Geri Dön

Çocukluk çağı üriner sistem taş hastalığında ESWL (extracorporeal shock wave lithotripsy) tedavisinin etkinliği, Kocaeli Üniversitesi deneyimi

Effectiveness of ESWL (extracorporeal shock wave lithotripsy) treatment in childhood urinary system stone disease, Kocaeli University experience

  1. Tez No: 951247
  2. Yazar: KUTLUCAN ÇAKMAK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ÖNDER KARA
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Üroloji, Urology
  6. Anahtar Kelimeler: ESWL, Taş Tedavisi, Çocukluk Çağı Taş, Extracorporeal Shock Wave Lithotripsy, Pediatrik Ürolithiazis, ESWL, Stone Treatment, Childhood Stone Disease, Extracorporeal Shock Wave Lithotripsy, Pediatric Urolithiasis
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kocaeli Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Üroloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 68

Özet

Giriş ve Amaç: Çocukluk çağı taş hastalığı tüm dünyada sıklığı artmakta olup önemli bir sağlık sorunudur. ESWL, çocuklarda üreter taşlarının birinci basamak tedavisi olarak kullanılmaktadır. Ancak, belirli durumlarda (örneğin, büyük taşlar veya anormal anatomi) başarı oranı düşüktür. Çocuklarda yapılan ESWL çalışmalarında taşsızlık oranı %70-90, yeniden tedavi oranı ise %4-50 arasında değişmektedir. DJS rutin kullanımı ise taşsızlık oranlarını iyileştirmemektedir. Bu çalışma, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Kliniği'nde çocukluk çağı taş hastalığı nedeniyle ESWL yapılan hastaların verilerini analiz ederek tedavi modalitesinin başarısını değerlendirmeyi ve tedavi başarısını öngörmek için kullanılabilecek verileri araştırmayı amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde, 2006 ile 2024 tarihleri arasında üriner sistem taş hastalığı nedeniyle ESWL tedavisi yapılan 0-18 yaş toplamda 407 renal ünite çalışmaya dahil edildi. Hastaların demografik, klinik, radyolojik ve ESWL verileri ile takip bilgileri hastane bilgi sistemleri üzerinden kaydedildi. Çalışmanın primer sonlanım noktası taşsızlık oranı olup, hangi değişkenlerin başarı durumunu etkilediğini belirlemek sekonder sonlanım noktası olarak belirlendi. Univariate analizde anlamlı çıkan değişkenlere yönelik prediktif faktörlerin belirlenmesi için multivariate analiz yapıldı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 407 renal ünitenin; ortalama yaş 7,72 (±5) idi. Cinsiyet dağılımı %59'u erkek ve % 41'i kızdı. % 77,6'sının öncesinde taş öyküsü yoktu, % 22,4'ünün taş öyküsü mevcuttu. %74,8'inin ek hastalık öyküsü yoktu, %25,2'sinin ek hastalığı vardı. %86,5 oranda aile öyküsü yoktu, %13,5'unda aile öyküsü mevcuttu. %88,8'inin üriner sistem anomalisi yoktu, %11,2'sinin vardı. Hastaların %67,7'sinin single, %32,3'ünün multipl taşı mevcuttu. Böbrekte en sık taş yerleşimi %31,9 ile renal pelvis, üreterde ise %9,3 ile proksimal üreter idi. Median taş boyut 10mm (7- 12) olarak bulundu. Bahsi geçen veriler tüm (407) renal ünitelerin genel özellikleridir. Ayrıca staghorn taşları olan veya multiple taşları olan veya renal anomalisi olan hastalar çıkarılmış olup kalan 205 renal ünite seçilerek 2.grup oluşturulmuştur. İstatistikler bu iki grupta ayrı yapılmıştır ve sonuçları ayrı verilmiştir. Tüm renal ünitelerde başarı oranı %58,4 iken seçilmiş renal ünitelerde %71,2'dir. Tüm renal ünitelerin dahil edildiği grupta, tek değişkenli analizlerde istatistiksel anlamlı çıkan ve başarıyı öngörebilecek yaş, cinsiyet, taş öyküsü, ek hastalık, taşın yeri, taşın boyutu ve taş sayısı başarıya göre çok değişkenli analiz yapıldı. Tüm renal ünitelerin dahil edildiği çok değişkenli regresyon analizinde yaş, cinsiyet, taş sayısı ve taş boyutu anlamlı bulundu. Seçilmiş renal ünitelerin dahil edildiği grupta, tek değişkenli analizlerde istatistiksel anlamlı çıkan ve başarıyı öngörebilecek yaş, taş boyutu ayrıca cinsiyet ve taşın yeri başarıya göre çok değişkenli analiz yapıldı. Seçilmiş renal ünitelerde yapılan değişkenli regresyon analizinde ise yaş ve taş boyutu anlamlı bulundu. Sonuç: Çalışmada, hastaların yaşı ve taş boyutunun ESWL başarısını öngörmede en önemli bağımsız prediktif değerler olduğu bulunmuştur; yaş ve taş boyutu azaldıkça ESWL başarısı artmaktadır. Ayrıca, tüm hastaların dahil edildiği grupta cinsiyet de bağımsız prediktif değer olarak belirlenmiş ve erkeklerin taş hastalığında kızlara göre 1,79 kat daha fazla başarısız olma olasılığı olduğu saptanmıştır. Literatürden farklı olarak, serimizde alt kaliks taşlarının diğer kaliks taşlarına benzer başarı oranına sahip olması dikkat çekicidir.

