Geri Dön

Morus nigra L. içerikli geleneksel bitkisel tıbbi ürün geliştirilmesi

Development of traditional herbal medicinal product containing Morus nigra L.

  1. Tez No: 867656
  2. Yazar: İREM ÖNAL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. NİLAY ILDIZ, DOÇ. DR. LEYLA PAŞAYEVA FATULLAYEV
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Eczacılık ve Farmakoloji, Pharmacy and Pharmacology
  6. Anahtar Kelimeler: Antimikrobiyal, formülasyon, Morus nigra, sitotoksisite, stabilite, Antimicrobial, formulation, Morus nigra, cytotoxicity, stability
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Erciyes Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İlaç Araştırma, Geliştirme ve Uygulamaları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 145

Özet

Rekürrent aftöz stomatit (RAS), oral mukozada tekrar eden, ağrılı ve yüzeyel ülserasyonlarla karakterize, yaygın ve kronik bir inflamatuvar hastalıktır. Farklı faktörlerin rol oynadığı bu hastalıkta immün sistemle ilişkili etkenler, mikrobiyal etkenler ve beslenme bozuklukları en çok üzerinde durulan mekanizmalar arasındadır. Bu çalışmada, RAS'a yönelik semptomatik rahatlama sağlaması amacıyla, Morus nigra L. (karadut) meyvesinden elde edilen ekstreler kullanılarak iki farklı ağız spreyi formülasyonu (F1 ve F2) geliştirilmiştir. Ekstrelerin antioksidan potansiyeli 1,1-Difenil-2-pikrilhidrazil Radikalini Süpürücü Etki Tayini (DPPH), 2,2'-azino-bis(3-etilbenztiazolin-6-sulfonik asit) Radikalini Süpürücü Etki Tayini (ABTS), Demir İndirgeme Antioksidan Gücü Tayini (FRAP) ve Bakır Redükleyici Antioksidan Gücü Tayini (CUPRAC) yöntemleriyle belirlenmiş; antimikrobiyal aktiviteleri ise Minimum İnhibitör Konsantrasyon (MIC) yöntemiyle değerlendirilmiştir. İçerik profilleri Sıvı Kromatografisi Yüksek Çözünürlüklü Kütle Spektrometresi (LC-HRMS) yöntemi ile analiz edilmiş, biyolojik etkinliği en yüksek olan maserasyon ekstresi formülasyonlarda kullanılmıştır. Formülasyonlarda kullanılan maserasyon ekstresi, Escherichia coli ATCC 25922, Salmonella typhi ATCC 6539, Staphyloccus aureus ATCC 25923, Streptococcus mutans ATCC 25175, Enterococcus faecalis ATCC 29212, Bacillus cereus ATCC 11778, Pseudomonas aeruginosa ATCC 27853, Candida albicans ATCC 11778 ve Candida glabrata ATCC 90030 mikroorganizmalarına karşı 3,125 mg/mL minimum inhibitör konsantrasyon (MIC) değeriyle etkili bulunmuştur. Her iki formülasyon da ekstrenin kendisinden daha güçlü antimikrobiyal etki göstermiş; F1 formülasyonu, içerdiği daha yüksek ekstre konsantrasyonu sayesinde F2'ye kıyasla daha geniş spektrumlu ve daha düşük dilüsyonlarda etkili olmuştur. Bu antimikrobiyal etkinlik verilerini takiben, geliştirilen formülasyonların hücresel düzeyde güvenilirlik profili de değerlendirilmiş ve HGF-1 hücre hattında MTT ile xCELLigence analiz yöntemleri kullanılarak sitotoksisite analizleri gerçekleştirilmiştir. F1 formülasyonu %71 hücre canlılığı ile daha az sitotoksik bulunurken F2 formülasyonunda bu oran %70 olarak tespit edilmiştir. xCELLigence analizine göre her iki formülasyon da kısa süreli temasta hücrelerde akut toksisite göstermemiş, ancak 1 saatten sonra geç dönem sitotoksik etkiler gözlemlenmiştir. Formülasyonların stabilitesi, ICH Q1A(R2) kılavuzuna göre 4 ± 2°C / %60 bağıl nem ve 40 ± 2°C / %75 bağıl nem koşullarında üç ay boyunca değerlendirilmiştir. Kimyasal stabilite kapsamında, sıvı kromatografi-kütle spektrometresi (LC-MS/MS) ile etken maddelerdeki değişim takip edilmiş; F1 formülasyonunda naringenin, klorojenik asit ve kinik asit düzeylerinde anlamlı azalmalar gözlenmiştir. F2 formülasyonu bu açıdan daha yüksek stabilite göstermiştir. Fiziksel stabilite değerlendirmelerinde ise her iki formülasyonun görünüm, renk, pH ve faz ayrımı parametreleri izlenmiş; yüksek sıcaklık koşullarında özellikle pH değerinde ±0,5 birimi aşan değişiklikler tespit edilmiştir. Soğuk zincir koşullarında ise bu parametrelerde anlamlı bir sapma gözlenmemiştir. Ayrıca hızlandırılmış stabilite koşulları altında yapılan MIC analizlerinde, her iki formülasyonda da antimikrobiyal etkinliğin zamanla azaldığı belirlenmiştir. Bu sonuç, biyolojik aktivitenin belirli koşullarda korunamayabileceğini ve uygun saklama koşullarının önemli olduğunu bir kez daha vurgulamaktadır. Sonuç olarak, her iki formülasyon da RAS hastalığında semptomatik fayda sağlayabilecek nitelikte biyolojik aktivite ve in vitro güvenilirlik profili göstermiştir. Stabilite değerlendirmeleri ise formülasyonun saklama koşullarına duyarlılığını ortaya koymuş; bu doğrultuda ürünlerin soğuk zincir ortamında muhafaza edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Çalışma kapsamında elde edilen veriler ile geleneksel bitkisel tıbbi ürün (GBTÜ) geliştirme sürecine bilimsel katkı sağlamak ve bu alandaki ürünlerin kalite, güvenlilik ve stabilite yönünden değerlendirilmesine örnek oluşturmak amaçlanmıştır.

