Geri Dön

Kazak topraklarında Çarlık Rusyası'nın din politikası (18. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başı arasında)

Religious policy of Tsarist Russia in the Kazakh lands (Between the end of the 18th century and the beginning of the 20th century)

  1. Tez No: 942766
  2. Yazar: ZHARAS AKHAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MUSTAFA GÖKÇE
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Tarih, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 182

Özet

18. yüzyılın başlarında Kazak bozkırlarında iç siyasî istikrarsızlık ve dış tehditler artış göstermiştir. 17. yüzyılın sonlarına doğru Kazak Hanlığı'ndaki merkezi otoritenin zayıflamasıyla birlikte, Ulu Cüz, Orta Cüz ve Küçük Cüz olmak üzere üç bölgesel yapı siyasî anlamda bağımsızlık arayışına girmiştir. Bu süreç, Tavke Han'ın (1680–1718) merkezi iktidarı koruma çabalarına rağmen, onun saltanatının son yıllarında başlamıştır. Tavke Han, Kazak Hanlığı'nı tek merkezli bir yapıya dönüştürmeye çalışmış; ancak hanın ölümünden sonra bu girişimler başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Üç Cüz, kendi içinde ayrı ayrı han seçmeye başlamış ve bu durum hanlığın bütünlüğünü zedelemiştir. Söz konusu dağınıklık, Kazak toplumunun dış tehditlere karşı koyma yeteneğini ciddi biçimde zayıflatmıştır. Bu tarihî ortamda, Kazak Hanlığı doğuda Cungar Hanlığı, güneyde Buhara, Hive ve Hokand hanlıkları, kuzeyde ise Rusya İmparatorluğu ile karmaşık ilişkiler kurmak zorunda kalmıştır. Kazak-Cungar savaşları 17. yüzyılın sonlarından itibaren başlamış; ancak 1723 yılında Cungar saldırısı Kazak tarihindeki en ağır dönemlerden biri olarak kayda geçmiştir. Cungar ordusunun saldırıları sonucunda Kazak halkının üçte biri savaşta hayatını kaybetmiş, bir kısmı Hive ve Hokand hanlıklarına kitlesel olarak göç etmek zorunda kalmış, yalnızca bir bölümü ise düşmana karşı silahlı direniş göstermiştir. 1725 yılında ise üç cüz birleşerek Küçük Cüz Hanı Ebu'l-Hayr Han'ı başkomutan ilan etmiş ve Cungarlara karşı askeri zafer kazanmıştır. Ancak bu zafer, Kazak Hanlığı'nın zayıflamasının önüne geçememiştir. Bu durum, hanlığın dış destek arayışını artırmıştır. Böyle bir ortamda, Kazak-Rus ilişkileri yeni bir içerik kazanmıştır. 16. yüzyılın sonlarından itibaren Rusya, Kazaklarla diplomatik ve ticari ilişkiler kurmaya çabalamıştır. 1594 yılında Tevekkel Han, Moskova'ya elçi olarak Külmuhammed'i göndererek ittifak kurma niyetini bildirmiştir. Ancak 16. yüzyılın sonu ve 17. yüzyıl boyunca bu ilişkiler yavaş ilerlemiştir. 18. yüzyılın ilk çeyreğinde Kazak Hanlığı'nın zayıflaması ve Cungar tehdidinin artmasıyla birlikte bu ilişkiler daha stratejik bir boyut kazanmıştır. 