Geri Dön

Roma Hukukunda kadının hukuki durumu

The Legal status of woman in the Roman Law

  1. Tez No: 94589
  2. Yazar: HALUK EMİROĞLU
  3. Danışmanlar: PROF.DR. ÖZCAN K. ÇELABİCAN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2000
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 168

Özet

ÖZET Roma Aile Hukuku'nda Kadının Hukukî Durumu'nun incelendiği bu tezde, konu, Kadının Hak ve Hukuk İşlem Ehliyetleri ile Kadının Hukukî İşlem Ehliyetinin Kısıtlanması ve Evlilik Hukuku'nda Kadının Hukukî Durumu olmak üzere iki ana bölüm olarak ele alınmıştır. Kişi ve hak ehliyeti kavramı, hak ehliyetinin koşulları ve hak ehliyetini etkileyen özel durumlara ilişkin konuların vurgulandığı birinci bölümde; Roma Hukuku'nda persona kavramı, hak ehliyeti olmayan köleleri de kapsadığından, kişi kavramından daha geniş bir anlam taşımakla birlikte, diğer yandan, tüzel kişileri dışarıda bırakmıştır. Hak ehliyeti koşullarının, özgürlük, yurttaşlık ve aile durumuna göre belirlendiği Roma'da, kölelik, doğuştan ya da sonradan olabilmekte, ancak kölelerin azat edilerek, Roma yurttaşlarının haklarına sahip oldukları da görülmektedir. Hak ehliyetinin koşullarından olan, aile durumu yönünden ise, Romalılar, aile babasının egemenliği altında olmayanlar (sui iuris) ve egemenlik altında olanlar (alieni iuris) diye ikiye ayrılırdı. Aile babasının egemenliği altında olmak, kişilerin sadece özel hukuk bakımından durumlarını etkileyerek; onların özel hukuk açısından kişi sayılmalarını ve hak ehliyetine sahip olmalarını etkilerdi. Diğer yandan, kamu hukuku alanında, özgür bir Roma yurttaşının aile içindeki statüsü, onun hak 159durumunu etkilemez; o kişi kamu hukuku açısından tam ehliyete sahip olurdu. Bugünkünden farklı olarak, sosyolojik açıdan çok, hukukî bir kavram olan aile (familia), egemenlik anlayışına dayanan örgütlenmiş bir hukuk birliğidir. Roma Hukuku'nda aileyi ifade eden ve aile babası (pater familias) ile aile babası egemenliği (patria potestas) temellerine dayanan aile kavramı, değişik anlamlarda kullanılmıştır. Roma ailesi, lus Civile'ye göre, aynı baba egemenliği altında bulunan kimselerden oluştuğundan, evli kadın, kocasının ya da kocası da egemenlik altında ise, onun aile babasının egemenliği altına girmezse, kocasının ailesi dışında kalırdı. Bu sakınca, evli kadının, kocasının ya da kocasının aile babasının egemenliği altına girerek, kocasının ailesine üye olması ile gideriliyordu. Cumhuriyet Dönemi'nin sonlarına kadar, kadının, kocasının ya da onun aile babasının egemenliği altına girmesi zorunluydu. Evlenme ile birlikte yapılan coemptio ya da conferratio sonucunda, bu durum hemen gerçekleşirken, bu işlemlerin daha sonra yapılması halinde, kadın, daha sonra manus altına girerdi. Öte yandan, Roma Hukuku'nda kadının hukukî işlem ehliyetinin kısıtlanması konusunun da işlendiği birinci bölümde; bu konu kadınların vesayet altına alınmaları ve Senatus consultum vellaeanum başlıkları altında ele alınmıştır. Sui iuris kadınların durumu, diğer koşullan taşımış olsalar da, cinsiyetleri yüzünden hukuki işlem ehliyetleri kısıtlandığından, 160sui iuris erkeklerden farklı olarak düzenlenmişti. Bir yandan, en eski dönemlerden beri, hukuk düzeni kadınlara, erkeklerle tamamen eşit bir şekilde mirasçılık hakkı tanımış olduğu halde, diğer yandan, malvarlığını kullanma yetkisini, yani hukuki işlem ehliyetini kısıtlamıştı. Böylece, bazı hukuki işlemleri yapabilmeleri için, yaşları ne olursa olsun, kendilerine vasi tayin edilen kadınların, kural olarak hukuki işlem ehliyetleri yoktu. Roma Hukuku'nda kadınların hukuki işlem ehliyetlerini kısıtlayan bir hüküm de senatus kararıyla konulmuştu. Senatus consultum vellaeanum ismini taşıyan bu kararda (M.S. 46) başkaları için borç altına girmiş ya da kefil olmuş bulunan kadınların bu borçlarından