Design process, manufacturing and material characterization of a prosthetic polymer aortic heart valve
Protez polimer aort kalp kapağının tasarım süreci, üretimi ve malzeme karakterizasyonu
- Tez No: 872505
- Danışmanlar: PROF. DR. MUSTAFA SERDAR ÇELEBİ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Biyoteknoloji, Kardiyoloji, Mühendislik Bilimleri, Biotechnology, Cardiology, Engineering Sciences
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Hesaplamalı Bilimler ve Mühendislik Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Hesaplamalı Bilim ve Mühendislik Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 176
Özet
Kalp kapakçığı hastalıkları, kalbin kapakçıklarının işlev bozukluğu nedeniyle ortaya çıkan ciddi sağlık sorunlarıdır. Bu hastalıkların ölüm oranları oldukça yüksektir ve kalp hastalıkları arasında önemli bir yer tutmaktadır. Kalp yetersizliği nedeniyle hastaneye yatırılan hastaların yaklaşık %50'sinin taburcu olduktan sonra ilk yıl içinde aynı tanı ile tekrar hastaneye yatırıldığı belirtilmektedir. Bu durum, kalp kapakçığı hastalıklarının ciddiyetini ve toplum sağlığı açısından önemini vurgular. Kalbin en önemli bileşenlerinden biri olan aort kalp kapakçığı, sıklıkla hastalık görülen ve morbiteye neden olan rahatsızlıkları doğuştan veya sonradan edinilmiş olabilir. Doğuştan gelen hastalıklar, kişi doğmadan önce gelişen bir anormallik iken, sonradan edinilen kalp hastalıkları da mevcuttur. Aort stenozu, biküspid aort kapağı, uniküspid ve kuadriküspid aort kapakları hastalıklara örnek olarak belirtilebilir. Bu anomaliler, hafif kapak kalınlaşmasından yaprakçık hareketinin bozulduğu şiddetli kalsifikasyona kadar değişen aort darlığı gibi durumlara yol açabilir. Doğuştan hastalar, doku mühendisliği çalışmalarıyla üretilen kapakçıklardan en fazla fayda sağlayabilecek gruptur. Edinilmiş kalp kapağı hastalıkları romatizmal, yaşa bağlı dejeneratif olabilir. Bu hastalıkların tedavisi ve yönetimi, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve hastaların yaşam kalitesini etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Hastaların tedavisi için aortik kalp kapağı protezlerinin implantasyonları her geçen gün artmaktadır. Protez olarak genellikle mekanik kalp kapakçıkları ve biyoprotez kalp kapakçıkları kullanılmaktadır. Biyoprostetik kalp kapakçıkları daha yaşlı bireylere, hamilelik ihtimali olan bireylere, riskli işlerde çalışan bireylere tercih edilirken, orta yaşlı bireylere mekanik kalp kapakçığı tercih edilebilir. Mekanik kalp kapağı yüksek dayanıklılığa sahiptir ancak tromboembolik oluşum riskine karşı antikoagülasyon gerektirir. İnsan veya domuz, inek gibi hayvan dokularının bir stente sabitlenmesiyle oluşturulan biyoprotez kalp kapakçıkları, iyi hemodinamik performansları nedeniyle yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak zaman içinde deformasyon, yırtılma ve kireçlenme gibi çeşitli komplikasyonlara yol açabilmektedirler. Bu protezlerin ana bileşeni olan hayvan kaynaklı dokular sınırlı bir kaynağı temsil etmektedir. Bu alanda yapılan çalışmalar, biyoprotez kalp kapakçıklarının sınırlı dayanıklılığını ve bunlarla ilişkili potansiyel komplikasyonları ele almak için devam eden klinik müdahalelere duyulan ihtiyacı vurgulamıştır. Polimerik kalp kapakları, kalp kapak hastalıklarının tedavisinde önemli bir inovasyon sunan tıbbi bir gelişmedir. Bu teknoloji, geleneksel biyomalzemelerin yerine genellikle sentetik polimerlerin kullanılmasını içerir. Bu protezler, doku mühendisliği prensiplerini kullanarak biyolojik dokulara daha yakın özelliklere sahip olabilir, böylece hastaların vücutlarına daha iyi adapte