Geri Dön

Understanding the dynamics of air pollution during forest fires in Antalya-Manavgat: A WRF-CHEM analysis

Antalya-Manavgat'ta orman yangınlarında hava kirliliğinin dinamiklerini anlamak: WRF-CHEM analizi

  1. Tez No: 871703
  2. Yazar: YİĞİTALP KARA
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HÜSEYİN TOROS
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Meteoroloji, Meteorology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Meteoroloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Atmosfer Bilimleri Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 96

Özet

Bu tez, Türkiye'deki Antalya Manavgat orman yangınlarının hava kirliliği dinamiklerini Weather Research and Forecasting with Chemistry (WRF-Chem) ve NCAR v2.5 (FINN v2.5) yangın emisyon envanterini kullanarak araştırmayı amaçlamaktadır. Araştırmanın odak noktası, Fön etkisinin yangın koşullarını nasıl yoğunlaştırdığını ve bu durumun yangın yayılmasını ve şiddetini nasıl artırabileceğini incelemektir. Bu etki yerel hava koşullarını önemli ölçüde değiştirmiş ve dolayısıyla yangının davranışını ve bunun sonucunda ortaya çıkan hava kalitesini etkilemiştir. Dahası, çalışma, WRF-Chem modelinin, Aerosol Optik Derinlik (AOD), Aerosol Absorpsiyon İndeksi (AAI), Partikül Madde (PM₁₀) ve çeşitli meteorolojik değişkenler gibi temel atmosferik parametreleri doğru bir şekilde tahmin etmedeki performansını titizlikle değerlendirmektedir. 2021 yılı 26 Temmuz ile 9 Ağustos tarihleri arasındaki Antalya Manavgat orman yangınları sırasındaki atmosferik koşulların analizi çeşitli önemli bulgular ortaya koymuştur. Weather Research and Forecasting with Chemistry (WRF-Chem), meteoroloji ile atmosfer kimyası arasındaki etkileşimleri simüle etmek için kullanılan son teknoloji bir atmosferik modelleme sistemidir. Tezde, 9×9 km ile 3×3 km çözünürlüklerde iki domain kullanılmıştır. 50 dikey seviye kullanarak ayrıntılı bir şekilde atmosferik süreçlere ışık tutan WRF-Chem'in, meteorolojik sınır koşulları ECMWF ERA5 Reanaliz verilerinden türetilmiş olup, aynı kaynaktan deniz yüzeyi sıcaklık verileri ile desteklenmektedir. Bulut mikrofiziği, WSM6 şeması kullanılarak parametrelendirilirken, sınır tabakası dinamikleri MYJ şeması ile modellenmektedir. Kümülonimbus bulutlarının temsili Grell-3 şemasını izlerken, radyatif süreçler uzun dalga ve kısa dalga radyasyon için RRTMG şeması ile hesaplanmaktadır. Arazi yüzeyi Noah-MP şeması kullanılarak modellenirken, yüzey tabakası Eta Benzerlik şemasını içermektedir. Kimyasal olarak, WRF-Chem'de, atmosfer kimyasını simüle etmek için GOCART şemasını ve aerosol-radyasyon etkileşimlerini ve kimyasal taşıma süreçlerini incelemeyi kolaylaştıran RACM-KPP ile birleştirilmiş bir yapı kullanılmıştır. Ayrıca, NCAR Fire INventory from NCAR (FINN), PREP-CHEM-SRC Ön İşlemci, EDGAR HTAP, RETRO, GEIA ve Logan Yevich emisyonları gibi çeşitli emisyon veritabanlarını entegre ederek, zaman içinde geniş kapsamlı atmosferik kompozisyon ve kirletici dağılımlarının detaylı olarak incelenmesini sağlanmıştır. Sinoptik haritalar, yangın olayı sırasında hakim olan orta ve sinoptik ölçekli yapılara ilişkin bilgiler sağlamıştır. 1000 hPa düzeyinde ise kuru ve sıcak havayı doğu yönlü akışlarla bölgeye taşıyan Basra Alçak Basınç Merkezi'nin (BLPC) etkisi gözlemlenmiştir. 850 hPa seviyesinde BLPC'nin üzerinde bir alçak basınç merkezi bulunmakta olup, bu durum kuru ve sıcak havanın Manavgat ilçesine ulaşmasına sebep olmuştur. 