Erken cumhuriyet döneminde Alman heykeltıraşlar ve eserleri
German sculptors and their works in the early republic period
- Tez No: 912496
- Danışmanlar: DOÇ. DR. TOLGA UZUN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Sanat Tarihi, Art History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Karabük Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 123
Özet
Osmanlı döneminde ilk figürlü heykel örnekleri 19. yüzyılda görülmüştür. 1839 yılında Tanzimat'ın ilanı ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu'nda batı etkisi bir çok alanda görülmeye başlanmıştır. 1867 yılında Sultan Abdülaziz Avrupa seyahatine çıkmış meydanlar ve parklar gibi kamuya açık alanlarda gördüğü imparatorların görkemli anıtlarından etkilenmiştir. Yurda döndükten sonra bir büst ve atlı bir heykel siparişi veren Abdülaziz böylece heykelini yaptıran ilk Osmanlı padişahı olmuştur. Heykelin Osmanlı döneminde asıl gelişimi 1883 yılında Sanayi-i Nefise Mektebinin açılması ile olmuştur. Burası resim, heykel, mimari gibi sanat dallarında eğitim verecek bir sanat okuludur. Heykel eğitimi de ilk kez bu okulda verilmiştir. Okulun heykel bölümünün başına aynı zamanda müdür yardımcısı da olan Yervant Osgan Efendi isimli azınlık bir heykeltıraş geçmiştir. Mektebin heykel derslerini veren Yervant Osgan daha sonra Cumhuriyet Dönemi'nde bir çok anıt yapacak olan Türk heykeltıraşlarında hocası olmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra modern cumhuriyetin inşası sürecinde sanatın bir çok alanında sanatçı ihtiyacı oluşmuştur. Bu süreci görsel olarak yansıtacak alanlar mimari ve heykel sanatı olmuştur. Cumhuriyet'in henüz yeni kurulduğu bu yıllarda alanında uzman sanatçıların olmayışı ve yetenekli öğrencilerin yurt dışı eğitimine gitmesi ile yabancı sanatçılara yönelinmiştir. Cumhuriyetin ilk heykel örnekleri Atatürk'ün çeşitli iller de yer alan anıtları olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan bu Atatürk anıtları yabancı heykeltıraşlara sipariş edilmiştir. Bir süre sonra artık Türk öğrenciler yetişip alanlarında uzman heykeltıraş olmuşlar ve Atatürk anıtları da dahil bir çok heykel projelerini artık Türk heykel sanatçıları yapmaya başlamıştır. Mimari ve heykel alanlarında Erken cumhuriyet döneminde çoğunlukla Alman sanatçıların tercih edilmesinde Türk-Alman ilişkilerinin etkisi olmuştur. Osmanlı döneminde ittifak ile başlayan bu ilişkiler devamında dostluğa dönüşmüştür. Bu süreçte de Alman bilim adamları, sanatçılar ve Alman vatandaşları Osmanlı topraklarına gelmiş ve kendileri için Alman okulları ve hastaneleri inşa etmişlerdir. Türk-Alman ittifakı ile Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'na Almanya'nın yanında katılmıştır. Özellikle heykel alanında Almanya'da döküm teknolojisinin ileride oluşu bu sanat dalında Almanların ön plana 7 çıkmasını sağlamıştır. Dolaysıyla Cumhuriyet'in erken döneminde Heinrich Krippel, Anton Hanak, Josef Thorak ve Rudolf Belling isimlerinde 4 Alman kökenli heykeltıraş ülkemizin ilk heykel örneklerini yapmışladır. Bu sanatçıların Ankara, İstanbul ve diğer illerde de eserleri yer almaktadır. II. Dünya Savaşı'na giden süreçte de Almanya'da yeni yönetim ile sorun yaşamaya başlayan bir çok Alman kökenli mimar, mühendis ve heykeltıraş Türkiye'ye sığınıp bir süre Türkiye de yaşamışlardır. Heykel alanında da Rudolf Belling bu sanatçılar içinde yer almaktadır Bir çok esere de imza atan bu sanatçılar ayrıca üniversitelerde eğitim vermiştir. Savaşın bitmesi ile ülkemizde ki Alman kökenli sanatçılar ülkelerinden tekrar davet almış ve Almanya'ya geri dönmüşlerdir.