1731 yılında Küçük Cüz Hanı Ebu'l-Hayr'ın Rusya himayesini kabul etmesi, bu sürecin dönüm noktası olmuştur. Üç Cüz arasındaki siyasi parçalanmışlık, Abılay Han'ın liderliği döneminde geçici olarak durdurulmuştur. Abılay Han, Cungarlarla, Çin'le ve Rusya'yla yürüttüğü çok yönlü diplomatik siyasetle Kazak Hanlığı'nı dış tehditlerden korumayı başarmıştır. 1758 yılında Cungar Hanlığı, Çin ile Kazakların ortak baskısıyla tarih sahnesinden silinmiştir. Bu gelişme, Abılay Han'ın stratejik başarısının bir göstergesi olarak kabul edilmiştir. Ancak 1781 yılında Abılay Han'ın vefatından sonra Kazak bozkırlarında iç siyasî dağınıklık yeniden artış göstermiştir. Her bir yüz kendi iç siyasetini yürütmeye yönelmiş; hanlık içindeki iktidar mücadelesi daha da derinleşmiştir. Bu durum, Rusya'nın Kazak bozkırları üzerindeki nüfuzunu artırmasına zemin hazırlamıştır. 18. yüzyılın sonuna gelindiğinde ise Rusya İmparatorluğu, Kazak topraklarında açık bir sömürgeleştirme politikası yürütmeye başlamıştır. Kazak halkının sömürgeleştirilmesi politikası, çeşitli yönlerde gerçekleştirilmiştir. Öncelikle kale yapılarak Kazak toprakları daraltılmış, bunun sonucunda halk sultanlara ve hanlara isyan etmiştir. İkincisi, Kazak sultanları ve hanları Rus çarı tarafından atanmaya başlanmıştır. Bu, Rusya'nın Kazak topraklarında siyasî liderliği ele geçirmesine olanak sağlamıştır. Kazak halkının kültürel yapısına siyasî bir darbe vurulmuştur. Yani Kazak halkının manevi yoluna siyasî bir darbe olmuştur. Bu nedenle ilk olarak Orenburg Müftülüğü'nü kurarak, Kazakistan'daki tüm dinî faaliyetleri Rus hükümetine tabi tutmuştur. Çarlık Rusya'sı, dinî uzmanlar yetiştirmeye başlamış ve bu uzmanları Kazak bozkırlarına göndermiştir. Bu sırada Kazak bozkırlarında dini çekişmeler başlamıştır. Tezde, Çarlık Rusyası'nın Kazaklar üzerindeki dinî kontrol stratejileri kapsamlı biçimde incelenmiştir. Sömürgeci baskılara rağmen İslam'ın Kazak topraklarında nasıl yayıldığı, geleneksel ve modern eğitim faaliyetleri çerçevesinde analiz edilmiştir. Kadimcilik ve Cedidcilik hareketleri bağlamında yeni eğitim anlayışının gelişimi ele alınmış, işanların sömürgeciliğe karşı direnişleri değerlendirilmiştir. Ayrıca Çarlık yönetiminin mollalar aracılığıyla uyguladığı dinî baskılar, Müslüman okullara yönelik müdahaleleri ve Hristiyanlaştırma politikaları ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Son olarak, Orenburg Müftülüğü'nün kuruluş süreci ve Kazak toplumundaki dinî yapı üzerindeki etkileri bağlamında, 20. yüzyıl başlarında ortaya çıkan İslami hareketler kapsamlı bir şekilde analiz edilmiştir.

