Geri Dön

Göynük (Kemer-Antalya) kömürlerinin biyomarker jeokimyası

The biomarker geochemistry of Göynük (Kemer-Antalya) coals

  1. Tez No: 904717
  2. Yazar: NARGIS SADIQ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET ALTUNSOY, DR. ÖĞR. ÜYESİ CEVDET BERTAN GÜLLÜDAĞ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Jeoloji Mühendisliği, Geological Engineering
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 122

Özet

Bu çalışmada, Antalya'nın güneybatısında yer alan Göynük (Kemer- Antalya) kömürlü birimlerin Biyomarker Jeokimyası ortaya konulmuştur. Bu kömürler Karbonifer-Permiyen yaşlı Pamucakyayla Formasyonu içinde yer almaktadır. Pamucakyayla Formasyonu, genellikle gri ve kahverengi tonlarda olup, çoğunlukla kuvars taneli kumtaşlarından oluşurken, bazı bölgelerde grimsi veya sarımsı renklerde ince katmanlı kiltaşı seviyeleri ve kömür bantları içermektedir. Karbonifer-Alt Permiyen yaşında olduğu ve uyumlu olarak Devoniyen üzerinde yer aldığı tespit edilmiştir. Formasyonun içindeki kireçtaşı bantları, simetrik ripıl izleri ve küçük açılı çapraz tabakalanmalar, sığ denizel ortamı işaret eder. İnceleme alanında 380 m kalınlıkta gözlenen bu formasyon, yanal olarak değişim göstermez. Çalışmada formasyondan alınan kömür ve kömürlü örnekler üzerinde organik jeokimyasal ve petrografik analizler gerçekleştirilmiştir. Bu analizler, kömürlerin organik madde içeriğini, tipini, olgunlaşma seviyesini ve potansiyel kaynak kaya özelliklerini belirlemeyi hedeflemiştir. Örneklerin Toplam Organik Karbon (TOC) içeriği %0,13 ile %30,45 arasında değişmekte olup, ortalama TOC değeri %15,29 olarak bulunmuştur. Bu değerler, formasyonun zengin bir kaynak kaya potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Hidrojen İndeksi (HI) değerleri 34 ile 572 mg HC/g TOC arasında değişirken, ortalama değer 303 mg HC/g TOC olarak hesaplanmıştır. Bu değerler, örneklerin büyük ölçüde hümik organik madde içerdiğini ve Tip III ile Tip II kerojen özellikleri gösterdiğini işaret etmektedir. Oksijen İndeksi (OI) değerleri 1-223 mg CO2/g TOC arasında değişmektedir. Tmax değerleri 444 ile 476 °C arasında değişmekte olup, bu değerler örneklerin olgun ve ileri-olgun evrelerde olduğunu ve petrol ile gaz üretme potansiyeline sahip kerojenleri barındırdığını göstermektedir. Vitrinit yansıma değerleri 0,713-0,977 olup kömürlerin taşkömürü sınıfına karşılık gelmektedir. Bitüm/TOC oranı 0,33-0,57 arasında değişmekte olup, olgun ve ileri-olgun organik madde düzeyini yansıtmaktadır. Ayrıca, CPI ve OEP oranları sırasıyla 1,26-1,59 ve 0,75-0,92 aralığında hesaplanmış olup, bu değerler de olgun ve ileri-olgun seviyelere işaret etmektedir. Pr/nC17-Ph/nC18 diyagramı benzer sonuçlar sunarak, örneklerin olgunlaşma sürecine dair tutarlı veriler sağlamaktadır. GC-MS analizleri, örneklerdeki n-alkanların kısa, orta ve uzun zincirli bileşenlerini ortaya koymuş ve bu bileşenler ile biyolojik kaynaklar ile kömürleşme süreçleri hakkında bilgiler edinilmiştir. Örneklerin birinde uzun zincirli n-alkanların baskınlığı, kara bitkilerinden türeyen organik maddelerin varlığına ve yüksek olgunlaşma seviyesine işaret etmektedir. Diğer iki örnekte kısa ve orta zincirli n-alkanların hakim