Özet (Çeviri)
The first examples of figurative sculptures in the Ottoman period were seen in the 19th century. With the declaration of the Tanzimat in 1839, Western influence began to be observed in many areas of the Ottoman Empire. In 1867, Sultan Abdulaziz went on a European trip and was influenced by the magnificent monuments of emperors that he saw in public spaces such as squares and parks. After returning to the country, Abdulaziz ordered a bust and an equestrian statue, thus becoming the first Ottoman sultan to commission a sculpture. The real development of sculpture in the Ottoman period occurred with the opening of the School of Fine Arts (Sanayi-i Nefise Mektebi) in 1883. This school was established to provide education in the arts such as painting, sculpture, and architecture. Sculpture education was first given at this school. Yervant Osgan Efendi, an ethnic minority sculptor who was also the assistant principal, became the head of the sculpture department of the school. Yervant Osgan, who taught sculpture at the school, later became the mentor of many Turkish sculptors who would create numerous monuments during the Republic period. After the proclamation of the Republic, during the process of building the modern Republic, there was a demand for artists in many fields of art. The areas that visually reflected this process were architecture and sculpture. In the early years of the Republic, the lack of specialized artists and the need for talented students to go abroad for education led to a reliance on foreign artists. The first examples of sculpture in the Republic were the monuments of Atatürk located in various cities. These Atatürk monuments, made in the early years of the Republic, were commissioned from foreign sculptors. After a while, Turkish students were trained and became specialized sculptors, and many sculpture projects, including the Atatürk monuments, began to be made by Turkish sculptors. In the fields of architecture and sculpture during the early Republican period, the preference for German artists was influenced by Turkish-German relations. These relations, which started with an alliance during the Ottoman period, later turned into a friendship. During this period, German scientists, artists, and citizens came to Ottoman lands and built German schools and hospitals for themselves. With the TurkishGerman alliance, the Ottoman Empire participated in World War I alongside Germany. 9 Particularly in the field of sculpture, Germany's advanced casting technology contributed to the prominence of German sculptors in this art form. Therefore, during the early years of the Republic, four German-origin sculptors—Heinrich Krippel, Anton Hanak, Josef Thorak, and Rudolf Belling—created the first sculptures in our country. The works of these artists are found in Ankara, Istanbul, and other cities. In the period leading to World War II, many German-origin architects, engineers, and sculptors who started having problems with the new regime in Germany sought refuge in Turkey and lived there for a while. In the field of sculpture, Rudolf Belling was among these artists. These artists, who signed many works, also taught at universities. After the war ended, the German-origin artists in Turkey were invited back to their country and returned to Germany.
Benzer Tezler
- Türkiye'de kadın heykeltıraşlar 1900-1950
Woman sculptors in Turkey 1900-1950
BÜŞRA SOKUR
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Güzel Sanatlarİstanbul Kültür ÜniversitesiSanat Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET ÜSTÜNİPEK
- 1930-1950 yılları arasında kültür ve sanat ortamına bir bakış, d Grubu
Başlık çevirisi yok
ZEYNEP YAMAN YASA
Doktora
Türkçe
1992
Güzel SanatlarHacettepe ÜniversitesiArkeoloji ve Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜNSEL RENDA
- Cumhuriyetten günümüze Türkiye'de sanat yapıtı piyasası (2 cilt)
Art market in Turkey from republic to present day
MEHMET ÜSTÜNİPEK
Doktora
Türkçe
1998
Sanat TarihiMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiArkeoloji ve Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEMRA GERMANER
- Erken cumhuriyet döneminde alman spor ekolünün Türk spor kültürünün gelişimine yansımaları
German sport movement effects on the improvement of Turkish spor culture in early republican period
SEVDA KORKMAZ
- Railroad development in the Republican Era (1923-1940)
Cumhuriyet Döneminde demiryolu gelişimi (1923-1940)
GÜROL ARICI