700 hPa seviyesinde kuru ve sıcak hava edip ve konvektif faaliyetleri ve yağışları sınırlamıştır. Weather Research and Forecasting (WRF) modelini kullanılarak yapılan mikrometeorolojik analiz, büyük ölçekli atmosferik koşullar ile yüzey seviyesindeki meteorolojik olaylar arasındaki bağlantıyı çözmeye yardımcı olmuştur. WRF modeli, yangın davranışını anlamak için çok önemli olan yüksek çözünürlüklü sıcaklık ve bağıl nem çıktıları sağlamıştır. Yüksek sıcaklıklar, düşük bağıl nem, az yağış ve yerel rüzgar özellikleri gibi faktörlerin, yangın risklerine önemli katkıda bulunan faktörler olduğu belirlenmiştir. Adyabatik sıkıştırmadan kaynaklanan sıcak ve kurak rüzgarlarla karakterize edilen Foehn etkisinin, yangın koşullarını kötüleştirdiği tespit edilmiştir. WRF-Chem modeli, Foehn etkisinin Toros Dağları üzerindeki hava akışı düzenlerini nasıl etkilediğini, rüzgar altı tarafta (lee-side) havanın ısınmasına ve kurumasına yol açarak yangın risklerini nasıl artırdığını göstermiştir. Yüzey haritaları, sıcaklık ve nem ölçümleri, yangının ilk günlerinde yüksek sıcaklıklar ve düşük bağıl nem ile Foehn etkisinin varlığını doğrulamıştır. WRF-Chem modelinin çeşitli meteorolojik değişkenler için performansı, farklı gözlem noktalarında korelasyon analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Meteorolojik değişkenler için Taylor diyagramları, sıcaklığın tüm gözlem noktalarında yüksek korelasyon katsayıları ile güçlü pozitif ilişkiler gösterdiğini göstermektedir. Kepez en yüksek korelasyon katsayısına (0.94) sahip olup, onu yakından takip eden Muratpaşa (0.84), Kumluca (0.91), Manavgat (0.84), Alanya (0.82), Serik (0.58) ve Gazipaşa (0.62) bulunmaktadır. Bu yüksek katsayılar, bu bölgelerde sıcaklık ölçümleri veya model çıktıları ile referans verileri arasında tutarlı bir uyum olduğunu göstermektedir. Bağıl nem de çoğu istasyonda sağlam pozitif korelasyonlar gösterdi. En güçlü korelasyonlar Alanya'da (0.80) ve Manavgat'ta (0.80) gözlemlenmiş olup, onları yakından takip eden Muratpaşa (0.74), Gazipaşa (0.64), Kumluca (0.68), Kepez (0.55) ve Serik (0.38) geldi. Bu, modelin bu bölgelerde nemdeki değişimleri etkili bir şekilde yakaladığını göstermektedir. Rüzgar hızı korelasyonları çok daha fazla değişkenlik göstermiştir. Muratpaşa güçlü pozitif bir korelasyon (0.61) görülürken onu Manavgat (0.62), Kumluca (0.49), Gazipaşa (0.48), Alanya (0.40), Kepez (0.33) ve özellikle çok düşük bir korelasyon ile Serik (0.06) izledi. Diğer yandan, atmosferik basınç korelasyon katsayıları tüm analiz yapılan konumlar için yüksekti, bu da referans verilerle mükemmel bir uyumu göstermektedir. Muratpaşa olağanüstü bir korelasyon (0.95) ve Gazipaşa da çok yüksek bir korelasyon sergiledi (0.95). Manavgat (0.94) ve Serik (0.51) de güçlü korelasyonlar gösterdi. Bu, bu konumlardan basınç verilerinin ölçümlerle ile çok iyi uyum sağladığını göstermektedir. Genel olarak, Muratpasa ve Manavgat, tüm meteorolojik değişkenler arasında yüksek korelasyona sahip lokasyonlar olarak göze çarpmaktadır; bu durum, bu spesifik ölçüm lokasyonları için model çıktıları veya ölçümler arasındaki yüksek tutarlılığa işaret etmektedir. MAIAC AOD gibi uydu gözlemlerinden elde edilen AOD ölçümleri ile WRF-Chem AOD gibi atmosferik modellerden elde edilenler ve AER AAI gibi aerosol absorpsiyon endeksleri arasındaki etkileşimin anlaşılması, aerosol karakterizasyon metodolojilerinin doğruluğu ve güvenilirliği hakkında önemli bilgiler sağlamaktadır. Muratpaşa İstasyonu'nda MAIAC AOD ve WRF-Chem AOD verileri arasındaki güçlü pozitif korelasyon (r = 0,94), modelin uydu gözlemleriyle yakın uyumunu göstermiş, aerosol konsantrasyonlarını yakalamadaki doğruluğunu vurgulamıştır. Bununla birlikte, AER AAI verileriyle orta dereceli korelasyonlar (WRF-Chem AOD ile r = 0,45 ve MAIAC AOD ile r = 0,35), farklı kaynaklardan alınan aerosol özellik ölçümlerinde aerosol karakterizasyonunun karmaşıklığını yansıtan farklılıklar olduğunu göstermektedir. Aksine, Serik İstasyonunun bulguları, MAIAC