Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırının, mali kaynaklarının yeterliliği ölçütü bağlamında değerlendirilmesi
Evaluation of the limits of the economic and social duties of the state in the context of the sufficiency of its financial resources
- Tez No: 906959
- Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET TURHAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Hukuk, Law
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Çankaya Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Kamu Hukuku Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 156
Özet
İnsanlığın çağlar boyunca tartıştığı farklı uygulamalarını ortaya koyduğu, farklı dillerde farkı etimolojik kökenlerle ifade ettiği, farklı anlamlar yüklediği devlet kavramı, günümüzde genellikle tüzel kişiliğini haiz bir organizasyon olarak karşımıza çıkmaktadır. Hayatımızın her alanını kuşatan doğumdan ölüme, evlenmeden mülk sahibi olmaya dek pek çok iş ve işlemimizde dahil olduğumuz devlet organizasyonu, hukuk biliminin de inceleme alanları arasında yer almaktadır. Devlet kavramı, uluslararası hukuk, idare hukuku ve anayasa hukuku alanlarında daha fazla inceleme konusu yapılmaktadır. Özellikle anayasa hukuku alanında devlet kavramı ele alınmakta her devlet de kendisini, yapısını, organizasyonunu kuvvetleri arsındaki ilişkisini, bireylere tanınan temel hak ve özgürlükleri anayasasında tanımlamaktadır. Anayasa marifetiyle devletlerin bireylere tanımış olduğu temel hak ve özgürlüklerle beraber bu temel hak ve özgürlüklerin de sınırları yine anayasalar vasıtasıyla belirlenmektedir. Genel olarak doktrinde temel hak ve özgürlükler negatif statü hakları, pozitif statü hakları ve son olarak da katılma hakları biçiminde kategorize edilmektedir. Bu sınıflandırma devletlerin bireylere yönelik edimleri esas alınarak yapılmaktadır. Gerçekten de negatif statü hakkı ile ifade edilen haklarda devlet, yapmama hareketsiz kalma edimi ile yükümlü olup bireyler de dokunmamayı devletten talep edebilmektedirler. Pozitif statü haklarında ise devletler üzerindeki edim, yapma harekete geçme biçiminde tanımlanmaktadır. Bu haklar kategorisinde devletin edimini yerine getirebilmesi ise finansal gücüne büyük ölçüde bağlı olmaktadır. Katılma hakları ise bireylerin devlet yönetimine katılmalarını öngören haklar olarak ifade edilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti anayasalarına baktığımızda da bu üçlü sınıflandırmaya uygun olarak hakların kategorize edildiği görülmektedir. Yürürlükte 1982 anayasasında kişi hakları ve ödevleri ile negatif statü haklarının, ekonomik ve sosyal haklarlar başlığı ile pozitif statü haklarının ve nihayet siyasi haklar ve ödevler başlığı ile de katılma haklarının düzenlendiği görülmektedir. Pozitif statü hakları devlete yapma edimi yükleyip bireylere de devletten yapılmasını isteme hakkı veren temel haklardır. İşte bu yapma ediminin sınırının belirlenmesinde devletin mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsü bu hakları tanıyan tüm anayasalarımızda yer almaktadır. 1982 Anayasası'nın 65'inci maddesinde de devletin ekonomik ve sosyal ödevlerinin sınırının mali kaynaklarının yeterliliği ölçütü olduğu düzenlenmiştir. Bu ölçütün somutlaştırılması noktasında iki hususla karşılaşılmaktadır. Bunlardan birincisi; sosyal ve ekonomik hakların yapısından kaynaklanmaktadır. Pozitif statü hakkı biçimde olan bu haklarda devlet olumlu edim yükü altındadır. Bu olumlu edimi de ancak kaynak kullanmak suretiyle yerine getirebilecektir. Kaynakların kıtlığı ve ihtiyaçların sonsuzluğu karşısında «mali kaynakların yeterliliği ölçüsü» zaten bu hakların doğal bir sınırını oluşturmaktadır. Yani kodifikasyon açısından anayasa metnine yazılmamış olsa dahi bu hakların sınırı devletin kaynakları olacaktır. İkinci olarak da ülkemizde sosyal transferlerin hükümetler için yeniden seçilebilme açısından önemli bir tercih olarak görülmesi ve yine ülkemizde gelir dağılımı eşitsizliğinin bulunması nedeniyle bütçe açısından ciddi bir harcama yüzdesinin hane halkı transferlerine gitmesidir. Bu hususlar ışığında baktığımızda verilen Anayasa Mahkemesi kararları ile ülke uygulamaları da yargı organlarının yerindelik denetimi yapmama isteği ve kamusal tercihleri denetlememe konusundaki pratiğiyle birleşince «mali kaynakların yeterliliği ölçüsü»nün pozitif hukukun bir parçası olup olmamasının bu kriteri esas alarak verilecek yargı karaları ve kamusal tercihleri çok fazla etkilemediği söylenebilecektir.
