Geri Dön

Mimarlık ve sanat ara kesitinde mimari yerleştirme üzerinden 'gerçeklik' odaklı mekansal deneyim okuması

Reading the spatial experience focused on 'reality' through architectural installation at the intersection of architecture and art

  1. Tez No: 888790
  2. Yazar: HANDAN ECE SELÇUK
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ EMEL BAŞARIK AYTEKİN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Mimarlık, İç Mimari ve Dekorasyon, Architecture, Interior Design and Decoration
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İç Mimarlık Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İç Mimarlık Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 338

Özet

21. yüzyılın mimarlık pratiği ve buna bağlı olarak iç mekan çözümlemeleri üzerine yapılan irdelemeler, multidisipliner çerçevede üretimlerde bulunma anlayışının giderek yaygınlaştığını ortaya koymaktadır. Mimarlık disiplini ve bu çerçevede mekan tasarlama anlayışı, farklı sanat formları ile karşılıklı iletişim yolları kurmaktadır. Bu iletişimin çıktısı olarak ortaya koyulan düzenlemeler; günümüzde artık kati sınırlarla birbirinden ayrılamaz halde bütünleşen bu sanatların arakesitinde yer almaktadır. 20. yüzyıl, sanatın mekanla geliştirdiği ilişkinin her yönden açılıma uğradığı bir döneme işaret etmektedir. Bu döneme ilişkin sorgulamalara dahil edilen mekan da sanatın deneyimlenme biçimlerinin değişime uğramasının yanında değişim geçirmiş ve sanat statüsüne erişmiştir. Modernizm ile izleyicinin yapıta entegre olabildiği ya da düzenleme ile aktif bir etkileşimde bulunabildiği işler hayata geçirilmeye başlanmıştır. Bu anlamda artık izleyici yerine katılımcıdan bahsedilmeye başlanan bu sürece ek olarak, mimarlık ve sanat arakesitinde gerçekleştirilen üretimlere ilişkin kapsamlı bir çalışma yapabilmek de mümkün kılınmıştır. Özellikle 1960'lı yıllardan bu yana adından söz edilmeye başlanan yerleştirme sanatı; mekanın bir sanat nesnesi olarak sunulmasına ve bu doğrultuda çeşitli biçim, malzeme ve sunum formlarının mümkün olmasına imkan tanımıştır. Süreç içinde mimarlık disiplini ile de yakın temaslar kurmaya ve mimari mekanı biçimlendirmede etkin bir yaklaşım halini almaya başlayan yerleştirme; yaşanan teknolojik gelişmelerden etkilenmiş ve mekan kurgulama anlayışının da değişmesine ön ayak olmuştur. Bu bağlamda 20. yüzyılın son çeyreğinde ve 21. yüzyılın ilk yıllarında; mekan tasarımında yeni algılama biçimlerini beraberinde getiren, kavramsal, deneyime dayalı, karşılıklı etkileşimden ve interaktiviteden yararlanan yerleştirme mekanlarından söz edilmeye başlanmıştır. Sanatsal ifadeye dayanan ancak zaman içinde mimarların pratik anlayışlarının da bir parçası olmaya başlayan yerleştirme yaklaşımı; deneysel çerçevesi ile disiplinlerarası bağlamda çağdaş üretimler gerçekleştirmenin aracı haline gelmiştir. İçinde bulunulan çağa ait görünür olan çoğu deneysel üretim; 20. yüzyılın görsel ya da işlevsel açıdan birçok yansımasını içermektedir. Bu anlamda bu çalışma, 21. yüzyıla ait üretimleri; geçmişinde yer alan 20. yüzyıla ait yaklaşımlar ve kavramsal süreçler doğrultusunda ifade etmekte ve nitel bir araştırma ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu üretimlerin odak noktası olan deneyimin, çağın güncel mekan yaratma ve kurgulama yaklaşımlarını kökten etkilediği görülmektedir. Yeni etkileşim ve katılım formlarının imkanlı olduğu ve bir deneyim tasarısının yapıldığı üretimlerin ön plana çıkmaya başladığı ve bu anlamda çağın deneysel yaratım yaklaşımının, deneyim mekanları üretmeye yöneldiği gözlemlenmektedir. Çağın deneyimi ele alış biçimi; mekanın katılımcısı olan bireyin gerçeklik algısı üzerine temellenmektedir. 21. yüzyılın dijital teknoloji temelli sistemleri, fiziksel gerçeklik ile birlik olan dijital gerçeklikleri olanaklı kılmakla beraber yeni deneyim biçimlerinin ortaya koyulmasına ortam hazırlamaktadır. Bu doğrultuda multidisipliner çağdaş tasarımcıların; yerleştirme sanatını, mimari üretimlerinin bir parçası olarak ele alıp sanatla bütünleşen mekanlar ortaya koydukları, bu üretimleri deneysel ve deneyimsel ürünler olarak ele aldıkları ve mimarlık ve sanat disiplinleri arasındaki yakın teması göz önüne serdikleri görülmüştür. Deneyim tasarımının dayanağını; katılımcının, yaratılan mekansal kurgu içinde kendi gerçekliğini kaybetmesine ya da alternatif gerçeklikleri tecrübe etmesine yani algıda meydana gelecek manipülasyonlara temellendirdiği anlaşılmıştır. Verilen örnekler üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ortaya koyulan yeni mekanların hepsinin, mekan ve kurgu arasındaki sınırları ortadan kaldırdığı kavranmıştır. Öznenin yeni mekansal ihtimallerin tecrübesini, dolayısıyla farklı alternatif gerçeklikleri yaşamaya yönlendirildiği saptanmıştır. Dijital teknolojilerin, deneyime odaklanan ve deneysel bir perspektifte kurgulanan yerleştirmelerde biçimlendirici etkide bulunmaya devam edeceği ve bu durumun ileriki dönemlerin disiplinlerarası düzenlemelerin de biçimlendiricisi olmaya devam edeceği sonucuna varılmıştır.

