Geri Dön

Babillerin dini tarihi

Religious history of the Babylonists

  1. Tez No: 913856
  2. Yazar: AYŞE TÜRKMEN KÖKSAL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ABDULLAH ALTUNCU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Din, Religion
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kilis 7 Aralık Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 103

Özet

Babiller Mezopotamya'da varlık göstermiş olan bir uygarlıktır. Büyü, kehanet, tıp uygulamaları, tedavi yöntemleri, toplumsal ve kişisel hukuk kuralları, halk inanışları, tanrılara bakış açıları, mimari tarzları ve sanatı alanlarında Sümer ve Asurlardan etkilendiler. Bu etkilenmeden dolayı Babilleri incelerken Sümer ve Asurları bir kenara bırakmak doğru olmaz. Mezopotamya, Fırat ve Dicle nehirlerinin beslediği bölge olmasından dolayı tarımsal hayatı desteklemiş ve yerleşik hayata geçişi hızlandırdı. Bunun yanında birçok uygarlığa ev sahipliği yaptı. Bu uygarlıklar Mezopotamya'yı farklı isimlerle andı. Mısırlılar Naharina derken İslami dönemde Cezire olarak anıldı. Genel anlamda ise Mezopotamya terimini ifade etmek için Toroslardan Basra Körfezi'ne kadar uzanan iki ırmak arasında kalan coğrafi bölge olarak ifade edilir. Siyasi, coğrafi ve fiziki özelliklerine göre bölgelere ayrıldığını söyleyebiliriz. Mezopotamya'da ki uygarlıklar sırasıyla Sümer, Akad, Babil ve Asurlar olarak sıralanır. Bunlara ek olarak Amurru, Elam, Kas, Mitanni ve Aramiler bu bölgeye göç etmiştir. Tufan hadisesi Mezopotamya bölgesinde gerçekleşen hadiselerdendir. Tufan hadisesi Mezopotamya'da var olan tüm uygarlıklar için önemli bir yere sahiptir. Dini inançları ise Tanrının her şeye sahip olması temellidir. Bunun yanında Tanrılar panteonuna da sahiptirler. Toplumsal açıdan baktığımızda iş bölümünün olduğunu köle, köylü, inşaat ustası, zanaatkarlar, ticaret ve tarımla uğraşan toplumsal grupların varlığından söz edebiliriz. Babillerden önce var olan ve bilinen ilk uygarlık olmasıyla tanınan Sümerler de Ziggurat, site devleti olma, tarım ve ekonomisinin güçlü olması özellikleriyle tanınır. Kent devleti tapınak etrafında toplanmıştır. Tapınaklarına ise Ziggurat denilmektedir. Zigguratların yapım amacı ise gök ile yer arasındaki bağı kurmak içindir. Akadlar ile ilgili ise Sümerlerden oldukça etkilendiklerini fakat onlardan askeri teşkilatlanma ve merkezileşme hususunda daha iyi olduklarını söyleyebiliriz. Kökenleri hakkında net bilgi bulunmamakla beraber dine bakışa açılarının temelini, Tanrı adına tüm dünyayı yönetme, algılarından dolayı imparatorluk kurma istekleri baskındır. Mitolojide bahsi geçen sepet içinde nehre bırakılan çocuk hikayesi Akad Kralı Sargon'a aittir. Din anlayışlarında ise yeryüzünde ki her şeyin gökte de var olduğuna inanma yer alır. Sami kökenli olan Asurlar ise ilk kütüphaneye sahip olan uygarlıktır. Karum denen ticaret merkezleri, Anadolu ile ilişkileri, site devletler göze çarpmaktadır. Diğer uygarlıklarda olduğu gibi kurban sunuları, Tanrılar panteonu ve ayin gerçekleştirmeleri benzerlik gösterir. Bunlara ek olarak yöneticilerini Tanrılarının gücünün hükümdara yansıması olarak görmüşlerdir. Babiller tarihte ilk defa M.Ö. 3800 yıllarında varlığını gösterir. Bu dönemde küçük bir köy olan Babil M.Ö.2300-2400 yıllarında uygarlık olarak tarih sahnesinde yerini alır. Babil kelime kökeni olarak Tanrının kapısı, yaşam ormanı, kapı-Tanrı-mekân ve mükemmel ev gibi anlamlara gelir. Tarihçiler Babil için dünyanın kalbi ifadesini kullanmışlardır. Babiller Üçüncü Ur Hanedanı döneminde kent haline gelir. Sümer ve Akadlardan oldukça etkilendiler. Kendilerinden sonra Suriye, Filistin, Finike, Hititler ve Hurrileri etkilediler. Eski Babil, Orta Babil ve Yeni Babil dönemi olarak dönemler halinde incelenir. Eski Babil dönemi ile ilgili olarak kralları ile ilgili net bilgi yoktur. Mezopotamya'ya gelmeleri M.