Geri Dön

Malign melanomlu hastalarda serum SFRP2 ve VEGF değerlerinin bakılması ve metastazlarda rolunun değerlendirilmesi

Determination of serum SFRP2 and VEGF levels in patients with malignant melanoma and evaluation of their role in metastases

  1. Tez No: 938457
  2. Yazar: AYTAN POLAT
  3. Danışmanlar: PROF. DR. IŞIL KARAARSLAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Dermatoloji, Dermatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 100

Özet

GİRİŞ VE AMAÇ Malign melanom (MM), melanositik hücrelerden kaynaklanan, invaziv büyüme ve erken metastaz potansiyeli olan agresif bir deri tümörüdür. Kutanöz melanom deri, lenf düğümleri, deri altı dokular, akciğerler, karaciğer, kemik, beyin ve iç organlar dahil olmak üzere herhangi bir organa metastaz yapabilir. Melanomlu kişilerde hayatta kalma oranları, tanı anındaki hastalığın evresine bağlı olduğundan, erken teşhis, hasta sonuçlarını iyileştirmek ve hayat kurtarmak için çok önemlidir. Anjiyogenezin tümör metastazı için kritik olduğu düşünülmektedir. Bevacizumab gibi antikorlar kullanılarak anjiyogenezin inhibe edilmesinin, melanom hastasının hayatta kalması üzerinde çok az etkisi olmuştur. Bu ilaçların melanom hastalarında genel sağkalım üzerindeki klinik etkisinin sınırlı olması VEGF'nin anjiyogenezi modüle eden tek faktör olmayabileceğini düşündürmektedir. Yapılan çalışmada, yaşlanma sırasında VEGF sinyalinin azaldığı ve yaşlı hastalarda anjiyogenezi agresif bir şekilde yönlendiren bir faktör olan SFRP2'nin VEGF'nin yerini aldığı gösterilmiştir. Tümör modellerinde, SFRP2'nin pro-anjiyogenik etkisi, toksisite meydana gelmeden SFRP2'yi hedefleyen antikorlar tarafından önlenebilir. Tümör anjiyogenezi, tümörijenez ve metastaz oluşumunda önemli bir süreç olduğundan, SFRP2 gibi spesifik tümör endotelyal belirteçleri, kanser karşıtı tedaviler için büyük umut vaat etmektedir. Bu çalışmada, Dermato-Onkoloji biriminde takip edilen kemoterapi veya immünoterapi, radyoterapi almamış melanom hastalarımızda, serum SFRP2 ve VEGF düzeylerinin bakılması, bir biyobelirteç olarak kullanılıp kullanılamayacağının ve metastazlarda rolü olup olmadığının değerlendirilmesi planlanmıştır. Bunun sonucunda, gelecekte kanser karşıtı tedavilere katkıda bulunmak amaçlanmıştır. MATERYAL VE METOD Araştırmamıza, Şubat 2023-Mart 2024 tarihleri arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Dermato-Onkoloji Birimi'ne başvuran 74 melanom hastası ve kontrol grubu olarak 27 sağlıklı gönüllü dahil edildi. Melanom tanısı almış ve araştırmaya katılmaya uygun bulunan hastalara ve sağlıklı gönüllülere, gerekli bilgiler verilerek ve prosedüre uygun bir şekilde“Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur Formu”imzalatıldı. Gönüllülerin olurları alındıktan