olabilirler. Doku mühendisliği alanındaki ilerlemeler, bu kapakların biyolojik dokulara daha yakın özelliklere sahip olmasını sağlayarak, hastalara daha iyi uyum sağlamalarına olanak tanır. Malzeme teknolojisinin gelişimi, polimerik kalp kapaklarının tasarım ve performansını iyileştirir. Daha dayanıklı, hafif ve esnek polimer malzemelerin kullanılması, kapakların uzun vadeli etkinliğini artırabilir. Bu gelişmeler, kalp kapak hastalıklarının tedavisinde daha güvenilir ve etkili seçenekler sunma potansiyeline işaret etmektedir. Polimerik kapaklar, cerrahi müdahalelerde esneklik sağlama ihtiyacına cevap verebilir. Minimal invaziv cerrahi girişimlere uyum sağlamaları, hastaların daha hızlı bir iyileşme sürecine girmelerini ve cerrahi müdahalelere bağlı komplikasyon riskini azaltmalarını sağlayabilir. Bu nedenle, polimerik kalp kapaklarının ihtiyacı ve gelişimi, biyo-uyumluluk, malzeme teknolojisinin ilerlemesi ve cerrahi kolaylık gibi temel faktörlerin etkileşimiyle şekillenmektedir. Polimerik kalp kapakçıkları, genellikle sentetik polimerlerin kullanıldığı inovatif tıbbi cihazlardır. Bu kapakçıkların üretiminde seçilen malzemeler, dayanıklılık, biyo-uyumluluk ve işlevsellik gibi kritik faktörlere odaklanır. Silikon kauçuk, bu özelliklere sahip esnek ve dayanıklı bir malzeme olarak öne çıkar. Kimyasal direnç ve düşük sürtünme katsayısı gibi avantajlarıyla bilinen Teflon® ise kapakçıkların etkili ve sorunsuz çalışmasına katkı sağlar. Poliüretan türleri, esneklik, dayanıklılık ve biyolojik uyumluluk açısından çeşitli seçenekler sunar. Özellikle oksidasyona ve bozulmaya karşı direnç gösteren SIBS (poly(styrene-b-isobutylene-b-styrene)) ve genişletilmiş versiyonu olan xSIBS (Extended poly(styrene-b-isobutylene-b-styrene)), kalp kapakçıkları için geliştirilen kapak protezlerinin üretiminde önemli bir rol oynar. Bu malzemeler, uzun vadeli performans ve dayanıklılık açısından önemli avantajlar sunarak kalp kapakçığı hastalıklarının tedavisinde kullanılan protezlerin etkinliğini artırabilir. Bu bağlamda, malzeme seçimi, kalp kapakçıkları alanında yapılan araştırma ve geliştirme çalışmalarında temel bir odak noktası olmaya devam etmektedir. Polimerik kalp kapakçığı üretimi, çeşitli teknikleri içermekte olup her biri belirli avantajlar ve dezavantajlar sunmaktadır. Ekstrüzyon yöntemi, düşük maliyeti, hızlı üretim imkanını ve geniş tasarım esnekliğini beraberinde getirir. Ancak, karmaşık geometrili parçaların üretiminde sınırlamalara sahiptir. Bu noktada, gelişim süreçleri, daha karmaşık tasarımların başarıyla üretilebilmesine yönelik malzeme özelliklerinin ve üretim tekniklerinin geliştirilmesine odaklanmaktadır.Enjeksiyon kalıplama, karmaşık şekillere sahip kalp kapakçıklarının seri üretimi için etkili bir yöntemdir. Yüksek üretim hızı, düşük maliyet ve kaliteli sonuçlar sağlar. Ancak, kalıp maliyetleri ve tasarım karmaşıklığına bağlı olarak başlangıç yatırım maliyeti yüksek olabilir. Gelişim süreçleri, daha dayanıklı malzemelerin keşfi ve kalıp tasarımındaki inovasyonları içermektedir. Üç boyutlu baskı teknolojisi, özel tasarımlara ve kişiselleştirilmiş protezlere olanak tanır. Tasarım esnekliği, hızlı prototipleme ve düşük atık üretimi gibi avantajları vardır. Ancak, üretim süreci bazen yavaş olabilir ve yüksek kalitede malzeme gerektirebilir. Gelişim süreçleri, daha hızlı baskı hızları, çeşitli malzemelerin entegrasyonu ve biyolojik uyumlu polimerlerin kullanımı üzerine odaklanmaktadır. Dikişsiz teknoloji, cerrahi müdahaleyi azaltma ve enfeksiyon riskini düşürme potansiyeli sunar. Ancak, belirli tasarım zorlukları ve malzeme seçimiyle ilgili kısıtlamalar