Geri Dön

40 yaş üstü bekar kadınların 'Evlenmeyi tercih etmemeleri üzerine literatür araştırması'

Literature research on single women over 40 years of age not choosing to marry

  1. Tez No: 933863
  2. Yazar: SEÇİL KARAMAN
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ BURCU GÜDÜCÜ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Sosyal Hizmet, Social Work
  6. Anahtar Kelimeler: Aile, Kadın, Erkek, Evlilik, İlişki, Family, Marriage, Woman, Man, Relationship
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Aydın Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Aile Danışmanlığı Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Aile Danışmanlığı Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 103

Özet

Aile fiziksel, sosyal, duygusal, ekonomik ihtiyaçların karşılandığı en küçük ortak platformdur. Bu sebeple toplumların sosyal, kültürel, ekonomik, gelişim, değişim, dönüşüm süreçleri aile yapısına yansımaktadır. Aile; evlenme olgunluğuna gelen bir kadın bir erkeğin yasal bir sözleşme olarak tanımlanabilen evlilik akdiyle bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. Tarih boyunca aile kavramı, üyelerinin sayısı ve ilişki kurma şekillerine göre, çeşitli şekillerde (çekirdek aile, geniş aile, tek ebeveynli aile) tanımlanmıştır. Evlenme olgunluğuna gelen birey için önemli bir yeterlilik belirteci olan evlilik, kişilere yeni hak ve sorumluluklar eklediğinden, birtakım değişiklere yol açmaktadır. Kadın eş olmak, anne olmak, erkek eş olmak, baba olmak ve bunların devamında toplumun evli çiftten beklentileri, evli çiftin topluma katacağı sosyal sorumlulukları gerçekleştirirken, diğer taraftan da bireysel fizyolojik, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamaları beklenir. Bu karşılıklı çok yönlü beklentiler değişen toplumsal yapıda, hızlı teknolojik gelişmelerin yaşandığı, ekonomik ve sosyal yapının hızla değiştiği dolayısıyla iletişim ve yaşam şekillerinin değiştiği, başta metropoller olmak üzere evlilik ve aile kavramından beklentilerin de değişime uğradığı gözlemlenmektedir. Günümüzde evlilikle birlikte kişilerin üstlenmiş olduğu sorumluluklar, değişen benlik algısı ve bireysel ihtiyaçların kişilerin hayatlarında daha geniş yer tutması, yaşanan ekonomik belirsizlikler, işsizlik, genç yetişkinlerin planladıkları hedefleri gerçekleştirmelerindeki zorluk ve yaşanan hayal kırıklıkları genç yetişkinlerin evlilik ve aile kurumuna bakış açısını esnettiği, çeşitli sosyal, duygusal ve ekonomik sebeplerle uzun sürmeyen evlilikler neticesinde oluşan olumsuz yaşam deneyimlerinin genç yetişkin kadın ve erkeklerin evliliği risk içeren bir yapı olarak değerlendirmelerine ortam sağladığını düşündürmektedir. Bireylerin kendi sınırlarını sosyal risklerden koruma çabası, konfor alanlarını genişletme isteği evlenmeyi tercih etmeyen bekar genç yetişkin nüfusun artmasına neden olmuştur. Toplumda onaylanan yüceltilen aile kavramı, önemini korumaya devam etmesine rağmen, hayatını devam ettirmek için evlilik bağına ihtiyaç duymayan, bir yetişkin nüfusun görünür olmasını sağlamıştır. Yoğun çalışma yaşamı, dijital komünikasyonun hayatlarımızın bir parçası haline gelmesi ve bireyselliği destekleyen çeşitli uygulamalar, yaşam tarzlarını, sosyal ilişki ve seçimleri de bireysellikten yana kullanarak bekarlık kavramını yüceltmeye başlamıştır. Bekarlık aile kavramının yerine geçmeye aday olma yolunda iken, toplumsal alanda bir yetersizlik, eksiklik yahut kusur olarak yorumlanmaya devam etmektedir. Çalışma kapsamında, evlilik olgunluğuna erişmiş genç yetişkin kadınların (40 yaş üstü) evliliği tercih etmeme nedenleri araştırılarak, evlilik kurumuna bakış açısının geçmişte evliliğin sıklıkla tercih edilebilir olduğu düşünülürse, zaman içinde nasıl bir değişim gösterdiği, geniş perspektifte değerlendirilerek, bunun toplumsal yapıya etkilerinin de yorumlanabilmesi amaçlanmaktadır.

