Transcending tradition: Thematic enclosure of modernist and postmodern elements in 'Molloy' by Samuel Beckett
Geleneği aşmak: Samuel Beckett'in 'Molloy' romanında modernist ve postmodern unsurların tematik kapanışı
- Tez No: 877682
- Danışmanlar: PROF. DR. PETRU GOLBAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: İngiliz Dili ve Edebiyatı, English Language and Literature
- Anahtar Kelimeler: Parçalı Anlatı, Varoluşsal Yabancılaşma, Metinlerarasılık, Dil Belirsizliği, Fragmented Narrative, Existential Alienation, Intertextuality, Language Ambiguity
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 77
Özet
Samuel Beckett'in“Molloy”romanı, modernist ve postmodernist edebi akımların kesişim noktasında önemli bir edebi metin olarak durmaktadır. Bu tez,“Molloy”da modernist ve postmodernist temalar ile anlatı tekniklerinin nasıl iç içe geçtiğini araştırmaktadır. Beckett'in parçalı yapısı iki anlatıcıdan kaynaklanır: Molloy ve Moran. Molloy'un anlatısı, anılardan, duyulardan ve düşüncelerden oluşan doğrusal olmayan bir yapıya sahiptir ve bu, bilinç akışı teması ve modernist anlatı tekniğini yansıtır. Buna karşılık, Moran'ın anlatısı, başlangıçta doğrusal bir yapıdan başlayarak sona doğru kaotik bir şekilde ilerler, bu da modernist anlatının parçalanmasını yansıtır ve aynı zamanda postmodern anlatı tekniklerinin (öz-anlatı ve metinlerarasılık) özellikleridir. Molloy'un cümleleri ve dili tekrar edici ve döngüseldir; bu tekrar, kendi üzerine referans veren bir dil içinde, hem karakterlerin varoluşsal durgunluğunu yansıtır hem de dilin gerçekliği temsil etmedeki imkansızlığını ortaya çıkarır. Romandaki en önemli temalar: kimlik arayışı ve kaybı, varoluşsal kaygı ve yabancılaşmadır. Molloy ve Moran'ın hikayeleri, hem modernist yabancılaşmayı hem de postmodern belirsizlik ve anlamsızlığı araştırır.“Molloy”, modernist ve postmodernist özellikleri ve kavramları bir araya getiren benzersiz bir kitaptır ve bu, onu sadece İrlanda modernizmi içinde değil, aynı zamanda tiyatro, sinema ve edebi-felsefi düzeylerde de önemli bir eser yapar. Bu tez,“Molloy”un modernist ve postmodernist edebiyat içindeki konumunu ve Beckett'in yenilikçi anlatı tekniklerinin kullanımını vurgulamayı amaçlamaktadır. Samuel Beckett, edebiyatı belirsizlik ve karmaşıklık alanlarına taşıyarak yenilikler yapmış ve postmodernist düşüncenin ortaya çıkmasıyla bu alanları genişletmiştir.
Özet (Çeviri)
Samuel Beckett's novel Molloy stands as a seminal text at the interface between modernist and postmodernist literary movements. This thesis investigates how modernist and postmodernist themes and narrative techniques intertwine throughout Molloy. Beckett's fragmented structure emerges from two narrators: Molloy and Jacques Moran. Molloy's narrative is non-linear and made out of memories, sensations and thoughts, and this reflects the theme of stream of consciousness and modernist narrative technique. Conversely, Moran's narration starts from a linear beginning and progresses chaotically as it reaches the end, reflecting the modernist narrative fragmentation but also being characteristic of postmodern narrative techniques (self-narration and intertextuality). Molloy's sentences and language are repetitive and circular; this repetitiveness, within a self-referential language, reflects both the existential stasis of the characters as well as bringing up the impossibility of language to represent reality. The most relevant themes in the novel are: the search for identity and its loss, existential anxiety and alienation. The stories of Molloy and Moran investigate both the modernist alienation and the postmodern uncertainty and meaninglessness. Molloy constitutes a unique book that brings modernist and postmodernist features and concepts together and this makes it a seminal work not only in Irish modernism but also at theatrical, cinematic and literary-philosophical levels - this thesis intends to highlight both Molloy's position within modernist and postmodernist literature as well as Beckett's innovative use of narrative techniques. Samuel Beckett stood out by innovating and pushing literature into territories of ambiguity and complexity, which were expanded by the emergence of postmodernist thought.
Benzer Tezler
- Dinlerde arınma ritüellerinin fenomenolojisi
The phenomenology of religious purification rituals
NURETTİN AKCAN
- Belief in afterlife, self-transcendence and basic human values
Ahiret inancı, öz-aşkınlık ve temel insani değerler
BİLAL AFŞİN
Yüksek Lisans
İngilizce
2014
PsikolojiUniversity of London-Royal HollowaySosyal Psikoloji Ana Bilim Dalı
DR. ANAT BARDİ
- Masalın toplumsal işlevi: Bir göstergebilimsel sembolik analiz
The social function of the fairy tales: A semiological symbolic analysis
ELİF KANCA
Doktora
Türkçe
2009
AntropolojiHacettepe ÜniversitesiSosyal Antropoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. N. SERPİL ALTUNTEK
- Heidegger felsefesinde ölüm ve doğruluk ilişkisi üzerine bir deneme
An Essay on the relation between death and truth in the philosophy of Heidegger
SENEM KURTAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2004
FelsefeAnkara ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ERTUĞRUL RUFATİ TURAN
- Doğu-Batı çatışması teorisyenlerinden Ertan Eğribel'in sosyoloji anlayışı
Sociological understanding of Ertan Eğribel who is one of the theorists of East-West conflict
SÜLEYMAN TOPALOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Sosyolojiİnönü ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HACI BAYRAM KAÇMAZOĞLU