Critique of sameness: Metacities' urban character
Aynılığın eleştirisi: Metakentlerin kentsel karakteri
- Tez No: 926526
- Danışmanlar: DOÇ. DR. SEDEF ÖZÇELİK
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mimarlık, Architecture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Gebze Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 281
Özet
Küreselleşmeye bağlı olarak, dünyanın farklı lokasyonlarında yer almasına rağmen birbirlerine benzemeye başlayan kent karakterleri ortaya çıkmıştır. Dünya kentleri olgusu, ortaya çıkan ortak bir küresel kent karakterini de beraberinde getirmektedir. Şehirler yerel kentsel kimliklerden uzaklaşarak küreselleşmiş bir kentsel kimliğe doğru yönelmiş ve bunun sonucunda benzer estetik ve özelliklere sahip şehirler ortaya çıkmıştır. Bu durum kentlerin özgünlüğünü kaybetmesine yol açmıştır. Çalışmanın genel amacı, metakentlerde küreselleşmenin etkisiyle ortaya çıkan aynılaşma ilişkilerini ve sonuçlarını belirleyerek, bu durumun kentsel karakteri oluşturan temel morfolojik unsurlar üzerindeki etkisini incelemektir. Kent karakteri, bir kentin yaşanmış dünya geçmişinin bir sonucu olarak zaman içinde oluşan mimari terminojileri tarafından belirlenen genel kent estetik ve atmosfer ilişkilerini ifade eder. Endüstrileşme, kentleşme ve küreselleşme kapsamında 19. yüzyılın sonundan günümüze kadar büyük bir değişim geçiren kentler kendileri arasında bir hiyeralşi oluşturmuştur. Küreselleşme ile gelişen kentler, demografik açıdan büyüklüklerine bağlı olaraktan metakent, megakent, metropol, major city, city, town, village ve hamlet olmak üzere ayrılmaktadır. Kent hiyeralşisinde yirmi milyon nüfusun üzerinde yer alan dünya'nın en büyük kentleri olarak tanımlanan metakenlerin kent karakterleri arasında kurmuş oldukları benzerlik ilişkileri daha kuvvetli gözükmektedir. Metakentlerin globalleşmeye dayalı aynılaşması, kent karakterinin morfolojik bileşenleri olan kent coğrafyası, kent patterni ve kent silüeti üzerinden incelenmektedir. Kentlerin bu morfolojik bileşenleri de alt parametereler yardımıyla anlaşılabilmektedir. Bu morfolojik öğeler, kentsel peyzaj, kentsel arazi kullanımı, bina blok türleri, kentsel yayılma, kentsel aydınlatma, silüet profilleri, kentsel simge yapılar, gece manzarası, materyalite ve tektonik gibi alt parametreler üzerinden anlaşılmaktadır. Çalışmada 2024 yılında metakent tanımıyla eşleşen Tokyo, Delhi, Shanghai, Dhaka, Sao Paulo, Cairo, Mexico, Beijing ve Mumbai incelenmektedir. Metakentlerin küresel ölçekte aynılaşması, kentler arası görülen rekabet ilişkileri, kentlerin prestij veya branding mekanları oluşturması, özgün kimliklerini kaybetmeleri gibi konularla ilişkilendirilmektedir. Global mimari kurgunun oluşumunda farklı lokasyonlarda yer alan metakentler arasındaki ilişkiler, kent karakterine etki eden aktörler ve rolleri üzerinden de araştırılmaktadır. Küreselleşmiş bir mimari etkileşimin kentin ihtiyaçlarını nasıl etkilediğini ve bunlardan nasıl etkilendiğini tam olarak anlamak için bu araştırma, politik ve ekonomik faktörler tarafından yönlendirilen planlama koşullarının şehirlerin karakteri üzerindeki etkisini incelemelidir. Bu nedenle çalışma, mimari malzemeden yola çıkarak metakentleri şekillendiren aktörleri ve karar vericileri analiz etmektedir. Metodolojik yaklaşım, araştırmanın ana sorusu ve yardımcı sorularını kapsayan bir bağlamda bu 9 metakentin kent karakterlerinin morfolojik parametreleri üzerinden incelenmektedir ve incelemeyi yaparken yorumlayıcı tarihsel niteliksel yaklaşım yöntemini kullanmaktadır. Çalışma 9 adımdan oluşan taktiklerle, mimari materyaller üzerinden mimari ve görsel bir okuma belgelemeyi hedeflemektedir. Görsel materyallerden elde edilen analizler ile 9 metakentin kentin coğrafyası, patterni ve silüeti incelenerek elde edilen çıktılar kavramlaştırarak kentler arasındaki aynılaşma ilişkileri incelenmektedir. Global kent aynılaşması tartışması üzerinden kentlerin özgün kent karakterine ulaşmanın yolları araştırılmış ve ilerideki çalışmalarda kullanılanacak veriler tespit edilmiştir.