Ö.2000'li yıllarda Arabistan üzerinden olduğu düşünülmektedir. İlk krallarının bilinmemesine rağmen Hammurabi yönetimi tek elde toplayarak siyasi gücünü pekiştirmiştir. Bu dönem M.Ö.1900'lere denk gelmektedir. Hammurabi'nin yaptığı yeniliklerden ilk akla gelen kanunlarıdır fakat bunlara ek olarak iş bölümü yapması kendine bağlı şehirlere valiler ataması yaptığı yeniliklerdendir. Aynı zamanda orduyu kurmuş olması da dışardan gelebilecek tehditleri en aza indirmiştir. Orta Babil dönemine baktığımızda artık merkezi otoritenin korunamadığını dağ kavimlerinin Babil'e baş kaldırdığını söylemek yerinde olacaktır. Kassitlerin saldırıları bu dönemde Hammurabi'yi zorlar. Bu baş kaldırıdan sonra Babil eski gücüne kavuşamamıştır. Bu siyasi boşlukta Kassitler Babil'i işgal ederek Babil'in sahibi oldu. Babil'in yıkılışı tam anlamıyla Hitit kralı I.Murşili'nin Babil'i Fırat kenarına kadar sürgün etmesiyle son bulur. Bu siyasi boşluk yine Kassitlerin işine yaramış merkezi otoriteleri daha da güçlenmiştir. Yeni Babil(Kalde) dönemine baktığımızda bu dönemde az da olsa Babil tekrar güç kazanır. Sami kabilelerin göçü ile M.Ö.1000'de Mezopotamya'ya yeniden göç ettiler. Kurucuları Nabupolassardır. Bu dönem de dikkat çeken olaylardan biri II.Nabukadnezzar'ın Mısır bölgesine kadar işgalde bulunarak Yahudileri Babil'e sürgün etmesidir. Bu dönemde ünlü Asma Bahçeler yapılır. Buna ek olarak Babil'i ünlü yapan Surlarda vardır. Eski Ahit pasajlarında Babil'in İbranilerle temasta bulundukları geçmektedir. Babil'in tamamen tarih sahnesinden silinmesi Pers Kralı Kyros'un Babil'i işgal ederek topraklarına katmasından sonra gerçekleşmiştir. Babillerin din algılarında, hükümdarın Tanrıyı rahat ettirmesi yer alır. Hükümdar Tanrıyı rahat ettirmek için hükümdar olur. Eğer imparatorluğun, hükümdarın veya bireysel anlamda kişilerin başına bir iş gelirse bunun sebebi Tanrı'nın rahat ettirilmemiş olmasıdır. Din, Babillerin hayatlarının her noktasında var olmuştur. Dinin veya Tanrının nerdeyse her noktada olduğunu söylemek mümkündür. En önemli Tanrıları Marduk'tur. Marduk Babil için Koruyucu Tanrı'dır. Hammurabi ise yeryüzündeki vekili konumundadır. Marduk'tan detaylı olarak yedi tabletten oluşan Enuma Eliş'te bahsedilir. Enuma Eliş Gökyüzünde İken anlamına gelmektedir. Bu şiir Sümerlerin Yaradılış Destanı ile benzerlik gösterir. Konu olarak baktığımızda evrenin yaradılışı, kozmik savaşlar, insanların tanrıların hizmetçisi olduğu ve Marduk'un gücünden detaylıca bahsedilir. Bu şiir Babillerin Yeni Yıl Törenlerinde ve Kutsal Evlilik Törenlerinde baş rahip tarafından okunur. Babiller için ilk yaradılış tanrı kanıyla olmuştur. Bu yüzden insan aynı zamanda tanrısal özede sahiptir. İnsanların görevi tanrı için çalışarak onları rahat ettirmektir. Babillerin Tanrı tasavvurları seven, koruyan, kızan ve cezalandırma fiillerine sahip olan güç şeklindedir. Bu inanca ek olarak Tanrıya karşı saygı, sevgi, korku, teslimiyet duygusu mevcuttur. Tüm Mezopotamya'da olduğu gibi Babillerde de Tanrılar panteonu mevcuttur. İştar, Ea, Marduk, önemli tanrı ve tanrıçalardandır. Tanrılarının dişil ve eril özellikleri vardır. Tanrıları için heykel yapan Babiller bu heykelleri tanrıları hatırlatıcı hükmünde kullandılar. İnançlarının ana teması tanrıya tazim göstermek onun için hizmet etmektir. Kralı tanrının yeryüzünde ki hüküm sürücüsü olarak gördükleri için tapınakların kontrolü hükümdarlarda olurdu. Bu konunun en önemli örneği Hammurabi'dir. Hammurabi Tanrı Marduk için Babil'in Efendisi unvanını kullanarak devletin tanrısı olarak pekiştirdi. Tüm tanrıların gücü Marduk'ta toplandığı için Babil din merkezi haline gelir. Rahiplik makamının da Nippur'dan Babil'e geçmesiyle kent kutsal