Özet (Çeviri)

Recurrent aphthous stomatitis (RAS) is a common and chronic inflammatory disease characterized by recurring, painful, and superficial ulcerations on the oral mucosa. Although the exact etiology remains unclear, the condition is believed to be multifactorial, with immune-related mechanisms, microbial imbalances, and nutritional deficiencies among the most frequently implicated factors. In this study, two different oral spray formulations (F1 and F2) were developed using extracts obtained from Morus nigra L. (black mulberry) fruits, which are widely used in traditional medicine for symptom relief in RAS. The antioxidant capacity of the extracts was evaluated using the DPPH (1,1-diphenyl-2-picrylhydrazyl radical scavenging), ABTS (2,2′-azino-bis(3-ethylbenzothiazoline-6-sulfonic acid) radical scavenging), FRAP (ferric reducing antioxidant power), and CUPRAC (cupric ion reducing antioxidant capacity) assays. Antimicrobial activity was assessed by the minimum inhibitory concentration (MIC) method. The chemical composition of the extracts was analyzed using liquid chromatography-high resolution mass spectrometry (LC-HRMS), and the maceration extract, which showed the highest biological activity, was selected for use in the formulations. The maceration extract was found to be effective against Escherichia coli ATCC 25922, Salmonella typhi ATCC 6539, Staphylococcus aureus ATCC 25923, Streptococcus mutans ATCC 25175, Enterococcus faecalis ATCC 29212, Bacillus cereus ATCC 11778, Pseudomonas aeruginosa ATCC 27853, Candida albicans ATCC 11778, and Candida glabrata ATCC 90030 at an MIC value of 3.125 mg/mL. Both formulations demonstrated stronger antimicrobial activity compared to the extract alone; F1 showed broader spectrum and effectiveness at lower dilutions due to its higher extract concentration. Following the antimicrobial activity evaluation, the cellular safety profiles of the formulations were assessed. Cytotoxicity analyses were conducted using MTT and xCELLigence methods on HGF-1 human gingival fibroblast cells. Based on ISO 10993-5:2009 standards, a cell viability of ≥70% indicates non-cytotoxicity. Accordingly, both F1 (71%) and F2 (70%) were considered non-cytotoxic after 1-hour exposure. The xCELLigence results supported the short-term biocompatibility of both formulations, although delayed cytotoxic effects were observed after 1 hour. The stability of the formulations was evaluated over three months under accelerated (40 ± 2°C / 75% RH) and refrigerated (4 ± 2°C / 60% RH) conditions according to ICH Q1A(R2) guidelines. Chemical stability was monitored by LC-MS/MS to track changes in active compounds; significant reductions were observed in the levels of naringenin, chlorogenic acid, and quinic acid in F1, while F2 showed better chemical stability. In terms of physical stability, both formulations were monitored for appearance, color, pH, and phase separation. Notably, under accelerated conditions, pH changes exceeded ±0.5 units, while no significant deviations were observed under refrigerated conditions. MIC analyses performed under accelerated conditions also showed a time-dependent decrease in antimicrobial activity in both formulations, emphasizing the need for appropriate storage conditions. In conclusion, both formulations demonstrated biological activity and in vitro safety profiles that may provide symptomatic relief in RAS. However, stability studies revealed sensitivity to storage conditions, suggesting the need for cold chain preservation. The findings of this study contribute to the scientific basis for the development of traditional herbal medicinal products (THMPs), offering a model for evaluating the quality, safety, and stability of such products.

