Geri Dön

Patolojik meme akıntılarında cerrahi eksizyon yöntemlerinin tanısal rolü

Diagnostic role of surgical excision methods in pathological breast discharge

  1. Tez No: 950991
  2. Yazar: BATUHAN ATA
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. KENAN ÇETİN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Genel Cerrahi, General Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 55

Özet

Amaç: Meme başı akıntısı, kadınlarda sık karşılaşılan bir meme semptomudur. Akıntının büyük bir kısmı benign nedenlere bağlı olarak gelişse de, bazı olgularda premalign ya da malign meme lezyonlarının ilk bulgusu olabilir. Bu nedenle, ayırıcı tanıda dikkatli olunması ve uygun tanısal yaklaşımların seçilmesi büyük önem taşır. Minimal invaziv bir cerrahi yöntem olan mikroduktektomi, özellikle lokalize kanal patolojilerinin değerlendirilmesinde kullanılmakta ve son yıllarda klinik pratikte daha yaygın hale gelmektedir. Majör duktus eksizyonu (MDE) ise klasik yaklaşımlardan biri olup, daha geniş duktal dokunun çıkarılmasına dayanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, patolojik meme başı akıntısı nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan hastalarda mikroduktektomi ile MDE yöntemlerini klinik, radyolojik ve histopatolojik bulgular açısından karşılaştırmak ve her iki yöntemin etkinliğini değerlendirmektir. Yöntem: Bu retrospektif karşılaştırmalı çalışmaya, Kasım 2020 ile Nisan 2025 tarihleri arasında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı'nda patolojik meme başı akıntısı nedeniyle opere edilen kadın hastalar dahil edilmiştir. Çalışmaya alınan hastalar, uygulanan cerrahi yönteme göre mikroduktektomi (Grup 1) ve majör duktus eksizyonu (Grup 2) olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Hastalara ait veriler; yaş, cinsiyet, menopoz durumu gibi demografik bilgiler, akıntının rengi ve tipi, preoperatif ultrasonografi ve mamografi bulguları, sitoloji sonuçları ve postoperatif histopatolojik tanılar şeklinde detaylı olarak kaydedilmiştir. Tüm veriler, önceden hazırlanmış standart veri formu aracılığıyla prospektif olarak toplanmış ve SPSS yazılımı ile retrospektif olarak analiz edilmiştir. Bulgular: Toplamda değerlendirilen hastalarda patolojik meme başı akıntısının en sık nedeni benign duktal papillom gibi iyi huylu lezyonlar olarak saptanmıştır. Bununla birlikte, hastaların %25,4'ünde premalign (atipik hiperplazi, ADH/AH) ve %13,6'sında malign (duktal karsinoma in situ - DCIS, invaziv duktal karsinom) lezyonlar tespit edilmiştir. Mikroduktektomi ve MDE grupları arasında malignite saptama oranları karşılaştırıldığında, MDE 6 grubunda bu oran daha yüksek olmakla birlikte fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). Aynı şekilde, her iki grup arasında cerrahi sonrası reeksizyon gerekliliği açısından da anlamlı bir fark izlenmemiştir. Sonuç: Mikroduktektomi, lokalize kanal patolojilerinin tanı ve tedavisinde etkili bir yöntem olup, süt kanallarının bütünlüğünü koruduğu için özellikle doğurganlık planlayan veya emzirme çağında olan kadınlarda tercih edilebilir bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. Ayrıca, mikroduktektomide, patolojik akıntıya neden olan kanal preoperatif dönemde dikkatli bir şekilde işaretlenerek hedeflenen duktusun sınırlı eksizyonu sağlandığından, lezyonun doğrudan çıkarılması mümkündür. Bu durum, mikroduktektominin tanısal doğruluğunu artırmakta ve gereksiz doku kaybını önlemektedir. Klasik radyolojik ve sitolojik yöntemler meme başı akıntısı etiyolojisinde yeterli tanı sağlamayabilir. Patolojik akıntı varlığında, görüntüleme ve sitoloji sonuçları normal olsa dahi, tanısal cerrahi müdahale gerekebilir. Mikroduktektomi, minimal invaziv yapısı ve fonksiyon koruyucu özellikleri nedeniyle uygun hastalarda güvenli ve etkili bir alternatif olarak değerlendirilebilir.