başkent sıfatını alır. Marduk için Esagila tapınağı yapılmıştır. Tapınak“Sonsuz gökyüzünün simgesi”anlamına gelmektedir. Bu tanrılara ek olarak Gök Tanrısı Anu, Işık ve Toprak Tanrısı Enlil, Derin Yeraltı Sularının Tanrısı Ea, Ay Tanrısı Sin, Zaman Tanrısı Ad ve Güneş Tanrısı Samas diğer tanrılarıdır. Babiller için günah, mükafat ve ceza din algıları ile şekillenir. Bu noktada tabii olarak ilk akla gelen Hammurabi Kanunlarıdır. Hammurabi Babil'e 43 yıl hükümdarlık yaptı. Vefatından 150 yıl sonra da kanunları kullanılmaya devam etmiştir. Kanunun yalnızca yazıcısı değil aynı zamanda davalara bakarak cezayı veren konumundadır. Kanun 282 madde ve üç bölümden oluşur. Kanunun başlangıç ve sonuç kısmında kamu hukukundan bahsedilirken orta kısımda ceza, yargı ve özel hukuktan bahsedilir. Mülkiyet hakkı, kölelik, aile hukuku, boşanma, zina, iş hukuku, ticaret hukukunu görmek mümkündür. Kanun Babil diliyle yazılmıştır. Babil toplumunda toplumsal sınıflanma olduğunu Kanuna bakarak görmek mümkündür. Kanunda üç sınıf insandan bahsedilmektedir. Özgür insanlar olan Awilu, halk, köylü veya yoksul olarak ifade edilen Mushkenu ve son olarak köle sınıf Wardular vardır. Bu gruplara ek olarak cezalarda rahibeler için koyulan kanunlar da detaylıca anlatılır. Babiller için ölümden sonraki hayat mevcuttur. Ölümsüzlüğün olduğuna inanmayan Babiller ölüleri için detaylı ritüeller yapardı. Bu ritüellerin amacı ölünün ölüler diyarında rahat etmesi içindir. Kişi öldüğünde bedeninden nefes çıkar buna İm/Rüzgâr denirdi. Cennet ve cehennem inancı olmadığı için vefat eden herkes kur olarak ifade edilen ve yeryüzünün altında bulunan yere giderdi. Cenaze törenlerinin önem arz etmesinin nedeni ölüler diyarında ruhun rahat ederek dirileri rahatsız etmesini engellemektir. Eğer tören tam anlamıyla yerine getirilmez ise ölü kişi diriler arasında gezer ve onları rahatsız ederdi. Ölen kişi toprağa konmadan önce yıkanır, yağlanır, kumaş veya hasırla sarılarak tabuta konur. Mezarına öte dünyada ki tanrılara sunması için sunaklar ve hediyeler bırakılır. Ölen kişi gömüldükten sonra kilden yapılmış boru ile toprağa sıvı dökme ayini yapılırdı. Ölen kişi yeraltına dünyasına geçer ve yedi kapıdan geçerek oraya varırdı. Babillerin bu törenle ilgili görevlileri vardır. Örneğin mezar kazıcılarına A-bi-a-gal, ritüeli yapan din görevlisine ise Sitadinanna olarak ifade edilmektedir. Bunlara ek olarak Babillerin ölülerini yaktıklarına da rastlanmıştır. Babillerin din görevliler vardır. Rahip ve rahibeler olarak ikiye ayrılmaktadır. Rahiplik sistemi babadan oğula geçmektedir. Ekonomik olarak tapınakta sunulan sunaktan faydalanırlar. Hammurabi Kanunlarıyla hakları koruma altındadır. Özgür vatandaş sınıfında olan rahipler tapınak görevlisi olarak da ifade edilir. Rahiplerin unutulmaya yüz tutmuş Sümer dilini çözmelerinden sonra halka şifreli dil bildiklerini ifade ettiler. Bu durum onların ayrıcalıklı olarak algılanmasına fayda sağladı. Eğitim dilleri Babil ve Akadcadır. Bu durumlara ek olarak astronomi ve astrolojiyle de ilgilendiler. Bu durumu kehanet söylemlerinde kullandılar. Kendilerine has giyim tarzları olduğu için onların rahip olduğu anlaşılırdı. Tapınaktaki görevleri ise Yeni Yıl Törenlerinde ve Kutsal Evlilik Törenlerinde belirli görevleri yerine getirmek ve Enuma Eliş okumaktır. Bunlara ek olarak günah çıkarma, adakları yerine getirme, kişinin tövbesinde yanında bulunma ve duaları gelen kişiye tekrar ettirmektir. Rahibeler ise Hammurabi Kanunları ile hakları korunmuştur. Sal. zikrum, entum, şugitum, qadiştum, kulmaşitum ve naditum olarak sınıflara ayrılırlar. Her sınıfın ayrı görevleri mevcuttur. Bu şekilde sınıfsal unvan almaları onların hukuksal olarak da ayrı hakları ve cezaları mevcuttur. Tapınak ve devlete bağlıdırlar. Bazıları çocuk sahibi olabilip evlenirken bazıları evlenemez çocuk yapamaz. Baş rahip görevi olan rahibe sınıfı fa mevcuttur. Kutsal Evlilik Törenlerinde görev alırlardı. Bu ek olarak doğum yapan annelerin yanında bulunur dadılık yaparlardı. Babillerin tapınakları göksel ayinlerin yapıldığı gökyüzü sembolü Zigguratlardır. Zigguratlar yeryüzünün göbeği, göğe yolculuk, göğün direği, göklerin yolu anlamına gelmektedir. Tapınak yapımında kerpiç kullanılmıştır. Bu tapınak Babil Kulesi olarak ifade edilir. 