Osmanlı sefâretnâmelerinde Batı algısı (XVIII. yüzyılın başından XIX. yüzyılın ilk çeyreğine)
Perception of the West in Ottoman sefaretnames (From the beginning of the XVIII. century to the first quarter of the XIX. century)
- Tez No: 872123
- Danışmanlar: PROF. DR. YAŞAR ÖZÜÇETİN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 248
Özet
Osmanlı Devleti, dış dünya ile çeşitli vasıtalar ile diplomatik ilişkiler kurmuştur. Bu vasıtalardan biri sefirlerdir. Osmanlı Devleti, XVIII. yüzyıla kadar Avrupa'ya olan askerî üstünlüğünden ileri gelen durumu dolayısıyla sefirlerini bir ülkeye savaş açmak ya da barış yapmak amacı ile göndermiştir. Tek taraflı bir diplomatik ilişki tercih eden Osmanlı Devleti, Ad Hoc (fevkalade) diplomatik yöntemini benimsemiştir. 1699 Karlofça Antlaşması sonrası meydana gelen toprak kayıpları, yapılan muahedeler ve içinde bulunulan konjonktür Osmanlı Devleti'ni yeni bir diplomatik sürece mecbur kılmıştır. 1718 Pasarofça Antlaşması gereği Avrupa'ya gönderilen, sefâretnâmesi ile Batılılaşmanın en önemli kaynaklarından birisi Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi olmuştur. Paris'e fevkalade elçi olarak gönderilen Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi ile başlayan diplomatik süreç Paris, Viyana, Berlin, Stockholm gibi başkentlere elçi yollanması ile devam etmiştir. Fevkalade ve daha sonra daimî elçi olarak Avrupa'nın çeşitli başkentlerine giden elçiler, bulundukları ülkelerin idarî, askerî, iktisadî ve sosyal yapıları hakkında önemli bilgiler ihtiva eden sefâretnâmeler kaleme almışlardır. Bu eserler, elçilerin müktesebatları ile orantılı olarak önemli gözlemler ve bilgiler içermektedir. Sefâretnâmelere yansıyan Batı algısını, ele alınan 15 sefâretnâme doğrultusunda kronolojik olarak ele alınacaktır. Bu şekilde sefâretnâmelerin devletin, ele alınan süreç içerisindeki değişiminde rolü gözlemlenebilecektir. Bu çalışma ile sefirlerin sefâretnâmelerin perspektifinde Batı'nın nasıl algılandığı tetkik edilmekte ve bu algı temelli değişim ve farklılaşma irdelenmektedir. Elçilerin gönderildikleri ülkelere ilişikin düşünce ve algıları zaman içerisinde değişiklik göstermesine rağmen bu ülkelerin potansiyel bir“düşman”olduklarına dair görüşleri sabit kalmıştır. Elçiler, bir taraftan Osmanlı Devleti'nin gücü ve ihtişamını davranış ve sözleri ile sergilerlerken diğer taraftan da müktesabatları ölçeğinde dikkatlerini çeken ve takdir ettikleri unsurları kayda değer görmüşlerdir. Dolayısıyla, elçiler tarafından kayda değer görülen örf, adet gibi soyut ve bilimsel gelişmeler, bina, bahçe gibi somut nesneler onların zihinlerinde önemli izler bırakmışlardır. Elçilerin sahip oldukları algıda, şahsî düşünce ve görüşlerine tesadüf edilirken kendi devletlerinin de diplomasi ve siyasası da görülebilmektedir. XVIII. yüzyılın başından XIX. yüzyılın ilk yılları içinde sefirlerin buludukları Avrupa ülkeleri, zihinlerine“kâfirlerin cenneti”ve“Müslümanları cehennemi”şeklinde yansımış, İslam kimliğinin de sınırlandırdığı bu algıda“Kâfir”,“Kâfiristan”,“Frengistan”gibi vasıflandırmalar onların hem resmî hem de kişisel algılarının bir tezahürü olarak ortaya çıkmıştır.
Özet (Çeviri)
The Ottoman Empire established diplomatic relations with the outside world through various means. One of these means was ambassadors. The Ottoman Empire, due to its situation, which is due to its military superiority over Europe, sent its ambassadors to a country for the purpose of declaring a war or making peace until the XVIIIth century. The Ottoman Empire, which prefers a unilateral diplomatic relationship, has adopted the Ad Hoc (temporary) diplomatic method. The territorial losses that occurred after the Treaty of Karlowitz in 1699, the agreements made, and the current conjuncture obliged the Ottoman Empire to a new diplomatic process. Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi, who was sent to Europe as required by the Treaty of Passarowitz in 1718, became one of the most important early sources of Westernization with his Sefaretname. The diplomatic process that began with Mehmed Efendi, who was sent as a temporary ambassador to Paris, continued with the sending of ambassadors to capitals such as Paris, Vienna, Berlin, and Stockholm. Temporary and later permanent ambassadors sent to various European capitals wrote Sefaretnames containing important information about the administrative, military, economic, and social structures of the countries they were in. These works contain significant observations and information proportional to the expertise and knowledge of the ambassadors. The perception of the West reflected in sefaretnames will be considered chronologically in accordance with the analysis of 15 the sefaretnames. In this way, the role of the Ottoman Empire in the process of change, as observed through the sefaretnames can be considered. This study investigates how the West is perceived through the perspective of ambassadors in the sefaretnames, and examines the changes and variations based on this perception. Although the thoughts and perceptions of ambassadors regarding the countries they were sent to may have changed over time, their views that these countries were potential“enemies”remained constant. Therefore, customs, traditions, abstract and scientific developments, as well as tangible objects such as buildings and gardens, which were deemed significant by ambassadors, left important impressions on their minds. In the perception held by ambassadors, while their personal thoughts and opinions are reflected, the diplomacy and politics of their own states may also be observed. From the beginning of the XVIIIth century to the first quarter of the XIXth century, the European countries where ambassadors were stationed were perceived by them as the“paradise of infidels”and the“hell of Muslims”, and in this perception limited by the Islamic identity, terms such as“infidel”,“infidel land”,“the land of Franks”emerged as manifestations of both their official and personal perceptions.
Benzer Tezler
- Sultan I. Mahmud Dönemindeki sefaretnamelerin Osmanlı modernleşmesi ve diplomasisi üzerindeki etkileri
The effects of sefaretnames on Ottoman modernization and diplomacy during the reign of Sultan Mahmud I.
MUHAMMED ERDOĞAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
TarihKaramanoğlu Mehmetbey ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. UĞUR KURTARAN
- Mustafa Efendi'nin Viyana Sefâreti Ve Sefâretnâmesi (Istılah-ı Nemçe): 1730
The Vienna Sefaretname of Mustafa Efendi (Istılahı Nemçe): (1730
İSMAİL ÖDEMİŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2013
TarihÇankırı Karatekin ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. TÜRKAN POLATCI
- Osmanlı sefirlerinin gözünden 18. yüzyıl Osmanlı-Avusturya münasebetleri
Trough the eyes of Ottoman ambassadors 18th century Ottoman-Austria relations
BAHADIR KUYUCU
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
TarihFatih Sultan Mehmet Vakıf ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ İLHAMİ DANIŞ
- XVIII. yüzyıl Osmanlı-Rus ilişkileri
XVIII. century Ottoman-Russi̇an relati̇ons
HANİFE GÜNER
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
TarihAbant İzzet Baysal ÜniversitesiYeniçağ Tarihi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MEHMET SÜME