Özet (Çeviri)

The 21st century's architectural practice and the related analysis of interior space solutions reveal that the approach of multidisciplinary production is becoming increasingly prevalent. The discipline of architecture and the approach of space design establishes mutual communication paths with different art forms. Nowadays, the productions that emerge as a result of this communication take place at the intersection of these arts, which are now inseparable from each other with definite boundaries. The 20th century marks a period in which the relationship that art develops with space has been opened up in every aspect. The space included in the discussions of this period has been transformed and attained the status of art in addition to the changes in the ways art is experienced. With modernism, works in which the viewer can be integrated into the work or actively interact with the installation have begun to be realized. In this sense, in addition to this process, in which we now talk about the participant instead of the viewer, it has also become possible to make a comprehensive study of the productions realized at the intersection of architecture and art. 'Installation art', which has been mentioned especially since the 1960s, has made it possible to exhibit space as an art object and to make various forms, materials and presentation forms possible in this direction. In the process, installation, which started to establish close contacts with the discipline of architecture and became an effective approach in shaping architectural space, was influenced by technological developments and led to a change in the understanding of space construction. In this context, in the last quarter of the 20th century and the first years of the 21st century; conceptual, experience-based, mutual interaction and interactivity-based installation spaces that bring new forms of perception in space design have started to be mentioned. The installation concept, which is based on artistic expression but has become a part of the practical understanding of architects over time, has become a means of realizing contemporary productions in an interdisciplinary context with its experimental framework. Most of the experimental productions that are visible belonging to the current era contain many visual or functional reflections of the 20th century. In this sense, this study aims to express the productions of the 21st century in line with the approaches and conceptual processes of the 20th century and to present a qualitative research. It is seen that experience, which is the focal point of these productions, has radically affected the contemporary approaches to creating and constructing space. It is observed that productions that include new forms of interaction and participation and where an experience design is made have started to come to the forefront, and in this sense, the experimental creation approach of the age has turned towards producing experience spaces. The way the age handles experience is based on the perception of reality of the individual who is the participant of the space. The 21st century's digital technology-based systems enable digital realities that are in unity with physical reality, as well as enabling new forms of experience. In this direction, it has been observed that multidisciplinary contemporary designers consider installation art as a part of their architectural productions, create spaces that integrate with art, treat these productions as experimental and experiential products and reveal the close contact between architecture and art disciplines. It is understood that the experience design is based on the participant's loss of his/her own reality within the created spatial fiction or experiencing alternative realities, in other words, on the manipulations that will occur in perception. As a result of the research conducted on the examples given, it was realized that all of the new spaces created eliminate the boundaries between space and fiction. The subject is directed to experience new spatial possibilities and thus different alternative realities. It is concluded that digital technologies will continue to have a formative effect on installations that focus on experience and are constructed in an experimental perspective and that this situation will continue to be a formative factor in the interdisciplinary installations of the future.

Benzer Tezler

  1. Yerleştirme sanatı açısından mimari yeleştirmeler

    Architectural installations from the point of installation art

    E. GÖKÇE ÖZDAMAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. S. METE ÜNÜGÜR

  2. İç mekânda dijital deneyim tasarımı: Sanat-mimarlık ara kesitinde hibrit mekânlar

    Designing digital experience in interior space: Hybrid spaces at the intersection of art and architecture

    EDANUR FETTAHOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    İç Mimari ve DekorasyonKaradeniz Teknik Üniversitesi

    İç Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ERKAN AYDINTAN

  3. Metinden görsele mimaride ekfrasis

    From text to image ekphrasis in architecture

    PELİN MELİSA SOMER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ARZU ERDEM

  4. Mimari yapıların analizinde zaman kavramının kullanılması

    Using the concept of time in the analysis of architectural buildings

    ÇAĞLAR ÇELİK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    MimarlıkYıldız Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ASLI SUNGUR

    DOÇ. DR. ÇİĞDEM CANBAY TÜRKYILMAZ

  5. Nur-u Osmaniye Camii'nin deprem performansının belirlenmesi ve koruma önerileri

    Determination of the earthquake performance of Nur-u Osmaniye Mosque and conservation proposals

    ÖMER DABANLI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YEGAN KAHYA SAYAR

    PROF. DR. FERİDUN ÇILI