7 kattan oluşan kule göklere erişecek kadar yüksek olarak ifade edilmektedir. Şehit bu tapınağın diğer adıyla kulenin etrafında şekillenir. Yanında küçük tapınaklar ve eğitim kurumları vardır. Şehirde tapınağın etrafında kurulurdur. Tapınaklar devlete bağlıdır. Giderleri halk ve krallık tarafından karşılanırdı. Tapınakta ibadet, din eğitimi, adaklar ve sunaklar, kurban ibadetleri yerine getirilirdi. Aynı zamanda devlet gelirleri de tapınakta kayıt altına alınırdı. Babiller için tüm törenler büyük önem arz etmektedir. Örneğin cenaze törenleri için görevlileri vardır. Bunlar mezar kazıcıları, ritüeli yerine getiren din görevlisi ve ağıt yakması için görevli kişiler mevcuttur. Cenaze törenleri ölen kişinin ölüler diyarında rahat etmesi için yapılırdır. Bu törenin amacı ölülerin dirileri rahatsız etmemesi içindir. Yeni Yıl Töreni ise bahar dönemine denk gelen zamanda yapılan bizlerdeki Nevruza benzeyen bayramlardır. Bu bayram 12 gün sürmektedir. Akuti olarak ifade edilir. Bu süre boyunca dünyalık hiçbir işle meşgul olunmaz Tanrılar ve onların dünyası ile ilgilenilirdi. Törenin amacı baharın gelişi ve insanların yaradılış serüvenini hatırlayarak anmaktır. Tören sonunda tanrılar ve ataların adına kurban kesilirdi. Sonrasında kralın da katıldığı yemek yenirdi. Yemeğe katılanların hükümdardan memnun oldukları beğendikleri anlamını taşırdı. Bu da Tanrının hükümdardan memnun kalması için önemlidir. Bu tören bazı dönemlerde kutlanmamıştır. Örneğin hükümdarın seferde olduğu veya başkentte bulunmadı dönemler bu konuya örnektir. Yeni Yıl Töreninin 12.gününde Kutsal Evlilik töreni yapılırdı. Bu törende rahibe ve Kral beraber olurdu. Bu durum Tanrı Tammuz ile Tanrıça İştar'ın beraberliğini temsil etmektedir. Babiller için büyü ve kehanet hastalık habercisi de olabilir bir hastalığın şifası içinde kullanılabilirdi. Büyük afetler, doğaüstü olay olarak kabul edilirdi. Veya bir kişinin başına kötü bir geldiğinde bunun işlediği günahtan olduğu düşünülürdü. Demon denen kötücül ruhlar kişilere hastalık bulaştırabilirdi. Kişiler hasta ise kimya ve simya arasında teknikler kullanılarak tedavi edilirdi. Özel taşlar, okunması gereken dualar, büyülü sözler, tılsımlar ve efsunlar mevcuttur. Büyü yapılırken muhakkak Marduk'tan bahsedilir, övülür ve yardım istenirdi. Büyü de Surpu denen yakma işlemi de uygulanır. Rüyaların yorumlanması kâhinler için önemlidir. Devletin geleceği veya alınan kararların hayırlı olup olmadığı bu kehanetler sonucu karara bağlanırdı. Havanın durumu, doğal afetler, yıldızların konumu, gezegenlerin konumu, ay tutulmaları ve karaciğer görünüş kehaneti önemli kehanetlerindendir. Babiller astronomik gözlem yapar ve rapor tutardı. Bu raporlar krala sunulurdu. Bu raporlar sonucunda kararlar alınırdı. Her şeyin göksel ifadesi vardır tanımından hareketle gezegenler incelendi. Takvimin oluşturulması ve sayı sistemi Babiller dönemindedir. Her bir gezegenin tanrısı veya tanrıçası mevcuttur. Bu gezegenleri belirli tanrı veya tanrıça yönetir. Gözlem yapmanın mümkün olmadığı günlerde geçmiş dönemin raporlarına bakılırdı. Astronominin yanında metalurji de önemli bir yer edinmiştir. Örneğin lacivert taşı Babiller için önem arz etmektedir. Bu taş Ay Tanrısı Sin'i temsil etmektedir. Ay gezegeni de erdemliliği temsil etmektedir.

