Geri Dön

İktisat düşüncesinde teknoloji-işsizlik ilişkisinin teorik temelleri

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 94837
  2. Yazar: ALEKS GARO PAMİR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. KUVVET LORDOĞLU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Ekonomi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri, Economics, Labour Economics and Industrial Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2000
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Marmara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 213

Özet

IV ÖZ Çeşitli iktisatçılar, iktisat biliminin tarihi boyunca, özellikle iktisadi sistemde işsizlik oranlarının arttığı ve teknolojideki değişimlerin gözle görülür bir hal aldığı dönemlerde teknoloji-istihdam ilişkileri üzerine eğilmiştir. 1990'lar da bu dönemlerden biridir. Bu çalışmada iktisat biliminin kuruluşundan bu yana teknoloji- istihdam ilişkileri üzerine geliştirilen teorik açıklamalar teknolojik gelişmenin işsizlik oranı üzerindeki etkisi (teknolojik işsizlik) bağlamında incelenmiş ve üçlü bir sınıflandırmaya gidilmiştir. Bu sınıflandırma yapılırken tarihsel süreç dikine kesilmiş ve üç ana bölüme ayrılmıştır. Genel Denge Yaklaşımı diye adlandırılan ve kaynağında Smith ve Say'in düşüncelerinin bulunduğu ilk görüşe göre teknolojik değişme işsizliğe neden olmamaktadır, çünkü iktisadi sistem teknolojik değişmenin bozduğu dengeyi otomatikman düzeltecek mekanizmalara sahiptir. Dengesizlik Yaklaşımı diye adlandırılan ve kaynağında Ricardo'nun düşüncelerinin bulunduğu ikinci görüşe göre iktisadi sistem kendi kendini düzeltebilecek mekanizmalara sahip olmadığından teknolojik değişmenin bozduğu istihdam dengesi ancak özellikle devlet tarafından yapılacak dış müdahalelerle düzeltilebilecektir. Dengeye İçkin Dengesizlik Yaklaşımı adlı ve kaynağında Marx' in düşüncelerinin bulunduğu üçüncü yaklaşıma göre ise istihdam dengesizliği sürekli olarak sistem tarafından teknolojik değişmeler aracılığıyla yaratılmaktadır. Uzun dönemde ise bu dengesizlikler ve bunun görüngüsü olan teknolojik işsizlik, artarak sistemin varlığını tehlikeye atma eğilimindedir. Yaklaşık 150 yıllık bir tarihsel süreci kapsayacak şekilde yapılan kaynak taraması sonucunda varılan sonuç, tüm iktisatçıların konu hakkındaki teorilerini bu üç ana yaklaşımdan birinin yöntemlerine ve varsayımlarına dayandırarak kurduklarıdır. Fakat her üç yaklaşım da varsayım hataları ve/veya yöntem yetersizlikleri nedenlerinden dolayı teknolojik işsizlik olgusunu açıklamakta yetersiz kalmışlardır.

Özet (Çeviri)

ABSTRACT Many economists have studied the relationship between technology and employment in the history of economic thought, especially when unemployment rates in the economy goes up and technological change becomes apparent. 1990's are such a period. This paper examines the theoretical approaches to technology-employment relations starting from the foundation of economics discipline focusing on the technological unemployment concept. The approaches have been classified into three groups by using a classification process that divides historical time vertically. The first approach is called the General Equilibrium Approach and has its roots in the thoughts of Smith and Say. It is such that technological change doesn't cause unemployment, because the economic system has inherent mechanisms which can automatically correct the balance disturbed by technological change. The second approach is called the Disequilibrium Approach and has its roots in the thoughts of Ricardo. According to this approach, the economic system doesn't have the mechanisms which can correct the balance disturbed by technological change, so employment equilibrium can be restored only by interventions from outside, especially from the state. The third approach is called the Disequilibrium Inherent in Equilibrium Approach and has its roots in the thoughts of Marx. This approach insists that the economic system itself continuously cause the disequilibrium by means of technological changes. These disequilibrating forces inherent in the system and the technological unemployment which is the apparent image of them are tendentious ly increasing and gaining potential to destroy the system in the long run. The result of a literature survey of approximately 150 years suggests that, all economists dealing with this subject base their theory on one of these main approaches' methodologies and assumptions. But all three approaches suffer from assumption errors and/or methodological insufficiencies, so none of them had been able to explain the fact of technological unemployment sufficiently.

Benzer Tezler

  1. İnovasyon sürecinde işgücü piyasaları dönüşümü: Yükselen piyasa ekonomileri analizi

    The transformation of labor markets in innovation process: Analysis of emerging market economics

    İNCİ MİNE ÖZKAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    EkonometriAksaray Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERŞAN SEVER

  2. Yükselen piyasa ekonomilerinde teknolojik gelişim ve işsizlik ilişkisinin incelenmesi: Dinamik Panel Veri Analizi

    Relationship between innovation and unemployment in emerging markets: A Dynamic Panel Data Analysis

    SERKAN MANGA

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Ekonometriİstanbul Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ABDULKADİR TUNA

  3. Konjonktür dalgalanmaları, tasarruf ve kâr oranları arasındaki ilişki: Teori ve uygulama

    The relationship between business cycles, saving and profit rates: Theory and application

    EFE CAN KILINÇ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    EkonomiAnadolu Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. C.NECAT BERBEROĞLU