dolayı sorumlu tutulamayacakları belirtilmiştir, lustinianus Dönemi'nde ise, kadınlara belli bazı biçimlere uymak şartıyla, üçüncü kişiler lehine borç altına girme olanağı sağlanmıştı. Kadınlar, senatus consultum vellaeanum'un sağladığı korumadan feragat edebiliyorlardı. Ancak, kadınların kocaları lehine borç altına girmeleri, lustinianus Dönemi'nde bile kendiliğinden hükümsüz (ipso iure) sayılıyor, kadının yüklendiği borcu ifa etmesi için aleyhine dava açılması durumunda, bu hükümsüzlüğün kadın tarafından ileri sürülmesine gerek kalmıyordu. Roma Evlilik Hukuku'nda kadının hukukî durumunun incelendiği ikinci bölümde ise; nişanlanma ve evlenme kurumlarında kadının statüsü incelenmiştir. Roma toplumu, sınıflara ayrılmış bir yapı olduğu için, kadının evlenerek kocasının sosyal statüsünü kazanması hukuken de 161önemli bir olgudur. Cumhuriyet Dönemi'nde, senatus üyeleri ve onların aileleri, ikinci büyük sınıf olan equites'lerden ve onların ailelerinden ayrılıyordu. İmparatorluk Dönemi'nde ise, devlet memurları atandıkları göreve uygun olarak, illustris, clarisimus, honestus gibi yüceltici sıfatlar kullanırlardı. Bu sıfatlara ya da unvanlara sahip olan kocanın, karısı ve evlenmemiş kızları da, aynı statüyü kazanırken, annesi ve kardeşleri bu statüyü kullanamazlardı. Bir anne, oğlunun consul olmasına karşın bu sıfatı alamazdı. Kendisine uygun olmayan bir kimse ile evlenenler, sahip oldukları statüyü kaybederlerdi. Bir senato üyesinin kızı sadece düşük sınıflara mensup olan kimselerle evlenmediği zaman clarissima sıfatını korurdu. Sosyal statü ayrımının en önemli sonuçlan, yargılama faaliyetleri sırasında ve suçluların cezalandırılmasında görülmektedir. Roma Hukuku, evlenen kadına, kocasına sadakat gösterme zorunluluğu getirmişti. Bunun sonucu olarak, bir koca kendisine sadakat göstermeyen karısına karşı her zaman dava açabilirken, kocanın evlilik aleyhine bir suç işlediği kabul edilmediğinden, kendisine karşı, karısı tarafından dava açılamazdı. Evlenme ehliyeti (conubium), eşlerden birinin özgürlüğünü ya da yurttaşlığını kaybetmesiyle ya da matrimonium'un, incestum olması ile ortadan kalkarsa, evlilik ilişkisini de sona erdirirdi. Romalılar, kadının ya da onun yerine başka bir kimsenin, evlenme nedeniyle artan ev giderlerini karşılaması için, kocasına getirdiği malların tümüne dos adını verirlerdi. Klasik Hukuk Dönemi'nde, hukukî bakımından 162dos verme yükümlülüğü bulunmamakla birlikte, bu yükümlülüğün toplumsal değerler açısından bulunduğuna şüphe yoktur. Roma'da en eski dönemlerde yapılan manus'lu evlenmelerde, dos konusu mal, aile babasının ya da emancipata kadının malvarlığından çıkarak, doğrudan doğruya kocanın ya da onun aile babasının malvarlığına girerdi. Manus ile yapılmayan evliliklerde ise koca, dos konusu eşyanın mülkiyetini doğrudan doğruya kazanamaz, onera matrimonii için yapılan bağışı kabul ederdi. Klasik Hukuk Dönemi'nde de, dos konusu eşya üzerindeki mülkiyet hakkı kocaya aitti. Bu amaçla dos kurulduğundan, kocanın fılius familias olması nedeniyle, dos konusu eşyanın mülkiyetinin babasına ait olduğu durumlarda da, söz konusu dos kocanın gözetiminde kalırdı. Ancak, her ne kadar dos konusu eşya, kocanın ya da aile babasının malvarlığına girmişse de, kadının da bu dos üzerinde bir takım hakları vardı. Kadın, dos konusu eşyanın iadesi için öngörülen davaları açabileceği gibi, Klasik Hukuk Dönemi'nin başında çıkarılan Lex lulîa Fundo Dotali gereğince, kendi rızasını almayan kocasının, İtalya arazisi üzerinde bulunan gayrimen küllerden oluşan dos'u, üçüncü kişilere devir ve temlik etmesini engelleyebilirdi. Roma Hukuku'nda, kadının hukukî durumunun açıkça ve bir sistem içinde birbiriyle çelişmeyen hükümlerle düzenlenmiş olması, diğer toplumların hukuk düzenlerinden farklılığını göstermektedir. 163