Özet (Çeviri)

Babylonians are a civilization that existed in Mesopotamia. They were influenced by Sumerians and Assyrians in the fields of magic, divination, medical practices, treatment methods, social and personal law rules, folk beliefs, perspectives on gods, architectural styles and art. Because of this influence, it would not be right to leave Sumer and Assyria aside while examining the Babylonians. Since Mesopotamia is the region fed by the Euphrates and Tigris rivers, it supported agricultural life and accelerated the transition to settled life, hosting many civilizations. These civilizations referred to Mesopotamia with different names. While the Egyptians called it Naharina, it was called Cezire in the Islamic period. In general terms, to express the term Mesopotamia, it is the geographical region between two rivers extending from the Taurus Mountains to the Persian Gulf. We can say that it is divided into regions according to its political, geographical and physical characteristics. Mesopotamia is listed as Sumer, Akkad, Babylon and Assyria respectively. In addition to these, Amurru, Elam, Kas, Mitanni and Arameans migrated to this region. The Flood event is one of the events that took place in the Mesopotamia region. The Flood event has an important place for all civilizations existing in Mesopotamia. Religious beliefs are based on God's ownership of everything. In addition, they also have a pantheon of Gods. When we look at it from a social perspective, we see the division of labor: slaves, peasants, construction masters, craftsmen, groups engaged in trade and agriculture. The Sumerians, who existed before the Babylonians and are known for being the first known civilization, are also known for their Ziggurat, being a city state, and having a strong agriculture and economy. The city state was centered around the temple. Their temples are called Ziggurat. The purpose of construction of ziggurats is to establish the connection between the sky and the earth. Regarding the Akkadians, we can say that they were greatly influenced by the Sumerians, but they were better than them in terms of military organization and centralization. Although there is no clear information about their origins, the basis of their view of religion is their desire to rule the whole world in the name of God and to establish an empire due to their perception. The story of a child left in a river in a basket mentioned in mythology belongs to the Akkadian King Sargon. Their understanding of religion includes the belief that everything on earth also exists in the sky. Assyrians, who are of Semitic origin, are the first civilization to have a library. The trade centers called Karum, their relations with Anatolia, and the city states stand out. As in other civilizations, sacrificial offerings, pantheon of Gods and rituals are similar. In addition, they saw their rulers as reflections of the power of their God. Historians have called Babylon the heart of the world. Babylonians for the first time in history B.C. It dates back to 3800 years ago. During this period, Babylon, a small village, took its place on the stage of history as a civilization in 2300-2400 BC. The origin of the word Babylon means the door of God, the forest of life, door-God-place and the perfect house. Babylonia became a city during the Third Dynasty of Ur. They were greatly influenced by Sumer and Akkadians. After them, they influenced Syria, Palestine, Phoenicia, Hittites and Hurrians. It is examined in periods as Old Babylon, Middle Babylon and New Babylon. There is no clear information about the kings of the Old Babylonian period. It is thought that they came to Mesopotamia via Arabia in the 2000s BC. Although the first kings are unknown, Hammurabi consolidated his political power by concentrating the government in one hand. This period corresponds to 1900 BC. Among the innovations made by Hammurabi, the first thing that comes to mind is his laws, but in addition to these, his division of labor and the appointment of governors to the cities under his control are among his innovations. At the same time, the fact that he established the army minimized the threats that could come from outside. When we look at the Middle Babylonian period, it would be appropriate to say that the central authority could no longer be maintained and the mountain tribes rebelled against Babylon. The attacks of the Kassites put a strain on Hammurabi during this period. After this rebellion, Babylon could not regain its former power. In this political vacuum, the Kassites invaded Babylon and became the owners of Babylon. The fall of Babylon literally saw the Hittite king Mursili I exile Babylon to the banks of the Euphrates. This political gap also benefited the Kassites and their central authority was strengthened. When we look at the Neo-Babylonian (Chaldean) period, Babylon gains power again, albeit to a lesser extent. With the migration of Semitic tribes, they migrated to Mesopotamia again in 1000 BC. Its founders are Nabupolassar. One of the remarkable events of this period was that Nebuchadnezzar II invaded the Egyptian region and exiled the Jews to Babylon. The famous Hanging Gardens were built during this period. In addition, there are the Walls that make Babylon famous. It