentiation grade, the number of patients with grade 3 tumors was significantly higher in the IBCs-NST group (p < 0.0001). Naturally, in the IBCs-NST group, compared to the luminal A group, the positivity of ER and PR receptors was lower, while HER-2 positivity and the Ki-67 proliferation index were significantly higher (respectively p = 0.001, p = 0.001, p = 0.016, and p < 0.0001). When survival durations were compared between groups, it is evident that IBCs-NST tumors have worse survival durations than luminal A tumors (p = 0.001). Conclusion: Neuroendocrine differentiation is not routinely investigated in patients with breast cancer. However, when compared to patients with luminal A subtype, the presence of neuroendocrine differentiation adversely affects survival.

Benzer Tezler

  1. Temsirolimusun NCI-H1975 akciğer kanser hücrelerinde mTOR protein aktivitesi üzerine etkileri

    Effects of temsirolimus on mTOR protein activity in NCI-H1975 lung cancer cells

    BİRCAN ÖNEL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    BiyolojiAkdeniz Üniversitesi

    Biyoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ESRA AYDEMİR

  2. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde plevral tutulum derecesinin sağkalım üzerine etkisi

    The effects of pleural involvement on survival in non-small cell lung cancer

    DENİZ KAYGUSUZ TİKİCİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    UZMAN SELİM ŞAKİR ERKMEN GÜLHAN

  3. Akciğer kanserinde ıgf1r'ünün prognostik önemi

    Başlık çevirisi yok

    UTKU DÖNEM GÜNDOĞDU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    OnkolojiSağlık Bakanlığı

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA YILDIZ

  4. Akciğerin ileri evre skuamöz hücreli karsinomunda dek gen değişikliklerinin prognoz ve immünoterapi tedavisi ile ilişkisi

    Dek gene rearrangement in advanced stage squamous cell carcinoma of the lung the relationship with prognosis and immunotherapy treatment

    HANDE KARABAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PatolojiPamukkale Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FERDA BİR

  5. Küçük hücreli dışı akciğer karsinomlarında ERCC-1 ve P53 immünhistokimyasal değerlendirmesinin önemi

    The importance of ERCC-1 and P-53 immunostaining in non-small cell lung carcinomas

    ESMEHAN PEHLİVAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Patolojiİstanbul Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. E. DİLEK YILMAZBAYHAN