Özet (Çeviri)
Urban characters that initiate to resemble one another despite being located in different parts of the world due to globalisation. The concept of world cities has brought about a shared global urban character. Cities have moved away from their local urban identities toward a globalised identity, resulting in cities with similar aesthetics and features. This change has led to a loss of urban uniqueness. The primary aim of this study is to identify the relationships and consequences of sameness driven by globalisation in metacities and examine its impact on the morphological components of urban character. Urban character refers to the general aesthetic and atmospheric relationships of the urban area, which are shaped by the architectural terminologies that have developed over time as a result of historical experience. Since the late 19th century, cities have undergone significant changes due to industrialisation, urbanisation, and globalisation, establishing a hierarchy among themselves. Urban areas influenced by globalisation are categorised based on their demographic size as metacities, megacities, metropolises, major cities, cities, towns, villages, and hamlets. Among these, metacities, defined as the world's largest cities with populations exceeding 20 million, show stronger similarities in their urban characters. The sameness of metacities driven by globalisation is analysed through the morphological components of urban character: urban geography, urban patterns, and urban silhouettes. These morphological elements are understood through sub-parameters such as urban landscape, urban land use, types of building blocks, urban sprawl, urban light, skyline profiles, urban landmarks, nightscape, materiality and tectonics. The study examines nine metacities in 2024—Tokyo, Delhi, Shanghai, Dhaka, São Paulo, Cairo, Mexico City, Beijing, and Mumbai. The global sameness of metacities is linked to factors such as intercity competition, the creation of prestige or branding spaces, and the loss of unique identities. Relationships among metacities in different locations are explored in terms of the actors and roles that influence urban character within the framework of global architectural identity. To fully understand how globalised architectural interaction affects and is affected by urban needs, the study investigates the impact of planning conditions, driven by political and economic factors, on urban character. Consequently, the research analyses the actors and decision-makers shaping metacities, starting from architectural materials. The methodological approach employs an interpretive historical qualitative method to examine the morphological parameters of urban character in these nine metacities, addressing the main research question and its sub-questions. Using a 9-step strategy, the study documents architectural and visual analyses of these cities through architectural materials. The findings from the analysis of visual materials are used to conceptualise the sameness relationships among the cities by examining their geography, patterns, and silhouettes. By addressing the debate on global urban sameness, the study explores pathways for achieving unique urban characters and identifies data for use in future research.
Benzer Tezler
- Emmanuel Levinas'ta insan olma ve sorumluluk ilişkisi
Relation of being a human and responsibility in Emmanuel Levinas
ÖZLEM AKKAYA
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Felsefeİzmir Katip Çelebi ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUHSİN AKBAŞ
- Erken alman romantikleri ve deleuze bağlamında öznenin yersizyurtsuzlaşması
Deterritorialization of the subject in the context of early german romantics and deleuze
ÖMER FARUK ATEŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2025
FelsefeBursa Uludağ ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KASİM KÜÇÜKALP
- A critique of everyday life through Chungking Express and a case study on İstanbul
Chungking Express üzerinden gündelik yaşamın kritiği ve İstanbul üzerine bir uyarlama
ECE ÜÇOLUK
- Emmanuel Levinas'ın felsefesinde ontoloji ve etik ilişkisi
The relationship between ontology and ethics in Emmanuel Levinas' philosophy
RUMEYSA AKMAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
FelsefeMarmara ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı
DOÇ. DR. HÜMEYRA ÖZTURAN
- Color-blindness in Rawls's theory of justice
Rawls'un adalet teorisinde renk körlüğü
EMİNE NAZ OKTAY
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
Felsefeİhsan Doğramacı Bilkent ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SANDRINE BERGES