Özet (Çeviri)

SUMMARY This thesis concentrates on the legal status of woman in the Roman Family Law, under two main topics, namely; Rights and Legal Allowances of Woman and Legal Status of Woman in Family Law. In the first part, the concept of person, right allowance, conditions of right allowance and special conditions affected right allowance were emphasised. In Roman Law, because concept of 'persona' also includes the slaves, Juristic persons were not included in this concept. In Roman Law, conditions of right allowance vary according to freedom, ctizenship and family status; slavery might be innate or subsequently but slaves might be released by slave-owners and might obtain the right of Roman citizens. The concept of citizenship (status civitatis) in Roman Law points to the Romanians and foreigners. Accordingly, the Roman Law can be examined in two different sectors lus Civile and lus Gentium. The Romanians were further divided into subsectors such as those appointed under the guardianship of the head of the family, here the father (alieni iuris), and those who were not (sui iuris). That is for those under the guardianship, the woman's rights were restricted to all the legally defined areas of society. As to the public law, the status of a citizen in the family 164would have little or no effect on her legal rights, capacity and authorisation. Apart from today, as a concept more legal as to sociological and described under two branches as namely, 'Agnatio' and 'luc Civile' and 'Cognatio' and 'lus Gentium', the family, is a legal institution based on the concept of sovereignty. In Roman Law, the concept of family, here referred to as the father of the family and his sovereignty, has been the subject of much controversy. As a Roman family, according to the 'lus Civile', is composed of persons under same sovereign father, a married woman would be apart from her husband's family, if she is not under the sovereignty other husband or else her husband's family. Till the last days of the Republic, awoman should be in guardianship other husband or her family. Whereas with 'coemptio' or 'conferratio', those finalised with marriage, this could be realised immediately, as for deferred transactions, woman would be under 'manus'. Further, in this section, the appointment of woman in guardianship and the subject of 'Senatus Consultum Vellaeanum' are discussed. Accordingly, as to the discrimination of 'sui iuris-alieni iuris', those enjoying rights and duties of 'sui iuris', could not grant any action againist her guardian on account of the guardianship, but the status of woman who are 'sui iuris' were affected in a different way, as they were legally restricted. Altough the woman could exercise the right of inheritance, they 165could not acquire possessions and real property. Thus, till Principatus days women could not deal with their own affairs for themselves. Another limit to exercising rights and power was named, 'Senatus Consultum Vellaeanum' (A.C. 46) which stands for understanding that woman would not be responsible for their properties and debts. In the time of lustinianus, the woman were granted the right to transact payments (except those regarding their husband), but they could still abnegate from the protection of 'Senatus Consultum Vellaeanum'. In the second part of thesis, the legal rights of the women are discussed pointing to the processes of engaging and marrying. In Roman society, as a society of social classes, Woman could gain the social status of her husband via marriage. In the Republic days, the executive members of the 'Senatus' and their families, were legally apart from equites and their families. In the days of Emperor, the social