sonra SFRP2 ve VEGF analizleri için alınan bir jelli tüp kan örneği, EÜTF Klinik Biyokimya laboratuvarına gönderildi. Örnek, laboratuvarda bekletilmeden santrifüj edildi ve elde edilen serum iki aliquota ayrılarak SFRP 2 ve VEGF çalışma gününe kadar -80°C'de saklandı. Toplanan örneklerde, serum SFRP 2 ve VEGF, enzim bağlı immün assay (Enzyme-Linked ImmunoSorbent Assay, ELISA) yöntemi ile ticari olarak elde edilen kitlerle üreticilerinin talimatlarına göre EÜTF Klinik Biyokimya BD Laboratuvarı'nda bir defada çalışıldı. BULGULAR Çalışmamızda MM hastalarının %41,6'sı erkek, %58,4'ü kadındı. MM en fazla ekstremite yerleşimliydi (%37,8). En fazla görülen alt tip yüzeyel yayılan melanomdu (%55,4). Hasta grubunda ortalama yaş 56 iken, kontrol grubunda 44 idi. MM ve kontrol grupları arasında cinsiyet dağılımı açısından anlamlı farklılık yoktu (p>0,05). Hasta grubu ile kontrol grubu arasında SFRP2 ve VEGF düzeyleri açısından anlamlı farklılık izlendi. Hasta grubunda SFRP2 ve VEGF düzeyleri kontrol grubuna göre daha düşüktü (p0,05). MM grubunda lokal (evre 1 ve 2) ve metastatik (evre 3 ve 4) gruplar arasında SFRP2 ve VEGF düzeyleri karşılaştırıldığında, SFRP2 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulundu (p0,05). MM grubunda cinsiyetlere göre SFRP2 ve VEGF düzeyleri açısından anlamlı farklılık yoktu (p>0,05). Ayrıca, kutanöz ve diğer MM alt tipleri arasında SFRP2 ve VEGF düzeyleri açısından anlamlı farklılık yoktu (p>0,05). MM yerleşim yerlerine göre SFRP2 ve VEGF düzeyleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p>0,05). SONUÇ Çalışmamız bulguları sağlıklı ve melanomlu kişilerde SFRP2 ve VEGF düzeylerinin birbirleriyle korele olduğunu ve cinsiyetler arasında benzerlik gösterdiğini desteklemiştir. Hasta grubunda SFRP2 ve VEGF seviyeleri kontrol grubundan daha düşük bulunmuştur. Bu hasta grubunun yaş ortalamasının kontrol grubundan daha yüksek olması nedeniyle olmuş olabilir. Ayrıca MM gelişiminde bu proteinlerin azalmasının da rol oynayabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca lokal ve metastatik grup arasında VEGF düzeyleri açısından anlamlı farklılığın gösterilememiş olması VEGF'in metastaz gelişiminde belirgin rol oynamayabileceğini düşündürmektedir. Metastatik grupta lokal hastalığa göre SFRP2'nin anlamlı olarak daha düşük olması SFRP2'nin düşüklüğünün metastaz gelişiminde rol oynayabileceğini düşündürmektedir. Ancak SFRP2'nin rolünün netleşmesi için daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. Çalışma bulgularımız VEGF'i hedef alan tedavilerin MM metastazını önlemede çok etkin olamayabileceğini de akla getirmektedir. Anahtar Kelimeler; Melanom, Vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF), Salgılanan kıvrılmış ilgili protein 2 ( SFRP2 )