AOD ile WRF-Chem AOD arasında 0,41'lik orta düzeyde bir korelasyon katsayısı ile azalan korelasyonları ortaya koymakta olup bu da modelin yerel aerosol konsantrasyonlarını doğru şekilde gösterme yeteneğindeki önemli sınırlamalara işaret etmektedir. Bu durum, özellikle 1 Ağustos gibi belirli tarihlerde meteorolojik koşulların aerosol taşınması üzerindeki etkisi ile daha da şiddetlenmektedir. Manavgat ve Alanya İstasyonlarından elde edilen veriler de önemli ancak değişen derecelerde korelasyon göstermektedir: Manavgat, MAIAC AOD ile r = 0,93'e varan korelasyonlarla yüksek derecede model uyumu gösterirken, Alanya sağlam korelasyonlar sunmaktadır (MAIAC AOD ile r = 0,80), ancak aynı zamanda AER AAI ölçümleriyle karşılaştırıldığında da tutarlılık göstermektedir (r = 0,71). Bu tez ayrıca Antalya-Manavgat bölgesindeki dört istasyonda (Muratpaşa, Serik, Manavgat ve Alanya) yer seviyesi PM10 konsantrasyonlarını simüle etme konusundaki WRF-Chem modelinin performansını da incelemektedir. Muratpaşa'da, güçlü pozitif bir korelasyon (r = 0.72), modelin gözlemlenen PM10 seviyeleri ile yakın uyum içinde olduğunu gösterirken, günlük değişimleri (di-urnal variation) taklit etme yeteneğini yansıtmıştır. Serik'te gözle görülür bir uyum olsa da korelasyon katsayısı ortalama düzeydedir (r = 0,44), bu durum yerel meteorolojik koşulların temsil edilmesindeki sınırlamalar nedeniyle hassasiyetin azaldığını göstermektedir. Bunun aksine, Manavgat'ta model hatta Antalya Manavgat orman yangınları gibi aşırı kirlilik olayları sırasında bile dikkate değer bir doğruluk sergilemiş, yüksek bir korelasyon katsayısı (r = 0.82) göstermiştir.. Ancak, Alanya'da, AOD ölçümleri güçlü bir korelasyon sergilese de (r = 0.80), yer seviyesi PM10 tahminleri ortalama bir pozitif korelasyon (r = 0.50) göstermektedir. Bu sonuç, aerosol dinamiklerinin daha yere yakın seviyede temsil edilmesinde iyileştirme ihtiyacını vurgulamaktadır. Gözlemlenen tutarsızlıklar, hava kalitesi etkilerinin değerlendirilmesinde model doğruluğunu artırmak için 3 boyutlu yangın bulutu modellemesi ve rüzgar yörünge analizi yoluyla atmosferik kirletici madde dağılım dinamiklerinin araştırılmasının gerekliliğinin altını çizmektedir. Modellenen ve gözlemlenen kirletici konsantrasyonları arasındaki farklılıkları araştırmak için tezde 3 boyutlu yangın bulutu modellemesi, rüzgar yörüngeleri ve PM10 kesit verileri kullanılmıştır. Analiz, orman yangını kaynağından yayılan kirleticilerin dikey ve yatay hareketini yakalamayı amaçlamaktadır. Yangının yoğun ısısının neden olduğu termal yukarı hareketler, PM10 parçacıklarının dikey dağılımında çok önemli bir rol oynamaktadır. Sıcaklıklar düştükçe yükselen parçacıklar atmosferde yatay olarak dağılır ve potansiyel olarak üst atmosfer seviyelerindeki hava kalitesini de etkiler. Bununla birlikte, hava hareketleri PM10 parçacıklarının yere inmesine neden olabilir ve bu da yüzeye yakın parçacık madde konsantrasyonlarının artmasına neden olabilir. Tez aynı zamanda orman yangını dumanının ve partikül madde taşınmasının karmaşık dinamiklerini de vurgulamaktadır. Yerel yangınların sona ermesinden sonra bile, PM10 da dahil olmak üzere partiküler maddeler uzak kaynaklardan (Yunanistan) ve yakın kaynaklardan (Muğla) atmosferik akımlarla bölge boyunca taşınmıştır. Duman ve aerosollerin geniş mesafelere taşınması yerel hava kalitesini önemli ölçüde etkilemiştir. Sinoptik haritaları gelişmiş 3 boyutlu modelleme teknikleriyle birleştiren tez, yangın dumanının deniz seviyesinden 6 kilometre yüksekliğe kadar etkileyici yüksekliklere ulaştığını ortaya koymaktadır. Bu yükseklik termal etkilerin yanında aynı zamanda atmosferdeki dinamik bir alçak basınç sisteminin varlığından da etkilendiği saptanmıştır.

