İş hukukunda şeklî özgürlük-maddi sözleşme adaleti bağlamında dürüstlük kuralı
The good faith in the context of formal freedom-material contractual justice in labor law
- Tez No: 913763
- Danışmanlar: PROF. DR. MUHİTTİN ASTARLI
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Hukuk, Law
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Özel Hukuk Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 564
Özet
Hukuki yaşamın tümüne hâkim bir ilke olan dürüstlük kuralı, iş hukukunda da önemli bir yere sahiptir. İş ilişkisinin karşılıklı güven ilişkisi doğurması ve sürekli bir borç ilişkisi niteliği taşıması, aynı zamanda iş ilişkisinde işçinin zayıf taraf olarak kabul edilmesi, dürüstlük kuralının iş hukukundaki önemini artırmaktadır. Dürüstlük kuralı, iş hukukunda henüz iş sözleşmesi kurulmadan önce etkilerini göstermeye başlamakta, bu etkiler iş sözleşmesi sona erdikten sonra dahi sürmektedir. Dürüstlük kuralı tarih boyunca özel hukukta önemli fonksiyonlar üstlenmiştir. Özellikle Alman hukukunda son dönemde dürüstlük kuralının önemli fonksiyonlarından birisinin, irade özerkliğine maddi bir sınırlama getirmek olduğu kabul edilmektedir. Zamanla bir tarafın sözleşmenin zayıf tarafını oluşturduğu durumlarda sözleşmenin içeriğini belirleme özgürlüğünün şeklî bir özgürlük olarak seyrettiği görülmüş, dolayısıyla maddi sözleşme adaletini arayan bir yönelim başlamıştır. Dürüstlük kuralı, özellikle sözleşmenin tek taraflı olarak önceden düzenlendiği durumlarda, sözleşmenin içeriğinin makul sınırlar içerisinde kalmasını gerektirir. Diğer bir ifadeyle sözleşmenin bir tarafı sözleşmeyi tek taraflı olarak önceden düzenleyebilme imkânına sahipse, bu imkânı dürüstlük kuralına uygun şekilde kullanmalıdır. İş sözleşmeleri de büyük çoğunlukla işveren tarafından önceden formüle edilmekte, işçi sözleşmenin içeriğinin düzenlenmesine katılamamaktadır. Dolayısıyla işveren, iş sözleşmesini tek taraflı olarak düzenlerken dürüstlük kuralına uygun davranmalı, işçinin haklı güvenine ve meşru menfaatlerine aykırı hareket etmemelidir. İş sözleşmesi ilk kez kurulurken olduğu gibi, iş ilişkisi içerisindeyken sözleşmede yapılan değişikliklerde ve iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirilmesinde de dürüstlük kuralı işverenin gücünü sınırlandırmada önemli bir araç olmaktadır. Çalışmamızda ilk olarak dürüstlük kuralı kavramı ve bu ilkenin tarihi gelişimi incelenmiş, dürüstlük kuralının iş hukukunda etkileri ele alınmıştır. Daha sonra ise dürüstlük kuralının iş sözleşmesinin kurulmasında ve sözleşmenin içeriğinin belirlenmesinde etkileri değerlendirilmiştir. Çalışmamızın son bölümünde, iş sözleşmesi kurulduktan sonraki aşamada sözleşmede yapılacak değişiklikler ile sözleşmenin tarafların anlaşmasıyla sona erdirilmesi ve iş sözleşmesi sona erdikten sonra etkisini gösterecek kayıtlar, dürüstlük kuralı ile ilişkili olarak incelenmiştir. Sonuç olarak iş sözleşmesi ilk kez kurulurken sözleşmenin içeriğinin belirlenmesine veya iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin içeriğinde meydana gelebilecek değişikliklere karşılık olarak, dürüstlük kuralı temelinde bir denetim yapılmasına ilişkin çözüm önerileri sunulmuştur.
Özet (Çeviri)
The good faith, which is a principle governing the entire legal life, also has an important place in labor law. The fact that the labor relationship gives rise to a mutual trust relationship and has the characteristics of a continuous debt relationship, as well as the fact that the employee is considered as the weaker party in the labor relationship increases the importance of the good faith in labor law. In labor law, good faith starts to show its effects before the establishment of the labor contract, and these effects continue even after the labor contract is terminated. Good faith has assumed important functions in private law throughout history. Especially in German law, it is recently accepted that one of the important functions of good faith is to impose a material limitation on the party autonomy. Over time, it has been observed that the freedom to determine the content of the contract in cases where one party constitutes the weaker party of the contract has been seen as a formal freedom, and therefore a tendency seeking material contractual justice has started. Good faith requires the content of the contract to remain within reasonable limits, especially in cases where the contract is unilaterally pre-arranged. In other words, if a party to the contract has the opportunity to unilaterally pre-arrange the contract, it should use this opportunity in accordance with the good faith. Labor contracts are mostly formulated in advance by the employer and the employee is not able to participate in the drafting of the content of the contract. Therefore, the employer must act in accordance with the good faith and not act against the justified trust and legitimate interests of the employee when unilaterally arranging the labor contract. The good faith is an important tool in limiting the power of the employer during the initial establishment of the labor contract, as well as in the amendments made to the contract during the labor relationship and in the termination of the labor contract by mutual rescission agreement. In our study, firstly, the concept of the rule of good faith and the historical development of this principle are examined, and the effects of the rule of good faith in labor law are discussed. Then, the effects of the good faith on the establishment of the labor contract and the determination of the content of the contract are evaluated. In the last part of our study, the amendments to be made to the contract at the stage after the establishment of the labor contract, the termination of the contract with the agreement of the parties and the records that will be effective after the termination of the labor contract are examined in relation to the good faith. As a result, solutions are proposed for the determination of the content of the labor contract during the initial establishment of the labor contract or for an audit on the basis of the good faith in response to the changes that may occur in the content of the contract while the labor relationship continues.
Benzer Tezler
- Kitle iletişim özgürlüğünün sınırı olarak Türk Hukukunda adil yargılanma hakkına karşı suçlar
The offences against the right to a fair trial in Turkish Law as the restriction of freedom of mass communication
DİLEK EKMEKÇİ
- Basın yoluyla kişilik haklarının ihlali ve bu ihlale karşı özel hukuk, ceza hukuku ve ihas koruması
By means of the press infringement of personality rights and against this infringement special law, criminal law and protection (guarnnteed) of the European convention on human rights
ÖMER FARUK TÜFEK
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
HukukKırıkkale ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. ALİ İHSAN ERDAĞ
- Çağdaş Suriye nesrinde siyasî hapishane edebiyatı üzerine eleştirel bir bakış
The literature of political prisons in contemporary Syrian prose analytical prepective
ABDOLGADER MOHAMED ALİ
Yüksek Lisans
Arapça
2014
Doğu Dilleri ve EdebiyatıSelçuk ÜniversitesiDoğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. FİKRET ARSLAN
- Ceza Muhakemesinde hukuka aykırı delillerin ispat değeri
Probative value of illegally obtained evidence in Criminal Procedure
YEŞİM YILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2013
HukukGalatasaray ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÜMİT KOCASAKAL