Eşitsizlik mekânlarının kent ölçeğinde okunması; deneysel tabanlı bir model önerisi
Reading spaces of inequality in urban scale; an experimental based model suggestion
- Tez No: 882000
- Danışmanlar: PROF. DR. ŞEFİKA GÜLİN BEYHAN, DOÇ. DR. ENGİN KEPENEK
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Mimarlık, Şehircilik ve Bölge Planlama, Architecture, Urban and Regional Planning
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Süleyman Demirel Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık, Planlama ve Tasarım Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 213
Özet
Çalışmanın konusu, kentsel ölçekte yaşanan eşitsizlik olgusunun mekânsal boyutta tespit edilmesi ve analizi hakkındadır. Kentsel-kamusal alanlarda hemen hemen her yerde hissedilen ve yaşanılan bir eşitsizlik durumundan söz etmek mümkündür. Aslında bu durum sadece fiziksel olarak değil sosyal ve algısal olarak da yaşanmaktadır. Dolayısıyla kentsel-kamusal mekânda birçok boyutta eşitsizlik durumu ortaya çıkmaktadır. Bu ifade ile başlanılan doktora tezi, tüm çevre-davranış araştırmalarında olduğu gibi, ortak hedefi insan-fiziksel çevre dinamiklerini anlamak olan, eşitsizliklerin mekansal temsili nedir? sorusuna yanıt aramaktadır. Bu nedenle çalışmanın amacı; eşitsizlik mekânlarının tespit edilmesi için model önerisi getirilmesidir. Böylece çalışma kapsamında, eşitsizliğe sebep olan etkenler ve kent mekânı-kullanıcı arasındaki ilişkiye dikkat çekerek öneri model ile yapılan analizlerle eşitsizlik mekânları belirlenecektir. Çalışma kapsamında eşitsizlik mekanlarının tespitine yönelik bir model önerisi geliştirilmesi hedeflenmiştir. Çalışmada, bir arada ve eş zamanlı yöntemlerin kullanımının yanı sıra kent ölçeğinde eşitsizliğin mekânsallaştırılması konusuna daha önce uluslararası ve ulusal literatürde değinilmemiş olması çalışmanın özgün değerini ortaya koymaktadır. Önerilen modelin test edilmesi ana hedefini üstlenen Antalya MarkAntalya AVM ve yakın çevresi alan çalışması, kentsel mekânı kullanıcı odaklı olarak incelemektedir. Çalışma, yaya hareketleri esas alınarak max yürüme mesafesi olan 1000 m'lik yarıçap içerisinde kalan alanı kapsamaktadır. Epistemolojik olarak çevre-davranış teorilerine dayanan Eşitsizlik Mekân Ökumalarında Deneysel Üygulama Modeli- Emodum, metodolojisini, doku analizi, davranış haritalama, mekân dizim ve anket yöntemlerinin bir arada ve eş zamanlı kullanımlarını tanımlayan çeşitli işlemlere temellendirmektedir. Buna göre,“Doku analizi”olarak tanımlanan yöntem, çalışma alanına ilişkin morfolojik yapı, doluluk-boşluk, işlev ve ulaşım analizlerini içermektedir. Morfolojik yapı, doluluk-boşluk ve ulaşım analizi; yayaların kentin hangi mekânsal katmanlarında yoğunlaştıklarını ortaya çıkarmak amacıyla yapılmıştır. İşlev analizi; çalışma alanı sınırları içinde mekanların hangi işlevlere sahip olduğunun tespiti ile işlev haritasının oluşturularak harekete etkisinin ortaya koyulmasından ibarettir.“Davranış haritalama”video kaydı aracılığıyla alanda belirlenen noktalarda gün boyu belirli sürelerde geçen yaya yoğunluğunu tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Video kaydı 4-6 metre yükseklikten İP kamera kullanılarak ÖpenCV yazılımı ile Öffline olarak yapılmıştır. Video kaydı hafta içi ve hafta sonu farklı günlerde, 90 gün boyunca 98 noktada gerçekleştirilmiştir.“Mekân dizim”yöntemiyle“bağlantılılık (connectivity)”,“bütünleşme (integration)”,“tercih (choice)”ve görünürlük (VGA) analizleri yapılmıştır.