Antidepresan tedavi almış, remisyondaki hastalarda apati gelişme sıklığı ve ilişkili faktörler
Prevalance of apathy and associated factors in remitted patients under antidepressant treatment
- Tez No: 944969
- Danışmanlar: PROF. DR. ASLIHAN ÖZLEM POLAT IŞIK, PROF. DR. CEM CERİT
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Duygusal küntlük, apati, vortioksetin, Emotional blunting, apathy, vortioxetine
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Kocaeli Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 89
Özet
Antidepresan Tedavi Almış, Remisyondaki Hastalarda Apati Gelişme Sıklığı ve İlişkili Faktörler Amaç: Bu çalışmanın amacı, antidepresan tedavisi sonrasında gelişen duygusal küntlük/apati sıklığını ve bu durumla ilişkili sosyodemografik ve klinik değişkenleri değerlendirmektir. Ayrıca, bu durumdan hoşnutluk düzeyini belirlemek ve klinik uygulamalarda ilaç seçimine katkı sağlamak hedeflenmiştir. Yöntem: Kesitsel ve tanımlayıcı nitelikteki bu çalışmada, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Polikliniği'ne başvuran, DSM-5'e göre major depresif bozukluk ve/veya anksiyete bozukluğu tanısı almış ve antidepresan tedavi ile en az üç aydır remisyonda olan 100 hasta değerlendirilmiştir. Katılımcılara Olgu Rapor Formu, Hamilton Depresyon ve Anksiyete Derecelendirme Ölçekleri, Apati Değerlendirme Ölçeği (ADÖ) ve Oxford Emosyonel Yan Etkileri Değerlendirme Anketi (OEYEDA) uygulanmıştır. Veriler SPSS 22.0 yazılımı kullanılarak analiz edilmiştir. Bulgular: ADÖ klinisyen formuna göre katılımcıların %57'sinde, hasta formuna göre ise %29'unda apati belirlenmiştir. Hem klinisyen hem hasta formlarında apati saptananların oranı %25'tir.Katılımcıların %62'sinde OEYEDA'ya göre duygusal küntlük tespit edilmiştir. Apati ve duygusal küntlük birlikteliği %21 oranında gözlenmiştir. Apati ve duygusal küntlük birlikteliğinin oranları, ilaç grupları arasında anlamlı farklılık göstermiştir. DK'ü olan hastaların %82.3'ü mevcut durumdan hoşnut olduklarını belirtmiş, ortalama hoşnutluk puanı 7.25 olarak bulunmuştur. Hoşnutluğun yaşam biçimi, yaş, eğitim süresi, kullanılan ilaç ve DK/apati şiddeti gibi değişkenlerle ilişkisi bulunmuştur. Sonuç: Antidepresan tedavi sonrası duygusal küntlük ve apati sık görülmekte ve çoğu zaman hastalar bu durumdan hoşnut olabilmektedir. Ancak bu semptomlar, tedaviye uyumu ve işlevselliği etkileyebilir. Bu nedenle, apati ve duygusal küntlüğün tanınması, izlenmesi ve uygun tedavi planlarının yapılması büyük önem taşımaktadır. Farklı antidepresan grupları arasında yapılacak daha geniş örneklemli ve karşılaştırmalı araştırmalar, klinik rehberlere katkı sağlayacaktır.
Özet (Çeviri)
Prevalance of Apathy and Associated Factors in Remitted Patients Under Antidepressant Treatment Objective: This study aims to determine the frequency of emotional blunting/apathy emerging after antidepressant treatment and to evaluate the associated sociodemographic and clinical variables in patients in remission. Additionally, it seeks to assess patient satisfaction with this condition and to inform clinical practice in medication selection. Methods: In this cross-sectional and descriptive study, 100 patients who were diagnosed with major depressive disorder and/or anxiety disorder according to DSM-5 and had been in remission for at least three months under antidepressant treatment were evaluated at the Psychiatry Outpatient Clinic of Kocaeli University Faculty of Medicine. Data were collected using the Case Report Form, Hamilton Depression Rating Scale, Hamilton Anxiety Rating Scale, Apathy Evaluation Scale (AES), and the Oxford Questionnaire on the Emotional Side Effects of Antidepressants (OQESA). The data were analyzed using SPSS 22.0 software. Results: According to the clinician form of the AES, apathy was detected in 57% of the participants, while 29% showed apathy on the self-report form. The rate of those identified as apathetic by both forms was 25%. Emotional blunting was observed in 62% of the participants according to OQESA, and the co-occurrence rate of emotional blunting and apathy was 21%. No significant difference was found between groups in terms of gender, age, education, medication used, or intensity of emotional blunting/apathy. Among those with emotional blunting, 82.3% reported satisfaction with their condition, with an average satisfaction score of 7.25. Conclusion: Emotional blunting and apathy are common side effects following antidepressant treatment, and many patients report being content with these effects. However, such symptoms may negatively impact treatment compliance and functionality. Therefore, recognizing, monitoring, and managing emotional blunting and apathy is of critical importance. Comparative studies with larger sample sizes across different antidepressant classes will contribute to clinical guidelines.
Benzer Tezler
- Östrojen reseptörü pozitif meme kanseri hastalarında hormonoterapiye direncin moleküler genetik yöntemle (CYP2D6 gen polimorfizmleri açısından) incelenmesi
Searching for the responsiveness to hormonotherapy by molecular genetic studies (polimorphisms of CYP2D6) in er positive breast cancer patients
SANİYE SEVİM ERTUĞRUL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
PatolojiAkdeniz ÜniversitesiTıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATMA ŞEYDA KARAVELİ
- Son dönem böbrek yetmezlikli hastalarda depresif semptomlar, beslenme durumu ve sitokinler arasındaki ilişki
Relationship between depressive sykptoms, nutritional status and cytokines in end stage renal disease patients
HAVVA CİLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2007
NefrolojiErciyes Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OKTAY OYMAK
- Major depresyon hastalarında yaşam boyu hipomanik belirtiler ve aktivasyon sendromu ilişkisi
Association of activation syndrome with life-time hypomanic symptoms in major depression patients
ONUR GÖKÇEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
PsikiyatriHacettepe ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SUZAN ÖZER
- Parsiyel nöbetli hastalarda depresyon ve anksiyete düzeyi ile yaşam olayları arasındaki ilişki
Başlık çevirisi yok
SELİME ÇELİK
- Obsesif-kompulsif bozukluk hastaları ile şizofreni hastalarının, içgörü düzeylerine göre zihin kuramı açısından sağlıklı kontrollerle karşılaştırılması
Comparison of obsessive compulsive disorder and schizophrenia patients with healthy controls for theory of mind abilities according to their insight
BAŞAR AYRIBAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
PsikiyatriMarmara ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA KEMAL SAYAR