Koroner arter darlıklarının Dual Enerjili Bilgisayarlı Tomografi'de perfüzyon görüntülemeye etkisinin değerlendirilmesi
Evaluation of the effect of coronary artery stenoses on perfusion imaging in Dual Energy Computed Tomography
- Tez No: 861861
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ FATMA CAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
- Anahtar Kelimeler: Koroner bilgisayarlı tomografi perfüzyon görüntüleme, koroner BTA, Koroner arter hastalığı, kardiyak görüntüleme, radyoloji, Dual enerjili bilgisayarlı tomografi, Coronary computed tomography perfusion imaging, coronary CTA, coronary artery disease, cardiac imaging, radiology, Dual energy computed tomography
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Manisa Celal Bayar Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Radyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 73
Özet
Amaç: Dual Enerjili Bilgisayarlı Tomografi ile hastaya herhangi bir stressör test veya intravenöz medikal ajan verilmeden miyokard perfüzyonunu görüntüleyip, koroner arter darlıkları, hipertansiyon, diabetes mellitus, hiperlipidemi, yaş ve cinsiyet farklılıkları gibi durumlarda miyokardiyal perfüzyonun nasıl etkilendiğini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalında 14.06.2021 ve 07.02.2024 tarihleri arasında Siemens 256 kesit (Somatom Drive,Siemens Healthineers, Germany) tomografi cihazı ile Dual Enerjili Koroner Bilgisayarlı Tomografi ile çekimi yapılan 348 hastanın verileri incelendi. Veri incelemesi retrospektif olarak yapılmıştır. Olgu ve kontrol grubu için dışlama kriterleri; optimal kalitede olmayan artefakt içeren görüntüler, 18 yaşından gün almayan, 75 yaş üstü olan hasta grubu olarak belirlenmiştir. Hastanedeki PACS (Picture Archiving Communication Systems) sistemindeki tüm görüntüler ayrıntılı bir şekilde değerlendirildi. 111 hastada herhangi bir koroner kalsifik plağa rastlanılmadı. Bu 111 hasta ile kontrol grubu oluşturuldu. Geri kalan koroner arterlerinde stenoz bulunan diğer hasta grubunda ise 111 hasta randomize şekilde seçilerek olgu grubu oluşturuldu. Her iki grubun vakalarının yaşı, cinsiyeti, hipertansiyon, diabetes mellitus, hiperlipidemi varlığı, LAD, LCx, RCA arterlerindeki stenoz darlığının yüzdesel değerleri, sol ventrikül duvarında 17 segmentteki iyodin kontrast dansite değerleri, stabil ve unstabil anjinanın varlığı verileri kaydedildi. Olgu grubu ve kontrol grubu hastalarının benzer demografik özelliklerde olmasına özen gösterilmiştir Bulgular: Hipertansiyon, hiperlipidemi ve diyabet varlığı ile olgu grubu ve kontrol grubu arasında anlamlı fark olduğu saptanmıştır. Olgu grubu ve kontrol grubu arasında yaş, LAD, LCx ve RCA'daki darlıklarda anlamlı fark bulunmuştur.Olgu grubundaki hastaların LAD darlıkları yüzdesel olarak ortalama %37,43, LCx %15,95, RCA %23,68 olarak ölçülmüştür. Cinsiyet ile RCA darlığı arasında anlamlı fark bulunmuştur. RCA darlığı yüzdesi, erkeklerde ortalama %17,91 iken kadınlarda %8,79 olarak saptamıştır. Hipertansiyon varlığı ile yaş, LAD ve RCA darlıkları arasında anlamlı fark bulunmuştur. Hipertansiyonlu hastalarda ortalama yaş 52,94 iken hipertansiyonu olmayan hastalarda ortalama yaş 45,94 olarak bulunmuştur. LAD darlığı hipertansiyonlu hastalarda ortalama %33,49 olarak ölçülmüştür. Hipertansiyonu olmayan hastalarda ortalama %15,63 olarak ölçülmüştür. RCA darlığı yüzdesel olarak hipertansiyonlu hastalarda 27,02 iken hipertansiyonu olmayan hastalarda 11,01 olarak ölçülmüştür. Diyabet ile LAD ve RCA darlığı arasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Diyabet varlığında LAD ve RCA'da izlenen darlık yüzdesi artmaktadır. Diyabetlilerde LAD darlığı yüzdesi ortalama 37 iken diyabeti olmayanlarda darlık yüzdesi ortalama 18,79 olarak ölçülmüştür. RCA darlığı diyabetliletde ortalama %27,73 olarak ölçülmüştür. Diyabeti olmayanlarda ortalama %14,70 olarak ölçülmüştür. Hiperlipidemi ile yaş, LAD, LCX ve RCA'daki darlıklar arasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Hiperlipidemi bulunan olgularda LAD darlığı yüzdesi ortalama 42,74 iken hiperlipidemi bulunmayanlarda darlık yüzdesi ortalama 15,78 olarak ölçülmüştür. LCX darlık miktarı hiperlipidemili olgularında yüzde olarak ortalama 30,91, hiperlipidemis olmayan