Geri Dön

Informal use of public space: A study on street vendors and performers in Kadıköy

Kamusal alanın enformel kullanımı: Kadıköy'de seyyar satıcılar ve sokak sanatçıları üzerine bir araştırma

  1. Tez No: 864891
  2. Yazar: GİZEM KEPENEK
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. GÜLDEN DEMET ORUÇ ERTEKİN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Mimarlık, Sosyoloji, Şehircilik ve Bölge Planlama, Architecture, Sociology, Urban and Regional Planning
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 225

Özet

İnsanların ürettiği ve temsil ettiği anlamlar ve bunlardan doğan artifaktlarla, kentler yoğun etkileşim ağlarına ev sahipliği yapmaktadır. Massey, mekânsal yapılanmayı üretken kılan şeyin bu yoğun etkileşimler olduğunu belirtmektedir. Bahsedilen üretkenlik mekânsal yapılanmanın, kitlesel insan akışının ve iletişim ağlarının nasıl yan yana geldiğine ve bağlılıklar yarattığına bağlıdır. 20. yüzyıldan itibaren kentsel yaşamı oluşturan bileşenlerde yoğunlaşma ve yakınlaşmaya bağlı olarak birçok çalışma sosyal yaşantı ve mekansal yapılanma ilişkisini anlamlandırma yoluna gitmiştir. Bunun paralelinde, kapitalist birikimin yarattığı kent yaşamının mesafeli doğasına karşı kent teorileri politik bir ivme kazanmıştır. Bireysel özgürlüklerden ziyade kolektif hakların ön planda olduğu, kentsel alanlarda bir arada yaşamanın gerekliliğini vurgulayan, farklılıklar arasında diyalog ve uzlaşmayı sağlayacak yaklaşımlara yönelme söz konusu olmuştur. Bu noktada gündelik hayat sosyolojisi hem çerçeve oluşturabilecek hem de yeni perspektifler sunabilecek bir çalışma alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Gündelik hayatı konu edinen çalışmalarda bireylerin günlük etkileşimlerini yönlendiren temel etkileri ve normları anlamak için mikro düzeydeki sosyal dinamiklere odaklanılmaktadır. Bu anlamda kent sakinleri salt kullanıcılar olmanın ötesinde kentin inşaasında aktif yönlendiriciler olarak ele alınmaktadır. Böylelikle, gündelik hayatın sosyo- mekansal analizi eğilimleri, ihtiyaçları ve alternatif yaşam şekilllerinin belirlenmesine olanak sağlamaktadır. Kamusal alanlar ise gündeliğin dinamikleri içerisinde toplum olarak etkileşimde bulunulan, farklı ifade ve müzakere biçimlerinin faaliyet alanları olarak öne çıkmaktadır. Aynı zamanda gündeliklik, farklı insan gruplarının bir araya gelerek ortak dil, davranış kalıpları ve sosyo-kültürel kodların oluşma halidir. Dolayısıyla, gündelik ritim toplumsal çeşitliliğin sağlandığı durumda, bir arada yaşama ve anlayış geliştirilmeyi sağlayan bir unsur olmaktadır. Tam bu noktada, enformel sokak çalışanları kent hayatının rutininde yer alan, gündelik hayatı zenginleştiren ve farklı kesimler arası etkileşime aracılık eden bireyler olarak çalışmaya konu edinilmektedir. Gündeliğin bir parçası olarak enformel sokak çalışanları kentsel yaşamın rutin döngüsünde yer alırken kamusal alanın kullanım kalıplarının dışına çıktığı diyalektik bir süreç içerisindedir. Hem rutinin içerisinde hem de dışarısında olma durumundan doğan bu karşıtlık, kentsel sosyo-mekansal dinamikleri yakalamak açısından önemli bulunmaktadır. Enformel sokak çalışanları geçimini kentsel mekanda sürdürürken, kent ve kentliyle kurdukları ilişkilere bağlı olarak oluşturdukları rotayı takip etmektedir. Bu vesileyle kamusal alanda gerçekleştirdikleri 'kendileme' pratikleri, sosyo-mekansal sistemlerde ve güç ilişkilerinde değişiklik meydana getirmektedir. Bu nedenle oluşturdukları rota, aynı zamanda, güç ilişkilerinin yeniden üretildiği karşı-mekanlardan oluşur. Kentsel mekânın belirli kullanımları dışında sahiplenilmesi bu pratiklerin, kapitalist birikime karşın gelişen direnme alanları oluşturduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Hem materyal hem de cisimleşmiş yanıyla mekansallık, toplumsal dönüşüm potansiyeline sahip mikro alanlar olarak değerlendirilmektedir. İkinci olarak, enformel çalışanların çoğunluğunun toplumun kırılgan kesimini oluşturması ve kentsel yaşama entegre olma konusunda geri planda kalmaları nedeniyle konunun sosyal yönü önem arz etmektedir. Tüm bunlara ek, enformel sokak çalışanlarının zaman-mekansal pratiklerinin ayırt edilmesi, yerelde sosyal yaşamın okunabilirliği açısından önemli bulunmaktadır. Bir ulaşım merkezinde, kalabalık bir caddede, sahilde