Geri Dön

Utilization of methanol as transition fuel in power generation

Elektrik üretiminde geçiş yakıtı olarak metanolün kullanımı

  1. Tez No: 921994
  2. Yazar: ALTUĞ KAĞAN YALMAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. YASİN ARSLANOĞLU, DR. ÖĞR. ÜYESİ BULUT OZAN CEYLAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Denizcilik, Marine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Deniz Ulaştırma Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Deniz Ulaştırma Mühendisliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 109

Özet

2050 yılına kadar karbon emisyonlarının önemli ölçüde azaltılması, küresel çevresel sürdürülebilirlik hedeflerinin temel unsurlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) ve diğer düzenleyici kuruluşlar, sera gazı (GHG) emisyonlarını azaltmak için daha katı politikalar ve düzenlemeler uygulamakta, bu da enerji sektöründe daha temiz ve düşük karbonlu yakıtlara geçişi zorunlu kılmaktadır. Enerji üretiminde kullanılan fosil yakıtların yüksek emisyon seviyeleri ve giderek artan çevresel maliyetleri nedeniyle alternatif yakıtların benimsenmesi, hem ekonomik hem de çevresel açıdan büyük bir gereklilik hâline gelmiştir. LNG, özellikle son yıllarda enerji üretimi ve denizcilik sektörlerinde popüler bir geçiş yakıtı olarak kabul edilirken, operasyonel zorluklar, altyapı gereksinimleri ve fiyat değişkenliği gibi faktörler, metanol gibi diğer alternatiflerin değerlendirilmesini gündeme getirmiştir. Bu çalışmada, 440 MW kapasiteli bir yüzer enerji santraline ait operasyonel veriler kullanılarak, metanol ve LNG'nin çevresel etkileri, işletme giderleri (OPEX) ve dönüşüm maliyetleri açısından kapsamlı bir karşılaştırmalı analizi yapılmıştır. Çalışma kapsamında, her iki yakıtın çevresel maliyeti, operasyonel verimliliği, yakıt tüketimi, dönüşüm gereksinimleri ve uzun vadeli ekonomik sürdürülebilirliği değerlendirilmiştir. LNG'nin çevresel avantajlar sunduğu bilinmekle birlikte, yüksek sermaye harcamaları (CAPEX) ve özel altyapı gereksinimleri gibi maliyet unsurları, LNG kullanımını sınırlayan en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Buna karşılık, metanol, sıvı halde ve atmosferik ve ortam koşullarında depolanabilmesi, mevcut yakıt sistemlerine entegrasyon kolaylığı ve daha düşük yatırım maliyetleri ile dikkat çekmektedir. Çalışmada, emisyon envanterleri ve çevresel maliyetler, emisyonların sosyal maliyetleri üzerinden hesaplanarak belirlenmiştir. Buna ek olarak, yakıt fiyatlarının dalgalanma aralıkları, gemi tiplerine göre yakıtların taşıma maliyetlerinin etkileri dikkate alınarak modelleme yapılmıştır. Yakıt değişimi için gerekli olan teknolojik dönüşümün maliyetleri hesaplanırken, makine modifikasyonları, depolama sistemleri, yeni yakıt ikmal altyapıları ve bakım gereksinimleri gibi faktörler göz önünde bulundurulmuştur. LNG'nin kullanımı için gerekli olan özel tip LNG tankerleri ve FSRU gibi pahalı altyapılar, yatırım maliyetlerini artıran unsurlar olarak değerlendirilmiştir. Monte Carlo simülasyonları, yakıt fiyatlarındaki belirsizliklerin yatırım kararları üzerindeki etkilerini ölçmek amacıyla uygulanmış ve farklı faiz oranları ile analizler gerçekleştirilmiştir. Yapılan simülasyonlar üç farklı operasyon profili (peak, orta yük ve baz yük) için değerlendirilmiş olup, %5, %8 