is mentioned in Old Testament passages that Babylon had contact with the Hebrews. Babylon was completely erased from the stage of history after the Persian King Cyrus invaded Babylon and annexed it to his territory. The Babylonians' perception of religion included the ruler making God comfortable. The ruler becomes a ruler to make God comfortable. If something happens to the empire, the ruler, or individual people, it is because God was not given peace. Religion existed in every aspect of the Babylonians' lives. It is possible to say that religion or God is present at almost every point. Their most important God is Marduk. Marduk is the Protector God for Babylon. Hammurabi is his representative on earth. Marduk is mentioned in detail in the Enuma Elish, which consists of seven tablets. Enuma Eliş means While in Your Sky. This poem is similar to the Sumerian Epic of Creation. When we look at the subject, the creation of the universe, cosmic wars, humans being servants of the gods and the power of Marduk are mentioned in detail. This poem is recited by the high priest during Babylonian New Year Ceremonies and Sacred Marriage Ceremonies. For the Babylonians, the first creation occurred with the blood of God. That's why man also has a divine essence. The duty of people is to make them comfortable by working for God. The Babylonian conception of God has the verbs of loving, protecting, angry and punishing. In addition to this belief, there is a feeling of respect, love, fear and submission to God. There is a pantheon of Gods in Babylon, as in all of Mesopotamia. Ishtar, Ea, Marduk are important gods and goddesses. Their gods have feminine and masculine characteristics. Babylonians, who made statues for their gods, used these statues as reminders of the gods. The main theme of their beliefs is to respect God and serve Him. Since they saw the king as God's ruler on earth, the rulers had control of the temples. The most important example of this issue is Hammurabi. Hammurabi consolidated himself as the god of the state by using the title Lord of Babylon for God Marduk. Babylon becomes the center of religion because the power of all the gods is concentrated in Marduk. With the transfer of the priesthood from Nippur to Babylon, the city became the sacred capital. The Esagila temple was built for Marduk. The temple means“Symbol of the endless sky”. In addition to these gods, other gods are Sky God Anu, Light and Earth God Enlil, God of Deep Underground Waters Ea, Moon God Sin, Time God Ad and Sun God Samas. For the Babylonians, sin, reward and punishment are shaped by religious perceptions. At this point, the first thing that naturally comes to mind is the Code of Hammurabi. Hammurabi ruled Babylon for 43 years. His laws continued to be used 150 years after his death. He is not only the scribe of the law but also the one who judges the cases and gives the punishment. The law consists of 282 articles and three sections. While public law is mentioned in the beginning and conclusion parts of the law, criminal, judicial and private law are mentioned in the middle part. It is possible to see property rights, slavery, family law, divorce, adultery, labor law and commercial law as topics. The law was written in Babylonian language. It is possible to see that there was social classification in Babylonian society by looking at the Law. Three classes of people are mentioned in the law. There are the Awilu, who are free people, the Mushkenu, who are referred to as commoners, peasants or the poor, and finally the Wardu, the slave class. In addition to these groups, the laws imposed on nuns are also explained in detail in the punishments. For the Babylonians, life after death existed. Babylonians, who did not believe in immortality, performed elaborate rituals for their dead. The purpose of these rituals is to make the dead feel comfortable in the land of the dead. When a person dies, breath comes out of his body and this is called Im / Wind. Since there was no belief in heaven and hell, everyone who died would go to the place under the earth, which is referred to as kur. The reason why funeral ceremonies are important is to prevent the soul from resting in the land of the dead and disturbing the living. If the ceremony was not performed properly, the dead person would wander among the living and disturb them. Before the deceased is placed in the ground, he is washed, oiled, wrapped in cloth or wicker and placed in the coffin. Altars and gifts are left on his grave for him to offer to the gods in the afterlife. After the deceased was buried, a ritual of pouring liquid into the ground through a clay pipe was performed. The deceased would go to the underworld and arrive there through seven gates. Babylonians have officials responsible for this ceremony. For example, grave diggers are referred to as A-bi-a-gal, and the priest who performs the ritual is referred to as Sitadinanna. In addition, it has been observed that the Babylonians burned their dead. Babylonians have religious officials. They are divided into two groups: priests and nuns. The priesthood system is passed from father to son. They benefit economically from the altar offered in the temple. Their rights are protected by the Code of Hammurabi. Priests who are free