Safevî-Babürlü siyasi-askerî ilişkileri
Safavid-Baburid political-military relations
- Tez No: 912249
- Danışmanlar: DOÇ. DR. GÜLSEREN FERMANOĞLU
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Genel Türk Tarihi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 244
Özet
Safevî-Babürlü münasebetleri Babürlü tarafında Evrengzîb'in (1658-1707) saltanatının başları ile Safevî cephesinde Şah II. Abbas'ın vefatına kadar (1666) sıklıkla devam etmiştir. İlişkilerin ilk evresinde Şah İsmail (1501-1524) ile Babür'ün (1526-1530) Özbeklere karşı ittifakı görülmektedir. Bu müttefikliğin kurulmasında Timur'un soyundan olması hasebiyle Babür'ün Semerkand'ın ata toprağı olarak görmesi etkili olmuştur. Tarafların güç birliği Özbekleri başlangıçta mağlup etse de devamında Semerkand ile çevresinde halk ile yaşanan mezhepsel anlaşmazlıklar ve ittifaktaki askerî-diplomatik bozukluklar Babür'ün bölgedeki hâkimiyeti kaybetmesine neden olmuştur. Bundan sonraki süreçte taraflar arasında münasebetlerin odak noktası iki devletin sınır hattında bulunan Kandahar şehri olacaktır. Şehir 1537 ile 1649 yılları arasında iki taraf arasındaki mücadelelerde sıklıkla el değiştirdi. 1649'de Şah II. Abbas şehri nihaî olarak topraklarına kattı. Bundan sonra Babürlüler 1654'e kadar buraya aralıklarla seferler düzenlese de bir başarı elde edemediler ve böylece tarafların Kandahar mücadelesi son bulmuş oldu. 1730 yılına gelindiğinde ise Safevî Devleti merkezi anlamda çökmüştü ve ülke Afgan istilası altındaydı. Bu dönemde ülkeden Afgan kabilelerini çıkaran saltanat naibi Nâdir Kuli bu toplulukların Kandahar üzerinden Babürlü sınırlarına giriş yaptığını öğrendi ve taraflar arasında son kez diplomatik temaslar kuruldu. Bu münasebetlerden kısa süre sonra, 1736'da Safevî Devleti yıkıldı ve Nâdir Kuli, Afşarlı (1736-1804) adını taşıyan kendi hanedanını kurarak Babürlüler ile ilişkilerini sürdürdü. Safevî-Babürlü ilişkilerine doğal olarak çevre devletler de etki etmiştir. Bunların başında Buhara Hanlığı yani Özbekler gelmektedir. Buhara Hanlığı, Babür'ün Maveraünnehir'de hâkimiyet kurma sürecinde doğrudan rakibiydi. O, bu yüzden onlara karşı müttefik olarak Safevîleri seçmişti. Buhara Hanlığı, Safevîler için de Horasan'da tehdit unsuruydu. Zira sıklıkla Özbekler buraya yağma nitelikli akınlar düzenliyordu. Bu sebeplerden dolayı taraflar ittifak kursa da üst kısımda da anlatıldığı gibi bir başarı elde edemedi. Daha sonra Babürlüler, Hindistan'da hâkimiyet kurunca ve Kandahar için Safevîler ile mücadeleye girişince Özbekler ilişkilerde dinî faktörü kullanmaya başladı. Buna binaen Buhara Hanlığı, Safevîlere karşı Babürlülerden Sünnî ittifakı kurmayı talep etmişti. Lakin bu teklif kabul görmedi. Aynı düşünceleri Safevîlere karşı Osmanlı Devleti de taşımıştı. Bunun için Osmanlılar, Babürlülere gönderdiği elçiliklerde Sünnî birliği vurgusu ile İran'ın ortadan kaldırılmasını teklif etti. Sonuç olarak aynı talep yine Babürlüler tarafından reddedilmişti. Tarafların ilişkilerin etki eden diğer bir unsur Dekken Sultanlıkları idi. Görece her iki devletten güç bakımından zayıf olan bu topluluklar bazen Safevîlerin bazen de Babürlülerin gücü altında bir vassal gibi hareket edip mezhepsel siyasetler ile taraf seçiyorlardı.