Özet (Çeviri)

Aim: Nipple discharge is a common clinical symptom in women and is often associated with benign etiologies. However, in some cases, it may represent the initial manifestation of premalignant or malignant breast lesions. Therefore, accurate differential diagnosis and the selection of an appropriate diagnostic approach are crucial. Microductectomy, a minimally invasive surgical technique, has been increasingly used in recent years, particularly for the evaluation of localized ductal pathologies. In contrast, major duct excision (MDE) is a more traditional method involving the removal of a larger portion of the ductal system. This study aimed to compare the clinical, radiological, and histopathological outcomes of patients who underwent microductectomy or MDE for pathological nipple discharge and to evaluate the diagnostic effectiveness of both techniques. Methods: This retrospective comparative study included female patients who underwent surgery for pathological nipple discharge between November 2020 and April 2025 at the Department of General Surgery, Çanakkale Onsekiz Mart University Faculty of Medicine. Patients were divided into two groups based on the surgical technique: microductectomy (Group 1) and major duct excision (Group 2). Data collected included demographic characteristics (age, sex, menopausal status), type and color of the discharge, preoperative ultrasonography and mammography findings, cytology results, and postoperative histopathological diagnoses. All data were prospectively recorded using a standardized data form and retrospectively analyzed using SPSS software. Results: Benign lesions such as intraductal papillomas were the most commonly identified causes of pathological nipple discharge. Nevertheless, premalignant lesions (e.g., atypical ductal hyperplasia – ADH) were detected in 25.4% of patients, while malignant lesions (e.g., ductal carcinoma in situ – DCIS, invasive ductal carcinoma) were identified in 13.6% of cases. Although the MDE group had a higher malignancy detection rate compared to the microductectomy group, the difference was not statistically significant (p > 0.05). Similarly, there was no significant difference between the groups regarding the need for re-excision following surgery. 8 Conclusion: Microductectomy is an effective method for both diagnosis and treatment of localized ductal pathologies. Due to its tissue-sparing nature and ability to preserve lactiferous duct integrity, it is especially suitable for women who are of reproductive age or planning to breastfeed. Additionally, because the pathological duct can be precisely identified and excised in a targeted manner during microductectomy, the technique offers high diagnostic accuracy while minimizing unnecessary tissue loss. Conventional imaging and cytological techniques may not always be sufficient in the etiological evaluation of nipple discharge. Therefore, surgical exploration should be considered even when preoperative findings are inconclusive. Microductectomy, as a minimally invasive and function-preserving method, can be regarded as a safe and effective alternative in selected cases.

Benzer Tezler

  1. Patolojik meme başı akıntısı olan kadınlarda mikroduktektomi'nin tanı ve tedavideki yeri

    The role of microductectomy in diagnosis and treatment in women with pathological nipple discharge

    AYTAÇ EMRE KOCAOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Genel CerrahiSağlık Bakanlığı

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    UZMAN KENAN ÇETİN

    DOÇ. DR. NEJDET BİLDİK

  2. Patolojik meme başı akıntılarında duktoskopinin yeri

    Feasibility of mammary ductoscopy in management of pathologic nipple discharge

    VUSAL ALIYEV

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Genel Cerrahiİstanbul Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NESLİHAN CABIOĞLU

  3. Patolojik meme başı akıntısı olan kadınların cerrahi seçiminde duktoskopinin rolü

    The role of ductoscopy for surgical selection in women with pathologic nipple discharge

    KENAN ÇETİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Genel CerrahiSağlık Bakanlığı

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖMER BENDER

  4. Patolojik meme başı akıntılarında sitolojik özellikler, klinik-radyolojik yaklaşım ve meme kanseri görülme oranı

    Cytological features, clinico-radiological approach and the ratio of breast carcinoma in pathological nipple discharge

    HALE KIZANOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    PatolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TÜLAY CANDA

  5. Patolojik meme başı akıntılarında galaktografik tetkikin tanıya katkısı

    Başlık çevirisi yok

    ŞERAFETTİN ARKUN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1987

    Onkolojiİstanbul Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İLHAN KILIÇÖZLÜ