olgularda ortalama 9,26 olarak bulunmuştur. RCA darlığı hiperlipidemi bulunan olgularda ortalama %37,22 olarak ölçülmüştür. hiperlipidemi bulunmayanlarda ortalama %12,20 olarak ölçülmüştür ROC eğrisi analizinde eğri altında kalan alanların önemli olmadığı, kardiyak görüntülemede Dual Enerjili Kardiyak Bilgisayarlı Tomografi'de fonksiyonel ölçümlerden olan perfüzyon görüntülemenin herhangi bir stressör ajan kullanılmadan yapılan değerlendirmede tanısal değerinin olmadığı çalışmamızda saptanmıştır. Sonuç:Bilgisayarlı tomografi plak anatomi görüntülemesinin yanı sıra son yıllarda hemodinamik değişiklikler hakkında da non invaziv bilgiler sunmaktadır. Hemodinamik bilgiler açısından kullanılan yöntemlerden biri olan KBTP hakkında henüz yeterli bilgi literatürde bulunmamaktadır. Literatürde çoğunlukla bir stresör ajan (adenosin, dipiramidol vs.) kullanılarak yapılan çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmalarda elde edilen bilgilerde stresör ajan kullanımı ile yapılan KBTP görüntülerinde normal, iskemik ve enfarktlı segmentlerde perfüzyon farklılıkları mevcuttur ve KBTP bunları göstermede diğer invaziv ve non invaziv tetkiklere kıyasla tercih edilebilinecek yöntemdir. Ancak herhangi bir stresör ajan kullanılmadan elde edilen KBTP görüntülerinin değerlendirilmesi hakkında yeterli çalışma yapılmamıştır. Çalışmamızda herhangi bir stresör ajan kullanılmadan aynı anda elde edilen KBTA ve KBTP görüntüleri değerlendirilmiş olup, koroner arter stenozlarının neden olduğu hemodinamik değişikliklerde KBTP görüntülemedeki iyodin dansitelerindeki değişiklikler arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır. Ancak ileri derecede stenoza sahip veya enfarktlı hastalarda, perfüzyon defektlerinin belirgin olduğu saptanmıştır. KBTP, KBTA tetkikine, tanıda yardımcı ve destekleyici tetkiktir. Önümüzdeki yıllarda yapılacak olan konu ile ilgili çalışmalar devam ettikçe bu konu daha iyi anlaşılacaktır.
Özet (Çeviri)
Aim: To evaluate how myocardial perfusion is affected by coronary artery stenoses, hypertension, diabetes mellitus, hyperlipidemia, age and gender differences by Dual Energy Computed Tomography without any stressor test or intravenous medical agent. Materials and Methods: In our study, we analyzed the data of 348 patients who underwent Dual Energy Coronary Computed Tomography with Siemens 256 slice (Somatom Drive, Siemens Healthineers, Germany) tomography device between 14.06.2021 and 07.02.2024 in the Department of Radiology, Manisa Celal Bayar University Hafsa Sultan Hospital. Data analysis was performed retrospectively. Exclusion criteria for the case and control groups were images containing artifacts of suboptimal quality, age less than 18 years, and age older than 75 years. All images in the PACS (Picture Archiving Communication Systems) system at the hospital were evaluated in detail. In 111 patients, no coronary calcific plaque was found. A control group was formed with these, 111 patients were randomly selected to form a case group. Age, gender, presence of hypertension, diabetes mellitus, hyperlipidemia, percentage of stenosis in LAD, LCx and RCA arteries, iodine contrast density values in 17 segments of the left ventricular wall, presence of stable and unstable angina were recorded. Care was taken to ensure that the case group and control group patients had similar demographic characteristics. Results: There were significant differences between the case group and the control group in the presence of hypertension, hyperlipidemia and diabetes mellitus. Significant differences were found between the case group and the control group in age, LAD, LCx and RCA stenoses. The mean percentage of LAD stenoses in the case group was 37.43%, LCx 15.95% and RCA 23.68%. A significant difference was found between gender and RCA stenosis. The mean percentage of RCA stenosis was 17.91% in men and 8.79% in women. A significant difference was found between the presence of hypertension and age, LAD and RCA stenoses. The mean age was 52.94 years in patients with hypertension and 45.94 years in patients without hypertension. The mean LAD stenosis was 33.49% in patients with hypertension. It was measured as 15.63% in patients without hypertension. RCA stenosis