Özet (Çeviri)
The Safavid and Baburid relations frequently continued between the beginning of Evrengzib's reign (1658-1707) in Baburid and until the death of Shah Abbas II in Safavid (1666). At the beginning of their relations, it was seen that Shah Ismail (1501-1524) and Babur (1525-1530) had an alliance against Uzbeks. Babur was effective to establish this alliance due to seeing Semerkand as an ancestral land because of his descent from Timur. Even though their alignment defeated the Uzbeks at first, military and diplomatic disturbances between the alliance and sectarian disputes with Semerkand and its surrounding community caused Babur to lose his dominance in that region. After that, the focus of their relations will be Kandahar which is a boundary for two governments. The city changed hands frequently in the struggles between the two sides between 1537 and 1649. Finally, Shah Abbas II got hold of the city in 1649. In spite of making expeditions regularly until 1654, Baburids could not achieve success so Kandahar conflict came to an end. There was not seen any serious conflict from 1654 to 1666. By 1730, the Safavid State had collapsed centrally and the country was under Afghan invasion. During this period, the sultanate regent Nadir Quli, who removed the Afghan tribes from the country, learned these communities enter the Baburid borders via Kandahar and diplomatic contacts were established between the parties for the last time. Shortly after these contacts, in 1736, the Safavid State collapsed and Nadir Quli established his own dynasty called the Afsharid (1736-1804) and maintained his relations with the Baburids. The relations of Safavid and Baburid naturally affected the surrounding states. The first of these states was Bukhara Khanete namely Uzbeks, Bukhara Khanete was the opponent of Babur in the process of establishing sovereignty at Transoxiana. Therefore, it chose Safavid as an ally against them. Bukhara Khanete was a threat for Safavid at the Khorasan too because Uzbeks were organizing plunder raids there. Because of these reasons, although they formed an alliance, as mentioned above, they were not got an accomplishment. When Baburids ruled over India and made a conflict with Safavid for Kandahar, Uzbeks began to use religious factors in their affairs. Hence, Bukhara Khanete demanded a sunni alliance with Baburids against Safavid but this offer was not accepted. Ottoman Empire carried these same thoughts against Safavid too. Therefore, Ottomans offered to annihilate Persia with the emphasis on Sunni unity through the embassies which were sent to Baburids. Consequently, the same request was refused by Baburids again. Another factor that highly affecting the relations was the reign of Deccan. These communities which were relatively weaker than the other two governments in terms of power were choosing sides with sectarian politics by acting like a vasal under the power of sometimes Safavid and sometimes Baburids.
Benzer Tezler
- Bâbür Şah ve Bâbürlü Devleti'nin kuruluşu
Babur Shah and the establishment of Babur State
SEBGHATULLAH SHAHIN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
TarihEskişehir Osmangazi Üniversitesiİslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HASAN HÜSEYİN ADALIOĞLU
- The changing iconography of nizami manuscripts in the Ottoman, Safavid and Mughal book cultures
Osmanlı, Safevi ve Babürlü kitap kültürlerinde nizami hamselerinin değişen ikonografisi
İKBAL ZEYNEP DURSUNOĞLU
Yüksek Lisans
İngilizce
2016
Sanat TarihiBoğaziçi ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÇİĞDEM KAFESCİOĞLU ERSOY
- Şah Cihan Dönemi Babürlü devletinin dış politikası
The baburid foreign policy in the Reign of Shah Jahan
CİHAN ORUÇ
- Delhi ve Agra'daki Babürlü türbelerinde mimari süsleme (1557-1658)
Architectural ornamentation in Mughal tombs in Delhi and Agra (1557 – 1658)
FADİME ÖZLER
- Tezhip sanatında kullanılan bitkisel motiflerin kökenleri
The sources of the botanical motifs used in the illumination art
NUR ÖZSOY
Yüksek Lisans
Türkçe
2013
El SanatlarıFatih Sultan Mehmet Vakıf ÜniversitesiGeleneksel Türk El Sanatları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA NASUHİ ÇELEBİ