olması, biyolojik kaynakların çeşitliliğini ve farklı olgunlaşma aşamalarını yansıtmaktadır. Pr/Ph oranları 0,88, 6,26 ve 5,44 olarak belirlenmiştir. Yüksek Pr/Ph oranları (>3), oksijenli koşullarda çökelme ve korunma süreçlerini işaret ederken, düşük Pr/Ph oranı (0,88), anoksik koşullarda çökelmeyi ve korunmayı ifade etmektedir. Bu bulgular, kömürlerin farklı çökelme ortamlarının etkisi altında oluştuğunu göstermektedir. Doymuş hidrokarbon fraksiyonlarının m/z 191 kütle kromatogramları üzerinde yapılan analizlerde, trisiklik ve pentasiklik terpanların belirgin olduğu pikler gözlemlenmiştir. Pentasiklik terpanlar, özellikle C30, C27 ve C29-hopan bileşikleri baskın olarak saptanmış; trisiklik terpanlar ise C19, C20 ve C21 bileşiklerinde yoğunlaşmıştır. Pentasiklik terpanların yüksek yoğunlukta bulunması, karasal organik madde kökenine ve oksik çökelme ortamlarına işaret etmektedir. Trisiklik terpanlar ise örneklerin termal olgunluk seviyeleri hakkında bilgi sunmaktadır. Üç örnekte benzer steran/hopan oranları gözlemlenmiş olup, bu oranlar genellikle anoksik veya suboksik koşulları işaret eder. Bu tür koşullar, bakteriyel aktivitenin yoğun olduğu kısıtlı deniz havzaları, bataklıklar veya kıyı lagünleri gibi ortamlarda yaygındır. Diasteran/Steran oranının 0.5'in üzerinde olması, yüksek kil içeriği ve oksik ortam koşullarını göstermektedir. Örneklerdeki C29/C30 hopan oranları, denizel ve karasal organik madde katkısının bir karışımını yansıtmakta olup, NS-2 örneğinde düşük C35/C34 oranı, denizel organik madde birikimini temsil ederken, NS-11 ve NS-17 örneklerinde yüksek oranlar karasal organik madde varlığına işaret etmektedir. Örneklerdeki Moretan/Hopan oranlarının düşük (0.0432-0.194) olması, kömürlerin oluşumu sırasında karasal bitki materyallerinin baskın bir bileşen olduğunu ve denizel veya gölsel katkının nispeten düşük olduğunu göstermektedir. Örnekler arasındaki bu oranların birbirine yakın olması, örneklerin benzer çevresel ve jeokimyasal koşullarda oluştuğunu düşündürmektedir. C35/C34 oranı NS-2 örneğinde düşük seviyede iken, NS-11 ve NS-17 örneklerinde daha yüksek seviyelerdedir. Düşük C35/C34 oranı genellikle denizel organik madde birikimini veya anoksik ortam koşullarını temsil ederken, yüksek oranlar karasal organik madde varlığına veya oksijenli ortam koşullarına işaret etmektedir. NS-2'deki düşük C25/C26 trisiklik terpan oranı, karasal bitki materyallerinin baskın olduğunu ve denizel organik madde katkısının düşük olduğunu göstermektedir. NS-11'deki orta seviye oran, karasal ve denizel organik maddelerin karışımını işaret ederken, NS-17'deki yüksek oran denizel organik maddelerin baskın olduğu bir ortamı yansıtmaktadır. Örneklerde gözlemlenen gamaseran indeks değeri örnek NS-2'de, derin ve anoksik bir denizel ortamı, NS-11'de karasal ve denizel kaynakların karıştığı sığ deniz ortamını, NS-17'de ise daha oksijenli, karasal organik madde katkısının yüksek olduğu kıyı veya delta ortamını temsil etmektedir. Pamucakyayla Formasyonu'ndan alınan örneklerde yapılan XRD analizleri, kuvars, kil, kalsit, pirit ve feldispatın en yaygın mineraller olduğunu göstermiştir. Kil minerali analizlerinde illit ve kaolinit baskın mineraller olarak belirlenmiştir.