Özet (Çeviri)

Introduction: Childhood stone disease is becoming increasingly common worldwide and is a significant health problem. ESWL is used as the first-line treatment for ureteral stones in children. However, in certain situations (e.g., large stones or abnormal anatomy), the success rate is low. Studies on ESWL in children have shown a stone-free rate of 70-90% and a retreatment rate of 4-50%. The routine use of DJS does not improve stone-free rates. This study aims to analyze the data of patients treated with ESWL for childhood stone disease at the Department of Urology, Kocaeli University Faculty of Medicine, to evaluate the success of the treatment modality and to investigate the data that can be used to predict treatment success. Materials and Methods: Between 2006 and 2024, a total of 407 renal units from patients aged 0-18 who underwent ESWL treatment for urinary stone disease were included in our clinic's study. The patients' demographic, clinical, radiological, and ESWL data, along with follow-up information, were recorded through hospital information systems. The primary endpoint of the study was the stone-free rate, and the secondary endpoint was to determine which variables affected the success rate. For variables that were significant in univariate analysis, multivariate analysis was conducted to identify predictive factors. Results: Among the 407 renal units included in the study, the mean age was 7.72 (±5) years. The gender distribution was 59% male and 41% female. A history of stone disease was absent in 77.6% of the patients, while 22.4% had a history of stone disease. Additionally, 74.8% had no history of comorbidities, whereas 25.2% had comorbidities. Family history was absent in 86.5% of the patients, and present in 13.5%. Urinary system anomalies were absent in 88.8% of the patients, while 11.2% had such anomalies. Among the patients, 67.7% had single stones, and 32.3% had multiple stones. The most common location of stones in the kidney was the renal pelvis (31.9%), while in the ureter it was the proximal ureter (9.3%). The median stone size was 10mm (range: 7-12mm). These data represent the general characteristics of all 407 renal units. Additionally, patients with staghorn stones, multiple stones, or renal anomalies were excluded, and the remaining 205 renal units formed a second group. Statistics were performed separately for these two groups, with results reported accordingly. The overall success rate was 58.4% for all renal units, and 71.2% for the selected renal units. In the group that included all renal units, multivariate analysis was conducted for variables found to be statistically significant in univariate analysis, such as age, gender, stone history, comorbidities, stone location, stone size, and number of stones. Multivariate regression analysis for all renal units identified age, gender, number of stones, and stone size as significant predictors of success. In the group of selected renal units, multivariate analysis was also performed for variables found to be statistically significant in univariate analysis, including age, stone size, gender, and stone location. Age and stone size were identified as significant predictors of success in the multivariate regression analysis for the selected renal units. Conclusion: The study found that age and stone size are the most important independent predictive factors for the success of ESWL; as the patient's age and stone size decrease, the success of ESWL increases. Additionally, in the group that included all patients, gender was also determined to be an independent predictive factor, with males having a 1.79 times higher likelihood of failure in stone disease compared to females. Notably, unlike the literature, our series found that the success rate for lower calyx stones was similar to that of other calyx stones.

Benzer Tezler

  1. Çocukluk yaş grubu üriner sistem taş hastalığında 'extracorporeal shock wave lithotripsy' tedavisi

    Extracorporeal shock wave lithotripsy (ESWL) in pediatric urolithiasis

    TEVFİK ZİYPAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    ÜrolojiAtatürk Üniversitesi

    Üroloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. YIMAZ AKSOY

  2. Çocukluk çağı üriner sistem taş hastalığında metabolik değerlendirme ve extracorporeal shockwave lithotripsy (ESWL) etkinliği

    The efficacy of metabolic evaluation and exracorporeal shockwave lithotripsi (ESWL) in pediatric urinary stone disease

    CELAL ECEMİŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    ÜrolojiAnkara Üniversitesi

    Üroloji Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. MUT ŞAFAK

  3. Çocuklarda üriner sistem taşlarının etiyopatogenezi ve klinik seyri

    Etiopathogenesis and clinical course of urinary tract stones in children

    SERDAR AL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ILMAY BİLGE

  4. Çocukluk çağı üriner sistem taş hastalığında etiyolojik faktörler ve klinik seyir

    Başlık çevirisi yok

    ALKAN BAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖNDER YAVAŞCAN

    DOÇ. DR. MURAT ANIL

  5. Çocukluk çağı üriner sistem taş hastalığında idrardaki makromoleküler inhibitörlerin rolü

    The role of urinary inhibitory macromolecules in childhood urolithiasis

    HANDAN YAŞAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇukurova Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYTÜL NOYAN