Esansiyel hipertansiyonda Beta-1 adrenerjik reseptör polimorfizmlerinin belirlenmesi
Determination of Beta-1 adrenergic receptor polymorphisms in essential hypertension patients
- Tez No: 942043
- Danışmanlar: PROF. DR. OYA ORUN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Biyofizik, Genetik, Moleküler Tıp, Biophysics, Genetics, Molecular Medicine
- Anahtar Kelimeler: Beta-1 adrenerjik reseptör, SNP, polimorfizm, hipertansiyon, katekolamin, Beta-1 adrenergic receptor, SNP, polymorphism, hypertension, catecholamine
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Biyofizik Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 59
Özet
Amaç: Beta-1 adrenerjik reseptör (β1-AR), hem temel biyolojik işlevlerin düzenlenmesinde hem de kardiyovasküler hastalıkların tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır. β1-AR'ın genetik varyantlarının bazı popülasyonlarda esansiyel hipertansiyon (EHT) ile ilişkilendirildiği çeşitli çalışmalar mevcuttur. Ancak bu çalışmaların sonuçları arasında çeşitlilik bulunmakta ve çalışma sayısının yetersizliği dikkat çekmektedir. Bu bağlamda, çalışmamız, β1-AR Arg389Gly (rs1801253) polimorfizminin Türk popülasyonundaki dağılımını ve EHT ile olan ilişkisini belirlemeyi amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada EHT tanısı almış 214 hasta ile EHT tanısı almamış 193 sağlıklı bireyin DNA örnekleri kullanılmıştır. Arg389Gly tek nükleotid polimorfizminin analizi için Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR) yöntemi, LightCycler® 96 (Roche) cihazı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Elde edilen genotip dağılımları, GraphPad Prism istatistik programı ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Arg389Gly polimorfizmi EHT tanısı almış 215 bireyin DNA örneklerinde CC genotipi %52,6 (113 kişi), GG genotipi %9,3 (20 kişi) ve CG genotipi %38,1 (82 kişi) oranında tespit edilmiştir. Kontrol grubundaki 193 DNA örneğinde ise CC genotipi %50,3 (97 kişi), GG genotipi %7,3 (14 kişi) ve CG genotipi %42,5 (82 kişi) oranında belirlenmiştir. İki grup arasındaki genotip frekansları Chi-kare (χ²) analizleri ile değerlendirilmiş ve EHT grubunda p = 0,665, kontrol grubunda p = 0,840, toplam örneklemde ise p = 0,970 olarak hesaplanmıştır. Her iki grubun da Hardy-Weinberg dengesi ile uyumlu olduğu tespit edilmiş (p > 0,05) ve genotip dağılımlarının beklenen değerlere yakın olduğu gösterilmiştir. Sonuç: Bu çalışmada elde edilen sonuçlara göre, C allelinin Türk popülasyonunda baskın olduğu ve CC genotipinin en yaygın genotip olarak bulunduğu belirlenmiştir. Bulgularımızda Arg389Gly polimorfizmi ile EHT arasında anlamlı bir korelasyon saptanmamıştır. Bununla beraber genotip frekans dağılımının literatürle uyumlu olduğu ve Türk popülasyonunun genetik dağılımının diğer popülasyonlara benzer bir profil sergilediğini görülmektedir.
Özet (Çeviri)
Objective: The beta-1 adrenergic receptor (β1-AR) plays a critical role in both regulating fundamental biological functions and treating cardiovascular diseases. Various studies have reported that genetic variants of β1-AR are associated with essential hypertension (EHT) in certain populations. However, inconsistencies in the results and the limited number of studies draw attention. In this context, our study aims to determine the distribution of the Arg389Gly (rs1801253) polymorphism in the Turkish population and its relationship with EHT. Materials and Methods: This study utilized DNA samples obtained from 215 patients diagnosed with EHT and 193 healthy individuals without an EHT diagnosis. The analysis of the Arg389Gly single nucleotide polymorphism was conducted using the Polymerase Chain Reaction (PCR) method with the LightCycler® 96 (Roche) device. The genotypic distributions were evaluated using the GraphPad Prism statistical program. Results: The PCR analysis of the Arg389Gly polymorphism revealed that, among the 215 DNA samples from individuals diagnosed with EHT, the CC genotype was observed in 52.6% (113 individuals), the GG genotype in 9.3% (20 individuals), and the CG genotype in 38.1% (82 individuals). In the control group of 193 DNA samples, the CC genotype was found in 50.3% (97 individuals), the GG genotype in 7.3% (14 individuals), and the CG genotype in 42.5% (82 individuals). Chi-square (χ²) analyses of the genotypic frequencies between the two groups yielded p = 0.665 for the EHT group, p = 0.840 for the control group, and p = 0.970 for the total sample. Both groups were found to be in Hardy-Weinberg equilibrium (p > 0.05), indicating that the observed genotypic distributions were close to the expected values. Conclusion: The results of this study indicate that the C allele is dominant in the Turkish population, and the CC genotype is the most prevalent genotype. Our findings has not indicated a correlation between Arg389Gly polymorphism and EHT. However, genotype frequency distribution was consistent with the previous literature and that the genetic distribution in the Turkish population exhibits a similar profile to the other populations.
Benzer Tezler
- Sıçanlarda fruktozla oluşan insülin rezistansı ve hiperinsülineminin kalp fonksiyonları ve adrenerjik reseptörler üzerinde yolaçtığı olası değişiklikler
The possible changes caused by insulin resistance and hyperinsulinemia on cardiac functions and adrenergic receptors in rats fed with fructose
ŞAHİKA GÜNER
Doktora
Türkçe
2006
Eczacılık ve FarmakolojiAnkara ÜniversitesiFarmakoloji Ana Bilim Dalı
PROF.DR. TANJU ÖZÇELİKAY
- Yeni tanı evre ı hipertansiyonu olan hastalarda nebivolol veya olmesartan tedavisinin kan basıncı ve bazı inflamatuar belirteçler üzerine etkisinin araştırılması
Effect of Nebivolol versus olmesartan on blood pressure levels and some inflammatory markers in new-onset, stage I essential hypertension
MEHMET ALİ NAHİT ŞENDUR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıHacettepe Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜLAY SAİN GÜVEN
- Vascular function in chronic end-organ damage: pharmacological characterization of vasomotor function in systemic vasculature
Kronik uç-organ hasarında vasküler fonksiyon: Sistemik damarlarda vazomotor fonksiyonun farmakolojik karakterizasyonu
NADİR ULU
Doktora
İngilizce
2009
Eczacılık ve FarmakolojiUniversity of Groningen (Rijksuniversiteit Groningen)Tıbbi Farmakoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ROBERT HENK HENNING
- Esansiyel hipertansiyonda beta-bloker tedavinin egzersiz testi ile oluşan serum Na+ - K+ değişikliklerine etkisi
Başlık çevirisi yok
HALUK YEĞİN
- Esansiyel hipertansiyonda beta blokerlerin plazma lipid fraksiyonlarına etkileri ve intrensek sempatomimetik aktivitenin önemi
Başlık çevirisi yok
RAZEK KAZANCIOĞLU