Özet (Çeviri)

This thesis aims to investigate the air pollution dynamics of the Antalya Manavgat forest fires in Turkey, utilizing the advanced Weather Research and Forecasting model coupled with Chemistry (WRF-Chem) and the Fire INventory from NCAR version 2.5 (FINN v2.5) boundary fire emission data. The research is dedicated to comprehensively understanding both the synoptic and microscale atmospheric conditions that prevailed during the forest fire events, delving into the complexities of meteorological influences on fire behavior and pollutant distribution. A key aspect of our investigation is examining the influence of the Foehn effect, a dry and warm down-slope wind, on intensifying the initial fire conditions which may exacerbate fire spread and severity. This phenomenon is critical as it can significantly modify the local weather conditions and thereby affect the behavior of the fire and the resultant air quality issues. Furthermore, the thesis rigorously assesses the performance of the WRF-Chem model in accurately predicting essential atmospheric parameters such as Aerosol Optical Depth (AOD), Aerosol Absorption Index (AAI), Particulate Matter (PM₁₀), and various meteorological variables. The analysis of atmospheric conditions during the Manavgat forest fires in Antalya between July 26 and August 9, 2021, revealed several key findings. The Weather Research and Forecasting model coupled with Chemistry (WRF-Chem) is a state-of-the-art atmospheric modeling system utilized for simulating the interactions between meteorology and atmospheric chemistry. With options for two domains, spanning varying resolutions from 9×9 km to 3×3 km, and employing 50 vertical levels, WRF-Chem offers detailed insights into atmospheric processes. Meteorological boundary conditions are derived from ECMWF ERA5 Reanalysis data, supplemented by sea surface temperature data from the same source. Cloud microphysics are parameterized using the WSM6 scheme, while boundary layer dynamics are modeled using the MYJ scheme. The representation of cumulus clouds follows the Grell-3 scheme, and radiative processes are accounted for with the RRTMG scheme for both longwave and shortwave radiation. The land surface is modeled using the Noah-MP scheme, while the surface layer incorporates the Eta Similarity scheme. Chemically, WRF-Chem employs the GOCART scheme coupled with RACM-KPP for simulating atmospheric chemistry, facilitating the study of aerosol-radiation interactions and chemical transport processes. Additionally, it integrates various emissions databases like the NCAR Fire INventory from NCAR (FINN), PREP-CHEM-SRC Preprocessor, EDGAR HTAP, RETRO, GEIA, and Logan Yevich emissions, enabling comprehensive investigations into global atmospheric composition and pollutant distributions over time. The synoptic composite charts provided insights into the prevailing meso- or synoptic-scale structures during the fire event. At the 1000 hPa level, the influence of the Basra Low-Pressure Center (BLPC) was observed, which transported dry and warm air into the region via easterly flows. The 850 hPa level showed a low-pressure center above the BLPC, contributing to dry and warm air reaching the Manavgat district. At the 700 hPa level, dry and warm air persisted, limiting convective activities and rainfall. Micrometeorological analysis, using the Weather Research and Forecasting (WRF) model, examined the connection between large-scale atmospheric conditions and surface-level meteorological phenomena. The WRF model provided high-resolution outputs of temperature and relative humidity, which are crucial for understanding fire behavior. Factors such as high temperatures, low relative humidity, scarce precipitation, and local wind characteristics were identified as significant contributors to fire risks. The Foehn effect, characterized by warm and arid winds resulting from adiabatic compression, was found to exacerbate fire conditions. The WRF-Chem model demonstrated how the Foehn effect influenced airflow patterns over the Toros Mountains, leading to warming and drying of the air on the lee side, which heightened fire risks. Surface weather charts and temperature and humidity measurements confirmed the presence of the Foehn effect during the initial days of the fire, with high temperatures and low relative humidity. The performance of the WRF-Chem model for various meteorological variables was evaluated using correlation coefficient analysis across different observed locations. Taylor diagrams for the meteorological variables show that temperature exhibited strong positive relationships across all observed locations, with high correlation coefficients. Kepez had the highest correlation coefficient of 0.94, followed closely by Muratpasa (0.84), Kumluca (0.91), Manavgat (0.84), Alanya (0.82), Serik (0.58), and Gazipasa (0.62). These high coefficients indicate a consistent agreement between temperature measurements or model outputs and the reference data in these regions. Relative humidity also demonstrated solid positive correlations in most stations. The strongest correlations were observed in Alanya (0.80) and Manavgat (0.80), followed closely by Muratpasa (0.74), Gazipasa (0.64), Kumluca (0.68), Kepez (0.55), and Serik (0.38). This suggests that