ve %10 indirim oranlarıyla uzun vadeli ekonomik senaryolar üretilmiştir. Simülasyon sonuçlarına göre, yalnızca yakıt maliyetleri göz önüne alındığında, LNG ve metanol negatif NPV değerleri vermektedir, çünkü hâlihazırda en düşük maliyetli yakıt HFO'dur. Ancak çevresel faydaların finansal olarak dahil edilmesi durumunda, her iki alternatif de yatırım açısından daha uygulanabilir hâle gelmektedir. Metanolün çevresel ve ekonomik performansının LNG ile kıyaslanması sonucunda, her iki yakıtın da kendine özgü avantaj ve dezavantajları olduğu görülmüştür. LNG, daha düşük emisyon seviyeleri sayesinde çevresel açıdan avantaj sağlarken, operasyonel maliyetlerin yüksek olması ve tedarik zinciri bağımlılığı gibi zorluklar, LNG kullanımının sınırlamalarını ortaya koymaktadır. Metanol ise düşük karbonlu bir seçenek olarak, özellikle sermaye gereksinimlerinin daha düşük olması, daha esnek tedarik süreçlerine sahip olması ve yakıt depolama entegrasyonunun daha kolay olması nedeniyle, LNG'ye kıyasla daha erişilebilir bir seçenek olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar, metanolün özellikle küçük ölçekli enerji santralleri ve değişken operasyon profilleri için umut verici bir geçiş yakıtı olabileceğini göstermektedir. LNG, çevresel performansı nedeniyle daha avantajlı bir seçenek olarak görülse de, metanolün daha düşük yatırım maliyetleri ve daha az altyapı gereksinimi, bu yakıtın ekonomik açıdan daha uygulanabilir bir alternatif olarak değerlendirilmesine olanak tanımaktadır. Çevresel düzenlemeler ve karbon vergileri gibi faktörlerin gelecekte daha sıkı hâle gelmesi, metanol ve diğer düşük karbonlu alternatiflerin daha cazip hâle gelmesini sağlayabilir. Gelecekte yapılacak çalışmalar, farklı operasyonel gereksinimlere sahip enerji santralleri için metanol ve LNG'nin uzun vadeli ekonomik ve çevresel etkilerini daha kapsamlı şekilde analiz etmeye odaklanabilir. Özellikle biometanol ve e-metanol gibi karbon nötr yakıtların ticarileşme potansiyeli, metanolün sürdürülebilir enerji sistemlerindeki rolünü daha da önemli hâle getirebilir. Yenilenebilir enerji ile üretilen sentetik yakıtların enerji piyasalarında nasıl bir konuma sahip olabileceği, gelecekteki araştırmalar için kritik bir konu olarak öne çıkmaktadır. Sonuç olarak, bu çalışma, metanolün sürdürülebilir enerjiye geçiş sürecinde önemli bir rol oynayabileceğini ortaya koymaktadır. LNG ile kıyaslandığında, metanolün düşük maliyetli entegrasyonu ve yakıt tedarikinde daha fazla esneklik sunması, onu enerji üretiminde önemli bir alternatif hâline getirmektedir. Operasyonel olarak peaker olarak çalışan düşük kapasiteli enerji santrallerinde metanolün yakıt olarak kullanılması LNG'ye kıyasla daha rahat entegre edilecektir. Küresel emisyon hedeflerine ulaşma yolunda, metanol ve LNG gibi düşük karbonlu yakıtların kullanımı, enerji sektörünün gelecekteki dönüşüm süreçlerini şekillendirecek anahtar faktörlerden biri olacaktır. Bu çalışmanın devamında, yeni elde edilecek operasyonel veriler ile daha kapsamlı ve detaylı analizler yapılabilir. Sektörde yeterli sayıda örnek bulunmadığı için, gelecekteki gelişmeler doğrultusunda gerçekleştirilecek yeni çalışmalar, metanolün enerji üretimindeki potansiyelini daha net bir şekilde ortaya koyacak ve daha optimize sonuçlar elde edilmesine katkı sağlayacaktır.