ya da mahallemizde karşılaştığımız seyyar satıcı ya da sokak müzisyenleri; farklı zaman aralıklarında tekrar eden hareketlilikleriyle gündelik hayat ritminin bir parçasıdırlar. Gün içinde faaliyetlerin kapsamına göre kimi hareket halindeyken, kimi sabit bir noktada yer seçmektedir. Böylelikle değişen zaman-mekanda, sermaye çeşitleri, mobilizasyonları ve güç ilişkilerindeki konumları nedeniyle hareketlilikleri cisimleşmekte, aynı zamanda, karşılaşma ve etkileşim alanı yaratmaktadır. Kentsel enformelliğin çoğunlukla bir sorun ya da düzen eksikliği olarak ele alınmasına karşın, sosyal birliktelik ve katılım için bir alan oluşturduğu ve farklı olanla karşılaşma fırsatı yarattığı görüşü de mevcuttur. Buradan hareketle çalışma, enformel sokak pratiklerinin kentsel yaşamın toplumsal inşasında işleyen bir sistem olduğu üzerinden ilerlemektedir. Bu bağlamda, enformel sokak çalışanlarının kamusal alanı 'kendileme' pratikleri, kendileri ve kentin diğer paydaşları arasında gelişen ilişkileri çalışmaya konu edinilmektedir. Enformalite ve kentsel yaşamın toplumsal dinamiklerinin ilişkilendirileceği bu çalışma kapsamında, ilk olarak, literatürdeki kamusallık, kamusal alan ve toplumsallaşma kavramlarına yer verilmiştir. Ardından, enformel aktivitelerin zaman-mekansal doğasını kavramak amacıyla teorik çerçeve dinamik zaman-mekan anlayışlarına yer vererek şekillenmiştir. Çalışmada söz konusu enformel çalışanlar işportacı/seyyar satıcılar, sokak müzisyenleri ve sokak performançıları olmak üzere üç meslek profili üzerinden ele almaktadır. Derinlemesine analizler için uygun bir çerçeve sağlayacağı ve zengin sosyo-mekansal verilerin elde edileceği düşüncesiyle, Kadıköy' ün merkez iki mahallesi Caferağa ve Osmanağa' yı çalışma sahası olarak belirlenmiştir. Nisan 2022- Aralık 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilen saha çalışmasında sırasıyla gözlem, haritalama, derinlemesine mülakat ve anket çalışması yapılmıştır. Toplamda 70 enformel çalışanla görüşülmüş, 88 Kadıköylü ile anket çalışması yapılmıştır. Saha çalışması kapsamında ilk olarak, enformel kendileme pratikleri mekansal farklılıklarına göre“açık, yarı-açık, kapalı ve yarı-kapalı mekan”olmak üzere dörde ayrılarak yorumlanmıştır. Sonrasında söz konusu mekansallaşmaların çalışma sahası içerisinde dağılımları değerlendirilmiştir. Üçüncü aşamada ise elde edilen mekansal veriler çalışanların çalışma saatleriyle birlikte haritalandırılmış ve belirli zaman aralıklarındaki dağılımlarına bakılarak yorumlanmıştır. Dördüncü aşamada elde edilen zaman-mekansal bulguların sosyal dinamiklerle ilişkilendirmek amacıyla kayıtdışı çalışanlarla yapılan mülakatlar değerlendirilmiştir. Son aşamada ise Kadıköy' de kişilerin kamusal alanın enformel kullanım biçimlerine ve sokak çalışanlarına ilişkin algılarını değerlendirmek amacıyla iki aşamalı anket çalışması uygulanmıştır. Çalışmanın öne çıkan sonuçları arasında, enformel çalışanların zaman-mekan dağılımlarında yalnızca ekonomik kaygıların değil, aynı zamanda kendi içlerinde geliştirdikleri dayanışma ağları ile Kadıköylü ve Kadıköy' le kurdukları ilişkilerin de belirleyici olduğu yer almaktadır. Bununla birlikte, kişilerle geliştirdikleri ilişkilerin, yer aidiyeti kurmaya yardımcı olduğu gözlemlenmiştir. Çalışmada ele alınan bir diğer unsur ise kentsel mekan ögelerinin kamusal alanın kendileme yoluyla kullanımında destekleyici rolü olduğu sonucudur. Buna göre farkedilmeyen, işlevsiz kalan, ihmal ya da terk edilmiş kentsel nişlerin enformel kendilemeyi kolaylaştırdığı, farklı ve özgün kullanımlara yer açtığı sonucuna varılmıştır. Söz konusu mekansallaşmaların denetim baskısının azaldığı durumlarda enformel çalışanların kendileme pratiklerine katkı sağladığı gözlemlenmiştir. Son olarak, enformel pratiklerin hem kayıtdışı çalışanlar hem de Kadıköylüler arasında bağlayıcı ve köprü kurucu bir rol üstlendiğine ulaşılmıştır. Çalışmanın kentsel enformaliteye karşı sunduğu alternatif bakış açısı, zaman-mekansal analizlerin sosyal yapıyla ilişkilendirilmesi ve çalışmanın yerel dinamikleri işaret etmesi önemli bulunmaktadır. Tez çalışması bütünde sosyal dinamiklerin mikro ölçekte kentsel çevreyle ne denli ilişkili olduğunu göstermeye çalışırken, mevcutta enformaliteye dair yapılan tanımlamalarının sorgulanması gerektiği görüşüne katılmaktadır.