“Anket”yönteminde, kullanıcıların deneyimledikleri mekânda bulunma amaç ve nedenleri“Kentsel Mekân Tercih”ölçeği ile araştırılmıştır. Anket çalışması, saha çalışmasının son aşaması olup yaklaşık 45- 60 gün devam etmiştir. Çevre-davranış üzerine kurgulanan alan araştırması neticesinde, bölgenin gerek fiziksel gerek sosyal gerekse algısal eşitsizlik mekanları barındırdığı belirlenmiş ve sosyal yapının etkilenmemesi adına bu etkenin dikkate alınması gerektiği önerilmiştir. Modelin uygulama ve kuramsal anlamda literatüre saylayacağı faydalara ilişkin hedefler: 1.Kentsel ölçekte eşitsizlik mekânlarının belirlenebilmesi için yeni bir model önerisi, 2.Gündelik aktivite ve sosyal etkileşim üzerindeki etkileri ile birlikte kamusal alanların rolleri hakkında bilgiler sunmak, 3.Yeni model kapsamında eş zamanlı kullanılan araştırma yöntemlerinin, 'eşitsiz mekân' bağlamında çevre-algı-davranış çalışmalarının yapılması için önemli bir kaynak oluşturması, 4.Kullanıcının davranış örüntülerinin, yaya hareketleri doğrultusunda kentsel alanların değişim ve dönüşümüne dair öngörülerin oluşması, 5.Çalışmada yer almış olan kullanıcıların beklentilerinden kentsel ve sosyal donatıların iyileştirilmesi ve mekânsal projelerin geliştirilmesi, çalışma alanının çevresindeki mahallelerde yaşayan farklı toplulukların proje sonucunda elde edilen kazanımlardan yararlanabilmesi, alanı günübirlik kullanan kentlinin de alandaki iyileştirmelerden faydalanabilmesi için literatürde bir kaynak oluşturulması, 6.Mekânsal anlamda getirilebilecek çözüm önerileri ile hem noktasal suç oranlarının azaltılabileceği böylece daha güvenli kentsel alanlar yaratılabileceği bunun neticesinde de daha demokratik mekânların oluşturulabileceği şeklindedir. Sonuç olarak, Emodum'un geçerliliği ispatlanmış olup ve farklı özelliklere sahip alanlar için eşitsizlik mekân tespitinde kullanılması önerilmiştir.
Özet (Çeviri)
The subject of the study is about identifying and analysing the phenomenon of inequality in urban scale in spatial dimension. It is possible to talk about a situation of inequality that is felt and experienced almost everywhere in urbanpublic spaces. In fact, this situation is experienced not only physically but also socially and perceptually. Therefore, inequality emerges in many dimensions in urban-public space. The doctoral thesis, which started with this statement, seeks to answer the question of what is the spatial representation of inequalities, whose common goal is to understand human-physical environmental dynamics, as in all environment-behaviour research. Therefore, the aim of the study is to propose a model for the identification of inequality spaces. Thus, within the scope of the study, the factors that cause inequality and the relationship between the urban space and the user will be drawn attention to and the inequality spaces will be determined by analyses made with the proposed model. Within the scope of the study, it is aimed to develop a model proposal for the determination of inequality spaces. In addition to the use of combined and simultaneous methods in the study, the fact that the issue of spatialisation of inequality at the urban scale has not been addressed in the international and national literature before reveals the unique value of the study. The field study of Antalya MarkAntalya Shopping Mall and its immediate surroundings, which undertakes the main objective of testing the proposed model, examines the urban space from a user-oriented perspective. The study covers the area within a radius of 1000 m, which is the maximum walking distance based on pedestrian movements. Based epistemologically on environment-behaviour theories, the Experimental Practice Model in Inequality Spatial Readings - Emodum bases its methodology on various procedures that define the simultaneous use of texture analysis, behaviour mapping, spatial sequencing and survey methods. Accordingly, the method defined as“texture analysis”includes morphological structure, occupancy-vacancy, function and transportation analyses of the study area. Morphological structure, occupancy-vacancy and transportation analyses were conducted in order to reveal in which spatial layers of the city pedestrians are concentrated. Functional analysis consists of determining the functions of the spaces within the boundaries of the study area and revealing the effect on movement by creating a function map.