Özet (Çeviri)

The global effort to achieve the 2050 emission targets, including those established by the International Maritime Organization (IMO), has necessitated the development of cleaner and more sustainable energy solutions. While Liquefied Natural Gas (LNG) is widely regarded as a key transitional fuel, this study examines methanol as an alternative with the potential to contribute to the energy transition. Using operational data from a 440 MW floating power plant running on Heavy Fuel Oil (HFO), this research evaluates methanol's viability compared to LNG, focusing on environmental impact, operational expenditures (OPEX), and conversion costs. The analysis involves calculating emission inventories, environmental costs (quantified as the social cost of emissions), operational expenditures, fuel costs, and the capital expenditure (CAPEX) required for conversion to both methanol and LNG. Monte Carlo simulations are employed to address uncertainties, particularly fuel price fluctuations, and to evaluate the Net Present Value (NPV) of conversion investments. Two perspectives are considered: one incorporating environmental benefits as income, and the other focusing on fuel cost savings. These evaluations are performed across three operational profiles—peaker, mid-merit, and baseload—using discount rates of 5%, 8%, and 10%. The results demonstrate that methanol presents a feasible and flexible option for transitioning away from HFO, particularly for smaller-scale power plants and those operating with intermittent profiles. While LNG achieves slightly better environmental performance due to its lower emissions, methanol's advantages include lower CAPEX requirements, simpler storage integration, and more stable pricing. Unlike LNG, methanol does not require specialized infrastructure, such as Floating Storage and Regasification Units (FSRUs), which significantly reduces its implementation complexity and costs. Monte Carlo simulations indicate that both methanol and LNG yield negative NPVs when fuel cost savings alone are considered, as HFO remains the lowest-cost fuel in direct economic terms. However, when environmental benefits are incorporated, both methanol and LNG become viable investments, with methanol offering a more balanced approach to reducing emissions while maintaining economic feasibility. This study presents that methanol is a promising transitional fuel, particularly for power plants with lower capacities or peaker operational profiles. Its combination of reduced emissions, lower infrastructure costs, and adaptability positions it as a practical solution in the global transition toward sustainable and environmentally conscious power generation. Following this study, more comprehensive and detailed analyses can be conducted with newly obtained operational data. Since there are limited examples in the industry, future studies conducted in light of new developments will shed further light on the potential of methanol in power generation and contribute to obtaining more optimized and reliable results.

Benzer Tezler

  1. Bir yakıt pili-ısı makinesi hibrit sisteminin modellenmesi

    Modelling a fuel cell-heat engine hybrid system

    OSMAN SİNAN SÜSLÜ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Enerjiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Enerji Bilim ve Teknoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İPEK BECERİK

  2. Experimental analysis of inkjet printed multi metal oxide photoelectrodes for water splitting applications

    Su ayrıştırma uygulamaları için mürekkep püskürtme baskılı çoklu metal oksit fotoelektrotların deneysel analizi

    GÜLSÜM EFSUN TEKNECİ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2020

    Enerjiİzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

    Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ENGİN KARABUDAK

    DR. ÖĞR. ÜYESİ UMUT ADEM

  3. Denizcilik eğitiminde karbonsuzlaştırma bilgi durumunun değerlendirilmesi: Bir eğitim modülünün etkililik sınaması

    Bridging the knowledge gap: Evaluating the impact of decarbonization training in maritime education

    BATURAY ÖZDEMİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Denizcilikİstanbul Teknik Üniversitesi

    Deniz Ulaştırma Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BURAK ZİNCİR

  4. Utilization of graphene and MoS2 for volatile organic compound sensor applications

    Grafen ve MoS2'nin uçucu organik gaz sensörü uygulamaları için kullanılması

    TUNA DURAN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Fizik ve Fizik Mühendisliğiİzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

    Kimya Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ONUR BÜYÜKÇAKIR

    PROF. DR. HASAN ŞAHİN

  5. Transition of Turkey's energy sector in the context of circular economy and European Union's Green Deal

    Türkiye'de enerji sektörünün döngüsel ekonomi ve Avrupa Birliği Yeşil Mütabakatı bağlamında dönüşümü

    MUJEEB BABATUNDE ADETAYO

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Kimya MühendisliğiMarmara Üniversitesi

    Kimya Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. BERRİN KURŞUN

    PROF. DR. GÖKÇEN ALEV ÇİFTÇİOĞLU