citizens are also referred to as temple officials. After the priests deciphered the nearly forgotten Sumerian language, they told the public that they knew the coded language. This situation helped them to be perceived as privileged. The languages of instruction are Babylonian and Akkadian. In addition to these situations, they were also interested in astronomy and astrology. They used this situation in their prophetic discourses. It was understood that they were priests because they had their own unique clothing style. Their duties in the temple are to perform certain duties and recite Enuma Elish during New Year's Ceremonies and Sacred Marriage Ceremonies. In addition to these, confessing, fulfilling vows, being with the person in repentance and having the person repeat the prayers. Nuns' rights were protected by the Code of Hammurabi. Shawl. They are divided into classes as zikrum, entum, shugitum, qadiştum, kulmaşitum and naditum. Each class has separate tasks. In this way, they have separate legal rights and penalties for receiving class titles. They are affiliated with the temple and the state. While some can have children and get married, some cannot marry and have children. There is a class of priestesses who hold the position of high priest. They took part in Sacred Marriage Ceremonies. In addition, they would be with mothers giving birth and act as nannies. Babylonian temples are Ziggurats, symbols of the sky, where celestial rites were performed. Ziggurats mean the navel of the earth, journey to the sky, the pillar of the sky, the way of the heavens. Adobe was used in temple construction. This temple is referred to as the Tower of Babel. The tower, consisting of 7 floors, is said to be high enough to reach the skies. The martyr is shaped around the tower, also known as this temple. There are small temples and educational institutions next to it. It is built around the temple in the city. Temples are affiliated with the state. Its expenses were covered by the people and the kingdom. Worship, religious education, votive offerings and altars, and sacrifices were performed in the temple. At the same time, state revenues were recorded in the temple. All ceremonies are of great importance to the Babylonians. For example, they have attendants for funeral ceremonies. These include grave diggers, the religious official who performs the ritual, and the people assigned to lament. Funeral ceremonies are performed to ensure that the deceased feels comfortable in the land of the dead. The purpose of this ceremony is to prevent the dead from disturbing the living. The New Year Ceremony is a holiday similar to our New Year's Eve, held in the spring. This festival lasts 12 days. It is expressed as Akuti. During this time, no worldly work was done, but the gods and their world were taken care of. The purpose of the ceremony is to commemorate the arrival of spring and the creation adventure of humans. At the end of the ceremony, sacrifices were made in the name of the gods and ancestors. Afterwards, a meal was eaten with the participation of the king. It meant that those who attended the meal were pleased with the ruler and liked him. This is important for God to be pleased with the ruler. This ceremony was not celebrated in some periods. For example, periods when the ruler is on a trip or is not in the capital are examples of this issue. The Holy Marriage ceremony was held on the 12th day of the New Year Ceremony. The priestess and the King would be together in this ceremony. This situation represents the unity of God Tammuz and Goddess Ishtar. For the Babylonians, magic and divination could either herald disease or be used to cure a disease. Major disasters were considered supernatural events. Or, when something bad happened to a person, it was thought to be due to the sin he committed. Evil spirits called demons could infect people with diseases. If people were sick, they were treated using techniques between chemistry and alchemy. There are special stones, prayers to be read, incantations, talismans and enchantments. While the spell was being cast, Marduk would definitely be mentioned, praised and asked for help. The burning process called Surpu is also applied in the spell. Interpretation of dreams is important for soothsayers. The future of the state or whether the decisions taken were beneficial or not were decided as a result of these prophecies. Weather conditions, natural disasters, position of stars, position of planets, lunar eclipses and liver aspect prediction are among the important prophecies. Babylonians made astronomical observations and kept reports. These reports were presented to the king. Decisions were made as a result of these reports. Planets were examined based on the definition that everything has a celestial expression. The creation of the calendar and the number system dates back to the Babylonian period. Each planet has a god or goddess. This god or goddess rules these planets. In the days when it was not possible to make observations, the reports of the past period were looked at. Besides astronomy, metallurgy also has an important place. For example, lapis lazuli is important to the Babylonians. This stone represents the Moon God Sin. The planet Moon also represents virtue.