Özet (Çeviri)

At the beginning of the 18th century, internal political instability and external threats increased in the Kazakh steppe. Towards the end of the 17th century, as the central authority of the Kazakh Khanate weakened, three regional structures-namely the Great Horde, the Middle Horde, and the Little Horde-began to seek political independence. This process began during the final years of Tauke Khan's (1680–1718) reign, despite his efforts to preserve centralized power. Tauke Khan attempted to transform the Kazakh Khanate into a centralized system; however, these efforts failed after his death. Each of the three hordes started to elect its own khan, which damaged the unity of the khanate. This fragmentation significantly weakened the Kazakh society's ability to resist external threats. In this historical context, the Kazakh Khanate had to establish complex relations with the Dzungar Khanate in the east, the Bukhara, Khiva, and Kokand khanates in the south, and the Russian Empire in the north. Although Kazakh–Dzungar wars had begun in the late 17th century, the Dzungar invasion in 1723 became one of the most devastating periods in Kazakh history. It is reported that the Dzungar army invaded Kazakh territories and forced the population into mass migration. In 1725, the three hordes united, elected the Little Horde's khan Abulkhair as the supreme commander, and achieved a military victory against the Dzungars. However, this victory did not prevent the decline of the Kazakh Khanate. On the contrary, it increased the need for external support. In this environment, Kazakh–Russian relations began to take on a new form. Since the late 16th century, Russia had attempted to establish diplomatic and commercial relations with the Kazakhs. In 1594, Khan Tauekel sent his envoy Kulmukhammed to Moscow to propose an alliance. However, these relations developed slowly throughout the late 16th and the 17th centuries. In the first quarter of the 18th century, with the weakening of the Kazakh Khanate and the growing threat of the Dzungars, these relations gained a more strategic dimension. In 1731, the Little Horde's Khan Abulkhair's decision to accept Russian protection marked a turning point in this process. The political fragmentation among the three hordes temporarily ceased during the leadership of Abulkhair Khan. Through a complex diplomatic strategy involving the Dzungars, China, and Russia, Abulkhair Khan managed to protect the Kazakh Khanate from external threats. In 1758, the Dzungar Khanate disappeared from history under the joint pressure of China and the Kazakhs. This development was regarded as a sign of Abulkhair Khan's strategic success. However, after his death in 1781, internal political fragmentation in the Kazakh steppe once again intensified. Each horde began to pursue its own internal politics, and the struggle for power within the khanate deepened. This situation paved the way for Russia to increase its influence over the Kazakh steppe. By the end of the 18th century, the Russian Empire began to implement an explicit colonial policy in Kazakh territories. The policy of colonizing the Kazakh people was carried out in various ways. Firstly, fortresses were constructed to shrink Kazakh territory, which led the people to rebel against their sultans and khans. Secondly, Kazakh sultans and khans began to be appointed by the Russian tsar. This enabled Russia to seize political leadership in Kazakh lands, dealing a political blow to the cultural structure of the Kazakh people. In other words, it was a spiritual blow to the Kazakh nation's traditional path. Therefore, the Russian government first established the Orenburg Muftiate to bring all religious activities in Kazakhstan under its control. Tsarist Russia started to train religious experts and sent them to the Kazakh steppes. During this time, religious conflicts began to emerge in the region. In the dissertation, the religious control strategies of Tsarist Russia over the Kazakhs are comprehensively examined. Despite colonial pressures, the spread of Islam in Kazakh territories is analyzed within the framework of traditional and modern educational activities. The development of a new educational understanding within the context of the Kadimism and Jadidism movements is addressed, and the resistance of the ishan leaders against colonialism is evaluated. Furthermore, the religious pressures implemented by the Tsarist administration through appointed mullahs, their interventions in Muslim schools, and Christianization policies are explained in detail. Finally, the establishment process of the Orenburg Muftiate and its influence on the religious structure of Kazakh society, along with the Islamic movements that emerged in the early 20th century, are thoroughly analyzed.

Benzer Tezler

  1. Çarlık ve Sovyet Dönemi Kazak aydınlarının din, eğitim ve değerlerle ilgili görüşleri

    The views of Kazakh intellectuals on religion, education and values during the Tsarist and Soviet Period

    NURBOLAT SEMBI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    DinSüleyman Demirel Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAMAZAN BUYRUKÇU

  2. Bolşevik İhtilali öncesi Kazakistan'da dini durum (1850-1917)

    The religious situation in Kazakhstan before Bolshevik Revolution (1850-1917)

    BERİK KUDAIBERGENOV

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    DinNecmettin Erbakan Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAYRİ ERTEN

  3. Kazakların İslâmlaşması ve Rus oryantalistlere göre çarlık Rusyası Döneminde dinî kimlikleri

    Islamization of Kazakhs and their religious identies in the Period of tharist according to Russian orientalists

    BEKZOD SYDDYKOV

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    DinBursa Uludağ Üniversitesi

    İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SALİH PAY

  4. Həştərxan xanliği (yaranmasindan işğalina qədər tarixi)

    Astarhan hanlığı (kurulmasından işgal edilmesine kadar tarihi)

    KÜRŞAD KÖSE

    Doktora

    Azerice

    Azerice

    2023

    TarihBaku State University

    Genel Türk Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. ESMED MUHTAROVA

  5. Turkestanskiye Vedomosti Gazetesine göre Türkistan'da Posta ve Telgraf Teşkilatı

    Post and Telegraph Organization in Turkestan according to Turkestanskiye Vedomosti Newspaper

    ASSEL ADILKHANOVA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    TarihHacettepe Üniversitesi

    Türkiyat Araştırmaları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YUNUS KOÇ