“Behaviour mapping”was carried out to determine the pedestrian density passing at certain times throughout the day at the points determined in the area through video recording. Video recording was done offline with OpenCV software using an IP camera from a height of 4-6 metres. Video recording was carried out at 98 points for 90 days on different days during weekdays and weekends.“Connectivity”,“integration”,“choice”and visibility (VGA) analyses were performed with the“spatial sequence”method. In the“survey”method, the purpose and reasons of the users for being in the space they experienced were investigated with the“Urban Space Preference”scale. The survey was the last stage of the fieldwork and lasted approximately 45-60 days. As a result of the field research based on environment-behaviour, it was determined that the region contains both physical, social and perceptual inequality spaces and it was suggested that this factor should be taken into consideration in order not to affect the social structure. The objectives regarding the benefits of the model to the literature in terms of application and theory: 1. To propose a new model for determining inequality spaces at urban scale, 2. To provide information about the roles of public spaces with their effects on daily activity and social interaction, 3. The research methods used simultaneously within the scope of the new model constitute an important source for environment-perception-behaviour studies in the context of 'unequal space', 4. To form predictions about the change and transformation of urban areas in line with the behaviour patterns of users and pedestrian movements, 5. Creating a source in the literature for the improvement of urban and social facilities and the development of spatial projects from the expectations of the users who took part in the study, so that different communities living in the neighbourhoods around the study area can benefit from the gains obtained as a result of the project, and the urbanites who use the area daily can also benefit from the improvements in the area, 6. With the solution proposals that can be brought in the spatial sense, both point crime rates can be reduced, thus safer urban areas can be created, and as a result, more democratic spaces can be created. As a result, the validity of Emodum has been proved and it is proposed to be used in inequality spatial detection for areas with different characteristics.
Benzer Tezler
- Kentsel ölçekte mekansal ayrışma: Edirne Çingene Mahallesi örneği
Kentsel ölçekte mekansal ayrişma: Edirne Çingene Mahallesi örneği
GAMZE KILINÇ DEMİRVURAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2007
Şehircilik ve Bölge PlanlamaGazi ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. NEVİN TURGUT GÜLTEKİN
- Kent planlamada sosyal sürdürülebilirliğin ölçülmesi ve değerlendirilmesi için bir model önerisi: Ankara Dikmen Vadisi örneği
A proposal model for measuring and assessing social sustainability in urban planning: Ankara Dikmen Valley case study
HİLAY ATALAY
Doktora
Türkçe
2023
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NURAN ZEREN GÜLERSOY
- Gündelik yaşamın yeniden tanımlanması: Hakkari kadın merkezleri örneği
Redefining everyday life: Example of Hakkari women's centers
SERAY ESKİCİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Kamu YönetimiVan Yüzüncü Yıl ÜniversitesiKamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ AYSUN YARALI AKKAYA
- Kent suçunun görünür kılınması için bir yöntem önerisi: Kentsel imajlardan video temsillere, İzmir Kültürpark örneği
A method proposal for making urban crime visible: From urban images to video representations, The case of Izmir Kültürpark
ALİ RIZA BAYRAK
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
MimarlıkGebze Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FİTNAT CİMŞİT KOŞ
- Multiculturalism, division and planning: Lessons for urban integration and the case of Nicosia
Çok kültürlülük, bölünme ve planlama: Kentsel bütünleşme için dersler ve Lefkoşa örneği
GİZEM CANER
Doktora
İngilizce
2014
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FULİN BÖLEN