Atipik hemolitik üremik sendrom tanılı hastalarda genotip ve fenotip karşılaştırılması
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 925519
- Danışmanlar: DOÇ. DR. GÜLŞAH KAYA AKSOY
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: hemolitik üremik sendrom, pediyatrik nefroloji, akut böbrek yetmezliği, kompleman gen mutasyonu, hemolytic uremic syndrome, pediatric nephrology, acute kidney failure, complement gene mutation
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 92
Özet
Bu çalışmada, HÜS tanısı alan çocuk hastalarda saptanan kompleman yolağı ile ilişkili genetik mutasyonların belirlenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, mutasyon varlığı olan ve olmayan hastaların klinik, laboratuvar ve tedavi özelliklerinin karşılaştırılması, genetik mutasyon tipinin hastalık progresyonu ve renal sağkalım üzerindeki etkisinin incelenmesi hedeflenmiştir. Bu çalışmaya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji kliniğinde 18 yaşından önce HÜS tanısı alan ve düzenli izlenen; kompleman mutasyonları açısından genetik analiz yapılan hastalar dahil edildi. HÜS tanısı olan 48 hastanın dosyaları geriye dönük tarandı. Hasta dosyaları taranarak; cinsiyet, şikayetlerin başlama yaşı, şikayetlerin başlama zamanı başvuru anındaki laboratuvar bulguları, klinik seyir, komorbid hastalık varlığı ,soygeçmiş özellikleri ,semptom öncesi eşlik eden enfeksiyon durumu, kan transfüzyon durumu (ES,TDT,PLT), diyaliz ve plazmaferez uygulanma durumu, eculizumab alıp/almadığı, eculizumab uygulanma aralığı ve değişim aralığı, değişim anındaki laboratuvar değerleri, genetik mutasyon varlığı ve transplantasyon durumları, son kontroldeki laboratuvar değerleri kaydedildi. Çalışmaya katılan 48 hastanın 27'si (%56,2) kız, 21'i (%43,8) i erkekti. Kliniğimize başvuru yaşı ortanca değeri 1,86 (IQR: 1,03-4,29) yıldı. Hastaların tanı sonrası izlem süresi ortanca 3,79 yıl (IQR:1,41-7,89), tüm hastaların prodromal süresi ortanca değeri 4 gündür (IQR: 2-5). HÜS tanısı öncesinde hastaların 42'sinde (%87,5) enfeksiyon bulgusu mevcut.Hastaların en sık başvuru şikâyetlerine bakıldığında 41'i oligüri (%85,4), 38'i (%79,2) GİS tutulumu ve 14'ü (%29,2) SSS bulgularıyla başvurdu. HÜS tanısı alan ve genetik inceleme yapılan hastaların 35'inde (%72,9) bir veya birden fazla gende değişim saptandı. En sık değişim gösteren gen CFH (%53)'dır. Diğer gen değişim sıralaması CFB (%14), CFI (%8)'dir. Çalışmada değerlendirilen hastaların 2'si hariç tamamına (%95,8) TDP infüzyonu yapıldı. ES verilen hasta sayısı 40 (%83,3 ), plt verilen hasta sayısı 10 (%23,3) tür. Plazma değişimi yapılan hastalar ile yapılmayan hastaların tanı yaşı, başvuru Hb, trombosit ve LDH değerleri arasında fark yoktu. Hastaların 37'sine (%77,1) eculizumab tedavisi verilmiştir. Tanı sonrası eculizumab uygulama zamanı ortanca değeri 6 gündür (IQR:5,0-8,0). Eculizumab tedavisi verilen 37 hastanın izlemde 24'ünde kompleman ile ilişkili genetik değişim olduğu gözlendi. Eculizumab uygulanmayan 11 hastanın 8'inde genetik değişim olduğu gözlendi. Hastaların 33'üne (%68,8) diyaliz yapılmış olup bu hastaların 25'ine (%75,8) HD, 8'ine (%24,2) PD uygulanmıştır. Sekiz hastada (%16,6) böbrek fonksiyonlarında düzelme gözlenmedi ve bu hastalardan 7'sine izlemde böbrek nakli uygulandı. İlk HÜS tanısı sırasında eculizumab tedavisi başlanan 7 hastanın (%18,9) izleminde eculizumab tedavisi sonlandırıldı. Bu hastalardan birisinde DGKE geninde birleşik heterozigot mutasyon varlığı saptandı. Eculizumab tedavisi altında yanıt alınan ve izleme devam edilen hastalardan 22'sinde (%59,4) izlemde doz aralığı uzatıldı. Eculizumab tedavi aralığı uzatılan hastaların ortanca tanı yaşı 2,04 (0,96-5,35) /yıl ve %45,5'i erkekti. Ayrıca bu hastalardan 4'ü böbrek nakli sonrası eculizumab tedavi almaktaydı. Tedavi başlangıcı ile ilk doz aralığı değişimi arasında geçen süre ortanca 12,2 (IQR:5,0-20,7) aydı. Eculizumab önerilen dozda devam eden 8 hasta mevcuttu. 8 hastanın 3'ü böbrek nakli sonrası eculizumab tedavisi almaktaydı. Önerilen dozda eculizumaba devam edilen hastaların 4'ünün genetik analizinde herhangi bir değişim gözlenmedi. 