was measured as 27.02% in patients with hypertension and 11.01% in patients without hypertension. A significant association was found between diabetes and LAD and RCA stenosis. The percentage of stenosis in LAD and RCA increased in the presence of diabetes. The mean percentage of LAD stenosis was 37% in diabetics and 18.79% in non-diabetics. RCA stenosis was measured as 27.73% on average in diabetics. In those without diabetes, it was 14.70% on average. Hyperlipidemia was significantly associated with age, LAD, LCX and RCA stenoses. The mean percentage of LAD stenosis was 42.74 in patients with hyperlipidemia and 15.78 in those without hyperlipidemia. The mean percentage of LCX stenosis was 30.91 in patients with hyperlipidemia and 9.26 in patients without hyperlipidemia. RCA stenosis was measured as 37.22% in patients with hyperlipidemia and 12.20% in patients without hyperlipidemia. In our study, it was found that the areas under the curve in the ROC curve analysis were not significant, and perfusion imaging, which is one of the functional measurements in Dual Energy Cardiac Computed Tomography in cardiac imaging, had no diagnostic value in the evaluation without the use of any stressor agent. Conclusion: Computed tomography provides non-invasive information about hemodynamic changes in recent years as well as plaque anatomy imaging. There is not enough information about CTP, which is one of the methods used for hemodynamic information, in the literature. In the literature, there are mostly studies using a stressor agent (adenosine, dipyramidol, etc.). According to the information obtained in these studies, there are perfusion differences in normal, ischemic and infarcted segments in CBCT images made with the use of a stressor agent and CBCT is the preferred method to show these differences compared to other invasive and non-invasive examinations. However, the evaluation of CTP images obtained without the use of any stressor agent has not been adequately studied. In our study, CTA and CTP images obtained simultaneously without the use of any stressor agent were evaluated and no significant correlation was found between hemodynamic changes caused by coronary artery stenoses and changes in iodine densities on CTP imaging. However, perfusion defects were found to be prominent in patients with severe stenosis or infarction. CBCT is an auxiliary and supportive diagnostic test to CTA. This issue will be better understood as the studies on this subject continue in the coming years.
Benzer Tezler
- Koroner arterlerin 256-kesitli çift tüplü bt cihazı iledeğerlendirilmesi
Evaluation of coronary arteries with 256-slice dual source computed tomography
TUBA SELÇUK CAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bilimleri ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ADEM KIRIŞ
- Koroner arter darlıklarının gösterilmesinde çok kesitli BT anjiyografinin rolü
The role of multislice ct angiography in demonstrating coronary artery stenosis
HALİL SERDAR ASLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2007
Radyoloji ve Nükleer TıpOndokuz Mayıs ÜniversitesiRadyodiagnostik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÇETİN ÇELENK
- Fraksiyone akım rezervi değerlendirilen koroner arter hastalarında darlık ciddiyetinin dılemma skoru ile öngörülebilirliği
Prediction of coronary artery stenosis severity with dilemma score in patients who assessed by fractional flow reserve
MUHAMMED SÜLEYMANOĞLU
- Koroner arter patoloji ve varyasyonlarının belirlenmesinde ÇKBT(128) anjiografinin tanısal değeri
The diagnostic value of MDCT (128) angiography for determining coronary artery pathology and variations
MEHMET MUNDUZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Radyoloji ve Nükleer TıpSüleyman Demirel ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA KAYAN
- Hiperlipidemi tedavisinin uzun dönem takipte koroner lezyonlar üzerine etkilerinin retrospektif olarak değerlendirilmesi
A retrospective examination : The effects of hyperlipidemia treatment on coronary lesions on long term follow-up
MUHAMMED YİĞİT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
KardiyolojiBursa Uludağ ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OSMAN AKIN SERDAR