içerir. Bu bağlamda, gelişim süreçleri, dikişsiz teknolojinin daha karmaşık kardiyovasküler yapılarla uyumlu hale getirilmesi ve biyomalzeme entegrasyonunun iyileştirilmesi üzerine odaklanmaktadır. Elektrospinning yöntemi, nanolif malzeme yapısının avantajlarından yararlanabilir. İnce lif üretimi, yüksek yüzey alanı ve biyolojik uyum, bu yöntemin öne çıkan avantajlarıdır. Ancak, süreç kontrolü zor olabilir ve özel ekipman gerektirebilir. Gelişim süreçleri, elektrospinning yönteminin daha ölçeklenebilir hale getirilmesi ve lif yapılarının özelliklerinin iyileştirilmesi üzerine odaklanmaktadır. Her bir üretim tekniğinin avantajları ve dezavantajları göz önüne alınarak, polimerik kalp kapakçığı protezlerinin daha etkili, dayanıklı ve biyolojik uyumlu hale getirilmesine yönelik gelişim süreçleri, malzeme bilimi, mühendislik ve tıp alanlarındaki ilerlemelerle birlikte devam etmektedir. Polimerik kalp kapaklarının in siliko çalışmaları, tasarım sürecinin ve protezlerin performansının önceden değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kritik bir araştırma alanını oluşturur. Bu çalışmalar, kalp kapakçığı protezlerinin biyomekanik, akışkan dinamik ve malzeme özellikleri gibi temel faktörlerin detaylı bir şekilde modellenmesini içermektedir. PHV tasarımının güçlendirilmesi aşamaları bilgisayar ortamında gerçekleştirilmektedir. Hasta tıbbi görüntülerine dayanarak, DICOM görüntüleri kullanılarak bilgisayar ortamında 3 boyutlu model oluşturulur. Bu amaçla, açık kaynaklı Slicer 3D® yazılımının 5.4.0 sürümü segmentasyon için kullanılır. Oluşturulan 3 boyutlu model, aort kalp kapağını detaylı bir şekilde temsil eder. Bu segmentasyon işlemi, hastaya özel tasarım yapılması için önemli fizyolojik boyut bilgisi elde etmemizi sağlar. Hasta bilgilerine dayalı olarak oluşturulan bu model, dayanıklı protez tasarım sürecinin bir sonraki adımı olan hemodinamik analizin temelini oluşturur. Biyomekanik modellerle yapılan değerlendirmeler, bilgisayar modellemesi kullanılarak kalp kapakçığı protezlerinin vücut içindeki davranışını analiz etmeyi amaçlar. Bu analiz, protezin açılma ve kapanma süreçlerinin, kuvvet ve stres dağılımlarının, deformasyonunun ve diğer biyomekanik özelliklerin ayrıntılı bir şekilde incelenmesini içerir. Akışkan dinamik simülasyonları, protezlerin kan akışı içindeki performansını değerlendirmek ve optimize etmek için kullanılır. Bu simülasyonlar, protezin kan akışını, basınç dağılımını ve akış hızını modelleyerek hemostatik ve hemodinamik etkilerini incelemeye yönelik detaylı bir analiz sunar. Malzeme modelleme ve dayanıklılık analizi, polimerik malzemelerin özelliklerini belirleyerek protezin dayanıklılığını, deformasyon özelliklerini ve uzun vadeli performansını değerlendirir. Bu çalışmalar, farklı malzeme modellerini kullanarak protezin malzeme seçimindeki etkilerini incelemeyi amaçlar. Optimizasyon ve tasarım geliştirme çalışmaları, in silico yöntemlerin tasarım parametrelerini ve malzeme seçimini optimize etmek için nasıl kullanılabileceğini araştırır. Bu, daha iyi bir performans, biyolojik uyumluluk ve dayanıklılık sağlamak amacıyla tasarım sürecinin sürekli olarak iyileştirilmesini içerir. In silico çalışmalar, polimerik kalp kapakçığı protezlerinin klinik uygulamaya geçiş sürecinde önemli bir rol oynar. Bu çalışmalar sayesinde, protezlerin daha güvenli, etkili ve hasta dostu olması için tasarım geliştirmeleri yapılabilir. Kalp kapakçığı modellenmesinde farklı hiperelastik malzeme modelleri kullanılabilir ve bunlar, malzemenin büyük deformasyonlar altındaki davranışını matematiksel olarak ifade etmek için tasarlanmıştır. Malzemenin