Özet (Çeviri)

Cities are made up of human entities, their interactions, and“rational averages”resulting from them. With the meanings humans possess, represent, and their resulting artifacts, cities host intensive interaction networks. Massey states that these dense interactions are what make spatial configurations generative. The generative-ness depends on how the spatial configurations, mass flow of people, and networks of communication are juxtaposed and create affiliations. Just as Massey states, many studies have pointed out the affiliations between urban life and spatial formation from a range of perspectives. With the rise of concentration and proximity of components generating urban life from the 20th century, many scholars associated social life in the city with spatial formation. In the meantime, urban theories gained political momentum against the effects of capitalist development causing colonization, alienation, and the distanced nature of urban life. There had been a tendency towards approaches that emphasize the need for coexistence in urban areas, in which collective rights are at the forefront rather than individual freedom, seeking dialogue and reconciliation between differences. At this point, the sociology of everyday life emerges as a field of study that can both serve as a framework and provide new trajectories. Public spaces, on the other hand, stand out as areas of activity for different forms of expression and negotiation, where the society interacts as a whole within the dynamics of the everyday. At the same time, everydayness is the coming together of different groups and forming common language, behavior patterns, and socio-cultural codes. Therefore, everyday life rhythm is an element that enables coexistence and developing understanding when social diversity is ensured. Everyday life studies focus on the micro-dynamics of social structures to understand the underlying effects and norms that drive individuals' daily interactions. Hereunder, city dwellers are treated as city makers instead of simple users. Thus, examining everyday life through analyzing social and spatial arrangements enables the determination of tendencies, necessities, and alternative lifestyles. The structure of this study is on ISVP, which is examined through daily life patterns in space and with other people. Primarily, because their relationship with the public space depends on the reassembling of power structures and socio-spatial systems, ISVP stand at the intersection of issues incorporating urban life. ISVP are the subject of the study as individuals who take part in the routine of urban life, enrich daily life, and mediate interaction between different segments. As a part of everyday life, ISVP possess a dialectical process in which they go beyond the use patterns of public space while participating in the cycle of urban life. This opposition arising from being inside and outside of the familiar is important in capturing urban socio-spatial dynamics. ISVP appropriate urban space as a livelihood and follow the route they created based on various relations. In this way, appropriation practices on public space bring changes in socio-spatial systems and power relations. For this reason, their territory also consists of counter-spaces where power relations are reproduced. The appropriation of urban space beyond its specific uses is interpreted as these practices constitute spaces of resistance against power structures. Accordingly, generated territoriality both in material and embodied way through informality is considered as micro-terrains having potential for social transformation. This thesis aims to study how individuals with certain activity patterns who work informally on the street appropriate the urban space and how other city stakeholders perceive these appropriation practices. Although urban informality is viewed as a problem or lack of order, there is a view that accepting the informal practice produces a site for social association and inclusion, as well as the opportunity to encounter the different. From this point of view, the study proceeds by looking at informal street practices as a functioning system in the social