Benzer Tezler

  1. Morus nigra L. üzerinde farmakognozik araştırmalar

    Pharmacognostical researches on Morus nigra L.

    RANA ELİF AKKUŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Eczacılık ve FarmakolojiErzincan Binali Yıldırım Üniversitesi

    Farmasötik Bilimler Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ZÜHAL GÜVEN

  2. Morus nigra L. meyve ve yaprak ekstrelerinden green sentez yöntemiyle sentezlenen çinko oksit nanopartiküllerin aftöz stomatitler üzerindeki etkinliğinin in vivo değerlendirilmesi

    Evaluation of in vivo efficiency of green synthesized zinc oxide nanoparticles from morus nigra L. fruit and leaf extracts in oral aphthous stomatitis

    MİRAY EGE

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Eczacılık ve FarmakolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Farmakognozi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MAHFUZ ELMASTAŞ

  3. Morus nigra L.(karadut) meyve ekstraktlarının antimikrobiyal aktivitesinin ve antibiyotiklerle sinerjistik etkisinin belirlenmesi

    Determination of the antimicrobial activity and the synergistic effect with antibiotics of Morus nigra L. (black mulberry) fruit extracts

    OSMAN AKMEŞE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    BiyoteknolojiGümüşhane Üniversitesi

    Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ TUBA ACET

    DR. ÖĞR. ÜYESİ KADRİYE ÖZCAN

  4. The effects of cytokinin types on shoot regeneration in black mulberry (Morus nigra l.) and association of miR156 and miR172 families with prolonged juvenility

    Siyah dut (Morus nigra l.)'ta sürgün rejenerasyonu üzerine sitokinin tiplerinin etkileri ve miR156 ile miR172 ailelerinin uzamış gençlik dönemi ile ilişkisi

    FADUMA YASIN SALAD

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2025

    BiyoteknolojiErciyes Üniversitesi

    Tarımsal Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KAHRAMAN GÜRCAN

  5. Karadut (Morus nigra L.) çeliklerinin köklenmesi ile bazı içsel hormonların dönemsel değişimleri arasındaki ilişkilerin belirlenmesi

    Determination of relationship between seasonal changes of some internal hormones and cuttings rooting of black mulberry

    LEYLA SELİN TERZİOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    ZiraatSüleyman Demirel Üniversitesi

    Bahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MEHMET POLAT