Özet (Çeviri)

The family is the smallest unit in which physical, social, emotional, and economic needs are met. Therefore, the social, cultural, economic, developmental, and transformative processes of societies are reflected in family structures. A family is formed when a woman and a man of marriageable age enter into a legally recognized marriage contract. Throughout history, the concept of family has been defined in various forms—such as the nuclear family, extended family, and single-parent family—based on the number of members and the nature of their relationships. Marriage, which is an important indicator of maturity for individuals of marriageable age, brings new rights and responsibilities. As a result, it often initiates significant changes in individuals' lives. Becoming a wife or mother, a husband or father, and responding to societal expectations placed upon married couples requires them to fulfill not only collective social responsibilities but also their individual physiological, emotional, and social needs. These complex and mutual expectations have been reshaped within the rapidly evolving social structure. Accelerated technological developments, shifting economic and social dynamics, and transformations in communication styles and lifestyles—especially in metropolitan areas—have significantly altered perceptions and expectations surrounding marriage and family. Today, the growing emphasis on individual identity and needs, economic uncertainty, unemployment, the difficulty young adults face in achieving their personal goals, and frequent disappointments have contributed to a more flexible and hesitant approach toward marriage. Negative life experiences resulting from short-lived marriages—often caused by social, emotional, and economic reasons—have led many young women and men to view marriage as a risk-prone institution. This desire to protect personal boundaries and expand comfort zones has resulted in a growing number of young adults choosing to remain single. Although the institution of family still holds an esteemed and valued place in society, an increasing portion of the adult population is opting for lifestyles that do not rely on marital bonds. The demanding nature of professional life, the integration of digital communication into daily routines, and the popularity of individual-centered living have contributed to the normalization—and even glorification—of singlehood. While singlehood is gradually emerging as a potential alternative to the traditional family structure, it continues to be perceived as a deficiency or shortcoming within broader social discourse. This study aims to explore the reasons why middle-aged women (aged 40 and above) who have reached marital maturity choose not to marry. It also seeks to assess how their perception of marriage has evolved over time—particularly in contrast to past periods when marriage was more frequently preferred—and to analyze the broader implications of this shift within the context of societal transformation.

Benzer Tezler

  1. Sosyal görünüş kaygısının yeme tutumları ile ilişkisinin cinsiyet açısından incelenmesi

    Examination of the relationship between the anxiety of outlooking features and eating attitudies by means of gender perspectives

    KÜBRA MUTLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    PsikolojiBeykent Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET KEREM DOKSAT

  2. Meme kanserli kadınların birinci derece akrabalarının meme kanseri risk düzeyleri ve tarama davranışlarının belirlenmesi

    Determination of breast cancer risk levels and screening behaviors of first degree relations of women with breast cancer

    GÖNÜL SARIOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    HemşirelikSivas Cumhuriyet Üniversitesi

    Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MERYEM YILMAZ

  3. Antalya il merkezinde yaşayan üreme çağındaki kadınların kombine oral kontraseptifler konusundaki bilgi, tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi

    Evaluation of knowledge, attitudes and behaviors of women of reproductive age living in Antalya city center on combined oral contraceptives

    HALİME ÇİM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Aile HekimliğiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    UZMAN ZEYNEP AŞIK

  4. Farklı fakültelerdeki üniversite öğrencilerinde ortoreksiya nervoza görülme sıklığı ile yeme tutum davranışları ve beden algısı arasındaki ilişkinin incelenmesi

    The investigation of the relationship between eating attitude behaviors and body image in orthorexia nervosa in university students in different faculties

    ABDURRAHİM ZARİFOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Beslenme ve DiyetetikHasan Kalyoncu Üniversitesi

    Beslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı

    DR. AYŞE ÜNLÜ

  5. 50-69 yaş arası kadınların jinekolojik muayeneye gitmeye yönelik görüş ve tutumları

    Opinions and attitudes of 50-69 years old women to go to gynecological examination

    ELİF CAN SÖZER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kadın Hastalıkları ve DoğumUfuk Üniversitesi

    Hemşirelik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLCİHAN AKKUZU