Özet (Çeviri)

INTRODUCTION Malignant melanoma (MM) is an aggressive skin tumor originating from melanocytic cells with the potential for invasive growth and early metastasis. Cutaneous melanoma can metastasize to any organ, including skin, lymph nodes, subcutaneous tissues, lungs, liver, bone, brain, and internal organs. Survival rates in individuals with melanoma depend on the stage of the disease at the time of diagnosis; therefore, early diagnosis is crucial for improving patient outcomes and saving lives. Angiogenesis is thought to be critical for tumor metastasis. Inhibiting angiogenesis using antibodies such as bevacizumab had little effect on melanoma patient survival. The limited clinical effect of these drugs on overall survival in melanoma patients suggests that VEGF may not be the only factor modulating angiogenesis. The study showed that VEGF signaling decreases during aging and that SFRP2, a factor that aggressively directs angiogenesis in elderly patients, replaces VEGF. In tumor models, the pro-angiogenic effect of SFRP2 can be prevented by antibodies targeting SFRP2 before toxicity occurs. Since tumor angiogenesis is an important process in tumorigenesis and metastasis formation, specific tumor endothelial markers such as SFRP2 hold great promise for anti-cancer therapies. In this study, it was planned to measure serum SFRP2 and VEGF levels in our melanoma patients who were followed up in the Dermato-Oncology unit and did not receive chemotherapy, immunotherapy or radiotherapy, and to evaluate whether they can be used as a biomarker and whether they have a role in metastases. As a result, it is aimed to contribute to anti-cancer treatments in the future. MATERIAL AND METHODS Our research included 74 melanoma patients who applied to the Dermato-Oncology Unit of the Ege University Faculty of Medicine Hospital, Department of Skin and Venereology, between February 2023 and March 2024, and 27 healthy volunteers as a control group. Patients diagnosed with melanoma and eligible to participate in the study, as well as healthy volunteers, were given the necessary information and signed the“Informed Volunteer Consent Form”in accordance with the procedure. After the volunteers' consent was obtained, a gel tube blood sample taken for SFRP 2 and VEGF analyzes was sent to the EUTF Clinical Biochemistry laboratory. The sample was centrifuged without waiting in the laboratory, and the resulting serum was divided into two aliquots and SFRP 2 and VEGF were stored at -80°C until the day of the study. In the collected samples, serum SFRP 2 and VEGF were studied at once in the EUTF Clinical Biochemistry BD Laboratory with commercially obtained kits using the enzyme-linked immunoassay (ELISA) method, according to the manufacturers' instructions. FINDINGS In our study, 41.6% of MM patients were male and 58.4% were female. MM was most commonly located in the extremities (37.8%). The most common subtype was superficial spreading melanoma (55.4%). The mean age in the patient group was 56, while it was 44 in the control group. There was no significant difference in gender distribution between the MM and control groups (p>0.05). A significant difference was observed between the patient group and the control group in terms of SFRP2 and VEGF levels. SFRP2 and VEGF levels were lower in the patient group than in the control group (p0.05). When SFRP2 and VEGF levels were compared between local (stage 1 and 2) and metastatic (stage 3 and 4) groups in the MM group, a statistically significant difference was found in the SFRP2 level (p0.05). There was no significant difference in SFRP2 and VEGF levels according to gender in the MM group (p>0.05). In addition, there was no significant difference in SFRP2 and VEGF levels between cutaneous and other MM subtypes (p>0.05). No statistically significant difference was found in SFRP2 and VEGF levels according to MM localization (p>0.05). CONCLUSION Our study findings support the fact that SFRP2 and VEGF levels are correlated with each other in healthy and melanoma patients and are similar between genders. SFRP2 and VEGF levels were found to be lower in the patient group than in the control group. This may be due to the fact that the mean age of the patient group was higher than in the control group. It also suggests that the decrease in these proteins may play a role in the development of MM. In addition, the fact that no significant difference was shown in terms of VEGF levels between the local and metastatic groups suggests that VEGF may not play a significant role in the development of metastasis. The fact that SFRP2 was significantly lower in the metastatic group compared to local disease suggests that low SFRP2 levels may play a role in the development of metastasis. However, further studies are needed to clarify the role of SFRP2. Our study findings also suggest that treatments targeting VEGF may not be very effective in preventing MM metastasis. Keywords; Melanoma, Vascular endothelial growth factor (VEGF), Secreted frizzled-related protein 2 (SFRP2)

Benzer Tezler

  1. Malign melanomlu hastalarda serum amiloid A (SAA) ve lipoprotein ilişkili fosfolipaz A2 (LP-PLA2) düzeylerinin değerlendirilmesi ve klinik açıdan önemi

    Mali̇gn melanomlu hastalarda serum ami̇loi̇d A (SAA) ve li̇poprotei̇n i̇li̇şki̇li̇ fosfoli̇paz A2 (LB-PLa2) düzeyleri̇ni̇n değerlendi̇ri̇lmesi̇ ve kli̇ni̇k açidan önemi̇

    YAVUZ KAYAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    DermatolojiEge Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. IŞIL KILINÇ KARAARSLAN

  2. Malign melanomlu hastalarda osteopontin matriks metalloproteinaz-9 laktat dehidrogenaz ve s100b düzeylerinin değerlendirilmesi ve klinik açıdan önemi

    Evaluation of osteopontin, matrix metalloproteinase-9, lactate dehydrogenase and s100b levels in patients with malign melanom and its clinical importance

    NUR SÖKMEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    DermatolojiEge Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. IŞIL KARAARSLAN

  3. Primer ve rekürren kolorektal kanserli hastaların Tc99m IMMU-4(Fab' fragman) radioimmünsintigrafi ile değerlendirilmesi

    Evaluation of primary and recurrent colorectal cancer patients with Tc99m IMMU-4 (Fab' fragment) radioimmünoscintigraphy

    SEVDA AR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Radyoloji ve Nükleer TıpDicle Üniversitesi

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HALİL KAYA

  4. Habis melanomlu hastalarda serum çözünülebilir(soluble) Her-2/neu reseptör düzeyinin önemi

    Başlık çevirisi yok

    YEŞİM ERALP

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    Onkolojiİstanbul Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

  5. Malign melanom tanili hastalarda klinikopatolojik özelliklerin prognostik ve prediktif önemi

    Prognostic and predictive importance of clinicopathological features in patients with Malignant Melanoma

    YASEMİN SAĞDIÇ KARATEKE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    OnkolojiEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. LÜTFİYE DEMİR