Özet (Çeviri)
The concept of state, which reveals different practices that humanity has discussed throughout the ages, expresses with different etymological roots in different languages, and gives different meanings, today generally appears as an organization with a legal personality. The state organization, in which we are involved in many of our affairs and transactions that encompass every aspect of our lives, from birth to death, from marriage to property ownership, is also among the areas of study of the science of law. The concept of state is the subject of further examination in the fields of international law, administrative law and constitutional law. Especially in the field of constitutional law, the concept of state is discussed and each state defines itself, its structure, organization, relationship between forces, and the fundamental rights and freedoms granted to individuals in its constitution. Along with the fundamental rights and freedoms that states grant to individuals through the constitution, the limits of these fundamental rights and freedoms are also determined through constitutions. In general, fundamental rights and freedoms in the doctrine are categorized as negative status rights, positive status rights and finally participation rights. This classification is made based on the actions of states towards individuals. Indeed, in the rights expressed by the negative status right, the state is obliged to act not to act and to remain inactive, and individuals can request the state not to touch. In positive status rights, action on states is defined as taking action. The state's ability to fulfill its obligations in this category of rights largely depends on its financial power. Participation rights are expressed as the rights that require individuals to participate in state administration. When we look at the constitutions of the Republic of Türkiye, we see that rights are categorized in accordance with this triple classification. It can be seen that in the 1982 constitution in force, personal rights and duties and negative status rights, positive status rights under the title of economic and social rights, and finally participation rights under the title of political rights and duties are regulated. Positive status rights are fundamental rights that impose an action on the state and give individuals the right to ask the state to do something. In determining the limits of this act, the criterion of the adequacy of the state's financial resources is included in all our constitutions that recognize these rights. Article 65 of the 1982 Constitution stipulates that the limit of the state's economic and social duties is the criterion of the adequacy of its financial resources. There are two issues when concretizing this criterion. The first of these; It arises from the structure of social and economic rights. In these rights, which are in the form of positive status rights, the state is under the burden of positive action. This positive action can only be achieved by using resources. In the face of scarcity of resources and infinity of needs, the“measure of adequacy of financial resources”already constitutes a natural limit of these rights. In other words, even if it is not written in the constitutional text in terms of codification, the limit of these rights will be the resources of the state. Secondly, in our country, social transfers are seen as an important choice for governments in terms of being re-elected, and due to the inequality in income distribution in our country, a significant percentage of budget expenditure goes to household transfers. When we look at these issues in the light of the Constitutional Court decisions and the country's practices, combined with the desire of the judicial bodies not to control propriety and their practice of not monitoring public preferences, whether the“adequacy measure of financial resources”is a part of positive law or not is a matter of great importance for the judicial decisions and public preferences to be given based on this criterion. It can be said that it does not affect.
Benzer Tezler
- İstanbul Kadılığı 334 nolu ferman defterine göre 1864-1910 senelerinde sosyal ve iktisadi hayata dair kararlar
Başlık çevirisi yok
MEHMET ESAT SARICAOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
1990
Tarihİstanbul ÜniversitesiTürk İktisat Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜSEYİN ÖZDEĞER
- 1961 Anayasası'nda iktisadî düzenlemelere ilişkin tartışmalar
Discussions on the economic regulations in the 1961 Constitution
FATİH NALBANT
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Ekonomiİstanbul ÜniversitesiTeknoloji ve Sanayi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YÜKSEL BAYRAKTAR
- Adil bir gelir dağılımında maliye politikası araçlarının etkinliği: 1980 sonrası dönemde Türkiye'de ki durum
Efficiency of fiscal policy instruments in the justice distribution of income: The state in Turkey after 1980
SİBEL SAYGILI