gerilme-deformasyon ilişkisini matematiksel olarak ifade eder ve tasarım sürecinde malzemenin performansını anlamak için önemlidir. Literatürde Arruda-Boyce ve Van der Waals, Yeoh, Ogden, Mooney-Rivlin, Neo-Hookean ve Fung malzeme modelleri kullanılmıştır. Bu çalışmada, polimerik kalp kapakçığı baskı denemeleri gerçekleştirilmiştir. Üç boyutlu yazıcı ile yapılan üretimde biyouyumlu malzemelerle çalışma imkanından dolayı öncelikle baskı denemesi bu teknnikte denenmiştir. Ancak tasarımın basılıp basılamayacağını görmek için yapılan ilk testte model çökmüştür. Modelin hassasiyeti nedeniyle, literatürde önerildiği gibi modelin basılabilmesi için bir kalıp ile alttan desteklenmesi gereklidir. Üretim denemeleri, DLP üretim tekniği kullanılarak devam etmiştir. DLP, mikron ölçekte katmanlama yeteneği ile yüksek hassasiyetli ürünlerin üretimine olanak tanır. Aortik kalp kapakçığının geometrisinin hassas yapısını karşılamak için yeterli ayrıntıda baskı yapılmıştır. Baskı denemeleri DentaModel, Flexible-X, Gingiva, Elastomer-X reçineleri ile gerçekleştirilmiştir. Malzemeler arasında Elastomer-X 43A, Flexible-X 55A, Gingiva 81A Shore sertliğine sahiptir. Bu nedenle, elastikiyeti en yüksek olan ürün, Elastomer-X ile üretilen model olmuştur. DLP üretim tekniğinin avantajlarından biri de numunenin bir kalıp üzerine basılmasına gerek olmamasıdır, bu da maliyeti düşürüp kişiye özel tedavi için farklı boyutlarda üretim kabiliyetini artırır. DLP üretim koşullarında Elastomer-X malzemesinin mekanik özelliklerini karakterize etmek için tek eksenli çekme ve düzlemsel testler gerçekleştirilmiştir. Bu testler, malzeme modelleri için yeni katsayıların türetilmesine olanak sağlamaktadır. Mekanik testlerden elde edilen veriler ANSYS® programına yüklenmiş ve Neo-Hookean, Mooney-Rivlin (2. ve 3. dereceden), Ogden (1., 2. ve 3. dereceden) modelleri için sabitler elde edilmiştir. Elde edilen kat sayılardan Neo-Hookean modeli kat sayıları ile tekrar FEM analiz yapıldı. Gözlemlenen en yüksek eşdeğer gerilim değerleri, önceki analizde modellenen Neo-Hookean modeline büyük ölçüde benzer olduğu gözlemlendi. Bu bağlamda modellerin gerçekliğini desteklemek amacıyla literatürde ascending aorta dokuları üzerinde yapılan çift eksenli testlerin verileri kullanılarak malzeme modellerinin katsayıları elde edilmiştir. Test verileri MCalibration® programında işlendi. MCalibration® programı zengin optimizasyon teknikleri ile test verisinden model etme konusunda güçlüdür. Test verileri ile the anisotropic hyperelastic material model (Anisotropic Hyperelastic Model: Exp), hyperelastic-linear viscoelastic material model (Polynomial-Prony Series), and hyperelastic-nonlinear viscoelastic material model (Bergström Boyce) için katsayılar elde edildi. Bu aşama MCalibration programı kullanılarak gerçekleşrildi. Kalp kapakçığının hiperelastik özellğiyle birlikte viskoelastik özelliklerini de modelleyebilmek için bu katsayıların elde edilmesi fayda sağlamaktadır. Polimerik kalp kapağı geliştirme sürecinde gerçekçi bilgisayarlı simülasyonların kullanılması, üretim maliyetlerini azaltacak ve hastanın fizyolojik bilgilerine göre uyarlanmış kişiselleştirilmiş tıbbın ilerlemesine katkı sağlayacaktır. Literatürde, polimerik kalp kapakçığının DLP ile üretim çalışması yoktur. Bu çalışma, kalp kapakçığı modelinin DLP ile üretrebileceğini ortaya koymaktadır. DLP üretiminin bu alanda ilerleyebilmesi için biyouyumluluğu ve yumuşak doku benzeri esnekliği yüksek malzemelerin geliştirilmesi önemlidir. Ayrıca, DLP'nin yüksek çözünürlüklü baskısı, fiber katkılı polimerik kalp kapakçığı modellerinin üretilebilirliğini artırabilir.