workers were enjoying titles 'illustris', 'clarisimus' and 'honestus'. The wives and unmarried daughters of the citizens granted those titles were exercising the same titles, whereas their mothers and sisters had no such rights. Those married to people from another social status were no longer granted the noble titles. A daughter of a senate member could only reserve her right to enjoy 'clarissima' title, in cases where she did not marry a member of lower class. The most crucial consequences of this discrimination would be observed in jurisdiction and punishment. 166The Roman Law obliges the married woman to show loyalty to her husband. As aresult, a married man could always suit a trial against his wife in case of adultery, but as the perception of husband's loyalty to the marriage is out of question, the wife could not claim trials. 'Conubium' could last by lost of the right of freedom or citizenship or 'matrimnium's being 'incestum'. Romans named the properties brought by the wife to her husband's house to meet her increasing household expenditure 'dos'. In the Classical Law Period, though there was no legal obligation to hold 'dos', it had a certain place in the social norms. In the 'manus' marriages realised in the Ancient Roman World, the property subject to 'dos' were given directly to the property wealth of the husband's family. As to the marriages without 'manus', the right and ownership of the property subject to 'dos' would not pass straight to the husband, but would be via a donation called 'onera matrimonii'. In the Classical Law Period, the ownership of the property subject to 'dos', belonged to the husband. For this reason, when the husband was filius familias', even though the ownership of 'dos' would be on his father, the property would be under the husband's supervision. Though her limited rights, the wife still exercised some rights on the 'dos' property such as claiming lawsuits as to the return of 'dos' and transfer of 'dos' 167made up real estates on Italian landscape to the third parties, in line with 'Lex lulia Fondo Dotali' in Classical Law Period. To sum up, the organisation of the woman's legal status in an uncontradictory way, points to the differences of Roman Law compared to the other legal systems..LC TÜKSEKÖCRFT İM KMffiUl BOKfJWMTCAWQR HIB8BEİ

Benzer Tezler

  1. Roma Hukukunda kadının hak ve fiil ehliyeti

    Woman?s capacity of right and act on Roman Law

    BUSE AKSARAY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Hukukİstanbul Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DİLER TAMER

  2. Roma Hukukunda vesayet

    The guardianshıp ın Roman Law

    SELDAĞ CEYLAN (GÜNEŞ)

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    HukukAnkara Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    DOÇ. NADİ GÜNAL

  3. Türk Medeni Kanununda mal rejimi sözleşmesinin ve seçimlik mal rejimlerinin İslam hukuku açısından değerlendirilmesi

    Evaluation of the property regime contract and optional property regimes in the Turkish Civil Code in terms of Islamic law

    MERVE YİĞİTOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    DinKarabük Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ALİ RIZA AKGÜN

  4. Roma Hukukunda manus kurumu

    The manus institution in Roman Law

    DUYGU TAHAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    HukukAnkara Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERKAN KÜÇÜKGÜNGÖR

  5. Roma Hukukunda kadının hak ve fiil ehliyeti

    Başlık çevirisi yok

    YÜKSEL BAŞMAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1987

    Hukukİstanbul Üniversitesi

    Mali Hukuk Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BÜLENT TAHİROĞLU