8 hastanın hiçbirinde relaps gözlenmedi. Klinik izlemde yoğun bakım ihtiyacı olan 16 hasta (%33,3) olup çalışmaya katılan hastalardan izlem süresinde 3 hasta (%6,3) exitus olmuştur. Exitus sebepleri arasında solunum sıkıntısı, kardiyak yetmezlik yer almaktadır. Hemolitik üremik sendrom çocukluk yaş grubunda sık görülen trombotik mikroanjiyopatidir. Başvuru anındaki laboratuvar bulguları ve kompleman genlerinde saptanan mutasyon varlığı hastalığın seyri açısından yol gösterici olabilir. Tanı anında saptanan serum kreatinin değeri genetik değişimi olan hasta grubunda olmayanlara göre daha yüksek saptandı (3,31 ± 2,21 vs 2,22 ± 0,9, p=0.0099). Bununla birlikte ortalama C3 düzeyi, C3 düzeyi düşük hasta oranı ve LDH düzeyleri iki grup arasında benzerdi. Eculizumab tedavisinin aHÜS vakalarında etkin olduğu görülmüştür. Plazma değişim yapılan hastalar ile yapılmayan hastaların tanı yaşı, başvuru Hb, trombosit ve LDH değerleri arasında fark bulunmamıştır.
Özet (Çeviri)
This study aims to identify genetic mutations associated with the complement pathway in pediatric patients diagnosed with Hemolytic Uremic Syndrome (HUS). Furthermore, it seeks to compare the clinical, laboratory, and treatment characteristics of patients with and without mutations, and to investigate the impact of the type of genetic mutation on disease progression and renal survival. This study included patients diagnosed with Hemolytic Uremic Syndrome (HUS) before the age of 18 and regularly followed at the Pediatric Nephrology Clinic of Akdeniz University School of Medicine, who underwent genetic analysis for complement mutations. The medical records of 48 patients diagnosed with HUS were retrospectively reviewed. The following data were collected from the patient files: gender, age at onset of symptoms, time of symptom onset, laboratory findings at the time of presentation, clinical course, presence of comorbid conditions, family history, history of infections prior to symptom onset, blood transfusion status (e.g. ES, TDT, PLT), dialysis and plasmapheresis treatment status, use of eculizumab, the frequency and intervals of eculizumab administration, laboratory values at the time of treatment, presence of genetic mutations, transplantation status, and laboratory values at the most recent follow-up. Of the 48 patients included in the study, 27 (56.2%) were female and 21 (43.8%) were male. The median age at presentation to our clinic was 1.86 years (IQR: 1.03-4.29). The average follow-up duration after diagnosis was 3.79 years (IQR: 1.41-7.89), and the median prodromal period for all patients was 4 days (IQR: 2-5). Prior to the diagnosis of HUS, 42 patients (87.5%) had infection-related symptoms. The most common presenting complaints were oliguria in 41 patients (85.4%), gastrointestinal system involvement in 38 patients (79.2%), and central nervous system symptoms in 14 patients (29.2%). Among the patients diagnosed with HUS and subjected to genetic analysis, 35 (72.9%) had one or more genetic mutations. The most frequently mutated gene was CFH (53%), followed by CFB (14%) and CFI (8%). With the exception of two patients, all the patients (95.8%) received TDP infusion. Forty patients (83.3%) received ES, and 10 patients (23.3%) received platelet transfusions. There was no significant difference between patients who underwent plasma exchange and those who did not in terms of age at diagnosis, hemoglobin, platelet, and LDH values at presentation. Thirty-seven patients (77.1%) were treated with eculizumab. The median time to initiate eculizumab treatment after diagnosis was 6 days (IQR: 5.0-8.0). Among the 37 patients who received eculizumab, complement-related genetic mutations were observed in 24 patients during follow-up. In the 11 patients who did not receive eculizumab, genetic mutations were observed in 8. Dialysis was performed in 33 patients (68.8%), with 25 (75.8%) receiving hemodialysis and 8 (24.2%) receiving peritoneal dialysis. In 8 patients (16.6%), no improvement in renal function was observed, and 7 of these patients underwent kidney transplantation during follow-up. Among the 7 patients (18.9 %) who started eculizumab treatment at the time of initial HUS diagnosis, eculizumab treatment was discontinued