the model effectively captured the variations in humidity in these areas. Wind speed correlations exhibited more variability. Muratpasa showed a strong positive correlation (0.61), followed by Manavgat (0.62), Kumluca (0.49), Gazipasa (0.48), Alanya (0.40), Kepez (0.33), and Serik with a notably lower correlation (0.06). On the other hand, atmospheric pressure correlation coefficients were consistently high across all reported locations, indicating excellent agreement with the reference data. Muratpasa demonstrated exceptional correlation (0.95), with Gazipasa also exhibiting a very high correlation (0.95). Manavgat (0.94) and Serik (0.51) also showed strong correlations. This suggests that pressure data from these locations aligned very well with the reference dataset. Overall, Muratpasa and Manavgat stood out as locations with high correlations across all meteorological variables, indicating a strong agreement between model outputs or measurements for these specific sites. Understanding the interplay between AOD measurements from satellite observations, such as MAIAC AOD, and those derived from atmospheric models like WRF-Chem AOD, aerosol absorption indices AAI such as AER AAI, provides crucial insights into the accuracy and reliability of aerosol characterization methodologies. At the Muratpaşa Station, the strong positive correlation (r = 0.94) between MAIAC AOD and WRF-Chem AOD data underscores the close alignment of the model with satellite observations, highlighting its accuracy in capturing aerosol concentrations. However, the moderate correlations with AER AAI data (r = 0.45 with WRF-Chem AOD and r = 0.35 with MAIAC AOD) suggest discrepancies in aerosol property measurements from different sources, reflecting the complexity of aerosol characterization. Contrarily, the Serik Station's findings reveal diminished correlations, with a moderate correlation coefficient of 0.41 between MAIAC AOD and WRF-Chem AOD, hinting at significant limitations in the model's ability to depict local aerosol concentrations accurately. This is further compounded by the influence of meteorological conditions on aerosol transport, particularly evident on specific dates like August 1st. The data from Manavgat and Alanya Stations also demonstrate significant yet varying degrees of correlation: while Manavgat shows a high degree of model agreement with correlations reaching up to r = 0.93 with MAIAC AOD, Alanya presents robust correlations (r = 0.80 with MAIAC AOD) but also showcases consistency when compared with AER AAI measurements (r = 0.71). This thesis also examines the performance of the WRF-Chem model in simulating ground level PM10 concentrations across four stations in the Antalya-Manavgat region: Muratpaşa, Serik, Manavgat, and Alanya. At Muratpaşa, a strong positive correlation (r = 0.72) indicates close alignment between modeled and observed PM10 levels, reflecting the model's ability to replicate diurnal variations. In Serik, while there is noticeable agreement, the correlation coefficient is modest (r = 0.44), suggesting reduced precision, due to limitations in representing local meteorological conditions. Conversely, in Manavgat, the model demonstrates remarkable accuracy, with a high correlation coefficient (r = 0.82), even during extreme pollution events like the Antalya Manavgat forest fires. However, at Alanya, while AOD measurements exhibit a strong correlation (r = 0.80), ground-level PM10 predictions show divergence, with a moderate positive correlation (r = 0.50), highlighting the need for refinement in representing aerosol dynamics at lower altitudes. The observed discrepancies underscore the necessity of exploring atmospheric pollutant dispersion dynamics through 3D fire plume modeling and wind trajectory analysis to enhance model accuracy in assessing air quality impacts. To explore the discrepancies between modeled and observed pollutant concentrations, the thesis employs 3D fire plume modeling, wind trajectories, and PM10 cross-sectional data. The analysis aims to capture the vertical and horizontal movement of pollutants emitted from the forest fire source. Thermal updrafts induced by the intense heat of the fire play a crucial role in the vertical dispersion of PM10 particles. As temperatures decrease, the uplifted particles disperse horizontally within the atmosphere, potentially influencing air quality at upper atmospheric levels. However, air movements can lead to the descent of PM10 particles to the ground, resulting in elevated particulate matter concentrations near the surface. The thesis also highlights the complex dynamics of wildfire smoke and particulate matter transport. Even after the cessation of local fires, particulate matter, including PM10 particles, can originate from remote sources (Greece) and near sources (Muğla) is conveyed across the region by atmospheric currents. The transport of smoke and aerosols over vast distances can significantly impact local air quality. By integrating synoptic maps with advanced 3D modeling techniques, the thesis reveals that the fire plume reaches impressive altitudes of up to 6 kilometers above sea level. This elevation is influenced not only by thermal effects but also by the presence of a dynamic low-pressure system in the atmosphere.