Benzer Tezler

  1. Kenanilerden Roma hakimiyetine kadar Eski Çağ'da Kudüs

    Jerusalem in Prehistory from the Canaanites to Roman domination

    SEMA SEZER EMRE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    TarihFırat Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YÜKSEL ARSLANTAŞ

  2. Teodosios Hanedanı'nda Kadın Banilerin etkinlikleri

    Activities of the Female Founders of Theodosian Dynasty

    SEYDA HİLAL ERBİLGİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Sanat TarihiHacettepe Üniversitesi

    Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. M. SACİT PEKAK

  3. Bizans el yazmalarında bağışın/ bağışçının/ baniliğin/ banilerin izleri

    Traces of donation/ donor/ patronage/ patrons in Byzantine manuscripts

    BERNA KILIÇ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Sanat TarihiAnadolu Üniversitesi

    Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZELİHA DEMİREL GÖKALP

  4. Bizans uygarlığında kadın baniler (4-6. yüzyıllar arası)

    Female patrons in the Byzantine civilization (4-6. centuries)

    AYŞE FINDIK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Sanat TarihiMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLGÜN KÖROĞLU

  5. Sivas ilçelerinde bulunan tescilli camilerin ahşap ve kalem işleri tezyinatının değerlendirilmesi (Akıncılar-Altınyayla-Gemerek-GürünKangal-Şarkışla-Ulaş-Yıldızeli)

    Evaluation of the wooden and camera decoration of registered mosques located in si̇vas districts (akincilar-Altinyayla-Gemerek-GürünKangal-Singing-Ulaş-Yildizeli̇)

    NURHAN ARSLAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    DinSivas Cumhuriyet Üniversitesi

    İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ BERA KEMİKLİ TEMUR