Özet (Çeviri)

This study focuses on the biomarker geochemistry of the Göynük (Kemer- Antalya) coaly units located in the southwestern part of Antalya. These coals are found within the Carboniferous-Permian-aged Pamucakyayla Formation. The Pamucakyayla Formation is predominantly composed of quartz-rich sandstones in shades of gray and brown, with occasional thin layers of shale in grayish or yellowish tones and coal bands in certain regions. The formation has been identified as dating from the Carboniferous to the Lower Permian and resting conformably on the Devonian. The limestone bands within the formation, along with symmetrical ripple marks and small-angle cross-bedding, indicate a shallow marine environment. The formation, observed to be 380 meters thick in the study area, shows no lateral variation. Organic geochemical and petrographic analyses were conducted on coal and coal- bearing samples collected from the formation. These analyses aimed to determine the organic matter content, type, maturation level, and potential source rock characteristics of the coals. The Total Organic Carbon (TOC) content of the samples ranges from 0.13% to 30.45%, with an average TOC value of 15.29%. These values indicate a rich source rock potential for the formation. Hydrogen Index (HI) values range from 34 to 572 mg HC/g TOC, with an average of 303 mg HC/g TOC, suggesting that the samples predominantly contain humic organic matter and exhibit Type III and Type II kerogen characteristics. Oxygen Index (OI) values vary between 1 and 223 mg CO2/g TOC. Tmax values range from 444 to 476 °C, indicating that the samples are in mature to late-mature stages and contain kerogens with the potential to generate oil and gas. Vitrinite reflectance values range from 0.713 to 0.977, corresponding to bituminous coal ranks. The bitumen/TOC ratio ranges from 0.33 to 0.57, reflecting a mature to late-mature level of organic matter. Additionally, CPI and OEP ratios were calculated to be between 1.26-1.59 and 0.75-0.92, respectively, which also indicates mature to late-mature stages. The Pr/nC17-Ph/nC18 diagram provides consistent results, offering further insights into the maturation process of the samples. GC-MS analyses revealed the presence of short, medium, and long-chain n- alkanes in the samples, offering insights into their biological sources and coalification processes. In one sample, the dominance of long-chain n-alkanes indicates the presence of organic matter derived from terrestrial plants and a high maturation level. In contrast, the dominance of short and medium-chain n-alkanes in the other two samples reflects the diversity of biological sources and varying maturation stages. Pr/Ph ratios were determined to be 0.88, 6.26, and 5.44, respectively. High Pr/Ph ratios (>3) indicate deposition and preservation under oxic conditions, whereas a low Pr/Ph ratio (0.88) suggests deposition and preservation under anoxic conditions. These findings indicate that the coals were formed under varying depositional environments. In the analysis of the m/z 191 mass chromatograms of saturated hydrocarbon fractions, prominent peaks corresponding to tricyclic and pentacyclic terpanes were observed. Pentacyclic terpanes, particularly C30, C27, and C29-hopane compounds, were found to be dominant, while tricyclic terpanes were concentrated in the C19, C20, and C21 compounds. The high abundance of pentacyclic terpanes indicates a terrestrial organic matter origin and suggests deposition under oxic conditions. Tricyclic terpanes, on the other hand, provide insights into the thermal maturity levels of the samples. Similar sterane/hopane ratios were observed across all three samples, typically indicating anoxic or suboxic conditions. Such environments are commonly found in restricted marine basins, swamps, or coastal lagoons, where bacterial activity is high. A diasterane/sterane ratio above 0.5 reflects a high clay content and deposition in oxic environments. The C29/C30 hopane ratios in the samples reflect a mixture of marine and terrestrial organic matter, with the low C35/C34 ratio in sample NS-2 representing marine organic matter accumulation. In contrast, the higher ratios in NS-11 and NS-17 indicate the presence of terrestrial organic matter. The gamaseran index values suggest that the organic matter has undergone moderate maturation and was deposited in an anoxic environment. Consequently, NS-2 represents a deep marine setting, NS-11 reflects a shallow marine or coastal environment with mixed terrestrial and marine inputs, and NS-17 represents a coastal-deltaic environment with higher terrestrial organic matter input. The low moretane/hopane ratios (0.0432-0.194) across the samples indicate that terrestrial plant material was the predominant component during coal formation, with minimal marine or lacustrine contributions. The similarity in these ratios between the samples suggests that they were formed under similar environmental and geochemical conditions. The C35/C34 ratio was low in NS-2 but higher in NS-11 and NS-17. A low C35/C34 ratio typically indicates marine organic matter accumulation or anoxic depositional conditions, while higher ratios point to terrestrial organic matter or oxic environments. The low C25/C26 tricyclic terpane ratio in NS-2 suggests a predominance of terrestrial plant material with little marine organic input, whereas the moderate ratio in NS-11 reflects a mixture of terrestrial and marine sources. In NS-17, the high ratio indicates a marine environment with dominant marine organic matter. The observed gammacerane index values in the samples represent different depositional environments, in sample NS-2, it indicates a deep, anoxic marine environment; in NS-11, it reflects a shallow marine environment where terrestrial and marine sources mix; and in NS-17, it represents a more oxygenated coastal or deltaic environment with a higher contribution of terrestrial organic matter. XRD analyses of samples from the Pamucakyayla Formation revealed that quartz, clay, calcite, pyrite, and feldspar are the most common minerals. In the clay mineral analyses, illite and kaolinite were identified as the dominant minerals.

Benzer Tezler

  1. Turizm pazarlamasında reklam stratejisi

    Başlık çevirisi yok

    HALE ERGİNEL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1997

    TurizmAnadolu Üniversitesi

    PROF. DR. BİROL TENEKECİOĞLU

  2. Kemer'in turizm coğrafyası

    Tourism geography of Kemer

    SERHAT ZAMAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    TurizmAtatürk Üniversitesi

    Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. HAYATİ DOĞANAY

  3. Antalya kemer bölgesinde bulunan göynük DM-06 TR-01 dağıtım merkezinde iş sağlığı ve güvenliği risklerinin tespiti ve alınacak önlemler

    Determination of occupational health and safety risks and measures to be taken in göynük DM-06 TR-01 transformer center in Antalya kemer district

    TUĞBA TEPE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Bilim ve TeknolojiÜsküdar Üniversitesi

    İş Sağlığı ve Güvenliği Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÜMİT TAŞ

  4. Antalya-Kemer'de turizm mekanında planlamanın etkileri

    The impacts of planning to tourism spatial in Kemer, Antalya

    METİN AKINCIOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1996

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik Üniversitesi

    PROF. DR. AYTEN ÇETİNER