Özet (Çeviri)
Heart valve diseases can cause serious health problems due to valve dysfunction, and mortality rates associated with these diseases are high. The aortic heart valve, a vital component of the heart, can be affected by congenital or acquired disorders. Effective treatment and management of these diseases require a multidisciplinary approach that considers various factors impacting patients' quality of life. The implantation of aortic heart valve prostheses is commonly performed using mechanical or bioprosthetic heart valves. Mechanical heart valves are known for their high durability, but they require anticoagulation due to the risk of thromboembolic formation. Bioprosthetic heart valves, which are created by fixing human or animal tissues to a stent, are widely used due to their good hemodynamic performance. However, over time, they may present complications such as deformation, tearing, and calcification. The tissues used in these bioprostheses represent a limited source. Current research in this field highlights the necessity for ongoing clinical interventions to address the limited durability and potential complications of bioprosthetic heart valves. Polymer heart valves offer an alternative solution to the challenges of traditional heart valve prostheses, addressing issues of biocompatibility and durability. Advances in tissue engineering enable these valves to possess properties more akin to biological tissues, providing better compatibility for patients. The materials selected for producing polymer heart valves prioritize critical factors such as durability, biocompatibility, and functionality. Silicone rubber is a flexible and durable material that possesses these characteristics. Teflon®, which is known for its chemical resistance and low friction coefficient, contributes to the effective and smooth operation of valves. Different types of polyurethane provide options in terms of flexibility, durability, and biological compatibility. SIBS (poly(styrene-b-isobutylene-b-styrene)) and its extended version, xSIBS, are commonly used in the production of valve prostheses due to their resistance to oxidation and degradation. These materials offer significant advantages in terms of long-term performance and durability, potentially enhancing the effectiveness of prostheses used in the treatment of heart valve diseases. The production of polymer heart valves involves various techniques. The extrusion method offers low cost, fast production, and extensive design flexibility, but it may have limitations in complex geometries. Injection molding is an effective method for the serial production of complex heart valves, offering high production speed and low cost, albeit with high initial investment. Three-dimensional printing technology allows for custom designs and personalized prostheses, but it may involve a slow production process and a requirement for high-quality materials. Seamless technology has the potential to reduce the need for surgical interventions, but it faces design challenges and limitations in material selection. The electrospinning method offers advantages in producing fine fibers and ensuring biological compatibility, although process control can be challenging. Developmental processes are focused on improving these techniques to make polymer heart valve prostheses more effective, durable, and biologically compatible. In the field of research, in silico studies of polymer heart valves are crucial for evaluating the design process and prosthetic performance. A 3D model is created on the computer using DICOM images based on patient medical images. The open source Slicer 3D® software version 5.4.0 is used for segmentation. The resulting 3D model provides a detailed representation of the aortic heart valve. This segmentation process enables the acquisition of significant physiological dimension information for the design of patient-specific prostheses. The model, which is based on patient information, serves as the foundation for hemodynamic analysis, the subsequent step in the process of designing durable prostheses. These studies involve detailed modeling of fundamental factors such as biomechanics, fluid dynamics, and material properties. Biomechanical models are used to analyze the behavior of prostheses inside the body by examining biomechanical properties such as force and stress distributions and deformations. Fluid dynamics simulations are used to evaluate the performance of prosthetics in blood flow, providing a detailed analysis by modeling blood flow, pressure distribution and flow rate. Material modeling and durability analysis assesses the long-term performance and durability of prostheses by evaluating the properties of polymeric materials. These studies also aim to optimise the design process by examining the effects of material selection using different models. This allows for continuous design improvements to create safer, more effective, and patient-friendly prostheses. In the transition of prostheses to clinical applications, in silico studies of polymer heart valves