construction of urban life. With these aims, initially, the notions of being public, publicness, and public space were addressed to associate the social dynamics of urban life with informality onward. Next, to grasp the spatiotemporal nature of informality, the theoretical framework was shaped around transcendental space-time theories. As for the case study, two neighborhoods of Kadıköy, Caferaga, and Osmanaga were chosen for the investigation. In this framework, the case study was conducted between April 2022 to November 2023. As for the case study, two neighborhoods of Kadıköy, Caferağa, and Osmanağa were chosen for the investigation. In this framework, the field research was conducted between April 2022 to November 2023. For the first phase, the spatial data obtained were analyzed on a micro-scale under four categories of territoriality: open, semi-open, close, and semi-close. Afterward, these territories were evaluated according to their distribution throughout the case area. For the third phase, territories' schedules were mapped due to their spatial distribution. Next, territories were assessed according to determined time intervals. In the fourth phase, ISVP were interviewed by varying depths to associate spatiotemporal analysis with social formation. Finally, to take into account the representation of ISVP and their practices, 2-stage surveys were conducted with other stakeholders of Kadıköy. Eventually, the research progressed through two main concerns: the aspects of informal street activities that add to urban life and the socio-cultural consequences of informal practices for their subjects. The most striking result of the study is that the spatiotemporal appropriation of ISVP is based not only on economic concerns but also on their sense of place. The findings outline how informality contributes to strengthening both bonding and bridging capitals between ISVP and inhabitants. It highlights that the strengthening of interpersonal networks has also led to a sense of belonging to the place. Another contribution of the study is propounding how urban design elements support the emergence the unexpected ways of encountering while cohering the formal-informal territories. The findings support that the looseness and diversity of the streetscape contribute to the emergence of diverse uses of public space. Overall, this study attempts to show how urban social dynamics pertain to the urban environment at the micro-scale while participating in the remark that the existing definitions of informality should be challenged. Although informality is a widely studied issue, the study is believed to contribute to the discipline of urban design in the context of local dynamics, since it associates spatiotemporal rhythms of informal appropriation practices with social dynamics.

Benzer Tezler

  1. Geçici kamusal mekanın dönüşümü: Semt pazarları üzerine ritimanalitik bir değerlendirme

    Transformation of temporary public space: A rhythmanalitic evaluation on district bazaars

    ENES KELEŞMEHMET

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NESİP ÖMER EREM

  2. Sosyal sermaye odaklı kentsel canlandırma yaklaşımı: Yeldeğirmeni örneği

    Social capital led urban revitalization approach: Yeldegirmeni case

    ALP CAN ARISOY

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NURBİN PAKER KAHVECİOĞLU

  3. Kent hakkı ve kentsel katılım bağlamında kendin yap pratikler

    Do-it-yourself practices in the context of right to the city and uurban participation

    GÖKÇE ÖCAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik Üniversitesi

    Şehir Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLDEN ERKUT

  4. İstanbul Uzunçarşı caddesi aksında sızıntı mekanların incelenmesi

    A research of leak spaces on the Istanbul Uzuncarsı road axis

    DİLARA SENA KILIÇ YILMAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FATMA ERKÖK

  5. Topoğrafyanın biçimsel ve mekansal katmanlarının mimarlıktaki açılımları üzerine bir yeniden okuma

    Reading the unfoldings of topography in architecture through the lenses of formal and spatial layers

    NAZMİYE NURDOĞAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE ŞENTÜRER