Benzer Tezler

  1. İstanbul şehir ısı adası etkisinin farklı arazi kullanım verileri ile WRF modeli kullanılarak analizi

    Urban heat island analysis for İstanbul using WRF model with different land use data

    DENİZ HAZEL DİREN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Meteorolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Meteoroloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HÜSEYİN TOROS

  2. Hava kalitesi üzerindeki meteorolojik ve emisyon etkilerinin belirlenmesinde makine öğrenmesi tabanlı meteorolojik normalleştirme yönteminin uygulanması

    Application of machine learning-based meteorological normalization to quantify meteorological and emissions impacts on air quality

    MUHAMMED DENİZOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Meteorolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Meteoroloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ DENİZ

  3. Turizmin çevresel etkileri ve İznik çevresinde alternatif turizm gelişiminin değerlendirilmesi

    The Environmental impacts of tourism and assesment of alternative tourism development in İznik surraindings

    ARZU AKKAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1994

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    PROF.DR. MİNE İNCEOĞLU

  4. Urmia lake desiccation as a new source of dust in themiddle east: Investigation of the anthropogenic impactsand climatic factors on drying up of urmia lake

    Ortadoğu'da yeni bir toz kaynağı olarak tanınan Urmiyegölü: Urmiye gölünün kurumasına neden olan insan veiklim faktörlerin incelenmesi

    YUSUF ALIZADE GOVARCHIN GHALE

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2020

    Deniz Bilimleriİstanbul Teknik Üniversitesi

    İklim ve Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALPER ÜNAL

  5. Atmosferik sınır tabakanın yüksek mertebe kapama yöntemi ile bir boyutlu modellenmesi

    Başlık çevirisi yok

    ŞÜKRAN SİBEL MENTEŞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1996

    Meteorolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    PROF. DR. SÜREYYA ÖNEY