are crucial. Various hyperelastic material models can be used to express the behavior of materials under large deformations in the modeling of heart valves. The literature has used several material models, including Arruda-Boyce, Van der Waals, Yeoh, Ogden, Mooney-Rivlin, Neo-Hookean, and Fung. Printing experiments were conducted for polymer heart valves in this study. An initial experiment was conducted using a 3D printer due to the opportunity to work with biocompatible materials in production. However, during the initial test to determine printability, the model collapsed. To ensure successful printing, it is necessary to support the model from below with a mold, as suggested in the literature. Experiments were conducted using the DLP (Digital Light Processing) production technique to produce polymer heart valves. DLP enables the production of high-precision products with micron-scale layering capability, allowing for prints with precise details that match the geometry of the aortic heart valve. The experiments involved the use of three different materials: Elastomer-X 43A, Flexible-X 55A, and Gingiva 81A Shore hardness resins. It was found that Elastomer-X exhibited the highest level of elasticity. Uniaxial tensile and planar tests were conducted to characterise the mechanical properties of Elastomer-X material under DLP production conditions. The obtained data enabled the derivation of new coefficients for material models. The ANSYS® program was used to obtain constants for the Neo-Hookean, Mooney-Rivlin (2nd and 3rd degrees), and Ogden (1st, 2nd, and 3rd degrees) models. The Neo-Hookean model coefficients obtained previously were used to perform FEM analysis again. The observed peak equivalent stress values were found to be similar to those of the previous analysis. To ensure the accuracy of the models, the coefficients of the material models were obtained from biaxial tests performed on ascending aorta tissues in the literature. The MCalibration® program was used to process the test data. This program is powerful in modeling from test data with rich optimization techniques. Coefficients were obtained for the anisotropic hyperelastic material model (Anisotropic Hyperelastic Model: Exp), hyperelastic-linear viscoelastic material model (polynomial-prony series), and hyperelastic-nonlinear viscoelastic material model (Bergström Boyce). Obtaining these coefficients is useful for modeling the viscoelastic and hyperelastic properties of the heart valve. Realistic computer simulations can aid in the development of polymeric heart valves, reducing production costs and advancing personalized medicine based on the patient's physiological information. Currently, there are no studies in the literature on the production of polymeric heart valves using DLP. This study shows that DLP can be used to produce a heart valve model. To further advance DLP production in this field, it is important to develop materials that are highly biocompatible and flexible, similar to soft tissues. Additionally, the high-resolution printing capability of DLP can enhance the production of fiber-reinforced polymeric heart valve models.
Benzer Tezler
- Çok işlevli uyluk çivisi tasarımı, üretimi ve mekanik özellikleri
Multifunctional femoral nail design, production and mechanical properties
MUHARREM MERAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2013
Metalurji Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiMetalurji ve Malzeme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. EYÜP SABRİ KAYALI
- A production system investigation on nanomanufactured sensors: Direct transfer manufacturing of flexible sic NW-net uvpds
Nano-imalat sensörler üzerine bir üretim sistemleri soruşturması: Esnek sic nanotel-ağ UV fotodetektörlerin doğrudan transferle imalatı
MUHAMMED ŞAMİL ÖNDER
Yüksek Lisans
İngilizce
2022
Elektrik ve Elektronik MühendisliğiGebze Teknik ÜniversitesiEndüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYHAN DEMİRİZ
- Material characteristics, damage and impact behavior of a HSLA steel for bake hardening and various pre-strain levels
Başlık çevirisi yok
BEDİR TAHA GÜNEŞ
Yüksek Lisans
İngilizce
2020
Makine MühendisliğiTürk-Alman ÜniversitesiMakine Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET ERMAN TEKKAYA
- Sonlu elemanlar yöntemi ile bir dinamik sızdırmazlık elemanının simülasyonu ve deneysel doğrulaması
Simulation of a dynamic seal by finite element method and experimental validation
İSMAİL SARAÇ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Mühendislik BilimleriBursa Uludağ ÜniversitesiOtomotiv Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MURAT YAZICI
- A novel approach for identification of thermal and optical characteristics for the active layer of high power photonic devices
Yüksek güçlü fotonik sistemlerin aktif katmanının termal ve optik özelliklerinin karakterizasyonu için yeni bir yaklaşım
AHMET METE MUSLU
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
Elektrik ve Elektronik MühendisliğiÖzyeğin ÜniversitesiMakine Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET ARIK