during follow-up. One of these patients had a compound heterozygous mutation in the DGKE gene. In patients who responded to eculizumab and continued to be monitored, the dosing interval was extended in 22 patients (59.4%). The median age at diagnosis for these patients was 2.04 years (IQR: 0.96-5.35), and 45.5% were male. Additionally, 4 of these patients were receiving eculizumab treatment after kidney transplantation. The median time between the initiation of treatment and the first dose interval change was 12.2 months (IQR: 5.0-20.7). There were 8 patients who continued eculizumab at the recommended dose. Of these 8 patients, 3 were receiving eculizumab treatment after kidney transplantation. No genetic mutations were observed in the genetic analysis of 4 patients who continued eculizumab at the recommended dose. None of the 8 patients experienced a relapse. Sixteen patients (33.3%) required intensive care during clinical follow-up, and 3 patients (6.3%) died during the follow-up period. Causes of death included respiratory distress and cardiac failure. Hemolytic Uremic Syndrome (HUS) is a common thrombotic microangiopathy in the pediatric age group. The laboratory findings at the time of presentation and the presence of mutations in complement genes may be indicative of the disease course. At the time of diagnosis, the serum creatinine levels were higher in the patient group with genetic mutations compared to those without (3.31 ± 2.21 vs 2.22 ± 0.9, p = 0.0099). However, the average C3 levels, the proportion of patients with low C3 levels, and the LDH levels were similar between the two groups. Eculizumab treatment has been shown to be effective in cases of atypical HUS. No significant differences were found between patients who underwent plasma exchange and those who did not regarding age at diagnosis, hemoglobin, platelet, and LDH values at presentation.
Benzer Tezler
- Hemolitik üremik sendromlu hastaların retrospektif ve prospektif analizi, renal rezerv fonksiyonlarının ve tipik hemolitik üremik sendrom gelişimi ile mangan düzeyi arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
The retrospective and prospective analysis and the evaluation of the renal functional reserve in the hemolytic uremic syndrome and evaluation of the relationship between the development of typical hemolytic uremic syndrome and serum manganese level
GAMZE ÇİFÇİBAŞI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıKaradeniz Teknik ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ELİF BAHAT ÖZDOĞAN
- İç hastalıkları servisimizde mikroanjiopatik hemolitik anemi tanısı ile yatırılarak takip ettiğimiz hastaların retrospektif analizi
Retrospective analysis of patients who we followed with the diagnosis of microangiopathic hemolithic anemia in our internal diseases service
DENİZ İNCAMAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
HematolojiSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖMÜR TABAK
- İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi hematoloji kliniğine trombotik mikroanjiopati ile başvuran hastaların etyolojisinin retrospektif değerlendirilmesi ve plazma değişiminin tedavideki rolü
The retrospective evaluation of etyology of the patients with thrombotic microanjopathy and the role in plasma variation in treatment in Turkey faculty of Medicine Turgut Özal Medical center hematology
EMİNE HİDAYET
Tıpta Uzmanlık
İngilizce
2018
Hematolojiİnönü Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET ALİ ERKURT
- Nüks potansiyeli yüksek hastalıklara bağlı son dönem böbrekhastalıklarında böbrek nakli sonuçları değerlendirilmesi
Evaluation of kidney transplant outcomes in end-stage renal diseases associated with high risk of recurrence
BERKE HAN ORHAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
NefrolojiAkdeniz Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. VURAL TANER YILMAZ
- Hemolitik üremik sendromlu pediatrik hastaların klinik ve laboratuvar bulgularının akut ve uzun dönem sonuçları üzerine etkisi
Başlık çevirisi yok
NESLİHAN AKYOL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıOndokuz Mayıs ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HÜLYA NALÇACIOĞLU